'EN GÜZEL OTELDE KALIYORUM, UYKU UYUYAMIYORUM' - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Ayşe_Berra** · 01-14-2008, 03:29

'EN GÜZEL OTELDE KALIYORUM, UYKU UYUYAMIYORUM'

‘Popülizmden uzağım, oy kaygım yok, birileri çıkıp doğruları söyleyecekse o ben olacağım’ diyen Cumhurbaşkanı Gül ‘Ama tabi asıl karar siyasi sorumluluğu alanlardadır’ diye konuştu.

ABD ziyaretini tamamlayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye dönüşü uçakta gazetecilere yaptığı görüşmeleri değerlendirdi. Gül, ziyaretin başarılı geçtiğini belirterek, birçok konunun masaya yatırıldığını ifade etti. Cumhurbaşkanı, terörle mücadele konusunda da önemli açıklamalarda bulundu.

‘Popülizmden uzağım, oy kaygım yok, birileri çıkıp doğruları söyleyecekse o ben olacağım’ diyen Gül, ‘Bunun için de devletin kurumları arasında Anayasa’nın belirttiği harmoniyi sağlamak için azami gayreti göstereceğim’ şeklinde konuştu. Gül’ün New York-Ankara hattındaki açıklamaları şöyle:

ADİL DAVRANIRSANIZ...

Zİyaret ABD’nin daveti üzerine yapıldı. Karşılıklı görüşlerimizi aktarmak imkanı bulduk. Gelecekteki meselelerde ortak fikir zemini oluşturduk. Bush, Ortadoğu gezisine çıkacağı için bölgeyi ele aldık. Ben, ‘Bu kez barış için biraz zorlayın onları, 2008 sizin son seneniz. 2008 sizin iyi bir iz bırakacağınız sene olabilir’ dedim.

Bush da ‘Herkes çözümü bizden bekliyor, beklenti büyük’ dedi. ‘Yok öyle değil, bölge ülkeleri de sahip çıkıyor. Adil davranırsanız bu mutlaka yankı bulur. Mesela ben sizden önce Mübarek’i göreceğim, isterseniz ben de söyleyeyim’ dedim. Sonra katıklarımızı anlattım.

ALIN ELİNİZE KALEM KAĞIT LİSTE YAPALIM

SOHBET rahat bir havada geçti. Kendisi de ‘Ben Türkiye ile ilişkilerde hiç gerginlik hissetmedim’ diyor. Başta Irak olmak üzere 5-6 problemli bölgeyi örnek verdi. Daha önce Rice’a da söylemiştim. Başkan Bush’a da tekrarladım: Alın bir kağıt nelerle ilgilisiniz yazın. Biz de yazalım. Bakın ne çok müşterek var. Afganistan, Irak, Kafkaslar, Lübnan... Başka hangi ülkeyle bu kadar ortak ilgi alanı olur ki?

RİCE DİNLEMEYİ BİLİYOR

RİCE da konuları iyi aktarmış. Onunla çok iyi çalışmıştık. Dinlemeyi çok iyi bilen bir hanım. Saatlerce anlattığım oldu. ‘Ankara’da havaalanına giderken arabada bana anlatmıştın, unutmadım’ dedi.

O LAFI ORTAYA ATAN TÜRKİYE’Yİ BİLMİYOR

ABD yönetimi operasyonların ne zaman biteceğiyle ilgili bir merak içinde değil. Önemli olan kararın verilmesidir, ondan sonrası işin doğası gereği olduğunu olar da bilirler. Askerlerimiz şeffaf ve karşılıklı güven içinde çalışıyor. PKK bitene kadar devam, hedef terör örgütünü etkisizleştirmek. Bush da terörle mücadele konusunda açık bir tavır sergiledi. Görüşmeden sonra içeride ne söylediyse anlattı, bana laf bırakmadı.

Bazıları siyasi çözüm lafını ortaya attı. Bir yetkiliye atfen diyorlar. Ama nasıl yetkiliyse, benim için Tayyip Erdoğan’ın yerine Cumhurbaşkanı seçildi diyor. Meseleden o kadar uzak yani. Görüşmeye katılan ABD Büyük-elçisi de zaten bu iddiaları yalanlıyor.

