![]() |
#1 |
![]() Kimse gitmesin
Ne Fazıl Say gitsin, ne Osman Yağmurdereli. Fazıl Say, bir piyanist. Osman Yağmurdereli, önce şarkıcı sonra yapımcı şimdi siyasetçi.. Fazıl Say, bir ay kadar evvel hiç de çocuksu yüzüne yakışmayan hırçınlıklar yaptı. Hiç de sanatçı nezaketine uymayan kabalıkta bulundu. Fazıl Say dedi ki: “Onlar yüzde 70 oy aldı, biz yüzde 30’da kaldık. Bakan eşleri örtülü, bu memleketi terk edeceğim”. Çok ayıp etti. Bu tavır bir beyaz Türk tavrı da değildi. Krema Türk yabancılığıydı. Ne yüzde 70 oy verenler başka ülkeden gelmişti, ne yüzde 30 oy verenler. Türkiye, çok partili, meclisli demokratik hayatı olan bir ülke. Yurttaş, iki seçimdir muhafazakâr demokrat bir partiye oy veriyor. O parti artık bir merkez partisi. Bu gerçeğe rağmen, yakışmasa da ayıp da etse isabetsiz de olsa, toyluk da yapsa Fazıl Say fikrini söylemişti. Yapması gereken hem burada kalmak ve hem de düşüncelerini toplumla paylaşmaktı. Zaman ona nerede ağır hatalar işlediğini öğretecekti. Hatta kim bilir bir sonraki seçimde kınadığı partiden meclise bile girebilirdi. “Gideceğim”. “Biz ve onlar” gibi lafları büyük hataydı. Oysa sanatçı herkesin sanatçısıdır. Buna rağmen. Fazıl Say, mademki fikrini söylemişti, artık herkes onun bu görüşleri üzerine konuşabilirdi. Onu eleştirebilirdi. Osman Yağmurdereli de böyle yapıyor. Bir televizyon programında bir bakış mantığını çürütmeye çalışıyor. Onu marjinallikle itham ediyor. Bunun üzerine Fazıl Say, programa bağlanarak Osman Yağmurdereli’ye hakaret ediyor. Sayın Yağmurdereli’yi göbeğini kaşıyan adam olarak tarifle onu aşağılamaya çalışıyor. Sayın Say önceki hatasından dolayı milyonlardan özür dileyeceğine, hatasında ısrarla bu defa kendisini uyarmaya çalışan hem yaşı ve hem de kıdemi ondan çok fazla bir başka isme isyan ediyor. Halbuki hatadan rücû fazilettir. Fazıl, faziletli, erdemli kişi demek. O densiz laf Fazıl Say’a ait değil. Bu milletle ortak yanı kalmamış bir başka marjinal şahsın kurbağaları güldürecek buluşu. “Göbeğini kaşıyan adam”. Aman Allah’ım ne büyük suç. Sanki bu hakareti bulan göbeğini hiç kaşımıyor. Sanki o söze sarılan, göbeğini hiç kaşımamış. Siz kaşınmanın ne demek olduğunu öğrenmek istiyorsanız Sarıkamış Muharebeleri üzerine bir kitap okuyun da bitlenen askerlerimizin ağlatan manzaralarını tahayyül edin. Kaşınmak orada. Fazıl Say, Osman Yağmurdereli’ye hakaret edince ne oldu? Ne olacak bazı medya unsurları Osman Yağmurdereli’ye satırlarla saldırdı. Bu defa da Osman Yağmurdereli “gideceğim” diyor. Nereye gideceksiniz? Sürgünde ölen, hapiste ölen, ancak raporla hapisten kurtulabilen, suikaste uğrayan yazarlar, şairler, fikir adamları, sanatçılar yetmez mi ki yok yere evhamlara kapılıyorsunuz.. Fakat anlaşılan Yağmurdereli, Kültür Bakanlığı’na da alınmış. Say, iktidarlarına hakaret ediyor, Kültür Bakanlığı ona daha yeni bir proje olan Yahya Kemal şiiri besteleme işi ısmarlıyor. Burada şu da hatırlanıyor. Sanatçı politikacı olabilir mi? Sanatçı zor hazmeder. Osman Yağmurdereli’ye sorarsanız bu hareket rüşvettir. Ertuğrul Günay’a göre ise bir sanatçının endişelerini izale etmek, gönlünü kazanmaktır. Çünkü sanatçı çocuk gibidir. Ancak anlaşılmak Osman Yağmurdereli’nin de hakkı. Medyatik lince uğradığı inancında. Onun da gönlü alınsın, o da yalnız olmadığını görsün. Sakın ola ki “Yağmurdereli nasılsa bizden” denmesin. Bu zaten bir yerlerin hastalığıdır. Biz, Say ve Yağmurdereli’yi karşı karşıya. Kanlı bıçaklı. Küfür-kelamlı değil. Yan yana, el ele, omuz omuza görmek isteriz. Ne kimsenin gitme lüksü var, ne kimsenin kimseyi kovma hakkı. Bu memleket hepimizin. Neredeyse her ay denizde can veren şu mültecileri hiç görmüyor musunuz? Onlar da insan. Onların da vatanı var. Ama onların vatanı onları doyurmuyor. Türkiye öyle mi? Eksiğimiz çok olsa da Türkiye bir başka yere benziyor mu? Kimse bir ecnebi memlekete oralı olmak için, orada kalmak için gitmesin. Herkes, sanatçılarımız, yazarlarımız, iş adamlarımız.. dünyayı tanısın, dünya markası olmaya çalışsın. Ama burada kalsın. Ülkesiyle birlikte büyüsün. Saylara Yağmurderelilere düşen görev bu. Küsmek kolay. Som sanatçı derviş kalblidir. Yunus Emre ne diyor: Dövene elsiz gerek Sövene dilsiz gerek Derviş gönülsüz gerek Sen derviş olamazsın. Entellektüel Boyut Rahim Er
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|