![]() |
#1 |
![]() ![]() İsrail vahşetini, bu tür konuları yazma adeti olmayan kalem sahipleri bile ele alırken kimi isimlerin ibretlik susuşu, dahası iftiraları ise dikkat çekiyor. Kendisini “İslam alimi” diye tanıtan Yaşar Nuri Öztürk, günlerdir Filistin dramını yazmaktan inatla uzak kalırken yazılarının birinde sadece bir cümlecikle bu faciadan bahsedip, onda da bombalardan Müslümanları sorumlu tuttu.SUÇ İSRAİL'DE DEĞİLMİŞ Kamuoyunda “Aldatan Nuri” olarak da tanınan Yaşar Nuri Öztürk, 10 günü geride bırakan İsrail vahşetini Hürriyet gazetesindeki köşesinde ele almamakta direniyor. Öztürk, saldırıların başladığı 27 Aralık tarihinden bu yana kaleme aldığı altı ayrı yazıda tarihin sayısız dramlarından birisi olan İsrail'in Gazze saldırılarına yer vermedi. Değindiği bir tek satırda ise Müslümanların başına yağan bombaların kendi hatalarından kaynaklandığını iddia etti. Öztürk, adeta bir dizi yazı halinde, İmam-ı Gazali'nin “dalalet yolu” olarak nitelendirdiği “felsefe”ye kafayı takmış durumda. FELSEFE YAPIP, FUKARA ELEŞTİRİYOR Yaşar Nuri Öztürk, 28 Aralık tarihli yazısında sapkın Yunan felsefesinin ürettiği “tanrılardan” birisi olan Prometheus'u ele alarak, konuyu hükümet ve belediyelerin yoksullara yaptıkları yardımları eleştirmeye getirdi. Öztürk aynı yazıda Allah kuds-i lafzını kullanmak yerine de “tanrı” kelimesini tercih ederek, şöyle yazdı: “Dinci talan odaklarının dağıttıkları zehirli kömürlerin şu an için uyanış değil, uyuşma getirdiğini itiraf etmeliyiz. Tanrı, aldatılıp uyuşmayı ibadet sanan bir kitleye neden acısın!” BAKLAYI AĞZINDAN ÇIKARTIYOR Yaşar Nuri Öztürk, 29.Aralık.tarihlli yazısında ise ilk defa İsrail'in sergilediği insanlık dışı saldırıları konu edindi ancak burada da suçun yahudilerde olmadığını savundu. Öztürk yazısında şöyle dedi: “İslam dünyasının asırlardır işlediği suç, Galilelerini yok etmek, işkenceye veya ıstıraba maruz bırakmaktır. Yoksa bu hallere düşer miydi? İslam dünyasının esas ıstırap kaynağı İsrail füzeleri değil, Galilelerine yaptığı kötülüklerin günah faturası. Bir yandan, ‘Bizim dinimizde engizisyon yok, engizisyon Hıristiyanlığın malıdır' diye nutuk atıyorlar, öte yandan her gün onlarca Galileyi ‘Dünya dönmüyor' demeye mecbur bırakıyorlar. Oyunu sürekli Galilelerden yana kullanan Tanrı ise İslam dünyasını bir belanın girdabından çıkarıp bir başka belanın girdabına sokuyor. İSLÂM DÜNYASI FATURA ÖDÜYOR 30.Aralık.tarihli köşesinde “İslam dünyası hangi günahın faturasını ödüyor?” diye soran Yaşar Nuri Öztürk, kendince şu cevabı verdi: “İslam dünyası İbrahim ruhlu Hanîflere yaptığı kötülüklerin günah faturasını ödüyor. Yani, kendi toprağındaki Galilelere yaptığı kötülüklerin cezasını çekiyor. Sizin ilim ve idrakiniz yok; peki, iman ve vicdanınız da mı yok?! Cevap: ‘Gak, guk...Eeee, üüüü, tısss, fısss...Zart, zurt...Ama, yani, işte... Bööö, mööö...Ben bu işin ehli değilsem deeee...Aaa, ııııı, uuuuu...Öyle deee...Yedek ilahlarımız, efendilerimiz buyurdu kiii....Üstat demişti kiii...' Ne demişti kara yürekli yedek ilahlarınız? Sarığın beyazlığını ruhlarının karasıyla kirletenleriniz ne demişti?” FELSEFE YAPIYOR Öztürk, bir sonraki yazısında da Filistin dramına değinmedi. 31.Aralık.2008 tarihli yazısına, “Yaratıcı ve teşkilatçı dehalardan bahsetmek istiyorum” satırlarıyla başlayan Yaşar Nuri Öztürk, “varoluş” üzerine felsefî yorumlarda bulundu. İslam alimlerinin kelam küfrü görerek kullanmadığı “yaratma” kelimesine de yazısında sık sık yer veren Öztürk, “Yaratıcı deha, fikri (ideyi) önce sezer, sonra yakalar, sonra da ortaya çıkarır. Sürekli akan bir nehirdir yaratıcı deha” diye yazdı. (HABERVAKTİM)
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Tanrı demek şuç mu
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Garip soru, konunun içeriğinden çok kopuk..
