AK Gençliğin Buluşma Noktası
Dini Konular Dinimiz hakkında öğrenmek ve paylaşmak istediğiniz herşey.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-27-2008, 16:55   #1
Kullanıcı Adı
tayyipleyiz
Standart ~~ Seni unutmayanı sen de unutma ~~
~~ Seni unutmayanı sen de unutma ~~




Ya Rab! Kurtar! Kurtar!” diyerek yürüdüğünü görenler batmakta olan bir geminin yolcusu sanırlardı onu “Kendini her şeyden boşa, kalbini boşalt! Sonra gayret et, gayret et! Acele et, acele et! Kaç, kaç! Âhiret seni götürmeden sen âhirete göç et!” diyordu.

İzleniyor. Ağ tabakasında bir av. Nereye gitse peşinde bir adam. Ne yapsa hafıza küpünde bir gümüş dirhem. İşte bir duvara doğru yürüyor. Taşların arasına elini sokuyor sonra. Bir deri parçası çıkarıyor oradan ve uzun uzun bakıyor ona. Her ne okuyorsa tepeden tırnağa ürperiyor. Her ne okuyorsa sararıyor tırnaktan tepeye. Deri parçasını tekrar taşların arasına yerleştirip uzaklaşıyor oradan. Hasta bir adamın yorgun adımlarıyla uzaklaşıyor duvardan. Merakı takipten alıkoyuyor onu. Duvardan uzaklaşanı bırakıp duvarda saklanana yöneliyor. Elini taşların arasına sokup deri parçasını çıkarıyor yerinden. Sırla arasında bir an var. Katlanmış deriyi açtığında sarartan gize ulaşacak. Açıyor, deriyi ve gözlerini. Açıyor, bir cümle binlerce cümleyi: “Ey Süfyan! Allah’ın huzuruna çıkacağın günü düşün!”

Süfyan es-Sevrî, önce kendine seslendi. “Kendim kadar hiçbir şeyle uğraşmamışımdır,” diyerek, gün neyi işaret ettiyse oraya yöneldi. Gün, ilmi işaret ediyordu. İlim, hazırlanmayı ilme. Bilginin konulacağı kabın hazırlanması yıllarca sürerdi. Kulluk ve ahlakla yoğrulurdu çamuru bu testinin. Susmayla başlardı ilim, dinleme ve ezberlemeyle devam eder ve ancak yaşadıktan sonra öğretilebilirdi. Bilginin duyarlılığı artırması lazımdı. Kimin ilmi çoğalırsa acısı da çoğalmalıydı. Fakat o da ne; “Mâle” fiilinden geliyordu mal. Kalpler mala meylediyordu. Süfyan, alışveriş sırasında kendisine sorulan soruyu cevapsız bırakıyordu, “Şu anda kalbim dirhemime takılı!” diyerek. Ona göre âlim dinin tabibiydi. Dirhemse hastalığı dinin. Tabip davet ederse kendine hastalığı. Nasıl tedavi edebilirdi başkasını. Sustu, o kadar sustu ki Sevrî, “Biliyorum artık; Allah’a ibadet dirhemlerin yanında yapılıyor” mısrasını bir gürz gibi indirdi toprağa bir gün, sonra üç mısrayı üç mızrak gibi bıraktı boşluğa: “Yepyeni ebedî güzeli sattılar/Köhne bir köşeye karşılık/ Ah! Ne hüsran dolu bir ticaret bu!”

“Ya Rab! Kurtar! Kurtar!” diyerek yürüdüğünü görenler batmakta olan bir geminin yolcusu sanırlardı onu. Korku şiddetli, tehlike büyük, kıyamet yakındı. “Kendini her şeyden boşa, kalbini boşalt! Sonra gayret et, gayret et! Acele et, acele et! Kaç, kaç! Âhiret seni götürmeden sen âhirete göç et!” diyordu bir dostuna yazdığı mektubunda. Bir başka dostunu ise şöyle uyarıyordu: “Seni unutmayanı sen de unutma! Tek başınayken de Allah’ı unutma, başkalarının yanındayken de!” Sorularda içtenlik arardı. Cevaplarda içtenlik. “İslam nedir?” diye soran birine, “Çarşıya çıktığında bir hamala sor! O sana ne diyorsa İslâm odur,” demiş, “Nasıl dua edeyim?” diye soran birini, “Günahları terk etmekten güzel dua mı var!” diye cevaplamıştı.


