11-17-2011, 15:11 | #1 |
Şaka Gibi Ama Gerçek; "Hacı"ya "Hacı" demek yasak!
"Hacı"ya "Hacı" demek yasak!
Türkiye'de Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kontrolünde haccın gereklerini ifa edip tamamlayan “hacı”lara, “Hacı” demenin yasak olduğunu biliyor muydunuz? İşte o kanun maddesi: “Hacı” demenin yasak olduğu ülke! Dün, “Söz verdik, geldik” dedik.. Neye söz verdik? Kısaca tanımlarsak; “hacı” olmaya.. Nasıl olur “hacı”lık? Musibetlere “sabır” göstererek.. Allah'ın evinin çekim merkezine girip, hiç çıkmamaya azmederek.. Allah'tan korkarak.. Allah'tan başkasından korkmayarak.. “Dur” denilen yerde durup, “Yürü” denilen yerde yürüyerek.. Yolda bizi “aldatmaya kalkışanlara kanmayarak”.. Hatta onları taşlayarak.. Bir başka açıdan söyleyelim, nasıl olur “hacı”lık? Türkiye'nin dini otoritesi konumundaki Diyanet'in ilan ettiği zorunlu fiilleri icra ederek.. Biz de öyle yaptık.. Kendimizi Diyanet'e teslim ettik.. Diyanet'e göre “hacı” olduk, geldik.. Ama.. Garip bir ülkeye geldik. Öyle garip bir ülke ki, bu ülkede Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kontrolünde haccın gereklerini ifa edip tamamlayan “hacı”lara, “Hacı” demek yasak! Kendime “Hacı” denilmesini ısrarla talep edip, bunu bir menfaat aracı olarak kullanmak istiyor değilim.. Ne ihalelere girmeye niyetim var.. Ne alavere-dalavere işlerine.. Ne de büyük ticari işlere dalmaya.. Yani niyetim; “hacı”lık istismarı değil.. “Ben hacıyım, ver o tatlı işi bana” görüntüsü içinde de, “Ben hocayım, benden de onu isteme canım” görüntüsü içinde de olacak değilim.. Tek gayemiz var; “Gaflete düşerek yapacağımız hatalardan, ‘hacı' sıfatından utanarak kaçınma ihtimalimiz..” Kastımız; “Kutsal topraklarda verdiğimiz sözleri, hacılık sıfatı bize hatırlatsın.. İkinci bir özdenetim mekanizması oluşturalım”dan ibaret.. Düşüncemiz; “Menfaatlenme aracı olarak değil... Fedakarlıkların/yasaklardan kaçınmanın dinamosu olarak kullanmak, ‘hacı' sıfatını..” Bizim niyetimiz bu da.. Kanun da orda işte.. Açık ve net olarak yasaklamış, “Hacı” demeyi.. “Hadi canım sen de.. Nerdeymiş o yasak, söyle de biz de bilelim” diyenlere, tarihi ile, sayısı ile verelim, düzenlemeyi.. Kanun; 1934'de, 2590 sayı ile çıkarılmış.. Başlığı ise, “Efendi, Bey, Paşa gibi lakap ve ünvanların Kaldırılmasına Dair Kanun” şeklinde.. Bu kanunda bakın ne deniliyor: “Madde 1- Ağa, Hacı, Hafız, Hoca, Molla, Efendi, Bey, Beyefendi, Paşa, Hanım, Hanımefendi ve Hazretleri gibi lakap ve ünvanlar kaldırılmıştır. Erkek ve kadın vatandaşlar, kanunun karşısında ve resmi belgelerde yalnız adlariyle anılırlar.” Mevzuattaki hüküm, sadece bununla yetinip, devamında başka düzenlemelerle bu kanun desteklenmese, “1934'de çıkan kanunu kim takar? Adı var, kendi yok konumunda.. Dert etmeye değmez” der geçerdik.. Ama, bugünlerde alevlenen anayasa değişikliği tartışmalarında, büyük ihtimalle önemli ihtilaf noktalarından birisi olmaya aday bu yasaklamayı, anayasadaki 174. madde ile bakın nasıl muhkemleştirmişler: “İnkılap kanunlarının korunması MADDE 174- Anayasanın hiçbir hükmü, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyeti'nin laiklik niteliğini koruma amacını güden, aşağıda gösterilen inkılap kanunlarının, anayasanın halkoyu ile kabul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin, Anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz: (...) 7. 26 Teşrinisani 1934 tarihli ve 2590 sayılı Efendi, Bey, Paşa Gibi Lakap ve Ünvanların Kaldırıldığına Dair Kanun.” Demek ki ne imiş? Hacıya, “Hacı” demek yasak imiş. Dahası var.. Hacıya, “Hacı” demenin yasak olmasının, düşünce özgürlüğü, ifade hürriyeti gibi temel haklar çerçevesinde anayasaya aykırılığını iddia etmek de mümkün değilmiş! Olsun.. O mevzuatta ne yazarsa yazsın.. Kanun ne derse desin. Anayasa ne emrederse emretsin.. Biz söz verdik.. Sözümüzü çiğnemeyeceğiz. İstismar için değil ama.. Allah'a verdiğimiz sözü hatırlatması için, “söz veren” herkese, biz “Hacı” diyeceğiz.. Kendi özdenetimlerini yapmaları için, gaflete düşmemeleri için, verdikleri sözleri unutmamaları için, “hacı” sıfatını bir vesile kılacağız.. Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
11-17-2011, 16:41 | #2 |
Bak ilk kez inkilap kanunların da doğru bir şeye rastlıyoruz
Dini bir dayanağı olmayıp sadece insanların söylediği bir lakap olsada bunu Din düşmanlığı adına yasakladıkları bariz olduğu için inadına söylemek lazım hepimiz hacıyız |
|
11-17-2011, 19:30 | #3 |
hacı naber
|
|
11-17-2011, 21:28 | #4 |
Ama bu yasak sadece kanun karşısında ve resmi belgelerde geçerli. Sadece hacı da değil, bütün sıfatları yasaklıyor.
