![]() |
#1 |
![]() Sustum… Öylesine… Bir nefeste… Aheste… Varsın güller açılmasın bundan sonra… Varsın olsun! Eksik olsun… Çoklar aza, anlar hiçliğe, canlar ecele devrile dursun… Koygar şahinler uçurmam bundan gayrı, turna kanadıyla yaralanmış göklerimde… Kıyılmış ne varsa beyhudedir bundan böyle… Sustum… Dertli kalem… Artık sen söyle!
Sustum… Bu vakte kadar, söz kalesinin burçlarında niçin mahpustum? Viran olmanın noksan kıldığı bir tutam acıyla, mürekkep renginde içimi kustum… Siyahın üstüne renk tanımakla yapılan hatayı, saçımda an be an artan aklardan öğrendim… Ve öğrendim susmayı, akıtmaya kıyamadığım sağanaklardan… Uyan ey zaman! Bedel iste bitirdiğim yarınlardan… Sustum… Kelamın koridorlarında infilak eden sedamı, yunmuş yıkanmış kızıllıklara yar eyledim… Sustum ve nihayet kar eyledim… İncecikten bir sızıyla inlerken neyler, son sözümü, sona ermeden evvel suskunluk alfabesiyle söyledim… Evet! Belkide bir zamanlar meyustum… Ama korkmayın artık… Sustum… Sustum… Sustum… Cana, canana, zamana, mekana, zekana, korkana, yürek burkana, gökten sarkana, yerle bir olan arkana… Tuş oluşunu gördüm, sustum… Yaratık mesabesine indirgenmişlerin haliyle sustum! Tersine açan bir çiçek gibi, topladım yapraklarımı gün ışığından, goncamın içine pustum… Sustum… Sustum… Sustum… Olmayan saygının kaygısını çekerek… Bağrımdaki çorak toprağa Mecnun’un efkarını ekerek… Bir ceylanın toynaklarıyla ezildim, geçip gitti sekerek… Ormanlar uğuldadı gözümdeki son billuru da dökerek… Hıçkırmak istedim olmadı, sendeledim olduğum yere çökerek… Harman vakti bir başak kesildim, biçmekten imtina etmeyen kader adlı orağın önünde boyun bükerek… Sustum… Sustum… Konuş deseler de… Söz gümüşünü biriktiririm artık yamalı keselerde… Özüm her ne kadar kavrulsa da, Leyla menşeli vesveselerde… Veya… Kısıtlamış hülyalarım, açı ortayını yitirse de lüzumsuz hendeselerde… Söz dedim ya… Hani ağlamaklı baktığında kelam kesilen mevzu… İşte o artık bundan böyle, sözü geçmez köselerde… Sustum… Hakikatte susmak dil çeliğini örseler de… Neyse… Sustum… Sustum… Gemiler kalkıyordu limandan… Fora yelkenlerin kirlettiği simandan, bir hüzün aksetti sonra… Küçük bir çocuk çehresiyle kanadı ufkun derinlikleri… İçimdeki ateşler terk ederken o ıtri serinlikleri… Yaseminler de bivefa, kokmayınca bu bahar! Hanımeli saltanatını devirince Akdeniz’in rutubet kokan nefesi… Ansızın yıkılınca zincirlere hükmeden aslanların kafesi… Sustum… Sustum… Sebepsiz yere… Ruhum yara bere… Eyvahları yollamadan mutebere… Biliyor musun ah aziz dostum… Ben sustum! alıntı...
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() "En iyi anlatış artık susmaktır
Anladım ben bunu seni bilince" diyor ya şair, işte öyle bazen suskunluk bir ömüre sığmayacak kadar uzun cümleleri dillendirir. "Arif olan anlar" deyip susarsınız.. Bu güzel paylaşım için çok teşekkürler gönülden kardeşim.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 | ||||
![]() Alıntı:
neyin bedeli alındıki zamanında alısın ![]() Alıntı:
herşeye rağmen susabiliyormuyun? Alıntı:
![]() Alıntı:
mükemmeldi ablacım sağolasın ![]() |
|||||
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() ''Söylesem Tesiri Yok, Sussam Gönül Razı Değil'' sözünü daha önce duymama rağmen içeriğini ilk defa okumak nasip oldu... Emeğinize sağlık.Çok güzel bir paylaşımdı... (+)
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() Söylesem Tesiri Yok, Sussam Gönül Razı Değil...
mükemmel bir söz... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Okuyup yorumlayan dostlara sonsuz minnet olsun..
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() Bana değerli bir taş verin, ya inci ya da yakut,
Daha değerli bir şey var ise o da ancak sükût. (Zafer Ardıç) Ne de güzel söylemiş.. Anlamsız seslerin, sözlerin çevrelediği dünyamızda, artık bir miktar sükut bize çok şey anlatmıyor mu ki.. Teşekkürler.. Konu Feride tarafından (06-03-2009 Saat 01:51 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|