Eve dönüş gibi konular tabi ki hükümetin iş. Ama herşeyi düşünmek lazım. Ben daha vatanseverim, sen daha vatanseversin, demek olmaz. Hamaset iyi değil, yanlış ve tehlikeli. Bakın Hilmi Paşa (Özkök) ve eski komutanlar ne diyor. Bakın benim tek sorumluluğum çıkıp doğruları söylemek.

Popülizmden uzağım, oy kaygım yok. Doğru bildiğimi söylerim. Yardımcı olurum. Terör olur, Kıbrıs olur, ekonomi olur. Ama tabi asıl karar siyasi sorumluluğu alanlardadır. Bu bir. Bir de bunun için devletin kurumları arasında Anayasa’nın aradığı ahengi sağlamak için azami gayreti göstereceğim.

Amerikalıları enerji yolu olmamız konusunda çok ilgili gördüm. Geçen ziyarette Chenney ile görüşürken, ‘İşte kuzeyden gelecek, doğudan gelecek’ deyince durdurdu, bir harita istedi, üzerinde konuştuk. Bu konuda Türkiye’ye destekte kararlılar. Bizim Türk Cumhuriyetlerinde, Kafkaslarda enerji işbirliğimiz Rusya’ya karşı değildir. Böyle de algılanmaması lazım. Tabii olan, ihtiyacımız olan bir işbirliği bu.

Aman Sayın Cumhurbaşkanım

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, ABD’deki temaslarını tamamlayarak 09.15’de Türkiye’ye döndü. Cumhurbaşkanı Gül ve beraberindekilerin bulunduğu özel ‘ANA’’ uçağı, saat 09.15 Ankara Esenboğa Havalimanına indi. Cumhurbaşkanı Gül’ü, havalimanında TBMM Başkanı Köksal Toptan, Ankara Garnizon Komutanı ve 4. Kolordu Komutanı Korgeneral Aslan Güner, Vali Kemal Önal karşıladı. Ankara Esenboğa’da askeri törenle karşılanan Cumhurbaşkanı Gül için gelmeden önce alanda kar ve buz temizliği de yapıldı. Cumhurbaşkanı Gül, uçağın kapısından çıkar çıkmaz talihsiz bir an yaşadı. Uçak personeli ile vedalaşmak için elini uzatırken ayağı buzlanmadan dolayı kayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dengesini kaybetti. Uçakta görevli hosteslerden biri eğilerek Cumhurbaşkanı’nın dengesini sağlamasına yardımcı oldu.

Halktan kopmak mümkün değil

HALKTAN kopmamız mümkün değil. İnsan çok istiyor iç içe olmayı ama biraz protokol, biraz da takip etmemiz gereken usuller etkiliyor artık. Yine de bazen fırsat buluyorum. Akşamları sivil arabayla çıkıyoruz, insanlarla konuşuyoruz. Vatandaştan da çok talep geliyor, bir ekip bunları çok sıkı takip edip neticelendiriyor.

Yürüyüşe çıktık Belçikalı polis yığılıp kaldı

FIrsat buldukça yürümeye çalışırım. Milletvekilliği döneminde de yürürdüm. Dışişleri Bakanlığı sırasında ilk üç sene spor kıyafetlerini giyip bir saat hızlı yürüyüş yapardım. Özellikle dış gezilerde Moskova’da, Brüksel’de çok yürüdüm. Bazen ekipten arkadaşlar yorulurlardı ben devam ederdim. Mesela bizim Ahmet (Cumhurbaşkanlığı basın danışmanı Ahmet Sever) bir defasında yarıda kesildi. Bir kez Brüksel’de bir kez de Napoli’de bizi korumakla görevli o ülkenin polisleri yıkılıp kaldılar. Ambulansla götürdüler onları...

