AK Gençliğin Buluşma Noktası


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-08-2007, 14:46   #1
Kullanıcı Adı
akadam20
Standart VAHYİ ALMA VE UYGULAMADA HZ. PEYGAMBER'İN ROLÜ
İnsan hem yapısı gereği hem de bulunduğu konum itibariyle ilahî mesajı doğrudan almada zorlanacağından; mesaj, masum olan melek aracılığı ile ilahî âlemden insanlık âlemine, insanın kavrayabileceği düzeye indirildirilerek insan olan peygambere verilmiştir. Meleğin görevi ilahî mesaj olan vahyi güvenli bir şekilde peygambere ulaştırmanın yanısıra bu vahyin peygamber tarafından insanlara ulaştırılmasında, insan olmasından kaynaklanabilecek bir takım hatalardan peygamberi korumak için gözeticilik yapmaktır. Peygamberin, hem vahyi alırken hem de aktarırken bu şekilde gözetim altında tutulması, vahyin güvenli bir şekilde mükellef olan insana ve cinne ulaşması içindir. Onun bu gözetim altında tutulma durumuna ilahî güç tarafından korunması ya da bilimsel ifadesi ile "ismet" sıfatı ile taltif edilmesi denilmiştir. Peygambere böyle bir "koruma zırhı"nın giydirilmesi, onu fizikî ya da biyolojik olarak korumak için değil kendisinde bulunan emaneti yani vahyi korumak ve yerine sağlıklı olarak ulaşmasını temin içindir. Nitekim şu âyet-i kerimede bu durum çok net bir şekilde görülür:

"Çarçabuk ezberlemek için dilini depretme, onu sana ezberletmek ve insanlara (güvenli bir şekilde} okumanı sağlamak bize aittir. Sana Kur'an okuduğumuz zaman onun okunuşunu takip et. Sonra onu açıklamak bize düşer." (Kıyamet, 75/16-19). Böylelikle Kur'an iki güvenilir elçi (melek ve peygamber) vasıtasıyla insana ulaşmaktadır. Bundan sonraki koruma işini ise bizzat Allah üstlenmiştir. "O zikri (Kur'an) biz indirdik ve onun koruyucusu da elbette biziz." (el-Hicr, 15/9). Allah'ın bizzat kendisinin koruması sözkonusu olmadığına göre adalet ve insaf sahibi hayırlı bir topluluk eliyle bunu gerçekleştirecektir. "Siz insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz, iyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allah'a inanırsınız. Ehl-i kitap da inansaydı, elbette bu kendileri için çok iyi olurdu. Gerçi içlerinden iman edenler var fakat pek çoğu yoldan çıkmıştır." (Âl-i İmran, 3/110).

İşte bu noktada ilahî mesajın insana ulaşmasına sebep olan peygamberlik kurumu önem kazanmaktadır. İlahî dinin tamamı haberden ibarettir. Bu haberleri de peygamber getirmektedir. Dolayısıyla haberin varlığı ve güvenilirliği peygamberin varlığına ve güvenilirliğine bağlıdır. Bunlardan birinin eksik olması aynıyla habere yansır. Nitekim Kur'an'da, "Size bir fâsık bir haber getirirse onu araştırın" (Hucurat, 49/6) buyurulmak suretiyle haber getirenin en az haber kadar önemli olduğu vurgulanmaktadır. Bu noktada Hz. Muhammed (sav)’e baktığımızda O, daha risalet gelmeden önce "emin" lakabıyla anılacak kadar toplum içinde güvenilirliğini tezahür ettirmiştir. Bu yüzden insanlar getirdiği haberi kolaylıkla inkar edememişler ve onun karşısında bocalamışlardır. Nitekim kendilerine dahi ikna edici ve inandırıcı gelmeyen "sihirbaz" "kahin" gibi bir takım lakaplar takmaya ve ona yalancı demeye cesaret edemedikleri için öncelikle "beşer" olmakla suçlayıp kadrini düşürme yoluna gitmişler, ardından da getirdiği haber için "beşer sözü" ya da "öncekilerin efsanesi" diye bir takım uygunsuz nitelemelerde bulunmuşlarsa da başarılı olamamışlardır.

Bir dinin sağlam ve sahihliği onu getiren elçinin (peygamber) güvenilir ve her türlü şaibeden uzak olmasıyla belli olur. Aksi takdirde elçi hakkında olabilecek bir kusur ya da şüphe doğrudan dinin zarar görmesine neden olur. Nitekim Islamdan önce gelmiş olan hak dinlerdeki bozulma peygamberlik kurumunun tahribiyle başlamıştır. Hak peygamber öldükten sonra arkasından gelen ümmet, "hayırlı ümmet" olma vasıflarını yitirince peygamberin getirdiği haberi de bozmuşlar ve dinin ilahîlik özelliklerini yok etmişlerdir.

