![]() |
#1 |
![]() Yüzük kimin parmağında?
Kurallar değişti. Uyanın...iyibilgi kutuplar ![]() Esas mesele şu: Gelen gideni aratacak mı? Muazzam bir illüzyon olan 'Amerikan rüyası' yerine, daha gerçek, daha katı ama daha acımasız bir sistem yolda olmasın? Kendini gizlemeye ihtiyaç duymayan bir yapı... Şu an için "jeopolitik olarak nesli tükenme tehlikesi" ile karşı karşıya olan ülkelerin son dakika hamleleri oyunun okunmasını zorlaştırıyor. Yeni ittifaklar için siyasal ve askeri pazarlıklar tüm hızıyla sona yaklaşıyor. Tıpkı teknolojik sıçramanın kitlelere duyurulacağı an gibi... Yeni bir enerji türü, ve buna bağlı olarak yeni üretim şekilleri geliyor. Yer altındaki laboratuvarlarından boşuna 'tanrı parçacığı' için 2012'nin sonunu işaret etmiyorlar! Hala klasik güç parametreleri üzerinden düşünenler ve pazarlıklarını bunun üzerinden sürdürenler için 2012 büyük süprizler barındıryor. Masada konuşulanları anlamak için yepyeni bir bakış açısı gerekiyor. Ve görülüyor ki anahtar ülkelerden biri olan Türkiye, toplumsal açıdan buna hiç de hazır değil. Hala çok kolay bir şekilde manipüle edilebiliyor. Siyasi erk bu konuda topluma göre daha hazırlıklı. Elini çabuk tutması gerektiğinin farkında. Nükleer acele boşuna değil. Bu iyi. Ancak yeterli değil. İpin ucunun kaçabileceği son MİT krizi ile birlikte görüldü. 'Mükemmel bir fırtına' karşısında sinir uçlarının geçici felce uğraması engellenemedi. Belli ki büyük çark içersinde birileri hala klasik güç oyunu peşinde. Oysa oyunun kurallarının değiştiğinin farkında değiller. Örneğin 'istihbarat'ı ele alın. Dijital dünyada akıl, fiziksel gövdeye ihtiyaç duymuyor artık. Boşuna sosyal ağlar ve google, en büyük istihbarat ajanı olarak değerlendirilmiyor. Birini dinlemek istiyorsanız, orada fiziken olmanıza gerek yok. Teknoloji, bilgi akışında oyunun kurallarını tamamen değiştirdi. Echelon gibi "efsanevi" dinleme sistemleri, bir merkezden "izin" alınarak yönetilmiyor. Bakın Uludere'ye... Onu geçici olarak kullanma hakkı verenler, en az o hakkı alanlar kadar büyük bir yanılgı içinde. Gerçekten o sistemleri kim(ler) kontrol ediyor? Devlet? Bürokrasi? İstihbarat birimleri? Şahıslar? Şirketler? Enerji kaynakları dönüşüm geçirirken, teknoloji ile birlikte gücün de anlamı değişiyor. Ulus-devletin konvansiyonel gücü, siber dünyada ne kadar geçerli? Türkiye'de BTK'ya yapılan siber saldırıyı konvansiyonel anlamda gerçekleştirmek mümkün olabilir miydi? Siz yüzüğü kontrol ettiğinizi düşünürken, yüzük sizi kontrol ediyor olmasın? www.iyibilgi.com kutuplar http://www.iyibilgi.com//haber.php?haber_id=245073
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|