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Adamın safını bilmeyen yoktu zaten. Fakat bu kadar cesur olabileceğini tahmin etmiyorduk. Cesareti cahilliğinden olsa gerek .
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() Eğer içimizde bir katil varsa, bu katil, ne kadar güçlü olursa olsun, mutlaka durdurulmalıdır. Eğer katili durdurmuyorsanız, onun işlediği cinayetlere sessiz kalıyorsanız, bu cinayetlere istesenizde istemesenizde ortak olursunuz. Ama bu durum, yine de katili masum yapmaz.
Öztürk'ün sözlerine kısmen katılsamda, bütün olarak baktığımda haklı gibi görünen gerekçelerle Filistin sorununu basite indirgediğini, bütün suçu müslümanlara yıkıp, katili yani israil'i suçsuzmuş gibi göstermeye çalıştığını düşünüyorum. Tanrı kelimesine gelince. Bu konu çok tartışıldı ama öncelikle şu hususa değineyim; Tanrı, tamamen türkçe bir kelimedir. Türkler tarafından bulunmuş bir kelimedir. Kesinlikle Hristiyanlarla bir alakası yoktur. Çoğu kişi, Tanrı sözünün hristiyan alemine ait olduğunu düşünüyor. Ama yanlış. Etimolojik olarak incelediğimizde "Tengri" kelimesinden gelen Tanrı, Türkler daha müslüman olmadan önce gök Tanrı inancına bağlıyken kullandığı bir kelimedir. Gök Tanrı inancı, müslümanlığa benzer ama müslümanlıkla hiçbir alakası yoktur. Gökte, herşeyi yaratan bir yaratıcının varlığına inanılırdı. Mesela bugün, dua ederken insanların gökyüzüne bakması, "yukarda Allah var" demesi, İslamla değil, bizim gök Tanrı inancımızla alaksı olan şeylerdir. Tanrı kelimesi, hem gökyüzü, hem Gök Tanrı, hem de yüce anlamına gelmektedir. Bugün Tanrı kelimesindeki tartışmaları odağı da işte budur. Bazı kişiler, Tanrı'yı kabul etmez. Kabul etmeyenler genelikle iki gerekçe sunar. Birincisi; Tanrı kelimesinin gök Tanrı inancındayken bulunmuş bir kelime olduğu için Allah'ın ismini karşılamayacağını söyler. ikincisi; Kelime Türkçe'de olsa, Allah'ın isimleri bellidir. 99 ismi vardır. Bunun dışında bir isim kullanmak doğru değildir der. Tanrı kelimesini kullananların düşüncesi ise şudur; Tanrı, Türkçe bir kelimedir. Sadece Gök Tanrı anlamı yoktur. Aynı zamanda ulu, yüce demektir. Allah'ın ismi değil ama Allah ismini karşılayan bir vasıf olarak kullanılabilir. Nasıl ki Allah yerine "yaratan" diyerek onu anıyorsak, Yüce ulu anlamındaki Türkçe bir kelime olan Tanrı'yı kullanmakta da bir sakınca yoktur derler. Benim şahsi fikrim ise yüce anlamındaki Tanrı'yı kullanmakta bir sakınca görmüyorum. Ama yinede "Gök Tanrı" ve "gökyüzü" anlamına da gelen bir kelimeyi kullanmamakta fayda var. Tanrı, Allah'ın bir ismi değil sadece (yüce anlamıyla) bir sıfatıdır. Bugün pekçok kişi ilahiyatçılara bakıp Allah anlamında Tanrı diyorlar ki bu çok yanlış. Allah özel isimdir ve Türkçe'de özel isimler değişmez. Orjinal şekli nasılsa, o şekilde