Eşim daha çok kitap okuyor

BEN televizyon dizisi izleyemiyorum, eşim de çok izlemez. Ama Hatırla Sevgili’yi izliyor. Ama Hayrünnisa hanım çok kitap okur, benden de fazla. Başucunda en az 4-5 kitap vardır. Ben en fazla 2 kitapla devam edebiliyorum. O da zaten takılır bana, ‘Beni kıskanıyorsun’ diye...

Öğrencilikte sigara içtim ama beni alıştıramadılar

SİGARA tiryakisi hiç olmadım ama öğrencilik yıllarımda biraz içtim. Arkadaşlar beni alıştırmak için sürekli sigara tutarlardı. Ben alışmayınca da ‘Sen yeşermedin’ diye takılırlardı. Alışayım da onlar da benden sigara içebilsin diye ısrar ederlerdi. Alkol hiç almadım. Sigara yasağını çok destekliyorum ve doğru buluyorum. Düşünsenize eskiden vapurlarda, iskelede, otobüslerde hatta uçaklarda bile içiliyordu.

En güzel otellerde kaldım uykumu alamadım!

DIŞİŞlerİ Bakanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde yorgunluk açısından hiçbir fark göremedim. Özel bir rejim uygulamıyorum ama kilo almamak için dikkat ederim biraz. Yoğun bir tempoyla çalışıyorum. Maalesef gece geç yatıyoruz, bazen 2’lere kadar kalıyor. Eğer 12'den önce yatarsam erken kalkarım. 6 sata uyku yeter bana. Birçok dış gezide en güzel otellerde kalım ama uykumu hiç alamadım. O otellerin lobilerinde bile oturamadım.

En büyük tehlike retorik

16. yıllık siyasi tecrübemde retoriğin çok tehlikeli olduğunu gördüm. Aynı dili konuşabilmek lazımdır. Fikir, düşünce ne olursa olsun anlatmakta ortak bir metod geliştirmek lazım. Üslup çok önemli. Eğer üslup sahibiyseniz ne olursa olsun, en şok edici fikirler bile dinlenir. Aksi durumda kavga çıkartırsınız.

