![]() |
#1 |
![]() Simitle gelen inovasyon
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu önceki gün Adapazarı’ndaydı ve KOBİ Bilgi ve Eğitim Fuarı’nı (KOBİF) açtı. Bu sene 20’ye tamamlanacak olan fuarın 18’incisiydi bu. Maksat, KOSGEB başta olmak üzere Türkiye’de KOBİ kredisi veren 47 kuruluşu bir araya toplamak ve krediyi ihtiyaç sahibi ile buluşturmak. Kredi bulmak iş adamı için zahmetsiz hale geliyor yani. Ankara’ya gidip bu kurumları ziyaret etmek istese 75 günde ancak ulaşabiliyormuş aradığı bilgiye çünkü. Buraya kadarına kim ne diyebilir ki? Hisarcıklıoğlu uğraşmış, didinmiş; pratik zekasını kullanıp bürokrasiyi asgariye indirmiş. Parayı bir nevi ihtiyaç sahibinin ayağına getirmiş. İş, “ver projeyi, al parayı” noktasına gelmiş. Fakat, bizim sanayicimizin proje yapma alışkanlığı yok ki!.. Türkiye’de siyasetçi olsun, bürokrat olsun hiç fark etmez. Şimdiye kadar hep, “al parayı, ver krediyi” fikrinden gidip iş adamını hazır lüpçülüğe alıştırmış... Köprünün altından çok sular geçmiş olmasına rağmen, kimse alışkanlığını değiştirmek istemiyor. KOBİF’in bir de evveli var. Ki, yürekler acısı. Hisarcıklıoğlu “www.kobi.org.tr” sitesi kurup, bu 47 kurumu orada toplamış. İnternete giren iş adamının bir ‘tık’la aradığı parayı bulmasını sağlıyor bu site. De... tık yok! Kimse merak edip ‘ne var şu sitede’ diye bakma zahmetine girmemiş. Hisarcıklıoğlu bu; hem azimli, hem inatçı. Yılmamış tabii. İki sene bekleyip ardından KOBİF’i devreye sokmuş. Dediğim gibi, parayı ihtiyaç sahibine ulaştırma hususunda ısrarcı; hem de en kestirme yoldan yapıyor bunu. Hisarcıkıoğlu onca çabadan sonra çalışmalarının semeresini almaya başlamış; onu da söyleyeyim. İnternet sitesini hiç ziyaret etmeyen iş adamı ve sanayiciler; KOBİF açılışına yoğun ilgi gösteriyorlar. Gözlerimle gördüm bunu. Ne de olsa, açılış. Pasta, börek ikramı bol. Meyve suyundan çaya kadar her türlü içecek var. Geliyorlar, tıkınıp gidiyorlar. Açılış ve ikram bittikten sonra kimse kalmıyor ama olsun. İlgi büyük!.. KOBİ A.Ş. Hisarcıklıoğlu vizyon sahibi bir sanayici. Dünyadaki globalleşmeyi adım adım takip ediyor. Sözlerine pek kulak asan olmasa da görüp bildiğini söylemekten asla vazgeçmiyor. Adapazarı’nda kısaca “yenilik” olarak tanımlanan “inovasyon” mevhumunu bir tarif edişi vardı, bayıldım. Bir mesele bu kadar basit ama etkili anlatılabilir. “Bundan 5 sene önce simit nerede satılıyordu?” diye sordu, salondaki kalabalığa Hisarcıklıoğlu. “Tablada” cevabını veren iş adamlarına, dönüp; “Ama şimdi simit saraylarında değil mi?” dedi ve lafın kuyruğunu şöyle bağladı: “Artık simit sarayda satılıyor ve dolayısıyla fiyatı arttı. İşte, biz de ne yapıp edip ürünümüzün değerini arttırmalıyız. Bu yeniliği mutlaka yaşamalıyız.” Dedim ya, Hisarcıklıoğlu, iyi bir hatip. Neyi nasıl söyleyeceğini çok iyi biliyor. Salonu dolduran kalabalığı sıkmıyor bir kere. Bazen sözlerini fıkra eşliğinde söylüyor, bazen de sade bir ifadeyle veriyor mesajlarını. Onu dinleyenin sıkılması mümkün değil. Biri Avrupalı diğeri Asyalı iki arkadaş ormanda dolaşırken, karşılarına çıkan aslanı görüp paniklemişler. Asyalı kendini çabuk toparlamış ve sırt çantasındaki spor ayakkabıları giymiş hemen. Onu gören Avrupalı, mantıksız olduğunu söylemiş bu hareketin. “Ayakkabıları giyince, aslandan hızlı koşacağını mı sanıyorsun?” diye hafiften dalga da geçmiş. Asyalı bu. Kalır mı bu sözün altında?!. “Benim” demiş. “Aslandan hızlı koşmak gibi bir iddiam yok. Senden hızlı koşayım, yeter bana.” Rekabeti anlatmak için bundan daha nefis ne söylenebilir? İki dev rakibin birleştiği ve diğerlerini yediği bir dönemden geçiyor dünya ekonomisi. Hisarcıklıoğlu, “İşletmelerin yabancı bayrak dalgalandırdığını görmek istemiyorsanız; markalaşmaya önem verin” dedi. Yerden göğe haklı tabii. Türk ekonomisi kayıt altına alınmaz ve şirketler kendilerine çekidüzen vermezse; yabancı gelir bayrağını diker ve onun gölgesinde üretim yapar. Bu kesin. Kimsenin ilgisini çekmeyeceğini biliyorum ama TOBB’un iki faaliyetinden daha bahsedip kapatayım mevzuu. KOBİ AŞ. Sanayici tesisi kurmuş, üretim yapıyor. Kârlı da ayrıca. Fakat, işletme sermayesi yok. TOBB bu firmanın yüzde 49 hissesini satın alıp ona taze para temin ediyor. İşletme 3-5 sene içinde kendini toparladığında da verdiği parayı alıp çekiliyor. Bu bir. Bir de Kredi Garanti Fonu var. Adamın projesi var fakat, parası yok. TOBB ikna olmuşsa şayet, kefil oluyor bu projeye ve o müteşebbisin kredi almasını sağlıyor. İyi değil mi? Hakkını yememek lazım. Bu iki projeden bugüne kadar bine yakın işletme istifade etmiş. Ekopolitik Metiner Sezer
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|