AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Necip Fazıl]

Deniz Baykal

29 Mart sonrasının "siyaset manzaralarını" sunmaya devam edelim. Ve bugüne "CHP ile" başlayalım.
Deniz Baykal'ın "keyfine diyecek yok."
Zira CHP, 29 Mart'tan "moralli" çıktı.
"İzmir-Merkez'i" alması bekleniyordu ama...
1. Yüksek bir oyla kazandı.
2. İzmir'in 30 ilçesinden 28'ini de aldı.
3. Hele Aydın... Yıllar yılı sağa oy vermeye alışmış Aydın'da CHP, belediye başkanlığını kaptı.

Kimse boş yere kendini yormasın...
CHP'de "genel başkan değişikliği" diye bir konu gündeme gelmez.
Deniz Bey Trakya'yı almanın, Zonguldak'ta seçim kazanmanın "keyfini çıkarır."
2011'i bekler.

Devlet Bahçeli

MHP, 29 Mart'ta "kritik yerlerde" seçimi aldı.
Manisa gibi.
Balıkesir gibi, Adana gibi. Daha önce "merkez sağa" oy vermiş pek çok ilde, ilçede seçmen "tercihini MHP'den yana kullandı."
Bu MHP açısından "önemli olay."
Devlet Bahçeli'nin "moral yerinde."

MHP'yi (ve de CHP'yi) yakından ilgilendiren bir olgudan söz etmek gerek.
29 Mart'ta pek çok ilde, ilçede "AK Parti'ye karşı bir bloklaşma" görüldü.
Seçmen AK Parti karşısında "kim güçlüyse" ona yöneldi.
Zonguldak'ta CHP'ye...
Manisa'da MHP'ye.
İzmir'de CHP'ye.
Balıkesir'de MHP'ye.

MHP (ve tabii CHP) açısından önümüzde "kritik bir dönem" var.
1. MHP'li ve CHP'li başkanlar "başarılı olurlarsa", bu durum, seçmenin 2011'deki tercihini "ciddi biçimde etkiler."
2. Ama başarılı olamaz ve bir de yolsuzluğa falan bulaşırlarsa, 2011'de "partilerinin oylarını geriye doğru çekerler."


DTP.. Hep aynı...

DTP için söylenecek söz şu:
"2002'de neyse bugün de o." "Donmuş bir oyu" var, değişmiyor. Ve bir türlü "Türkiye partisi" olamıyor. DTP'nin "Türkiye partisi olma yolunda açılım sergilemesi" gerektiği kadar...
CHP'nin ve MHP'nin de "Türkiye'nin her yerinde oy alacak siyasetleri üretmesi" gerekiyor.


Numan Kurtulmuş

Saadet Partisi'nin Prof. Dr. Numan Kurtulmuş ile bir "rüzgâr estirdiğini" söylemeye gerek yok.
1. Ama bu bir yerel seçimdi... "Genel seçimin havası" çok daha farklı.
2. Tabii genel seçimde de "AK Parti'de beklediğini bulamayan, aday olamayan" çok kişi, Saadet'e yönelebilir... Bunu da yabana atmamak lazım.
3. Numan Kurtulmuş partide "taze kan" ancak... "Kadrosu" hâlâ Erbakan Hoca'nın yaptığı kadro... Prof. Kurtulmuş'a "kendi kadrosunu kurma olanağı" verilecek mi?
4. Saadet Partisi "uca kayıp", AK Parti'yi "merkeze" mi itecek?.. Bu AK Parti'nin işine yarar... Ama "uçtan uzaklaşıp" yeni seçmen kitlelerine mi yönelecek?
Bekleyip, göreceğiz.

Süleyman Soylu

Tebrikler Süleyman Soylu'ya.
DP'nin 29 Mart'ta "iyi bir sonuç alması için" dere tepe demedi, koşturdu durdu.
Ama sonuç "yüzde 3.7" olunca "seçmen iradesinin önünde saygı ile eğildi."
"Genel başkanlığı bırakacağım" dedi.

1. Yüzde 3.7 "Süleyman Soylu'nun kusuru" değil.
2. DP'nin hâlâ "klasik bir tabanı" var.
3. Ama taban "yaşlandı."
4. DP bazı "nokta hedeflerde" sonuç aldı.

DP'nin işi "artık çok zor."
En büyük hata "1993 sonrası" yapıldı.
Parti (DYP), gövdesinden koptu.
Yıllar sonra "DYP-ANAP evliliği" bir heyecan yaratır gibi oldu. (2007)
Ama "fiyasko ile" sonuçlandı.
Özetlersek:
1993 sonrası yapılan hatanın faturası çok ağır oldu.


Özal ve üniversitesi

Eski başbakan Yıldırım Akbulut, eski milletvekillerinden Galip Demirel gibi isimleri kutluyoruz.
ANAP'tan "bir şey olmayacağını" gördüler.
Ve Ankara'da "Turgut Özal Üniversitesi" kurmak için örgütlendiler.
ANAP "2007'de yoktu."
29 Mart 2009'da da "varlık gösteremedi."

ANAP gemisi, bu saatten sonra "şu veya bu partinin limanına yanaşabilir mi?"
O da zor.
Zira "gemide kaç yolcu kaldı ki?"

Gümüşhane yöresinde "mezar taşıyla övünülmez" diye bir söz var.
ANAP'ta çok kişi "Özal'ın mezar taşı üzerinden" siyaset yapmaya kalktı... Sonuç ortada. Neyse ki Akbulut gibi, Galip Demirel, Ali Coşkun gibi "dostları" Özal'ın adını "üniversitede yaşatmak istiyorlar."

Abdüllatif Şener

Siyasette "yeni bir hareket başlatmak" kolay değil.
Hele "parti kurmak" hiç kolay değil.
1. Halkın "beklentisinin" olması lazım.
2. Beklentiyi harekete geçirecek "kadro" lazım.
3. Ve de "maddi güç" lazım.

Abdüllatif Şener "bir süredir" bekliyor, "kuracağım" diyor, belli ki "önümüzdeki aylarda" kuracak.
Ama "heyecan yaratabilecek" mi?