ARİF AKDOĞAN-BUGÜN

01-14-2008, 03:29	#1
Kullanıcı Adı Ayşe_Berra	'EN GÜZEL OTELDE KALIYORUM, UYKU UYUYAMIYORUM' 'EN GÜZEL OTELDE KALIYORUM, UYKU UYUYAMIYORUM' ‘Popülizmden uzağım, oy kaygım yok, birileri çıkıp doğruları söyleyecekse o ben olacağım’ diyen Cumhurbaşkanı Gül ‘Ama tabi asıl karar siyasi sorumluluğu alanlardadır’ diye konuştu. ABD ziyaretini tamamlayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye dönüşü uçakta gazetecilere yaptığı görüşmeleri değerlendirdi. Gül, ziyaretin başarılı geçtiğini belirterek, birçok konunun masaya yatırıldığını ifade etti. Cumhurbaşkanı, terörle mücadele konusunda da önemli açıklamalarda bulundu. ‘Popülizmden uzağım, oy kaygım yok, birileri çıkıp doğruları söyleyecekse o ben olacağım’ diyen Gül, ‘Bunun için de devletin kurumları arasında Anayasa’nın belirttiği harmoniyi sağlamak için azami gayreti göstereceğim’ şeklinde konuştu. Gül’ün New York-Ankara hattındaki açıklamaları şöyle: ADİL DAVRANIRSANIZ... Zİyaret ABD’nin daveti üzerine yapıldı. Karşılıklı görüşlerimizi aktarmak imkanı bulduk. Gelecekteki meselelerde ortak fikir zemini oluşturduk. Bush, Ortadoğu gezisine çıkacağı için bölgeyi ele aldık. Ben, ‘Bu kez barış için biraz zorlayın onları, 2008 sizin son seneniz. 2008 sizin iyi bir iz bırakacağınız sene olabilir’ dedim. Bush da ‘Herkes çözümü bizden bekliyor, beklenti büyük’ dedi. ‘Yok öyle değil, bölge ülkeleri de sahip çıkıyor. Adil davranırsanız bu mutlaka yankı bulur. Mesela ben sizden önce Mübarek’i göreceğim, isterseniz ben de söyleyeyim’ dedim. Sonra katıklarımızı anlattım. ALIN ELİNİZE KALEM KAĞIT LİSTE YAPALIM SOHBET rahat bir havada geçti. Kendisi de ‘Ben Türkiye ile ilişkilerde hiç gerginlik hissetmedim’ diyor. Başta Irak olmak üzere 5-6 problemli bölgeyi örnek verdi. Daha önce Rice’a da söylemiştim. Başkan Bush’a da tekrarladım: Alın bir kağıt nelerle ilgilisiniz yazın. Biz de yazalım. Bakın ne çok müşterek var. Afganistan, Irak, Kafkaslar, Lübnan... Başka hangi ülkeyle bu kadar ortak ilgi alanı olur ki? RİCE DİNLEMEYİ BİLİYOR RİCE da konuları iyi aktarmış. Onunla çok iyi çalışmıştık. Dinlemeyi çok iyi bilen bir hanım. Saatlerce anlattığım oldu. ‘Ankara’da havaalanına giderken arabada bana anlatmıştın, unutmadım’ dedi. O LAFI ORTAYA ATAN TÜRKİYE’Yİ BİLMİYOR ABD yönetimi operasyonların ne zaman biteceğiyle ilgili bir merak içinde değil. Önemli olan kararın verilmesidir, ondan sonrası işin doğası gereği olduğunu olar da bilirler. Askerlerimiz şeffaf ve karşılıklı güven içinde çalışıyor. PKK bitene kadar devam, hedef terör örgütünü etkisizleştirmek. Bush da terörle mücadele konusunda açık bir tavır sergiledi. Görüşmeden sonra içeride ne söylediyse anlattı, bana laf bırakmadı. Bazıları siyasi çözüm lafını ortaya attı. Bir yetkiliye atfen diyorlar. Ama nasıl yetkiliyse, benim için Tayyip Erdoğan’ın yerine Cumhurbaşkanı seçildi diyor. Meseleden o kadar uzak yani. Görüşmeye katılan ABD Büyük-elçisi de zaten bu iddiaları yalanlıyor. Eve dönüş gibi konular tabi ki hükümetin iş. Ama herşeyi düşünmek lazım. Ben daha vatanseverim, sen daha vatanseversin, demek olmaz. Hamaset iyi değil, yanlış ve tehlikeli. Bakın Hilmi Paşa (Özkök) ve eski komutanlar ne diyor. Bakın benim tek sorumluluğum çıkıp doğruları söylemek. Popülizmden uzağım, oy kaygım yok. Doğru bildiğimi söylerim. Yardımcı olurum. Terör olur, Kıbrıs olur, ekonomi olur. Ama tabi asıl karar siyasi sorumluluğu alanlardadır. Bu bir. Bir de bunun için devletin kurumları arasında Anayasa’nın aradığı ahengi sağlamak için azami gayreti göstereceğim. Amerikalıları enerji yolu olmamız konusunda çok ilgili gördüm. Geçen ziyarette Chenney ile görüşürken, ‘İşte kuzeyden gelecek, doğudan gelecek’ deyince durdurdu, bir