Eğer bu yasaklar bireyler arasında da geçerli olsa, insanların birbirlerine sadece isimleriyle hitap ederek konuşması gerekirdi. Yani evlat bile babasına "baba" diye hitap edemezdi. Biriyle tanışmak-konuşmak istediğinizde karşınızdakine hacı diyemezsiniz. Bey diyemezsiniz. Beyefendi diyemezsiniz. Hacı Amca hiç diyemezsiniz. Böyle bir yasağın vatandaşlar arasında uygulanması zaten mümkün değil. Eğer söz konusu resmi bir belge ise o belgede babana bile baba diye hitap edemezsin. Yada bir hakim bir davayı yürütürken sanıklara; ağam paşam, hacım diye hitap edemez. Bence Yeni Akit'in yaptığı şaka gibi. |
|
11-17-2011, 21:33 | #5 |
hacı hacıyı tekkede...
|
|
11-17-2011, 21:34 | #6 |
hacilar bu yasak bizi bozar demedi demeyin
|
|
11-17-2011, 21:40 | #7 |
Aslinda, yüzyillarca bey, efendi...gibi nezih bir sekilde birbirlerine hitab eden bir topluma, BAY ve BAYAN dedirten zihniyetin yaptigi saka gibi...Resmi veya gayriresmi...ilkelligi resmiyete tasiyan beyinlerle kurulan bu cumhuriyetin ne hale geldigini sizde bilirsiniz bizde... Pasa ünvani yasakti. Mustafa Kemal'e, PASA hazretleri böyle, PASA hazretleri söyle diyerek yagcilik yapan dalkavuklari bu yasak sebebiyle iceri atsalardi, inaniyorumki cumhuriyet emin ellere kalirdi. Yasaga bakarmisiniz... |
|
11-17-2011, 21:50 | #8 |
ne alaka
alakaya maydonoz olmuş biraz. |
|
11-17-2011, 23:53 | #9 |
Bence Yeni Akit'in yaptığı şaka gibi.[/QUOTE]
Yeni Akit'in yaptığı şaka değil gerçek. Resmi belgelerde değilki birbirine karşı yasak bu kelimeler. Biri sana hacı naber dese sen onu mahkeye verebilirsin. Saçma değil mi? Aslında, burada çarpık saçma zihniyeti bizlere göstermiş Sayın Karahasanoğlu, uygulansın uygulanmasın, yasaklarla ilerleyeceklerini sanan zeka seviyesi bana göre taban yapmış kendilerine göre ileri düzey olan insanların ne derece nasıl zihniyette olduklarını göstermiş. Ben tam olarak bilmiyordum bu olayı, duymuştum yasağın hâla devam ettiğini bilmiyordum öğrenmiş oldum. Sayın Karahasanoğlu'nu severek okuyorum, taktir ediyorum Allah, yar ve yardımcısı olsun. |
|
11-18-2011, 02:00 | #10 | |
Alıntı:
Fakat bay-bayan kelimeleri, hiçbir zaman mertebe ifade etmemiştir. Ayrıca bu kelimeler Türkçe kelimelerdir. Efendi kelimesi gibi Rumca değildir. Hacıya hacı demenin yasal olarak hiçbir sorunu yok. Paşaya paşa demek de sorun değil. Fakat kanun karşısında herkes eşittir Eğer sen bir paşayla sorun yaşayıp mahkemeye çıkarsan, hakim sana isminle, askere de "Paşam" diye hitap edemez. Sebebi bu kanundur. Biz neden ısrarla bu kanunu sivil hayata yorumluyoruz? Objektif bir gözle lütfen tekrar okuyun şunu; Madde 1- Ağa, Hacı, Hafız, Hoca, Molla, Efendi, Bey, Beyefendi, Paşa, Hanım, Hanımefendi ve Hazretleri gibi lakap ve ünvanlar kaldırılmıştır. Erkek ve kadın vatandaşlar, kanunun karşısında ve resmi belgelerde yalnız adlariyle anılırlar. Kırmızıyla işaretlediğim kelimeden eğer "yolda gördüğüm hacıya hacı diyemem" anlamı çıkartabiliyorsanız, zaten oturup boşuna konuşuyoruz demektir. |
||
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|