kullanılır. İnsanların bu ince ayrıntıları kavraması çok zor. Kelime her an yanlış yerlere çekilebilirken, bu durumu bilen bir ilahiyatçının bu kelimeyi hiç kullanmaması gerekir. Üstelik Türkçe kelime kullanmaya özen gösteren (?) bu kitlelerin, neden sadece bu konuda Türkçe'ye sadık kaldıklarını da sorulamadan edemiyorum. Türkçe Tanrı diyorlar ama günlük dillerinde Türkçe karşılıkları varken bol bol yabancı kökenli kelimeler kullanıyorlar. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu! |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Öncelikle yazıdan kopuk olmasına rağmen yazının içinde "Öztürk aynı yazıda Allah kuds-i lafzını kullanmak yerine de “tanrı” kelimesini tercih ederek, şöyle yazdı: “Dinci talan odaklarının dağıttıkları zehirli kömürlerin şu an için uyanış değil, uyuşma getirdiğini itiraf etmeliyiz. Tanrı, aldatılıp uyuşmayı ibadet sanan bir kitleye neden acısın!”" geçiyor ki bu da bir kopukluk oluşturuyor.
Sayın Karaeşref, Açıklamanızdan dolayı teşekkür ederim. (+) |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() "Öztürk aynı yazıda Allah kuds-i lafzını kullanmak yerine de “tanrı” kelimesini tercih ederek, şöyle yazdı: “Dinci talan odaklarının dağıttıkları zehirli kömürlerin şu an için uyanış değil, uyuşma getirdiğini itiraf etmeliyiz. Tanrı, aldatılıp uyuşmayı ibadet sanan bir kitleye neden acısın!”"
Bu yorum, haber içeriğini somutlaştırıp içeriğe zenginlik katar. Ancak bütün olarak ele alındığında ''suç mu?'' sorusuna cevaben bağdaşacak yanı olmaz ki.. Tanrı konusu da, mesela ''bir nesneyi yahut kişiliği Tanrılaştırıyorsunuz'' yorumu ile '' Tanrım sana minnettarım'' yorumu arasında 'tuhaf' bir farklılık vardır.. AK Parti ve AKP lafzı gibi bir farktır mesela.. (desem konuyu tam bağlamış olabilir miyim bilmiyorum.) Ve buna binaen cümle de kullanılan manası insanın görüş yahut yorum amacını da belli eder.. Suç olmaz belki ama kabulümüzdür ki Hoca sıfatlı birinden beklenmez bu tabir.. Konu FarukARSLAN. tarafından (01-07-2009 Saat 17:12 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
![]() Var olma mücadelesi veren Yaşan Nuri Öztürk,bu saatten sonra yok olma mücadelesi karşısında acizliğini hissedecektir..!Dini siyasi emelerine,ve çıkarlarına alet ederek kukla görüntüsüne bürünen sözde ilahiyatçı;İslam dinine verdiği zararın farkında bile değil.İslam dininin özümsenmesi ve benimsenmesi noktasından okadar uzak ki;farklı arayışlar içerisine girerek,yanlış yollara girip çıkmaktadır.Hele geçen haftalarda Habertürke izlediğim Yaşar Nuri Öztürk;Siyaset adına adetta din düşmanlığı yapmaktaydı.Özelikle Ak partiye attığı iftiraları duyunca dona kaldım,ama şaşırmadım.Uzun lafın kısası;samimi,doğru ve dürüst olmadan;ne olursan ol,olacağın HİÇBİRŞEYDİR.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|