harita istedi, üzerinde konuştuk. Bu konuda Türkiye’ye destekte kararlılar. Bizim Türk Cumhuriyetlerinde, Kafkaslarda enerji işbirliğimiz Rusya’ya karşı değildir. Böyle de algılanmaması lazım. Tabii olan, ihtiyacımız olan bir işbirliği bu. Aman Sayın Cumhurbaşkanım CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, ABD’deki temaslarını tamamlayarak 09.15’de Türkiye’ye döndü. Cumhurbaşkanı Gül ve beraberindekilerin bulunduğu özel ‘ANA’’ uçağı, saat 09.15 Ankara Esenboğa Havalimanına indi. Cumhurbaşkanı Gül’ü, havalimanında TBMM Başkanı Köksal Toptan, Ankara Garnizon Komutanı ve 4. Kolordu Komutanı Korgeneral Aslan Güner, Vali Kemal Önal karşıladı. Ankara Esenboğa’da askeri törenle karşılanan Cumhurbaşkanı Gül için gelmeden önce alanda kar ve buz temizliği de yapıldı. Cumhurbaşkanı Gül, uçağın kapısından çıkar çıkmaz talihsiz bir an yaşadı. Uçak personeli ile vedalaşmak için elini uzatırken ayağı buzlanmadan dolayı kayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dengesini kaybetti. Uçakta görevli hosteslerden biri eğilerek Cumhurbaşkanı’nın dengesini sağlamasına yardımcı oldu. Halktan kopmak mümkün değil HALKTAN kopmamız mümkün değil. İnsan çok istiyor iç içe olmayı ama biraz protokol, biraz da takip etmemiz gereken usuller etkiliyor artık. Yine de bazen fırsat buluyorum. Akşamları sivil arabayla çıkıyoruz, insanlarla konuşuyoruz. Vatandaştan da çok talep geliyor, bir ekip bunları çok sıkı takip edip neticelendiriyor. Yürüyüşe çıktık Belçikalı polis yığılıp kaldı FIrsat buldukça yürümeye çalışırım. Milletvekilliği döneminde de yürürdüm. Dışişleri Bakanlığı sırasında ilk üç sene spor kıyafetlerini giyip bir saat hızlı yürüyüş yapardım. Özellikle dış gezilerde Moskova’da, Brüksel’de çok yürüdüm. Bazen ekipten arkadaşlar yorulurlardı ben devam ederdim. Mesela bizim Ahmet (Cumhurbaşkanlığı basın danışmanı Ahmet Sever) bir defasında yarıda kesildi. Bir kez Brüksel’de bir kez de Napoli’de bizi korumakla görevli o ülkenin polisleri yıkılıp kaldılar. Ambulansla götürdüler onları... Eşim daha çok kitap okuyor BEN televizyon dizisi izleyemiyorum, eşim de çok izlemez. Ama Hatırla Sevgili’yi izliyor. Ama Hayrünnisa hanım çok kitap okur, benden de fazla. Başucunda en az 4-5 kitap vardır. Ben en fazla 2 kitapla devam edebiliyorum. O da zaten takılır bana, ‘Beni kıskanıyorsun’ diye... Öğrencilikte sigara içtim ama beni alıştıramadılar SİGARA tiryakisi hiç olmadım ama öğrencilik yıllarımda biraz içtim. Arkadaşlar beni alıştırmak için sürekli sigara tutarlardı. Ben alışmayınca da ‘Sen yeşermedin’ diye takılırlardı. Alışayım da onlar da benden sigara içebilsin diye ısrar ederlerdi. Alkol hiç almadım. Sigara yasağını çok destekliyorum ve doğru buluyorum. Düşünsenize eskiden vapurlarda, iskelede, otobüslerde hatta uçaklarda bile içiliyordu. En güzel otellerde kaldım uykumu alamadım! DIŞİŞlerİ Bakanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde yorgunluk açısından hiçbir fark göremedim. Özel bir rejim uygulamıyorum ama kilo almamak için dikkat ederim biraz. Yoğun bir tempoyla çalışıyorum. Maalesef gece geç yatıyoruz, bazen 2’lere kadar kalıyor. Eğer 12'den önce yatarsam erken kalkarım. 6 sata uyku yeter bana. Birçok dış gezide en güzel otellerde kalım ama uykumu hiç alamadım. O otellerin lobilerinde bile oturamadım. En büyük tehlike retorik 16. yıllık siyasi tecrübemde retoriğin çok tehlikeli olduğunu gördüm. Aynı dili konuşabilmek lazımdır. Fikir, düşünce ne olursa olsun anlatmakta ortak bir metod geliştirmek lazım. Üslup çok önemli. Eğer üslup sahibiyseniz ne olursa olsun, en şok edici fikirler bile dinlenir. Aksi durumda kavga çıkartırsınız. ARİF AKDOĞAN-BUGÜN

Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)