![]() |
#1 |
![]() Bekir Coşkun'la bazı konularda öteden beri farklı düşünür, farklı pencerelerden bakarız. Özellikle son yıllarda öyle. Laiklik-demokrasi ilişkisi, demokrasilerde askerle sivilin yeri bu konular arasında yer alır. AKP ve hükümetinin bugüne kadarki seyri ile, Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı da Bekir Coşkun'la benim genellikle ters düştüğümüz alanlardır. Olabilir. Üsluplar da değişiktir. Bekir Coşkun, siyasal eleştirilerinde kendi bakış açısını vurgulamak için vatan hainliği, satılmışlık gibi temaları sık kullanır. Ya da Türkiye'nin Avrupa Birliği yolunu savunan kimileri için öyle kolayca, "Beynini AB'ye satanlar!" diyebilir. Bekir Coşkun ve kendisi gibi düşünenler, sütten çıkmış ak kaşıktır. Karşı görüştekilere gelince tam tersidir, her türlü ilkesizlik onlar için geçerlidir. Kısacası: Bekir Coşkun'un, bir bardak soğuk su içer gibi bir çırpıda zahmetsizce okunan yazılarında siyaset daha çok 'siyah beyaz'dır. Vatan hainleri-vatanseverler! Satılmışlar-vatankurtarıcılar! Beynini satanlar-ulusalcılar! Bana gelince... Siyaseti, Bekir Coşkun'un yaptığı gibi, böylesine keskin saflara ayırmanın doğru olmadığını inanırım. Tehlikelidir bu tutum. Sakıncalıdır. Toplumu bölücü etkisi vardır çünkü. Siyasetin cepheleşmesine, kutuplaşmasına, giderek gerilmesine yol açar. Bekir Coşkun'un cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili tutumu da bundan farklı değildi. Abdullah Gül'ün kendi cumhurbaşkanı olmayacağını söylerken de en sert üslubu sergiledi Bekir Coşkun. Olamaz mı? Elbette olabilir. Bundan önceki yazılarımda da belirttim. Gül'ün cumhurbaşkanlığını herkesin içine sindirmesi beklenemez. Bekir Coşkun da karşı safta. Gül'e kırmızı kart gösteriyor. Ama eleştiri hakkını kullanırken üslubu yine biraz aşırıya kaçıyor Bekir Coşkun'un... Olabilir bu da. Buna karşı Başbakan Erdoğan'ın tepkisine gelince... Abdullah Gül'ü cumhurbaşkanı olarak tanımayanların Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkmasını söylüyor. "Çık vatandaşlıktan, git kimi istersen seç!" diyor. Aşırı bir tepki. Yanlış bir tepki. Böylesi tepkiler, 'demokrasi kültürü'nün bir parçası değildir, olamaz. Bir başbakan olarak, hele her iki seçmenden birinin oyunu alarak daha yeni seçim sandığından çıkmış bir siyaset adamı olarak Tayyip Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanına kırmızı kart gösterenlerin bu ülkeden çekip başka diyarlara gitmesini söylemiş olması hiç de hoş değil. Tahammülle, toleransla ete kemiğe bürünür demokrasi. Bu ülkede eğer demokrasinin bir hayat tarzı olarak gerçekleşmesini istiyorsak... Toplum ve devlet düzenine kutuplaşmanın değil, yumuşamanın damgasını vurmasından yanaysak... O zaman Başbakan Erdoğan'ın da tepkilerine, söylemine özen göstermesinde, diline hakim olmasında yarar vardır.
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() ne yanlışı beğenmeyen defolur gider dedi daha ne bekliyorsunuz illa elimizle mi alıpta kovalım tovbe tovbe
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() arkadaşlar yazara bir ölçüde katılıyorum. "AŞIRI VE DOĞRU" bir tepkidir.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() hiçte aşırı bir tepki değil gayet güzel bir tepki
giderken kendi gibi düşünenleride götürsün hatta hem ortak bir isim çıkarıp aday göstermiyorlar(televizyonde 2 gün önce kapıştılar daha dsp chp) hemde seçilen gülü beğenmeyip ağır ithamlarda bulunuyorlar güle güle tutmayalım sizi |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir) | |
|
|