Ehl-i Kitap olan Hristîyan ve Yahudiler peygamberlerin konumlarını değiştirerek dini tahrif etmişler, hatta peygamberlerden sonra gelen ve onların sünnetini takip etmesi gereken bilginlerini ve din adamlarını da yanlış yola yönlendirmişler, işlerine geldiği gibi haramı helal, helali haram yapan kişiler olmalarına zemin hazırlamışlardır.

Bir çok âyette Hz. Peygamber’in tebliğ ile görevli olduğu, kimseyi müslüman yapmak gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığı vurgulanmaktadır. Onun birinci ve öncelikli görevi sadece insanlara doğruları söylemek ve yaptıklarının ne gibi sonuçlar doğuracağını haber vermektir. Nitekim âyette "Gerçek şu ki, biz seni sadece müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Cehennemliklerden sorumlu tutulacak değilsin." (Bakara 2/109) buyurularak, bu durum çok açık bir şekilde ifade edilmektedir.

Hz. Peygamber’in vahyi alışı ve onu insanlara ulaştırması dışında ilahî mesajın gerçek hayata nasıl tatbik edeceğini öğretmek gibi bir görevi de olmuştur. Zaten peygamberin insanlardan seçilmesinin hikmeti de bu olsa gerektir. Hemcinsinin duygu, düşünce ve temel insanî ihtiyaçlarını bizzat onlar gibi yaşayarak bilen birisinin insana yaklaşımı daha kolaydır ve muhatap bakımından da rahatlatıcıdır. Böylelikle peygamberle tebliğe muhatap olan insan arasında usta-çırak ilişkisine benzer bir ilişki zemininin oluşması sağlanır. Nitekim Kur'an'da "Peygamber sizin için güzel bir örnektir" (el-Ahzab, 33/21) buyurulmaktadır. Bu örneklik, ilahi mesaj olan Kur'an'ı insanlara uygulamalı olarak göstermek, ondan nasıl yararlanacaklarına dair bilgi vermek, yani Kur'an'dan nasıl istifade edileceğinin metodunu ortaya koymaktır, işte bu onun sünnetidir. Bu takdirde sünneti şöyle tarif etmek mümkündür:

Sünnet, peygamberin vahyi hayata geçirme metodolojisidir. Bu, ibadetlerden başlayıp, ahlakî kurallara kadar, dinin bütün emirlerini içine alır. Örneğin namaz konusunda "Beni nasıl namaz kılıyor görüyorsanız, öyle namaz kılın" (Buhari, Ezan 18; Ebu Davud, Salat 46; Ahmed b. Hanbel, V, 53, 344) buyurarak dinî hususlardaki örnekliğini vurgulamıştır.

İlahî mesajın anlaşılması ve uygulama yönteminin tesbiti için peygamberin aracılığına ihtiyaç vardır. Nitekim Allah Teala da bu gerçeğe dikkatimizi çeker ve birçok ayette peygambere uyulmasını emreder: "De ki: 'Ey İnsanlar! Ben sizin hepinize gönderilmiş göklerin ve yerin sahibi Allah'ın elçisiyim. Ondan başka tanrı yoktur. O diriltir ve öldürür. Öyle ise Allah'a ve O'nun rasulüne, Allah'a ve O'nun kelimelerine gönülden inanan, elçisine iman edin ve ona tabi olun ki, doğru yolu bulasınız." (el-Âraf, 7/158).

Sünnetin ihmal edilmesi Kur'an konusunda ayrılıkların ve ihtilafların çoğalmasına hatta ümmet içinde parçalanmalara, kısır tartışma zemininin oluşmasına, Hristiyan ve Yahudi bilginlerinin yaptığı gibi nefsî ve indî bir takım çıkarsamaların bilginler nezdinde kabul görmesine neden olur. Böylelikle din yozlaşır, ilahî mesaj kuru bir metin olarak görülür. Halbuki bu metne canlılık katan onun nebisi ve daha sonra onun metodunu takip eden âlimlerdir. Nitekim Hz. Ali (v. 40/661), bu duruma dikkat çekerek "Kur'an, iki kapak arasında bir kitaptır. Kendisinin hakemlik yapması ve konuşması mümkün değildir. İçindekileri dile getirecek bir tercümana gereksinim duyar. Bu dile getirme görevini yerine getirecek de insandır." demek suretiyle Kur'an'ı anlayacak insanların bulunmasının zaruretini ifade eder.

 

akadam20 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi