![]() |
#1 |
![]() Şuna emin olun ki; kendilerine çok şey borçlu olduğumuz ecdadımız, aziz şehitlerimiz bizimle birlikteler. Her ne kadar biz onları bırakmış, unutmuş olsak da onlar bunu yapmadılar, himmetlerini üzerimizden hiç eksik etmediler, ne zaman ihtiyacımız olsa bize el uzattılar, yardım ettiler.
Hele siz onları tanımak adına, tanıtmak adına bir şeyler yapın, birkaç adım atın, göreceksiniz nasıl size koşarak yardıma geliyor, nasıl yardım ediyor, işlerinizi nasıl kolaylaştırıyorlar. Bunu bizzat yaşadığım bir olayla size açayım müsaade ederseniz: 2007 senesini Mart ayıydı.Üniversiteye bağlı bir öğrenci kulübünün çatısı altında şehitlerimizi konu alan bir tiyatro oyunu sergilemek üzere çalışmalarımızı sürdürmekteydik. Oyunun 19 Mart günü bir ilköğretim okulunda sahnelenmesi gerekiyordu. Zamanımız çok daralmıştı, bununla birlikte ekip içinde bazı uyumsuzluklar, disiplinsizlikler baş göstermekteydi. Ayrıca dekor, kostüm, aksesuar olarak da birçok eksiğimiz vardı. Kısacası oyunun zamanında ve eksiksiz olarak çıkması neredeyse imkansız olarak görünüyordu. Ben ise naçizane oyunun yönetmenliğini üstlenmiş biri olarak bütün uğraşlarıma rağmen işin içinden çıkamıyor ve oyunun çıkacağına dair ümitlerim git gide azalıyordu. İptal edersek ben ne yapardım, aziz şehitlerimizin hatırasına hürmetsizlik etmiş olmaz mıydım? Bir gece yine bu düşünceler içerisinde yatağımda kıvranırken kendimi yakaza alemi diye tabir edebileceğimiz uykuyla uyanıklık arasındaki ince çizgide buldum. Bir yandan rüya görüyor, diğer yandan odamdaki nesneleri algılayabiliyordum. Aslında buna tam olarak rüya denmese de biz şimdilik rüya diyelim; rüyamda kendimi sözünü ettiğim öğrenci topluluğunun odasındaki döner koltukta görüyorum. Odada tiyatro gurubundaki arkadaşlar var, bir toplantı halindeyiz ve beni dinliyorlar. Onlara da yaşadığımız sıkıntılardan, zorluklardan bahsediyorum ve oyunun iptal edilme olasılığından bahsediyorum. Tam o esnada derin bir sessizlik oluyor, ben ne olduğunu anlayamıyorum. Birden sırtımda bir sıcaklık, bir yanma hissediyorum, bu öyle bir sıcaklık ki yavaş yavaş tüm vücudumu sarıyor. Bunun sebebini anlamak için etrafıma bakınırken koltuktan çıkmış bir el görüyorum, kanlı bir el. Bu el benim sırtımı sıvazlıyor ve koltuğun içine girip kayboluyor. Ben bir an öylece bakakalıyorum ve sonra uyanıyorum. Uyandığımda ise içimi öyle bir ferahlık, öyle hoş, latif duygular kaplıyor ki tarifi imkansız. Anlatılmaz yaşanır cinsten. İşte bu olaydan sonra o kadar güzel gelişmeler yaşandı ve işlerimiz o kadar kolaylaştı ki sanki o zorlukları hiç yaşamamışız gibi oyunumuz planlanan tarihte ve çok iyi bir performansla oynandı. Herkes tarafından büyük bir takdir ve tebrik topladı. Bu olaydan da anlaşılacağı üzere, ecdadımız bizimle birlikte, sahipsiz değiliz. Dedelerimiz değerleri için ve biz torunlarına şerefli bir gelecek bırakmak uğruna canla başla savaş verdi ve bu topraklarla beraber bize o değerleri de emanet bıraktı. Bize düşen ise öncelikle onları hakkıyla tanımak, tanıtmak ve bu emanete hıyanet etmemek. Bu uğurda mücadele etmeye karar verdiğimizde göreceğiz ki, er ya da geç bir yerlerde gelip sırtımızı sıvazlayanlar olacak…
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|