03-14-2012, 11:11 | #1 |
Sizi Atatürkçü biliyorduk, TÜSİAD’çı çıktınız / Ahmet KEKEÇ
Eğitim komisyonundaki arbedeyi ibretle, dehşetle ve biraz da hayıflanarak izledik.
Masalar dağıtıldı, bardaklar fırlatıldı, kafa göz yarıldı. Denilebilirse, CHP, tarihinde bu kadar “büyük direniş” göstermedi. Parlamento kuşatıldı... Sustular. Darbeler yapıldı... Sustular. Muhtıralar verildi. Sustular... Pardon susmadılar. Muhtıracıların kurdurduğu darbe hükümetine Başbakan ve “güvenoyu” verdiler... “Tağmaç-Gürler cuntası”nın el verdiği “sivil hükümet”in başında bir CHP’li bulunuyordu: Nihat Erim... İş başına gelir gelmez, “Devletin yumruğu balyoz gibi inecek tepelerine” buyurdu... Balyoz gibi de indi... Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının asılması, Mahir Çayan ve sair eylemcilerin infazı, CHP destekli “balyoz hükümeti”nin başarısıdır, yani halt karıştırmasıdır... Devrimci arkadaşlarımız hala toz kondurmazlar CHP’ye... 12 Mart’ın “sürek avında” arkadaşlarını kaybeden saçı sakalı ağarmış adamlar, hâlâ “devrimcilik” ve “ilericilik” vehmederler bu partide. Siz ne diyorsunuz yahu, Muhsin Batur’un jetleri TBMM üzerinde alçak uçuş yaptığında da susmuştu CHP... Kenan Evren’in devrisaadetinde susmadılar ama... Kenan Evren’e kızıyorlardı... Kenan Evren, “darbenin yönünü” değiştirmişti çünkü... TTK ve TDK’yı kapatmıştı... “61 devriminin kazanımlarını” (!) ortadan kaldırmıştı... “27 Mayıs Hürriyet ve Anayasa Bayramı” utancına son vermişti... Kızdıkları Kenan Evren’in yargılanma ihtimali belirince, yine eski korumacı ve statükocu saflara intisap ettiler. Kenan Paşa’nın anayasasına da kızıyorlardı. “Cunta anayasası” diyorlardı, “faşist anayasa” diyorlardı, “beşibiryerde anayasası” diyorlardı ve en keskin, en sert, en öldürücü muhalefeti yapıyorlardı. Bir gün, Recep Tayyip Erdoğan diye bir siyasetçi çıktı, hiç hesapta yoktu, parti kurdu, iktidara geldi, “Madem bu kadar şekvacısınız, gelin o halde değiştirelim şu anayasayı, daha sivilini yapalım” dedi. Bu defa, “Haydaaa... Bu anayasa değişikliği de nerden çıktı?” dediler. Bunu diyen dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’dı... Sivil bir anayasa ihtimaline, pardon tehlikesine karşı defans yaparak, hem Kenan Paşa’nın anayasasına sahip çıkmış, hem de erken bir “darbe soruşturmasının” önünü kesmiş oldu. Dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal bir şey daha yaptı, “Ordu, 28 Şubat sürecinde sivil kamuoyunun oluşmasına katkı sağlamış önemli bir baskı grubudur” dedi. Darbelerde sus... Muhtıralarda kılını kıpırdatma... Darbe hükümetlerine Başbakan ve güvenoyu ver... Beşibiryerde anayasasına sahip çık... Sıra eğitimde yapılacak değişikliklere gelince aslan kesil... Masa dağıt, bardak fırlat, kafa göz yar... Neymiş, 4+4+4 İmam Hatiplerin önünü açacakmış. Devletin temeline dinamit konuluyormuş. Cumhuriyetin kazanımları elden gidiyormuş. İyi de arkadaşlar, “elden giden” Cumhuriyetin kazanımları değil... Sizi kandırıyorlar, tabir-i amiyane ile kekliyorlar... Elden giden, Orgeneral Çevik Bir’in ve TÜSİAD’ın “kesintisiz eğitim” modeli... Ki, 28 Şubat sürecinde silah zoruyla dayatılmıştı. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz da, “Siyasi hayatıma mal olsa da bu yasayı çıkaracağım” buyurmuş, yaptığı iş gerçekten de siyasi hayatına mal olmuştu. İstediğiniz bu mu? Çevik Bir modeli mi? Ahmet KEKEÇ - Star
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|