07-28-2018, 16:10 | #61 |
Kaynak pekgüzelsözler.com
Dostoyevski Sözleri Eğer kirli bir ırmağı içine alıyorsan bozulmadan kalabilmen için deniz olmalısın. Acıda hazların en tatlısı saklıdır. Sevgi ile kin kalpte uzun süre barınamaz. Zamana güven her şey unutulur. Elindeki güç kadar oluyor insanın isyanı da! İyi insan gülüşünü sevdiğiniz kişidir. Şurası açıktır ki biz sevgiyi acıya bulayarak severiz. Yitirilen şey geri gelmez. Ağızdan çıkan söz de Çocuk dünyanın en büyük saadetidir. Yanlış kişiden samimiyet beklediğin an kırılıyorsun. Niyeti iyilik olan karşılaştığı kötülüğe takılıp kalmaz. Ancak acı çekerek kendimizi bulabiliriz. Her insan herkes karşısında her şeyden sorumludur. Her şeyi anlıyorum ve bu beni öldürecek. Bir insanın en iyi tarifi iki ayaklı ve nankör olmasıdır. Aşk olduktan sonra saadetsiz yaşanabilir. Bu dünyadaki en zor şey kendi kendine sadık kalmaktır. Sevgi her zaman karşılık görür kin de öyle. Hayatta hep mutlu olursam hayalini kuracak neyim kalır? İnsanın aklı çoğaldıkça can sıkıntısı artar. Her şey üstüne üstüne geliyorsa belki de sen ters gidiyorsundur. Hayata yeniden başlasaydım saniyelerin nabzını tutardım. Sadece hayat veren değil hayat verip hak eden baba adını taşıyabilir. Birisini sevmek; onu Yaratıcı’nın kastettiği şekilde görmektir. İnsanca davranabilmek çoğu zaman en etkili ilaçtan bile daha tesirlidir. Bazı insanların düşmanlığı dostluklarından daha yararlı oluyor. Hiçbir zaman doğru insan çıkmaz karşına. Ya zaman yanlıştır ya da insan. İnsanın ruhunu yücelten acı ucuz bir mutluluktan daha değerlidir. Bence gerçekten büyük insanlar dünyada büyük acılar çekmek zorundadır. Başkaları için kendinizi unutun o zaman sizi de hatırlayacaklardır. İnsanların birbirini tanıması için en iyi zaman ayrılmalarına en yakın zamandır. Kolay bulunan bir sevgi mi yoksa insanı yücelten bir acı mı daha önemli? Bir anlık mutluluklar değil mi yaşamı bunca güzel bunca yaşanılası kılan? Üzülmek ve acı çekmek büyük bilinçler ve derin yürekler için her zaman zorunludur. Acı ve üzüntü engin bir bilinç ve derin bir yürek için her zaman zorunludur. Tok olan açın halinden anlamaz derler; ama bazen aç olan da açın halinden anlamıyor. Yeni bir adım atma yeni bir kelime söyleme insanların en fazla korktuğudur. Gülüş ruhun hiç şaşmayan aynasıdır. Yalnız çocuklar kusursuz bir gülüşle gülmesini bilirler. Gerektiği zaman ağlamaktan çekinme. Çünkü gözyaşları söyleyemediklerini söylemek içindir. Yaşamdan korkmayın çocuklar. İyi doğru bir şey yaptığınız zaman yaşam öyle güzel ki. Hayatımızda en yüce en güçlü en faydalı dayanağımız ana baba evinden kalan hatıralarımızdır. Bil ki mutlu son diye bir şey yoktur. Çünkü bir şeyde son varsa orada mutluluk yoktur! Zerrece suçum olmadığı halde birtakım düşler kurarak kendi kendimi suçlu bulduğum olmuştur. İnsanın yaptığı yanlışlardan en büyüğü başkaları karşısında gülünç olmaktan korkmasıdır. Acı ve acı çekme büyük bir zekaya ve duyarlı bir yüreğe sahip kişiler için her zaman kaçınılmazdır. Kalbi olup da aklı olmayan bir kadın aklı olup da kalbi olmayan bir kadın kadar mutsuzdur. Gururlu bir insan ancak kendini bilen ve kendini büyük bir titizlikle sorgulayıp küçümseyen insandır. Mutlu olmanın iki yolu var Ya isteklerinizi azaltacaksınız ya da imkânlarınızı zorlayacaksınız. Bir insan umudunu yitirir ve amaçsız kalırsa sırf can sıkıntısı bile onu bir hayvana çevirebilir. Rahatlıkla mutluluk olmaz. Mutluluk acıyla elde edilir. İnsanoğlu hayata mutlu olmak için gelmemiştir. Yeryüzünde baş kaldıranları her zaman yenecek üç güç vardır bunlar mucize sır ve otoritedir. Eğer karşındaki kişi kadınsa yapacağın hamleyi iki kere düşünmen gerekir. Çünkü o hep bir adım öndedir. Bir insanın hayatının ikinci yarısı ilk yarıda kazanılan alışkanlıkların sürdürülmesinden ibarettir. Bir ağacın önünden onu sevmeden onun var oluşundan mutluluk duymadan geçilebileceğini aklım almıyor. İnsanın kendisinden yüz çevirmeye dünyada olup bitenleri görmemezlikten gelmeye hakkı yoktur. Sevmek güzel birine aşık olmak değil o kişide bilmediğin bir zamanın beklenmedik bir anında kendini bulmaktır. Kadın her ihtiyacını karşılayacak tek bir erkeği ister. Erkek ise tek ihtiyacını karşılayacak her kadını. Aslında insanı en çok acıtan şey hayal kırıkları değil. Yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklardır. İnsan gayeye ulaşmak için çalışmayı sever fakat ulaşmayı pek istemez; bu hal hiç şüphesiz çok gülünçtür. Sizi kırdım ama biliyorum; eğer seviyorsanız kırgınlık uzun zaman kalmaz akılda ve siz beni seviyorsunuz. Birini terk etmeye karar verdiğinde o kararın altında yatan gerçek; aslında senin çoktan terkedilmiş olduğundur. Bir anne için evladının kapısında durup ondan sadaka ister gibi sevgi dilenmekten daha onur kırıcı bir şey olamaz. Bil ki insanın değerini varlığı değil yokluğu gösterir. Unutma yokluğu bir şey değiştirmeyenin varlığı gereksizdir. Herkesin yanlış yaptığı şeyi sen doğru yaparsan; Herkesin yaptığı doğru senin yaptığın yanlış olur. Herkesin yolu ayrı… Ne garip değil mi? Sevdiğimiz insanın her yalanında bir doğru sevmediğimiz insanın her doğrusunda bir yalan ararız. Hayat bir sınavdır ama diğer sınavlara pek de benzemez. Çünkü bazen yaptığın bir yanlış tüm doğrularını götürebilir. Kimilerine derler ki: Bu sersem bundan adam olmaz. Bende diyorum ki: Ne yapsınlar peki yanlış hayat doğru yaşanmaz. İnsan bir şeyi elde etmek için çabalar. Onu elde edince de bir kenara atar. Gerçek değerini ise onu kaybedince anlar. Hiçbir şeye şaşmamak çok akıllı olmanın belirtisidir derler; bence aynı ölçüde ve aynı güçte ahmaklık belirtisidir Kalp bir kez kırıldı mı hiç kimseye aldırmaz ve hiçbir şeyi umursamaz. Belki mutluluğun sonu ama huzurun başlangıcıdır İnsan hayata iki anlam yükler biri ağlarken diğeri gülerken ve tek bir kere kıymet bilir o da elindekini kaybederken. Düştüğünde yanında olan değil kalkman için el uzatan dosttur. Unutma kötü günde katkısı olmayanın iyi günde hissesi yoktur. Güzel bir kadın göze iyi bir kadın kalbe hoş görünür. Birincisi pırlanta gibi ama geçici ikincisi mutluluk kadar gerçekçidir. Kim bilir insanların seni aşağılaması belki daha iyidir. Böylelikle hiç olmazsa kendilerini sevmek zahmetinden kurtarıyorlar. Kadını kalkındıran onu uçurumun dibine kadar yuvarlanmaktan koruyarak hayata yeniden doğmasını sağlayan biricik kuvvet aşktır Bazen susarsın. Yenilmiş eksik ve yaramaz sanırlar seni. Unutma susan bilir ki konuştuğu zaman çoğu kimse sözlerini kaldıramaz. Herkes gerçekte olduğundan daha sertmiş gibi görünmeye çalışır sanki herkes açıkça dışa vurunca duygularıyla alay edileceğinden korkmaktadır. İnsan daima başına gelen felaketleri sayar sevinçleri değil. Eğer saysaydı dünyanın kendisine yeterince mutluluk sunmuş olduğunu anlardı. Bir kadın bakıyor pencereden mutsuz. Bir adam geçiyor karşı kaldırımdan umutsuz… Aşk tam ortada duruyor. Adam bakıyor. Kadın ağlıyor. Aşk geçip gidiyor. Hayatta elinden gelen her şeyi yapmadan seçtiğin kadını sevmekten vazgeçip onu gerçek karakteriyle görmeye başlamadan önce evlenme Her mutsuzluğun ötesinde yine yaşam bekler. Ama insana özgü bir yeteneksizliktir yaşayamamak. hangi balık boğmuş kendini hangi serçe atlamış damdan. Bir gün sana dair yazacak yer olursa o yerde ilk karşılaşmamızı anlatırım; Bu bir şey ifade etmeyen boş bir hikâyedir. Ama ben ondan tam bir piramit yaptım. halkını anlamayan onunla bağlarını koparan insan bunu yaptığında yurduna inancını yitirir ya dinsiz olur ya da duygusuz bir odun. sen başkalarından kendine saygı beklersen bu onlar için büyük bir şeydir. Sadece kendine saygı duyabilirsen diğerleri de sana saygı duymaya mecbur kalır. Amacına ulaşmak için hiçbir şeyi küçümseme tam ulaşamazsan bile dene; Belki başarırsın. Hepimizin güvenini bağladığımız gerçek azımsanmayacak bir umuttur. Başarılı olmayı hedefleyen bir kimsenin başına gelecek zararları ve yıkımları da göze alması gerekir. Bu da sağlam bir kişiliğe sahip insanlarda bulunabilir hasta bir adamım. Gösterişsiz içi hınçla dolu bir adamım karaciğerimden hastayım. Doğrusunu isterseniz ne hastalığımdan anladığım var ne de neremin ağrıdığını tam olarak biliyorum. Üstün zekâlı insanlarda paradoksal düşünceler oluşur. Onlar yaşamları boyunca düşüncelerinden dolayı ıstırap çekerler. düşünceleriyle birlikte yaşamanın acı verici imkânsız olması için yüksek bir fiyat ödemişlerdir. Bazı insanlar gülüşleriyle kendilerini büsbütün ele verirler siz de onun bütün iç yüzünü bir anda anlayıverirsiniz. hiç şüphe yok ki zeki bir gülüş bazen iğrenç olur iyi görebilmek için her şeyden önce içten olmak gerekir. İnsanlığa hizmet yolunda büyük işler başarmayı düşlüyorum insanların mutluluğu uğruna çarmıha gerilmeye bile giderim İnsanlar aptal olmasalar bile nankördürler. eşi bulunmaz bir nankör. iki ayaklı nankör yaratık İnsanın en büyük kusuru erdemsizliğidir. FUZULİ SÖZLERİ Beni candan usandırdı cefadan yâr usanmaz mı? Felekler yandı ahımdan murâdım şemi yanmaz mı? Deliye hazine değil virane gerektir. Beklemek yaşamanın en acı veren en korkunç halidir. Cana tamah etme can elbet geçicidir. Selâm verdim; rüşvet deyüldür diye selâmım almadılar. Topraktan olanı toprağa vermek gerek. Varlık gam tuzağıdır hür olmak yokluktadır. Aşksız güzellik