AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 04-12-2014, 13:50   #1
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart Markar Esayan - Kutuplaşma, Kamusal Alan ve Gettolar
Markar Esayan



Kutuplaşma, kamusal alan ve gettolar

Perşembe günkü 'Tek devlet, iki millet' başlıklı yazımda, Birinci Cumhuriyet'in kuruluşunda seçilen siyaset ve toplum mühendisliğinin, bir devlet içinde yaşayan iki toplum yarattığını ve yaşadığımız kutuplaşmanın sosyolojik nedeninin bu tarihsellikte saklı olduğunu iddia etmiştim.

Aslında bu kutuplaşma ilk günden beri vardı. Sadece terazinin diğer kefesindeki 'ötekilerin' bu gizli gerilimi bugünkü gibi yüzeye çıkartacak siyasi olanakları yoktu. Ama aslında neyin yaşandığını, kendi estetik evrenlerini gerçek ve daimi düzen olarak kabul eden Kemalist kesimlerden daha gerçekçi bir şekilde deneyimliyorlardı.

Kemalist kesimlerin depresyonu, bu daimi sandıkları suni evrenin birden bire çökmüş olmasından kaynaklanmakta.

Devam edelim.

Öncelikle, bahsedilen kesimler birer toplum değil 'cemaat'tir. Böyle ontolojik, sınıfsal, siyasi ve duygusal bölünme içindeki bir ülkede 'toplum'ların yaşadığını iddia etmek tezi baştan çürütür.

Dindarlar, Aleviler, Kürtler, gayrımüslimler, sağ-sol muhalifler ve devşirilme hedefindeki tüm kesimler üzerinde totaliter baskı kuran bir devletin içinde yaşayan halklar normal olarak cemaatleştiler. Bu cemaatleşme, Osmanlı'daki yapısından farklı olarak daha travmatik bir anlam ima ediyordu. Aslolarak 'kendilerine benzeyenler ile ortak değerlerin belirlediği bir evrende yaşama tercihinin yanına, devletten korunma içgüdüsü ve zorunluluğu eklendi. Yeni cemaatler büyük küçük adacıklarda yaşar ve bu adacıklar tam anlamıyla birer gettodur. Klostrofobik, bireyi dayanışmaya feda eden, ancak bunun karşılığında kendi değerlerini zor zamanlarda korumayı ve 'kendi olmayı' vaat eden kolektiflerdir. Osmanlı'daki biçimiyle kendi cemaati üzerinden diğer cemaatlere açılmayı değil, cemaatin içinde kapanmayı ima eder.

Bu adacıkları-gettoları, Kemalist seçkinlerin kurallarını belirlediği geniş kamusal alan çevreler. Bir dindar, bir gayrımüslim veya Alevi, kamusal alana ya çıkmaz, çıktığında ise kamusal alanın talep ettiği kimlik maskelerini -parolayı- kullanır. Alevi, Alevi olduğunu gizler, dindar ise devlet Sünniliği ile uyumlu davranır. Bir Ermeni, Kevork olan ismini Kenan olarak değiştirir, Moiz, Musa olur. Toplumsal cinsiyet erildir, kadın, erkek gibi davranır. Çocuklar birer proje nesnesidir vs.

Bu durum, toplum olmanın temel şartı olan özgür bireyi parçalar, sosyal ve ekonomik geçişkenlikleri sahte davranma kuralı veya seküler takiye üzerine inşa eder. Gettolarda yaşayanlar, komşu gettolarda olup bitenleri 'devletin ağzından' öğrenir, 'öteki'ni aslında özel olarak üretilmiş mayınlı 'bilgiler' üzerinden tanır. 'Dindar irtica, Kürt bölünme, gayrımüslim arkadan hançerlemek' ister. Buna eşlik eden terör olayları diğer gettolarda yaşayanların işidir. Sünni-Alevi, Türk-Kürt, Müslüman-gayrımüslim gerginliği sistemin sigortasıdır.

Bu arada cemaatler devletin ekonomik-siyasi suç ortaklığına özendirilir. Sünniler, Alevifobiaları, devletçilikleri, mukaddesatçılıkları, Aleviler Kemalizm çelişkileri ve Sünnifobiaları, solcular şiddeti ve darbeleri desteklemeleri, Kürtler milliyetçilikleri, gayrımüslimler yine Kemalist eğilimleri ve Müslüman-Türk önyargıları ile yüzleşme olanaklarından yoksundurlar. Mümkünse devlete kapağı atmak, değilse devletten uzak durmak iyidir, beyazlaşma eğilimine karşı koymak zordur. Bazıları, devletin gasp ettiği gayrımüslim mallarından kendilerine düşen payı almakta zorlanmazlar mesela. Aleviler, Kürtler ve gayrımüslimlerin çektiği azap uzak dünyaların meseleleridir, devlet genelde kutsaldır vs.

İstisnaları her zaman saygı ile hatırlıyoruz. Tüm bu acılara duyarlı, devlete karşı çıkan muhalifler veya adını bile bilmediğimiz ve bu ahlâksız teklife hayır diyen sayısız insan da vardır. Bugün bir değişimden bahsediyorsak, bu türden bir vicdanı hafızalarda muhafaza edenlerin sayesindedir.

Soğuk Savaş'ın bitmesi, küreselleşme ve 2002'den itibaren yaşanan değişim sürecine damgasını vuran 'Kutuplaşma' hadisesinin sosyolojik nedeni, gettoların duvarlarının yıkılması, Kemalist-laik kamusal alanın ötekiler tarafından kendi kimlikleri-yaşam biçimleri ile kullanılmaya başlamasıdır. Bu sürecin başlamasıyla, cemaatçiliğin veya getto alışkanlıklarının hemen biteceği, Kemalistlerin buna hiç tepki vermeyecekleri ve bizim aniden tüm farklılıklarımız ile uyumlu bir toplum hâline geleceğimiz temennisi yanlıştır. Yaşanan büyük bir gelişmedir, ama sürecin bir aşamasıdır.

Çelişkilerimiz hâlâ bir toplum olamayışımıza delalet eder. Gülen Cemaati elitinin 'kendisine jilet atıyor' oluşu da bu adaptasyon eksikliği ve sanırım Kemalist cemaat ile kimya uyumundan kaynaklanmakta gibidir. Bunun sadece bir iktidar savaşı olmadığı, yaşanan akıl dışı savrukluktan anlaşılıyor. Daha derinlerde bir uyum olmalı. Kilit, Çözüm Süreci'nde gözüküyor.

Eksik değerlendirmelerim olabilir; ama ben yaşananları bu okuma içinde anlamlandırabiliyorum. En dışarıda bırakılmış, ama içeriyi de görebilen bir kesimden olmanın avantajlarıyla tüm toplumsal kesimleri ve yaşanan olayları kaydediyor, gözlemliyorum. Yani benim objektifliğim ile bir beyaz Türk'ün veya bir Milli Görüşçü'nün objektifliğinin geçirdiği evrim ve değer bir değil.

Peki Başbakan Erdoğan ve tabanının hataları yok mu? Süreç daha yumuşak geçirilebilir, daha iyi yönetilebilir miydi?

Bu soruya -Erdoğan'ın kendisi dâhil- kim hayır diyebilir ki?

Sıcak gündem müsaade ederse bu konuya kaldığı yerden devam etmek isterim.

Kaynak

Yeni Şafak 03.03.2014

 


Konu Cihannur tarafından (04-08-2015 Saat 11:27 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi