Çarşamba günü oynanan Fortis Türkiye Kupası Çeyrek Final Rövanş Maçı'nda kamuoyunun üzerinde anlaştığı üzere "bir hakem skandalı" yaşanmıştır. Bu skandalın mağdur olan tarafı bugün Fenerbahçe Spor Kulübü'dür. Yarın kimin mağdur olacağını ise tarih bize gösterecektir. Skandala dönüşen hakem yönetimlerini kader ile izah etmek, bir yazgı olarak kabul etmek mümkün değildir. Bu gün kulübümüzün skandal hakem yönetimi sebebi ile hem maddi hem manevi kayıpları olmuştur. Maddi kayıplar elbette giderilir ancak yitirilen manevi kayıplar asla giderilmeyecektir. Elde etmeyi çok arzuladığımız Türkiye Kupası hedefinden, maalesef kabul edilemez hakem hataları sonucunda çeyrek finalde uzak kaldık.

Dünkü maçın hakemi bundan önce Ordu-Eskişehir daha sonra V.Manisaspor-Sakaryaspor takımları arasında oynanan ve hem bu takımların hem ligin kaderine tesir eden, izleri bu gün dahi kamuoyundan silinmemiş müsabakaları yönetmiştir. Bu denli skandallara imza atan bir hakemin önceki federasyon tarafından FIFA listesinde tutulmuş olmasının sebebi mutlaka araştırılmalıdır. Sayın Cüneyt Çakır odağında yapılan güncel tartışmanın ötesine geçilmeli isimleri herkesçe tartışmalı hakemler ile artık yollar ayrılmalıdır. Her meslekte olduğu gibi hakemlik mesleğinde de ödülün yanında ceza da olmalıdır. Hakem dinlendirmek ceza değil meselenin ötelenmesi ve üstünün örtülmesinden başka bir şey değildir. Karar standardı olmayan, takım ve maça göre yönetim gösteren, mesleki eğitimden ziyade televizyonlarda yayınlanan hakem yorum programlarının etkisi ile maç yöneten, kişilik oluşturan, kulüpler ile davalı olan hakemler ile yollar artık ayrılmalıdır. Bunlarda ısrar, futbolun marka değerini düşürmekte ve futbola olan güveni zedelemekte ısrar anlamını taşımaktadır. "Bu hakemler ile kalan maçları yöneteceğiz, başka hakemimiz yok" şeklindeki açıklamalar meselenin vahametine uygun düşmeyen, sorumluluk taşımayan beyanlardır. Gelinen noktada futbol radikal kararlar beklemektedir. Bu şekilde verilecek karar ile futbol ailesi dışına çıkarılacaklar kalanların iyiliğine sebep olacaktır. Benzer şekilde bu hakemlerle bağlantılı ve sistemin çürümüş parçası içinde olan Gözlemci ve Temsilciler de derhal sistemden ayıklanmalı ve bu şekilde sağlıklı yapı korunmalıdır.

Sayın Oğuz Sarvan başkanlığındaki MHK son derece riskli ve hatalı bir atama kararı almıştır. Bu hatanın sonuçlarının sorumluluğunu Sayın Oğuz Sarvan ve kurul üyeleri kabullenmek zorundadır. Susarak konunun kamuoyunda unutulmasını beklemek gelecek günlerde kendilerine olan olumlu bakışın kaybolmasına sebep olacaktır. Beklentimiz Sayın Sarvan'ın bu sorumluluğuna uygun açıklamayı ve gereğini yapmasıdır.

Yeni federasyon yönetimi de eskinin muhasebesini bir an önce yapmalı, futbolun marka değerini düşüren, futbola güveni azaltan kısaca futbolu kirleten kişi ve kuruluşları bir önce futbol ailesinden ayıklamalı ve bunlar ile ilgili gereğini yapmalıdır. Bütün futbol ailesi bireylerinin beklentisi bu olduğu gibi yeni futbol federasyonu yönetiminin taahhüdü de bu yöndedir. Kurulların kurulması yeterli değil onların işleyişinin de denetlenmesi TFF yönetiminden beklentimizdir. MHK'nın bu maça ilişkin atama kararı, yaşanan hakem skandalı kadar önemlidir. Bu kararın hesabı mutlaka sorulmalı, yapılan hatalar en aza indirilmelidir. Bunun için vakit kaybına tahammül kalmamıştır. Yapılması gerekenler derhal hayata geçirilmelidir.

Ancak alınacak önlemler göz boyamaktan öteye gitmeyen kararlar olmamalı, kısacası sinekleri öldürmek değil bataklığı kurutmak adına yapılacak çalışmalar olmalıdır. Bugün herkesçe Türk futbolunda bir temizliğe ihtiyaç duyulduğu fikri sabittir. Görevdekiler ve yetki sahipleri eğer bugün bu temizliği başlatmaktan kaçınırlar ise ileride çok daha büyük sorunların altında ezilip kalırlar. Hem de bu sorunlar onların tahminlerinden çok daha önce karşılarına çıkacaktır.


Artık kimsenin kaçacak saklanacak yeri yoktur. Herkes taşın altına elini sokmalı ve futbolda adaletin sağlanması adına üzerine düşeni yapmalıdır. Bugün buna ses çıkarmayanlar yarınlarda benzer durumlara düşmenin tehlikesini her zaman hissedeceklerdir. Burada meselenin renkler değil bütünü ilgilendiren bir sorun olduğu herkesçe kabul edilmeli ve adım atılmalıdır. Taraftarlık duyguları ile geri duranlar bugün olup bitenlere ses çıkarmayanlar bir gün bumerang'ın kendilerini de vuracağını unutmamalıdırlar. Aksi takdirde kangren haline dönen yara Türkiye'de futbolun tamamen kaybedilmesine neden olacaktır.

Galatasaray - Fenerbahçe arasında oynanan Fortis Türkiye kupası çeyrek final mücadelesi maça etki eden kararları ile değil, maça etki edenlerin aldığı cezalar ve sonrasında uygulanan yaptırımlar ile anılırsa tekrarlarının önüne geçilmiş olur.

FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ

hayır anlamadıgım gökhan gönül cocugun attıgı topu alsa sahanın içinden mi kullancaktı taçı?
adam bi kenara gelsin haydaaaaaa...