01-23-2012, 14:05 | #1 |
Sözde Soykırım Yasalaşsa Bile Uygulanamaz
Sözde Soykırım Yasalaşsa Bile Uygulanamaz
Arzu ÇAKIR MORIN 23 Ocak 2012 "Fransa'da PKK faaliyetleri dosyasını hazırlayan sorgu yargıcı Thierry Fragnoli, "Ermeni soykırımını inkâr yasası, hem Fransa anayasasına hem de Avrupa sözleşmelerine aykırı" dedi. "Hukuki açıdan bu yasa hem Fransa anayasasına hem de Avrupa sözleşmelerine aykırıdır. Fransız yargıç bu yasa kadar, İnsan Hakları Sözleşmesi’ni de uygulamakla yükümlüdür. Bir yargıç, karşısına böyle bir vaka geldiğinde, son derece haklı biçimde bu yargılamanın 10. maddeye aykırı olduğundan hareketle, sanığı salıverebilir. Hukuki olarak bu yasa bu biçimde geçerse, yargıç tarafından uygulanması neredeyse olanaksızdır." FRANSA’da inkar yasasının Senato’da tartışılması arifesinde, anayasa hukukçuları ve tarihçilerin ardından bu kez, çıkması halinde yasayı mahkemelerde uygulayacak faal bir yargıç muhalefetini açıkladı. Tıpkı tarihçi Pierre Nora ve eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Robert Badinter gibi Fransız sorgu yargıcı Thierry Fragnoli de, yasanın yalnızca Fransa Anayasası’na değil, Avrupa çerçeve kararı ve İnsan Hakları Sözleşmesi’ne de açık aykırılık içerdiğini dile getirdi. Türkiye’nin adını PKK’nın Fransa’daki faaliyetleri hakkında hazırladığı dosya ile duyduğu Fragnoli, “Senato’dan geçse bile, hukuki olarak bu yasanın uygulanamayacağını” savunuyor. 10. maddeyle çelişir Yasanın gelecekteki uygulayıcıları olacak hukukçular yasaya nasıl bakıyor? Hukuki açıdan bu yasa hem Fransa Anayasası’na hem de Avrupa sözleşmelerine aykırıdır. Anayasa konusunu Badinter anlattı, üstüne ekleme yapmaya gerek yok. Hukuki açıdan, Fransız yargıç, aynı zamanda Avrupa Birliği’nin yargıcıdır ve karar alırken AB yasalarını da uygulamak zorundadır. AB yasaları Fransız yasalarının üzerindedir. Mesela çok yakın zamanda AB gözaltılar konusunda bir karar aldı, Fransa da bu kararı kendi iç hukukuna aynen uyguladı. Eğer bu yasa geçerse, doğrudan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin düşünce ve ifade özgürlüğünü düzenleyen 10. Maddesi ile çelişir. Ve işte o noktada gerçek bir hukuk tartışması başlar. Yahudi Soykırımı uyuyor Bir de bu yasanın başlangıçta dayanağı olan soykırımın inkarının cezalandırılmasına ilişkin AB çerçeve kararı var... Yasa tasarısı, 2008’de alınan çerçeve kararının ötesine geçiyor. Yasa, uluslararası bir ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmaksızın, son derece basit bir şekilde ulusal bir parlamento kararına dayanarak ceza verilmesini öngörüyor. Oysa Fransa bu konuda rezerv koydu ve uluslararası mahkemelerce tanınan soykırımların inkarının yargılanmasını istedi. Yalnızca Nürnberg Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından tanınan Yahudi Soykırımı bu duruma uyuyor. Tarihi mahkeme yargılayamaz Ayrıca insanlığa karşı suçtan ancak o suçu işleyen kişi yargılanabiliyor, öyle değil mi? Bir mahkeme tarihi yargılayamaz. Tarih mahkemeleri diye bir hukuki oluşum yok. Mahkemeler insanları yargılar, olayları değil. Peki bütün bu olumsuzluklara rağmen bu yasa geçerse, uygulamada bir yargıç ne tür bir yol izler ? Teknik olarak bu yasanın uygulanması konusunda tartışma çıkar. Fransız yargıç bu yasa kadar, İnsan Hakları Sözleşmesi’ni de uygulamakla yükümlüdür. Bir yargıç, karşısına böyle bir vaka geldiğinde, son derece haklı biçimde bu yargılamanın 10. Madde’ye aykırı olduğundan hareketle, sanığı salıverebilir. Hukuki olarak bu yasa bu biçimde geçerse, yargıç tarafından uygulanması neredeyse olanaksızdır. Ceza alan AİHM’e gider Anayasa Mahkemesi’ne götürülürse sonuç alınır mı? Yasa 60 parlamenter (milletvekili ya da senatör), iki Meclis Başkanı ve suçtan ceza alan şahıs tarafından Anayasa Mahkemesi’ne götürülebilir. Bana göre, bu yasadan ceza alacak ilk kişi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gidecektir. Anlattıklarınız, anlatılanlar bu yasayı öyle dayanaksız kılıyor ki, neden Fransız siyaseti bunu görmezden gelmekte ısrar ediyor? Bazıları bunun nedeninin seçimler olduğunu söylüyor. Şahsen bilmiyorum. Ama Stefan Zweig’ın sözünü hatırlatabilirim: “Akıl ve siyaset nadiren aynı yolu takip eder. hürriyet
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
01-23-2012, 14:24 | #2 |
Ankara-Paris hattında kritik gün
