10-20-2012, 11:55 | #1 |
Hortumcuların işçisi Uğur Dündar'dan ne bekliyordunuz? / Ali Karahasanoğlu - Akit
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma 28 Şubat Alt Komisyonu, 28 Şubat sürecinde, yanında çalışmadığı banka hortumcusu kalmayan Uğur Dündar'ı dinlemiş.
Ne anlatmış Dündar? Ne anlatacak? Anlatacağı ne var ki? "Cem Uzan'ın televizyonuna gittim. Onun hortumlarını seyredip, cebimi doldurdum. Tek bir tane, Uzan aleyhine haber yapmadım! Ama beni herkes, yolsuzluk haberleri ile tanır. Uzan'ın tek yolsuzluğu yokmuş gibi, görmezden geldim.. Oh ne güzeldi 'görmeme' karşılığında kazandığım o paralar!" mı, desin! "Nerde görülmüş kardeşim, televizyonun patronunun hortumunu haber yapmak? Enayi miyim ben? Erol Aksoy'un televizyonunda İktisat Bankası'nın hortumunu mu anlatacaktım? Tabii ki onun yerine irtica haberleri yaptım" demesini kim bekleyebilir ki? Veya, "Benim alnımda aptal mı yazıyor? Sabah gazetesinde, Dinç Bilgin'in batırdığı banka yazılır mı? Tabii ki yazmadım. İyi de ettim!" demesini.. Veya "Aydın Doğan'ın İşbank-Petrol Ofisi oyununu, Hilton Oteli'ni satın alıp, imar durumu değişikliği ile 1 milyar doları cebe atma hazırlığını haber yapıp ne kazanacaktım ki? Haber yapmadım, çok para kazandım" demesini.. Kim bekleyebilir, bu açıklamaları, Uğur Dündar'dan? O da bu konulara hiç değinmemiş zaten.. Kendisine yakışanı yapmış. Her zamanki palavralarını sıkmış, komisyonu aklınca uyutmuş! Ne demiş? Örneğin tam bir rezalet olan, Şemdin Sakık'a atfen ortaya atılan "Akit ve Milli Gazete, PKK ile anlaşma yaptı, aleyhine yazmayacaklar" iftirası ile ilgili olarak? Ne anlatmış, o dönem televizyon ekranından, bu iftirayı ağzını yaya yaya tekrarlayan Dündar? Şöyle demiş: "Sabah gazetesi büyük bir anons yaptı. 'Şemdin Sakık konuşuyor, bazı gazetecilerin isimlerini veriyor' şeklinde. Yani ilk duyuruyu televizyon yapmadı, Sabah gazetesi yaptı. Herkesin habercilik refleksini tetikleyen anons budur. Soruşturmacı gazetecinin bu haberi doğrulatması için ne yapması gerekir? Görünmez adam olup Diyarbakır'daki kolorduda Şemdin Sakık'ın sorgulandığı odaya girmek gerek. Böyle bir imkan olabilir mi? İsmi geçenlere ekranın açık olduğunu duyurduk. Haberden dolayı kimse, hakkımızda suç duyurusunda bulunmadı. Tazminat davası açmadı." Böyle diyor, palavracı Dündar. Biz ona, hatırlatalım. O haberlerin yapıldığı günün hemen ertesinde idi.. Tarih 27.4.1998 idi. Akit'in sürmanşeti; "Şerefsizler" şeklinde idi. Spotta da, "Akit'in, ateist ve eli kanlı terör örgütü ile gizli anlaşma yaptığı iftirasını atanlar ve bunu yayınlayanlar, iddialarını ispat etmedikçe şerefsizdirler" demişiz. Daha ne demeli imişiz? Ne suç duyurusu istiyor, Dündar efendi? Ne tazminat davası istiyor? "Şerefsizler" diye atılan manşetten daha güzel cevap mı olur? Açıklama mı olur? Suç duyurusu mu olur? Tazminat davası mı olur? Ama Dündar efendi uyanık. Biliyor tabii, o sürecin hakimleri kafa dengi!. Savcılar kafa dengi! Dava açılsa, reddedilecekti. Soruşturma açılsa, takipsizlik kararı verilecekti. Onun içi rahattı!. Şimdi de o rahatlığı ile cevap veriyor: "Kimse şikayet etmedi." Ama Dündar efendinin unuttuğu şeyler var. Akit'in dimdik duruş sergileyen manşetleri var. "Şerefsizler" diye hepinize meydan okuyan başlıkları var. O tarihte "Şerefsizler" manşetini alıp; kabul etmişsiniz. "İsmi geçenlere ekranlarının açık olduğu"nu söylemişler ama.. "Şerefsizler" manşetini görünce de, bırakın cevabı yayınlamayı, hepten es geçmişler.. Şimdi efeleniyorlar, "Kimse dava açmadı" diye.. Eğer farkında iseniz, yüzlerce milyarlık davadan daha ağır, o "Şerefsizler" ifadesi. Yüzlerce yıllık hapis cezası istemli iddianamelerden daha ağır, "Şerefsizler" başlığı.. Ama yalayıp yuttular, o tarihte, bu cevapları.. Şimdi, hiçbir şey olmamış gibi, bir de utanmadan, "Kimse yalanlama yapmadı" diyorlar.. Diyorlar da, kimseyi inandıramıyorlar!
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|