06-30-2011, 20:41 | #1 |
Salih Tuna-Satarsın ulan satarsın...
Yazıyı yetiştirmeye çalıştığım mekanın biraz ötesinde arabasını özene bezen yıkayan taksi şoförünün teybinden sözleri Yusuf Hayaloğlu'na ait Ahmet Kaya'nın "Kardelenler Açınca" şarkısı duyuluyordu:
"Bayrakları göndere çeken çocuklar / Aç bir destandır kan gölü gruplarda / Bir çocuk ağlar ağlar durur / Bir ana tandıra düşer kavrulur / Bir gelin parmağıyla deşer rahmini / Radyoda ince saz, ney taksim / Büyür çetelerin hıncı / Kent ince ince susar..." Benzetmek gibi olmasın ama kentler susunca da genellikle Oktay Ekşiler konuşur. Hazret, TBMM'nin Geçici Başkanı sıfatıyla yaptığı açılış konuşmasında tutuklu vekillere mesajını sarkıtmış: "Bugün 8 milletvekilimiz, milletimizin kendilerine verdiği görevi yapmaktan mahrumlar..." Şu milli iradeye saygıyı... Şu hoşgörüyü... Şu diğerkamlığı... Şu belagati... Şu alegoriyi... Şu kuşatıcılığı görüyor musunuz? Evet, kuşatıcılık; "8 milletvekilimiz" diyerek ayrım yapmadığını dermeyan ediyor ya, onu kastediyorum. CHP'lisi MHP'lisi BDP'lisi bir onun gözünde. Yani... Ha Mustafa Balbay ha Engin Alan, ha Mehmet Haberal ha Hatip Dicle; hiç fark etmiyor. Pardon, Hatip Dicle, fark ediyormuş. Dicle'nin vekilliği YSK marifetiyle düşürüldüğü için "8 milletvekilimiz" diyor; yoksa "9" derdi. Bundan iki şey çıkar. Birincisi: "Analarını satan zihniyet" şeklinde sadece küfretmesini değil, sayı saymasını da biliyor. İkincisi: YSK marifetiyle milletvekilliğinin düşürülmesini mahrumiyet saymıyor. Saymış olsaydı Hatip Dicle'yi dışarıda bırakmazdı. Oktay Ekşi insanı 50 yıl evvel "en genç üye" olarak "TBBM'nin kutsal çatısı altında görev yaptığını" belirttikten sonra, "kurucu meclis"in hukuk ve siyaset tarihinin en demokratik anayasasını yaptığını dillendirmiş. Bundan 50 yıl mukaddem "TBMM'nin kutsal çatısını" darbeciler yıkmış; milletin seçtiği Menderes, Zorlu ve Polatkan'ı darağacına çekmişti. Meclis'in bu "en yaşlı üyesi" hiç utanmadan "Hukuk ve siyaset tarihinin en demokratik anayasası" mavalını okuyabiliyor hâlâ! Bir de "Bugün 8 milletvekilimiz, milletimizin kendilerine verdiği görevi yapmaktan mahrumlar" diyebiliyor! Milletin seçtiği üç adam sadece görev yapmaktan değil, canlarından da mahrum edildi. "Özgürlük ve anayasa" bayramı yaptınız. Ve, milletin seçtiği başvekilleri Menderes'in akıbetiyle tehdit ettiniz. Milletin kendilerine verdiği görevi yapmaktan mahrumlarmış! Merve Kavakçı'ya uzaylılar mı görev vermişti peki? Neyse, Oktay Ekşi insanı için daha fazla kelime yakmaya lüzum yok. Biz gelelim Kılıçdaroğlu'na. Zira o her bakımdan daha eğlenceli. Seçimden önce Ergenekon sanıklarının aday gösterilmesinin sakıncası hakkında, yargı kararlarına saygılıyız demişti. Şimdi kalkmış "Arkadaşlarımız tahliye edilene değin yemin etmeyiz, arkadaşlarımızı satmayız..." diyor. Daha sözüne sadık kalamıyor, arkadaşlarına nasıl sadakat gösterecek diye düşünürken, Fatih Altaylı'nın programında rastladım ona. Ömre bedeldi. "Millet size ana muhalefet görevi verdi, bu görevi neden ihmal ediyorsunuz? Yemin etmeyeceksiniz de ne olacak; ilanihaye Meclis çalışmalarına katılmayacak, komisyonlarda yer almayacak, Meclis kürsüsünde konuşmayacak mısınız?.." yollu sorulara, "Hiç endişe etmeyin... Hep beraber göreceğiz" cevabını veriyordu. Fatih Altaylı üsteliyordu: "Ne yapacaksınız?" Cevap değişmiyordu: "Hiç endişe etmeyin ...Hep beraber göreceğiz..." Bu size neyi hatırlatıyor bilemiyorum ama bana fena halde "Benim adım Kemal, ben parayı bulurum dersem bulurum..." lakırdısını hatırlattı. Demek arkadaşlarını satmayacakmış! Dün milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılması üzerine yeri göğü inletiyordu, bugün yargı arkadaşlarımıza neden dokunuyor modunda yemin boykotu yapıyor! Ahmet Kaya'nın şarkısı şöyle devam ediyordu: "Ve korku bir kahpe yaradır içerden işler / Vurur hançerini şah damardan ihanet / Satarsın ulan satarsın /Açılmamış gonca gülünü..."
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
06-30-2011, 20:42 | #2 |
yine yazmış salih abi
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|