AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Cihannur]

Fadime Özkan



Siyasi demece cübbe giydirmek

Yargıtay eski Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, 2001 yılında Kanal 6 televizyonunda anlatıyor:

“Başsavcı seçildiğimde Anayasa Mahkemesi üyelerinin eşleri, kutlamak için bizim lojmana eşimi ziyarete gelmişler. Kapının tam karşısında salon var. İçeri girdim. Bir kadın beni görünce kendini yere attı, başını halıyla örtmeye çalıştı. Sara nöbeti geçiriyor sandım. Meğer o kişi Haşim Kılıç’ın eşiymiş, başı açıkken eve erkek girdi diye öyle davranıyormuş.”

Hatırladınız değil mi?

Saçmanın sınırlarını zorlayan bu ifade nasıl duygular düşünceler uyandırdı sizde?

Doğrusu ben, bu tür saçmalıkların, dönemin mevsim normallerinden sayılmasını da, Vural Savaş dâhil cübbeli statüko bekçilerinin ülkenin en üst hukuk kurumlarında önemli pozisyonları işgal etmelerini de, adaletin bu hastalıklı, hoyrat ve izandan yoksun zihin sahiplerine teslim edilmiş olmasını da acıyla hatırladım.

Ama bu saçmalığı bize bugün hatırlatan şey, otuz yıllık meslek hayatı boyunca “demokrat bürokrat” siciline gölge düşürmemiş olan Haşim Kılıç’ın, meslek hayatının nihayetinde, eşini kamuoyu önünde böylesine aşağılamaya cüret edebilen bir zihniyetin çizgisine gelmiş olması oldu ne yazık ki.

Ne olmuştur, nasıl örselenmiştir ki Haşim Kılıç, yerden yükseltilmiş kürsülerden halkın seçtiklerine parmak sallamayı görevinin gereği zanneden vesayetçilerin sesi olabilmiştir bunca zaman sonra?

1961’den bu yana eli kanlı darbe hukukçularının hayaletinin hüküm sürdüğü koltuğu dönüştüremeden koltuk tarafından mı ele geçirilmiştir yoksa emekli olup domates yetiştirmek yerine yüksek rakımlı yeni bir kariyer vaadine mi kanmıştır, yahut sinsi hayaletin koca kulağına mı takılmıştır bir nedenle, bekleyip göreceğiz.

Ama şunları bugünden kayda geçirmek lazım:

Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi’nin 52. kuruluş yılı törenindeki hadsiz konuşmasıyla kendisi için yeni ve şaşırtıcı bir açılım yapmış olsa da yaptığı şey “kokuşmuş yargı vesayeti geleneğinin taze bir örneği”ni sunmaktan ibaretti.

Evrensel hukuk, hukukun üstünlüğü, hukuk devleti gibi kavramlar ne kadar çok geçerse geçsin konuşma metninde, burun üstü indirilen gözlüğün üzerinden haziruna metaforlar anıştırmalar marifetiyle sert siyasi eleştiriler, keskin bakışlar fırlatmak, hakkı ve haddi olunmayan konularda fikir beyan etmek, sivil iktidarın temsilcilerine kaba saba cümlelerle ayar vermeye kalkışmak, polemiğe tutuşmak Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın görevleri arasında değildir.

Yasaların anayasaya uygunluğunu denetlemekten ibarettir Anayasa Mahkemesi’nin görevi. Yakın dönemde peşpeşe gelişen olağanüstü olayları sıradan addedip, kılık değiştirmiş darbe girişimine gerekçeler üretip Meclis’in aldığı yasal tedbirler hakkında fikir beyan edemez yani. Sadece kararlarıyla konuşur mahkemeler. Hâl böyleyken, Kılıç’ın siyasi mesajlarla örülü bir konuşma yapmayı tercih etmesi özellikle son dönemde alınan kararlarda hukuki değil siyasi mülahazaların etkili olduğu kuşkusunu doğurur, haklı olarak. Ki Mahkeme’nin en fazla sakınması gereken şeydir bu.

Gömlek değiştirmek metaforunu kullanarak ve pozitif değerleri kendine, negatifleri muhatap tayin ettiği sivil iktidara yönelterek moral üstünlük kurmak gibi ayıplar içeren bir konuşmaydı bu sonuçta. Hukuki değil şeksiz şüphesiz siyasiydi.

Siyasi bir demece cübbe giydirince, konuşma hukuki olmuyor, kimse de yutmuyor yani.

Bu hâliyle ayaküstü verilmiş, yanlış anlaşılmış, yanlış ifade edilmiş bir demeç de değil bu. Basbayağı çalışılmış bir küstahlık. Bu nedenle de tamiri kabil değil.

Üstelik kendi içinde pek çok çelişki barındırıyordu konuşma. Bir yandan “yargıda yeni vesayetçilerin varlığından” bahsedilirken, öte yandan “son dönemde yargı, paralel devlet, çete diye nitelendirilen çok vahim, çok ağır bir suçlamayla karşı karşıya kaldı” deniliyordu.

Eh şu da açığa çıktı doğrusu. Eğer muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayı olsun diye birilerinin gönlüne düşmüş idiyse bile, Haşim Kılıç’ın başlamadan biten siyasi kariyerinden söz etmeliyiz bundan böyle.

Fiyaskoyla sonuçlanmış bir kötü siyaset mühendisliği procesi daha.

Evet sıradaki...

Kaynak

Star 29.04.2014