Fransa Meclisi'nde kabul edilen, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının inkarının suç sayılmasını öngören yasa teklifi, senato genel kurulunda oylanacak 23 Ocak 2012 - 07:29 Yazı Boyutu: Fransa’daki Türk dernekleri, sabah saatlerinden itibaren Senato binası önünde toplanarak, yasa teklifinin reddedilmesini talep edecek. Ermenilerin de yine senato önünde gösteri yapması bekleniyor. Konuyla ilgili olarak Hürriyet'te yayımlanan haber şöyle: Hukuki açıdan bu yasa hem Fransa anayasasına hem de Avrupa sözleşmelerine aykırıdır. Fransız yargıç bu yasa kadar, İnsan Hakları Sözleşmesi’ni de uygulamakla yükümlüdür. Bir yargıç, karşısına böyle bir vaka geldiğinde, son derece haklı biçimde bu yargılamanın 10. maddeye aykırı olduğundan hareketle, sanığı salıverebilir. Hukuki olarak bu yasa bu biçimde geçerse, yargıç tarafından uygulanması neredeyse olanaksızdır. >> ARINÇ'TAN FRANSA'YA KRİTİK SORU Fransa'da inkar yasasının Senato’da tartışılması arifesinde, anayasa hukukçuları ve tarihçilerin ardından bu kez, çıkması halinde yasayı mahkemelerde uygulayacak faal bir yargıç muhalefetini açıkladı. Tıpkı tarihçi Pierre Nora ve eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Robert Badinter gibi Fransız sorgu yargıcı Thierry Fragnoli de, yasanın yalnızca Fransa Anayasası’na değil, Avrupa çerçeve kararı ve İnsan Hakları Sözleşmesi’ne de açık aykırılık içerdiğini dile getirdi. Türkiye’nin adını PKK’nın Fransa’daki faaliyetleri hakkında hazırladığı dosya ile duyduğu Fragnoli, “Senato’dan geçse bile, hukuki olarak bu yasanın uygulanamayacağını” savunuyor. 10. maddeyle çelişir Yasanın gelecekteki uygulayıcıları olacak hukukçular yasaya nasıl bakıyor? Hukuki açıdan bu yasa hem Fransa Anayasası’na hem de Avrupa sözleşmelerine aykırıdır. Anayasa konusunu Badinter anlattı, üstüne ekleme yapmaya gerek yok. Hukuki açıdan, Fransız yargıç, aynı zamanda Avrupa Birliği’nin yargıcıdır ve karar alırken AB yasalarını da uygulamak zorundadır. AB yasaları Fransız yasalarının üzerindedir. Mesela çok yakın zamanda AB gözaltılar konusunda bir karar aldı, Fransa da bu kararı kendi iç hukukuna aynen uyguladı. Eğer bu yasa geçerse, doğrudan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin düşünce ve ifade özgürlüğünü düzenleyen 10. Maddesi ile çelişir. Ve işte o noktada gerçek bir hukuk tartışması başlar. Yahudi Soykırımı uyuyor Bir de bu yasanın başlangıçta dayanağı olan soykırımın inkarının cezalandırılmasına ilişkin AB çerçeve kararı var... Yasa tasarısı, 2008’de alınan çerçeve kararının ötesine geçiyor. Yasa, uluslararası bir ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmaksızın, son derece basit bir şekilde ulusal bir parlamento kararına dayanarak ceza verilmesini öngörüyor. Oysa Fransa bu konuda rezerv koydu ve uluslararası mahkemelerce tanınan soykırımların inkarının yargılanmasını istedi. Yalnızca Nürnberg Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından tanınan Yahudi Soykırımı bu duruma uyuyor. Tarihi mahkeme yargılayamaz Ayrıca insanlığa karşı suçtan ancak o suçu işleyen kişi yargılanabiliyor, öyle değil mi? Bir mahkeme tarihi yargılayamaz. Tarih mahkemeleri diye bir hukuki oluşum yok. Mahkemeler insanları yargılar, olayları değil. Peki bütün bu olumsuzluklara rağmen bu yasa geçerse, uygulamada bir yargıç ne tür bir yol izler ? Teknik olarak bu yasanın uygulanması konusunda tartışma çıkar. Fransız yargıç bu yasa kadar, İnsan Hakları Sözleşmesi’ni de uygulamakla yükümlüdür. Bir yargıç, karşısına böyle bir vaka geldiğinde, son derece haklı biçimde bu yargılamanın 10. Madde’ye aykırı olduğundan hareketle, sanığı salıverebilir. Hukuki olarak bu yasa bu biçimde geçerse, yargıç tarafından uygulanması neredeyse olanaksızdır. Ceza alan AİHM’e gider Anayasa Mahkemesi’ne götürülürse sonuç alınır mı? Yasa 60 parlamenter (milletvekili ya da senatör), iki Meclis Başkanı ve suçtan ceza alan şahıs tarafından Anayasa Mahkemesi’ne götürülebilir. Bana göre, bu yasadan ceza alacak ilk kişi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gidecektir. Anlattıklarınız, anlatılanlar bu yasayı öyle dayanaksız kılıyor ki, neden Fransız siyaseti bunu görmezden gelmekte ısrar ediyor? Bazıları bunun nedeninin seçimler olduğunu söylüyor. Şahsen bilmiyorum. Ama Stefan Zweig’ın sözünü hatırlatabilirim: “Akıl ve siyaset nadiren aynı yolu takip eder. |
|
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|