AK Gençliğin Buluşma Noktası
Hikayeler Hoşumuza giden hikayeleri burada paylaşıyoruz.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 12-16-2007, 01:53   #1
Kullanıcı Adı
eses
Standart SÜPER BİR NEYZEN TEVFİK HİKAYESİ

1950'lerin başında bir gece Beşiktaş meyhanelerinden birine, elinde bir ney muhafazası taşıyan, 25-30 yaşlarında, iyi giyimli bir genç girer.



Şöyle bir etrafı kolaçan ettikten sonra, boş bulduğu bir masaya ilişip, havalı bir el hareketi ile garsonu çağırır:
- Bakar mısın buraya...
- Buyur beyim?
- Bir Fahrettin Kerim bana. Biraz buz, az da badem.
- Başüstüne beyim.




Fahrettin Kerim, o zamanların kısa boyuyla meşhur İstanbul valisi Fahrettin Kerim Gökay'ın adı ile anılan minik rakı şişesi. Hatta "mini mini valimiz, ne olacak halimiz" şeklinde tekerlemesi de vardır.



Sipariş gelmeden daha, mekanın sahibi gelir masaya,
- Delikanlı, bakar mısınız?



Delikanlı afili bir bakış atar;



- Buyurun?
- O masadan kalkmanızı rica edecektim, şu arkadaki masaya alsak sizi.
- Ne münasebet efendim, boştu masa ben geldiğimde.
- Üstadın masasıdır bu, buraya gelen herkes bilir, kimse oturmaz!
- Ne üstadı imiş canım bu?



Patronun gözü masadaki neye ilişir ve gözüyle işaret eder:




- Üstad; Neyzen Tevfik...
- O da iyi çalar tabii, lakin benim üstad diyeceğim adam bu aleti benden iyi üflemeli.



Patron sinirlenir, genci yakasından kavrar, iki de fedai hareketlenir masaya doğru.




Tam o sırada arkalarından ses gelir:
- Barba, bırak otursun çocuk...



Az önce meyhaneye girip, kimsenin haberi olmadan duruma şahit olan Neyzen Tevfik'tir konuşan. Son demleridir artık üstadın, durulmuştur artık. Yavaşça ilişir arkadaki boş masaya, bir fahrettin kerim de o söyler, az da badem.



Delikanlı ikinci şişeyi de bitirdikten sonra, neyi çıkartır muhafazasından, dudaklarına götürür.



Patron artık dayanamaz acele seyirtir masaya:



- Delikanlı ayıp yahu, üstadın yanında... Her şeyin bir edebi, usulü var yahu!




Arka masadan Neyzen'in sesi duyulur:



- Bırak Barba, çalsın çocuk.



Barba, üstada hürmetten, geri geri çekilir karanlığa doğru, delikanlı başlar bir taksim üflemeye. Herkes bırakır çatalı, bıçağı, kadehi; kulak kesilir. Ustadır delikanlı hakikaten. Nefis taksimini bitirir. Rakısına uzanır, etrafına bakarak yudumlarken tam, rüya gibi bir ney sesi duyulur üstadın masasından. Neyzen, delikanlının çıkamadığı perdeden almış, devam etmektedir.



Şaşırır delikanlı, hem zordur o perdeye çıkmak, hem de alıcı gözle baktığı halde, ney görememiştir üstadın elinde o ana kadar. Arkasına yavaşça döner, bakar... Gözleri donup kalır. Cebinden çıkardığı birkaç lirayı içtiği rakının yanına yavaşça koyar, başı önünde çıkar gider dükkandan.



Herkes dönüp Neyzen'e bakar.



Üstadın elinde ney değil, boş fahrettin kerim vardır, huşu içinde rakı şişesine üflemektedir gülümseyerek...


 

eses isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi