10-19-2014, 10:04 | #1 |
Emin Pazarcı - Kafa Kesenler Kafa Ezenler
Emin Pazarcı
Kafa kesenler kafa ezenler Öyle görünüyor ki, “Çözüm Süreci” hızlanıyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu bugün “âkil insanlarla” bir araya gelecek. Onları dinleyecek, görüşlerinden yararlanacak, süreç için yeni katkılar isteyecek… Âkillerin pek çok görüşleri medyada yer aldı. Tabi, kamuoyuna yansımayanlar da var. Mesela Avni Özgürel, bir rapor hazırladı. Bugünkü toplantıda fırsat bulursa okuyacak. Olmazsa, Başbakan Davutoğlu’na yazılı olarak verecek. Özgürel, önce Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinin en önemli dönemini yaşadığının altını çizecek. Ardından da, bu süreçte daha fazla aktörün sahneye çıkmasını isteyecek. Mesela üniversiteleri sorgulayacak: “Türkiye’nin üniversiteleri, bu ülkenin en hayati meselesinde sahnede yoklar. Bir tek üniversitemiz bu konuda herhangi bir çalışma yaptı mı acaba? Dağdan inenler ne olacak, topluma nasıl kazandırılacak? Hangi projelerle bunların normal hayata adaptasyonu sağlanacak?” Son günlerde bir “provokatör” tartışmasıdır devam edip gidiyor… Sürecin tökezletilmeye çalışıldığı her olayda suçlu hazır. Devlet kanadı da, terör kanadı da hep aynı söylemleri tekrarlıyor: - Provokatörler yine devrede! Kim bu provokatörler, belli değil. İçlerinde tespit edilen, “işte budur” denilen bir tanesi bile bugüne kadar ortaya çıkarılamadı. Oysa etrafta mebzul miktarda provokatör ya da provokasyona hizmet eden var. Âdeta işleri güçleri bu. Bir ayakları Kandil’de, bir ayakları Türkiye’de. Ha babam de babam atışa devam ediyorlar. Avni Özgürel de aynı görüşte. İsim vermiyor ama süreci baltalayanların ya da baltalamaya çalışanların kimler olduğunu açıkça söylüyor: - Gidiyorlar Kandil’e, Cemil Bayık’la söyleşi yapıyorlar. Sonra da bunları yazıp çiziyor ya da dillendiriyorlar. Cemil Bayık’ın ağzından “Bitti bu iş” diyorlar. Çatışmasızlık sürecinin noktalandığı yorumlarında bulunuyorlar. Özgürel’e göre bunlar, toplumda, “Abdullah Öcalan’ı da kim takar” kanaati uyandırmaya çalışıyorlar. Tabii, tamamının ortak özelliği de Hükümet’e yönelik atışlar yapmaları. Terör örgütünün “çekilmeye” yönelik taahhütlerini getirmemesine rağmen sürekli olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni suçluyorlar: - Ortaya bir yol haritası konulmadı, verilen sözlerin hiçbiri yerine getirilmedi… Özgürel, olaya son derece net ve basit bir noktadan bakıyor: - İşte provokasyon bu yapılanlar! İster gazeteci olsun, ister başka meslek sahibi; eğer sen bu ülkede barışa katkı sunmuyorsan, provokasyona katkı sunuyorsun demektir! “Kobani Protestosu” bahane edilerek çıkarılan olaylarda neler sergilendiğini hep birlikte gördük. “Kürt hakları” diye yola çıkanlar, Kürtleri hedef aldılar, Kürt gençlerini hunharca katlettiler… Bıçakladılar, satırlarla kestiler… Kurşunladılar, yerlerde sürüklediler… Araçlarla üzerlerinden geçtiler; yetmedi kafalarını taşlarla ezdiler… Sözde, “kafa kesen” IŞİD’lilere karşı çıkanlar, onlardan farklı davranmadılar. Tepki için kafa ezdiler! Bizim medya ise Gezi olaylarında sergilediği hassasiyetin binde birini dahi göstermedi. İçlerinde kılını bile kıpırdatmayanlar oldu. Avni Özgürel de buna işaret etti. “Hayret, sanki bu olaylar yaşanmamış gibi” dedi: - Sen, Ethem Sarısülük’ü yere göğe sığdıramıyorsun, sürekli olarak anma üzerine anma toplantısı düzenliyorsun. Hiçbir itirazım yok, yap. Ama Diyarbakır’da katledilenlere de bak. Onlar da çocuk! Sözün kısası… Çözüm Süreci devam ediyor; ama karşısında o kadar çok engel, o kadar çok problem çıkaran var ki... Baksanıza, bu ülkede cenaze bile yarıştırılıyor, “Benim cenazem, senin cenazen” anlayışı dahi taraftar bulabiliyor! Allah’tan bölge halkı ve insanımızın ezici çoğunluğu süreci destekliyor da çok fazla etkili olamıyorlar. Bence sürecin başarılı olması isteniyorsa süreci olumsuz etkileyen bu sakat anlayışların da masaya yatırılıp tartışılması gerekiyor! Kaynak Akşam 19.10.2014
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
09-24-2017, 14:43 | #2 |
sağol
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|