Siyaset ve siyasetçi

Siyaset, sanıldığı gibi kolayın aksine zor zenaattır. Esnaflık gibi, her babayiğidin icra-i faaliyette bulunabileceği bir alan değildir. Bir kere; ne yandan bakılırsa bakılsın, fedâkârlık (özveri) istiyor. Siyasetçi, adeta kendi hayatını yaşayamaz; başkaları için yaşar.
Meclis’te görüyorum ve hayretler içinde kalıyorum. Siyasetin içine fiilen girmeden anlatırlardı ama, doğrusu işin bu denli ağır ve bir o kadar da meşakkatli olduğunu bilmezdim.
Konuya girerken şu hususun altını çizerek ifade etmeliyim ki, siyasetçiye çok haksızlık edilmektedir. Toplum için adeta feda-i canda bulunan ve bu uğurda gecesini gündüzüne katan milletin hizmetinde olan insanlara böylesi muamele yapılmamalı. Hele içinden birkaç çürük yumurta çıktı veya çıkıyor diye; baştan aşağı siyaset kurumunu ve siyasetçiyi aynı zannetmek, siyasetçiyi horlamak, siyaseti ve siyasetçiyi aşağılamak kimsenin hakkı ve haddi olmaması gerektir.
Toplumda çok yanlış anlaşılan bir durum da milletvekilleri maaşlarıdır. Bunlar söz edildiğinde en az emekli maaşı alan kesimin rakamları örnek gösterilir ve bu rakam, milletvekili maaşı ile kıyaslanır. Tabii, milletvekilinin 8 bin YTL dolayındaki maaşı çok görülür.

Gerçekten işleri çok zor
Halbuki, inanın ki, milletvekilinin almış olduğu bu maaş, seçmenlerine yalnızca ikramına bile yetişmemektedir. Milletvekili odalarını bir görseniz, akşama kadar dolup dolup taşıyor. Bazı odalarda inanın ziyaretçiler, kalabalık yüzünden yerde oturmak zorunda kalıyorlar.
Milletvekili, gelen bütün kalabalık seçmen kitlelerinin her türlü ihtiyacını karşılamak zorundadır. Büyükşehir, özellikle İstanbul milletvekillerinin bu kadar ziyaretçisi olmasa da onların da hemen her hafta sonu İstanbul’a gelip gitmeleri ve orada sorumlu oldukları ilçenin davetlerine icabet etmeleri gerekmektedir.
Ayrıca, milletvekillerinden yapılan taleplerin içinde öyleleri var ki, insanı çileden çıkarır! Ama, milletvekili bütün bunları, sabırla ve karşısındakinin kalbini kırmadan dinlemek ve eğer mümkünse talebini karşılamak zorundadır. Burada, hassaten doğu ve güney-doğu Anadolu vilayetlerimizin milletvekillerine Allah sabır versin diyorum. Gerçekten işleri çok zor.
Siyaset, bizde maalesef, zaman zaman inkıtaya (kesintiye) uğratıldı.
Özellikle siyasetin yasak edildiği bu dönemlerde siyasetçiye çok büyük eziyetler ve hakaretler yapıldı. Her şeyden önemlisi siyaset işi millete çirkin (kerih) gösterildi. Bir kısım sorumsuz medya da bu işi körükledi ve neticede siyaset işi ve siyasetçi eski itibarını kaybetti.
Siyasetçi bugün; onca işinin arasında, bu itibarı da düzeltmek zorundadır.

Parlamentonun görevi
Malum, Parlamentonun iki önemli görevi var. Bunların birincisi denetim, bir diğeri de kanun çıkarmaktır.
Bu mühim işler, milletten alınan yetkiyle ve millet adına yapılır. Bütün bunların ne kadar sorumluluk gerektiği hususu izahtan vareste olsa gerektir.
Söz siyaset ve siyasetçiden açılmışken, çok önemli ayrı bir hususa değinmek isterim. Siyasetçiye yapılmak istenen bütün aşağılamalar, karalamalar, hor görmelerin temelinde gerçekte millete hakaret vardır. Çünkü, siyasetçileri bu millet seçmiştir ve milleti temsil etmektedirler. Direkt olarak millete hakaret edemeyen mahut kesimler, hırslarını milletin temsilcilerinden alıyorlar!
Dolayısıyla salt siyasete ve düzgün siyasetçiye düşmanlık gerçekte demokrasiye ve millete düşmanlıktır!

Çerçeve
Fuat Bol