Krallarla arası yoktu. Nice kanaatkâr görünen insanın sultan olduktan sonra pençelerinin çıktığını görmüştü hep. Sımsıkı tuttuğunu dünyayı. Ona göre zalimlerin yüzüne bile bakmak günahtı. Değil ki yanaşmak onlara! “Hayır,” diyordu, “ben sultanların zulmünden korkmuyorum. Fakat beni kendi dünyalarına yanaştırmalarından, kalbime sevgilerini koymalarından korkuyorum. Onlara meyledersem, hatalarını da görmemeye başlarım çünkü.” Süfyan es-Sevrî her şeyin hakikati üzere görülmesinden yanaydı. Su berraksa berrak, bulanıksa bulanıktı. Şerli ve bulanık kimselerin hayırlı sanılması kadar garip bir şey olamazdı.

Tebe-i tâbiînin büyüklerinden Süfyân esSevrî, 713 (H.95) senesinde Kûfe’de doğdu. Hadis ilminin kaptanı olup Kâinatın Efendisi’nin gemilerini güvenli sulara indirdi: “İşçinin ücretini teri kurumadan veriniz!”, “ Yarım hurmayla da olsa ateşten kaçınız! O da olmazsa güzel bir sözle!”, “Birbirinizi terk etmeyiniz, birbirinize sırt çevirmeyiniz. Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz!”, “Üç kişiyseniz arkadaşınızı tek bırakarak fısıldaşmayınız. Böyle yapmanız yalnız kalan arkadaşınızı üzer.”, “Müslüman kardeşini sevindirmen, açken doyurman ve derdini halletmen af sebepleridir.” Koca kaptan, kendisinden hadis dinleyenleri dilsiz kesecek kadar heybetliydi evet, fakat bir bülbülü kafeste bırakmayacak kadar da müşfikti. Arkadaşına; “Bu bülbül neden mahpus!” diye sordu bir gün. “Oğlumundur. Sana hediye etsin,” cevabını aldı. “Hayır,” dedi, “Bir dinar vereyim satsın!” Çocuk bülbülü Süfyan’a sattı. Süfyan kafesin kapısını açtı. O da ne, bülbül bırakmadı Sevrî’yi. Nereye gitse oraya uçtu, yanı başına 778 (H.161)’de Basra’da vefât edene kadar. İşte o gün ölüm meleğinin peşinden cenazeyi izledi bülbül. Kabri başında günlerce öttü acıyla. Evle kabir arasında mekik dokudu. Bir sabah cansız bedeni Süfyan’ın toprağına karışana dek.

A.Ali Ural - ZAMAN / Pazar

 

tayyipleyiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 07-27-2008, 16:57   #2
Kullanıcı Adı
sertkaya
Standart ~~ Seni unutmayanı sen de unutma ~~
teşekkürler çok güzel....
sertkaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-27-2008, 19:26   #3
Kullanıcı Adı
tayyipleyiz
Standart ~~ Seni unutmayanı sen de unutma ~~
Ben teşekkür ederim.
tayyipleyiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-29-2008, 15:15   #4
Kullanıcı Adı
Ak_Kelebek
Standart ~~ Seni unutmayanı sen de unutma ~~
Allah razı olsun Levent bey çok güzel bir yazıydı emeğinize sağlık... :-[ +
Ak_Kelebek isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-29-2008, 21:31   #5
Kullanıcı Adı
tayyipleyiz
Standart ~~ Seni unutmayanı sen de unutma ~~
Rica ederim. Okumanız beni memnun etti.
tayyipleyiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-29-2008, 22:21   #6
Kullanıcı Adı
Berika
Standart ~~ Seni unutmayanı sen de unutma ~~
+++ ;)
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-29-2008, 22:39   #7
Kullanıcı Adı
tayyipleyiz
Standart ~~ Seni unutmayanı sen de unutma ~~
Eyvallah Zeynep ... ;)
tayyipleyiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi