![]() |
#1 |
![]() Seçime henüz üç haftadan fazla süre var. Ancak Türkiye fazlasıyla gergin bir ortama doğru ilerliyor. Yaşananlar güzel ülkemizin henüz siyaseten normalleşme sürecini tamamlamadığını gösteriyor. Vesayet arzulayan derin yapıların, sağ ve sol maşalarını, hatta terör örgütüyle bağlantılarını korudukları ve kullanmaya başladıkları anlaşılıyor. Ateşkes ilan ettiği halde terör örgütü, KCK'ya yönelik nokta operasyonları nedeniyle bu kez polisi hedef seçiyor. Bunu yaparken de terörü kırsaldan şehre doğru taşımaya çalışıyor. Emre Uslu dün Taraf gazetesindeki yazısında şok bir iddiada bulundu. Terör örgütünün Bolu veya Karabük'te yol kesmeyi planladığını ifade etti. Uslu, PKK'nın önceki saldırılarını da doğru tahmin etmiş ama maalesef Kastamonu'da acı olay engellenememişti. PKK, iddia edildiği gibi otobanı kesmeyi başarırsa, bunun halk üzerindeki psikolojik operasyonel etkisi çok büyük olacaktır. İstanbul-Ankara arasına bile hâkim olamayan bir hükümet mesajı verileceği gibi, batıdaki milliyetçi tepkiler de körüklenecektir. Hasan Cemal de Milliyet'teki köşesinde konuyla ilgili şu söylentilere yer verdi: "Hükümeti terörle mücadelede acz içinde göstermek, nedenini de, mesela Balyoz'dan dolayı çok sayıda askerin tutuklu olmasına bağlamak... Veya Balyoz tutuklularının serbest bırakılması için operasyonlarla PKK'yı tahrik etmek... Böyle giderse karanlık senaryoların sayısı her geçen gün çoğalacak denebilir." Temel hedef daha önceki seçimlerde de olduğu gibi AK Parti hoşnutsuzluğunu artırmak ve koalisyon da olsa alternatif hükümet sayısına ulaşmak. Batı için bu oyunu oynayanlar, doğuyu da unutmuyorlar. Dikkat çekici şekilde sınırdan sızarken öldürülen terörist sayısında önemli artışlar oldu. Yakın zamana kadar karakol basıp, elini kolunu sallayıp geri dönen teröristler, şimdi eylem gerçekleştirmeden yok ediliyorlar. Hatay'da 7, Uludere'de 13 terörist bu şekilde etkisiz hale getirildi. Sevindirici bir gelişme. Ancak ölen militanlardan 3'ünün olay yerinde bırakılması ve almaya gidenlere yönelik tahrik edici tavırların tasvip edilmesi mümkün değil. Bölgede etnik milliyetçiliği körükleyenler, bu kez de örgüt elemanlarının cenazeleri üzerinden istismar ağlarını örmeye çalışıyorlar. Kepenkler kapattırılıyor. Sivil itaatsizlik adı altında, sokaklar savaş alanına çevriliyor. Bu durum kime ne kazandırır? Bu eylemler neden seçim zamanı körükleniyor? İki ucu keskin bıçak gibi... Hükümete zarar verme hedefli zıt kutuplu etnik öfkeler tetikleniyor. Yapılanların ülkenin harcına zarar verdiği, duygusal bağları zedelediği kimsenin umurunda değil. Gözlerini iktidar hırsı, gönüllerini koltuk sevdası bürümüş. Oysa benzer oyunlar daha önceki seçimler öncesinde de oynanmak istenmiş ve her defasında ters tepmişti. Halkın basiretine rağmen, bu beyhude çabalar, kanlı hesaplar neden? Her seçim öncesi kan ve gerilim üzerinden hesaplar yapan "derin mahfiller", "siyaset mühendisleri" aslında açık bir insanlık suçu işliyor. Umarım Türkiye, normalleşme sürecini tamamlar ve bu çirkin hesapları yapan kirli elleri de tespit edip, bir gün yargı önüne çıkarır. Erhan Başyurt
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|