![]() |
#1 |
![]() EY KALEM
Sen dünyanın hangi dilinde şarkılar söylüyorsun ey kalem? Hangi yitik baharın ardından ağıtlar yakıyorsun? Sokakları dolduran şenlik ateşlerinden haberin yok mu senin? Çılgın kahkahaları duymuyor mu kulakların? Neden bütün denizlerin hüzünle dalgalanıyor ey kalem? Neden bütün ürkek martıların kirli gökyüzüne çarpıp kırılıyor? Neden çember çevirmekle yetinmeyip dünyayı da çevirmek istiyor parmaklarında senin çocukların? Neden bütün korkunç fırtınalarını kuytularına gönderiyorsun insanların? Neden sözlerin zehirli senin ey kalem? Neden bunca karanlık bakışların? Biraz da oluruna bıraksana dünyayı! Biraz da mutlu gelecekten yarınlar devşirsene! Biraz da yerine geçsene birbirine dokunmayan hatır cümlelerinin! Biraz da boş versene! Sen dünyanın dört başı mamur bir resmi yapılabilir mi sanıyorsun ey kalem! içimizi de gösteren fotoğraflar çekilebilir sanıyorsun! O geçmiş kokulu hikayelerden bugüne ait bir beste yapılabilir mi sanıyorsun! Kolların bütün gamlı coğrafyalara uzanır mı sanıyorsun! Parmakların dokunduğu her yarayı şifalandırır mı sanıyorsun! Ardında bıraktığın enkazları biri gelir kaldırır mı sanıyorsun! Sen menekşeleri sahipsiz mi sanıyorsun ey kalem! Her çocuk, annesinin menekşelerini yer mi sanıyorsun! Bu fikrin, menekşeleri bile tebessüm ettirecek bir muziplik olduğunu nereden çıkarıyorsun? Aldanıyorsun ey kalem, insanlar menekşeleri yemezler. insanların yedikleri sadece insanlardır. Bir fıskelik canın olduğunu unutma ey kalem! Kalemlerin kendi cümlelerinde sallandırıldığını hiç unutma! Yazacaksan kendine yaz! Konuşacaksan kendi kendinle konuş! insanlara dair ümitler saklama kelimelerinin aralarına! Uzun uzun soluklanma! Sen garip bir kalem olmaktan başka nesin ey kalem? Sen rüzgarlarda titreyen bir rüzgar gülü olmaktan başka nesin? Hangi coşkulu yağmura dayanabilirsin Hangi yakıcı güneşten korunabilirsin? Ne demeye kendini bu asık suratlı meydanlara atıyorsun ey kalem? Ne demeye kendine kıymet biçiyorsun? Oturduğun yerde otur ey kalem! Dünyanın ritmini bozmaya kalkma! Mutluluğun yollarına ayaklarını uzatma! Yanlış kapılarda bekleme! Boşa ümit besleme! Senin heves ettiğin memleketlere buradan otobüs kalkmıyor. Senin uzandığın dallarda meyve bitmiyor. Yapacağın en iyi şey şarkını içinden söylemektir. Oysa biliyorum için içine sığmıyor senin ey kalem! Doğru durmuyor kanatların. Sanırım sen hep böyle serseri olacaksın ey kalem. Her cümlenden bir boşluk damlayacak. Ve kalbimi kırıp duracak yansımaların. Gökhan ÖZCAN
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
gökhan Özcan, kalem |
Konuyu Toplam 4 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 4 Misafir) | |
|
|