![]() |
#1 |
![]() Yürümek için dik duruşu ve gönüllü olan yolcu gerek dedik. Ama bir de yol gerek… Bu yol ki… Dosdoğru yol… hedefine şaşırtmadan ulaştıran, güzelliğe, mutluluğa götüren yol…
Yol belli yolcu belli… Peki sorun ne ki? Yol dümdüz önümüzde ve ilk biz yürümeyeceğiz… Yani yanlız değiliz. Yürümeyi öğretenler dimdik önümüzde bütün heybetleriyle. Biz nerdeyiz? Herşey yürüyor, zaman, ömür, gençlik, sağlık, herşey su gibi akıp gidiyor… yürümüyor adeta koşuyor. Peki biz yürüyormuyuz? Bu yolu bilmeden anlamadan ve en önemlisi sevmeden yürüyemeyiz ki? Herşey yürürken biz nerdeyiz? Hangi oyunda oynaştayız? Yürümeyi biliyormuyuz? En önemlisi yürümek istiyormuyuz? Cevabınız evetse eğer önce gönlünü ayağa kaldır. Oturanlar yürüyemezler, hele yatanlar hiç… Ama ayaklarınla değil gönlünle yürüyeceksin bunu bil…. Gönülle yürüdünüzmü hiç…. Yürüyenler dedim ya onlar, o aşıklar ayaklarıyla değil gönülleriyle yürürler… Öyle yürürler ki!!! Onları sular boğmadı, ateşler yakmadı. Onların yollarını guvercinler sakladı… O sevda elleri… Şimdi yürüyenler gibi edebiyat yapıp lafla peynir gemisi yürütmeye çalışmadılar. Söyleyip anlatıp yatmadılar… zaman üstü, mekanlara geçtiler Hakka yürüdüler ve Hakka ulaştılar… Yol doğru yolcu doğru ama yürüyüş bozuk olursa varılmıyor menzille… Hepsi dosdoğru olmalı… Dosdoğru….. İşte dostlar.. Yol dosdoğru Tevhid yolu.. İlk insan, ilk yol göşterici Hz. Adem'le başlayıp alemlerin rahmet, sevginin öğretmeni Hz. Muhammed'le (s.a.v) tamamlandı ve kıyamete kadar bu yolun yolcuları olucak... Yol dosdoğru, yürüyenlerde dosdoğru... Bu yola yakışırmıyız ki bilmem. Bu yol ki menfaat için satılmaz, iki kuruşluk sevdalar için terk edilmez. Bu yolda başıt insanlar yürüyemez. Önce gönlümüze bir yolculuk yapalım... Ta derinliklerine yürüyelim... Gönlümüzü bulursak sahibinizi de buluruz... Güzel yolun sevdalıları yolunuz açık olsun... alıntı...
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Yolculuğumuz dünyaya ilk gözlerimizi açtığımızda başlamıştı. "Garip"tik o zaman. Elimizden şefkatle tutacak bir yol göstericiyi yanımıza verdi. Adım attıkça yollarımızın mahiyeti değişti. Büyüdükçe yeni yollar önümüze çıktı. Herşeyin "aslı"nı aramaya başladı gönlümüz. "hakiki yol" ve "hakiki mürşit"i... "Garip"tik yine.. Ve o zaman yine en "yakınımızda olan" yolu ve yol göstericiyi tarif etti... Sonra "O" tuttu ellerimizden ve hiç bırakmadı. Yol boyunca da bırakmayacak.....
Güzel paylaşım için "gönülden" teşekkürler... selamlar |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|