03-01-2009, 14:53 | #1 |
Siyasal alanda yaşanan Vorteksler (R.ÖZDENÖREN)
Kelimelerin lügatteki haliyle belleğimizde durmasıyla onun gündelik hayatımıza geçmesi arasında ilginç bir farklılık olduğunu keşfediyorum. Vorteks (vortex) kelimesi belleğimizin bir yerinde girdap (anafor, burgaç, girdabın ortası) diye duruyor, ancak bir uçak kazası sonunda kullanılmaya başlayan aynı kelime bu kez teknik bir anlamın ifadesi olarak yeni bir içerikle karşımıza çıkıyor. Kelime üzerine yaptığım minik bir araştırma sonunda sayfalar dolusu açıklamalarla karşılaştığımda şaşırmadım desem yalan olur. Açıklamaların ancak küçücük bir bölümünü okuma sabrını gösterdim. Çünkü üst tarafı benim günlük yaşantımı etkilemeyecek denli ayrıntı doluydu: hangi büyüklükteki uçağın kanatlarının oluşturduğu vorteksin oylumu ne olur, hangi sürede etkisini yitirir vs. vs... Vorteks çağrışımları beni farklı alanlara götürdü. Örneğin siyasal alanda son 60 yılda yaşadığımız vorteks'lere yoğunlaştığımızda nelerle karşılaştığımızı düşündüm. 1950 yılı 14 Mayısındaki genel seçimlerde Demokrat Parti'nin seçimi kazanarak iktidarı, ülkenin, rejimin ve hükümetin sahibi olduğu iddiasını her fırsatta beyan etmekten geri durmayan CHP'nin elinden alması bir vorteks etkisi yaratmıştı. CHP, içine düştüğü vorteksin etkisinden uzun yıllar kurtulamadı. Rövanşını 1960 hükümet darbesiyle aldı. 1960, 27 Mayıs'ında yapılan hükümet darbesinin yarattığı vorteks o günden bu yana olumsuz etkilerini sürdürüyor. Türk siyasal hayatındaki en olumsuz ve menfur olaylardan biri yaşandı o gün. Askere hükümet darbesi yapma yetkisi, bazı sivil siyaset erbabının da katkısıyla yasal hale getirildi. Yasal olmanın her zaman hukuka uygun olmayacağı elbette bilinen bir gerçeklik... O siyaset erbabı (ya da esnafı) "askerle hiçbir zaman ters düşmemekle" övünüyor, askerle ters düşmemeye özen gösterdiğini beyan ediyor ve askerin en ufak bir iması ile şapkasını kapıp meydandan sıvışmayı marifet olarak ilân etme çabası içine giriyordu. Türk siyaset hayatında yaşanan ikinci büyük vorteks 12 Mart 1971 yılında yaşandı. Üçüncü ve daha büyük vorteks 12 Eylül 1980 günü patlak verdi. Dördüncüsü 28 Şubat 1997 gününde vuku buldu. Ve nihayet beşincisi 28 Nisan 2007 tarihindeki e-muhtıra ile yaşandı. Yaşanan her vorteks Türk siyasal hayatının olsun iktisadî hayatın olsun yıllarca geriye vurmasına yol açtı. Nice canların kıyımıyla bedeller ödendi. Ülkenin siyasal ve iktisadî hayatında bunca onmaz yaralara sebep olan bu vortekslerden siviller kendilerine düşen bedelleri ödediler. Fakat bu vortekslerin failleri hiçbir bedel ödemeden gündelik hayatlarını sürdürdükleri gibi, kimilerinin büyük vurgunlarla parsa topladığı da söylendi. 28 Şubat faillerinin, eğitim hayatına vurduğu darbenin olumsuz etkileri halen devam ediyor. Ciddi veya gayriciddî hiçbir hesaba dayanmadan 5 yıllık ilköğretim süresinin 8 yıla çıkartılmasının meslek ve sanat eğitimine indirdiği darbenin olumsuz etkileri gündelik hayatımızdaki sonuçlarını sürdürüyor. Bazı sivillerin ve yargı organlarının işbirliği ile gerçekleştirilen 28 Şubat darbesinde gerek yargının aldığı yara, gerekse asker kesim üzerinde yarattığı darbenin meşruiyetine ilişkin kanaat, olaydan bir on yıl sonra o mahcup e-muhtıra ile, öngördüğü bin yıllık ömrün ilk on yılında nüksetme çabasını sürdürdüğünü gösterdi. Bazı olaylar hukuk düzeninde zaman aşımına uğramış olabilir. Fakat milletin vicdanında zaman aşımı asla yürümez. Bazı failler ömürlerini doldurduğu için, bazıları yasal zaman aşımıyla paçayı kurtarmış gibi görünebilir. Fakat milletin maşeri vicdanında onların mahkûmiyeti müebbede hükümlü olarak sürüp gider. Beni tanıyanlar, Türk siyaset hayatında boy vermiş bazı figürlerin uzun ömürlü olmasını dilediğimi bilirler. Sırf milletin gözünden düştükleri derekenin hangi alçaklıkta seyrettiğini kendi gözleriyle görmelerini dilediğim için, sırf bunun için...
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|