04-18-2011, 13:27 | #1 |
Hâricî Zihniyeti
Hz. Ali r.a. ve Hz. Muaviye r.a. arasında meydana gelen Sıffîn Savaşı ve ardından ortaya çıkan hakem vakasından sonra, sulh işini hakemlere havale edenlerin kâfir olduğunu iddia eden sapık Hâricî fırkasından binlerce kişi, Hz. Ali’nin yanından ve Kûfe’den ayrılarak Dicle kıyısındaki Nehrevan’da toplanmaya başlamışlardı. O Hâricîler ki, çok namaz kılmaktan dizlerini nasır kaplamıştı. Fakat inanç ve zihniyetleri çarpık ve bulanıktı. O sıralarda onların din ve siyaset namına, kaskatı ve karanlık anlayışını açığa çıkaran dehşetli bir vaka yaşanmıştı.Basra’dan çıkan Hâricîler’in bazıları Nehrevan’a gelirken merkep üstünde hamile bir kadın ve arkasından bir adamın yürüdüğünü gördüler. Onları durdurup sorguya çektiler. Bu zat Ashab-ı Kiram’dan Abdullah ibn Habbab, kadın da onun eşiydi. Hâricîler, ondan işlerine yarayacak bir hadis rivayet etmesini istediler. O da babasının Rasulullah Aleyhisselam’dan duyduğu şu hadis-i şerifi aktardı: “Bir fitne çıkacak, onda kişinin bedeni öldüğü gibi kalbi de ölecek. Mümin olarak akşamlayan kâfir olarak sabahlayacak, kâfir olarak sabahlayan mümin olarak akşama erecek.”
Onlar bu hadis rivayetini dinledikten sonra kendisine Hz. Osman ve Hz. Ali r.a. hakkındaki kanaatini sordular. O da, her ikisinin doğruluk sahibi, haklı ve faziletli, ayrıca Hz. Ali’nin ilim ve takvada kendilerinden çok ileride olduğunu söyledi. Hâricîler ise: “Sen hislerine kapılıyor, isme ve şöhrete bakıyorsun, onların işlerine bakmıyorsun. Biz de şimdiye kadar kimseye yapmadığımız şekilde seni öldürelim!” dediler. Eşiyle onu bir hurma ağacının altına götürdüler. O sırada ağaçtan düşen bir hurmayı, onlardan biri ağzına götürünce diğer birisi: “Hurmayı sahibinden izinsiz ya da ücretini vermeden yiyemezsin!” diyerek ağzından attırdı.Onların bu dinî hassasiyetini gören Abdullah İbn Habbab hazretleri: “Halinize bakılırsa ve yaptığınızda sadık iseniz sizden bana zarar gelmez. Çünkü ben müslümanım, İslâm’a göre bir kötülük işlemedim.” dedi. Onlar ise hiç acımadan onu ve karısını koyun gibi yatırıp vahşet ve dehşetle boğazladılar, sonra doğumu yaklaşmış olan hamile kadıncağızın da karnını yardılar. Benzeri sapık inanç ve davranışları sebebiyle Hz. Ali, Nehrevan’da iki bine yakın Hâricîyle savaşarak topluca imha etmek zorunda kalmıştır. el-Kâmil, 3/341-346; en-Nüveyrî, Nihayetü’l-Ereb (Kahire 1975), 20/174-179.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
04-19-2011, 19:00 | #2 |
Konunun okunması icin guncelliyorum.ders almak dileğiyle....
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|