bayağıdır; güzellikse aşk pazarında mezad. Söylesem tesiri yok sussam gönül râzı değil. Dünyada her ne var ise kaynağı aşktır Dünyaya ümit tutmak olmaz asla ölümü unutmak olmaz. Güzellik olmasa aşk ortaya çıkmaz aşk olmasa güzellik yüz göstermez. Aşk kalpten dost sırttan vurur. Kalbin iyileşir ama sırtın hep kambur kalır. Canını cananına vermektir kemali aşıkın. Vermeyen can itiraf etmek gerek noksanın. Aşktır ki vesairedir. Kapına geldik aşkı öğret bize ve aşkını ver yüreklerimize. bir gül için bin hare hizmetkâr olur. Kimseye verme ağlayıp inlemeyi benden gayrı; kimse perişan olmasın Dünyada her kim ki canını cananı için severse aslında yine cananını sevmiş olur. Aşk ayıbı zamandır aşk canın belasıdır aşksız güzellik bayağıdır; güzellikse aşk pazarında mezad… Güzelliğin vasıflarını söylemek için söz çoktur ama güzelliğin tatlılığına hiç söz yoktur. Ayrılık günü yüzüme perde çek ey kanlı gözyaşı! Ki gözüm o ay yüzlüden başka bir şey görmesin. Nefes hesabıyla sona erince ömür ya bir kurtuluş ve muştu ya bir başlangıç ve korkudur. . Mende Mecnun’dan füzun aşıklık istidadı var aşık-ı sadık menem Mecnun’un ancak adı var. Hasretle baktıkça sana kanlı yaşlar dökülür gözlerimden. Kirpik oklarını gördükçe delinir bağrım ta derinden… Aynı şekilde cananını yani sevgilisini kendi canı için seven kişi yine kendi varlığını sevmiş olur. Göğsümü yar da gönlümün aşkla nasıl çırpındığını gör; pencere aç da her solukta havadan dalgalanan denize bak. Başımın dönmesi misk kokulu kâküllerinden düşkünlüğüm ise dağınık saçlarını hatırlamaktan. Ey gönlüm! Ver canını sevgilin bir süzgün bakışına bunun içindir çünkü seni bunca zaman canla başla beslediğim… Allah’ım! aşk derdine tutsak etme hiç kimseyi ve ayrılık yarasıyla baş başa bırakma Yanağını görünce dün senin ey sevgili fuzuli can verdi hemen canım var deyip dururdu meğer bir emanetçiymiş. Mey biter saki kalır. Her renk solar haki kalır. İlim insanın cehlini alsa da hamurunda varsa eşeklik baki kalır. Aşk derdinin yağmasından gönlümü ve canımı kurtarmaya çalışmam asla; amacım çapkın gözünün dikkatini çekebilmek içindir. Senin ayrılığında hayatı sona erdirme özelliği gizlidir ayrılığın ölüm demektir. Senden ayrı düşüp de hala yaşayanlara hayranım. Vuslat olunca ayrılıktan korkmak gerek. Vuslat! Ah! Ne efsunkâr bir kelime ne kutlu bir an! Zaman! Ah zaman! Hem dost hem düşman… Cihanda eski usuldür fayda arayan zararı da istemiş olur sevgili isteyen eziyete hazırlanmalı; define arayan yılanı göze almalıdır. Onsuzluk yurduna varayım diyorsan eğer varlığını yok eyle tıpkı dünya gibi! Her gün dünyayı süsleyen güneş misali çek eteğini gördüklerinden. Gönül kuşum dağınık saçların arasında yuva kurdu ey sevgili! Artı nerde olursam olayım veya iki elim kanda da olsa gönlüm senin yanındadır. Aşk derdiyle başım pek hoş benim ey tabip bırak bana ilaç vermeyi.* Bana derman vermeye ki senin dermanın beni helak edecek zehrin ta kendisidir. Ey âşıklarını dert edinmeyen sevgili! Senin bu umursamaz tavrın halimi perişan eyledi. Bir gün olsun ne haldesin? Diye sormuyorsun ya asıl dert bu. Varlık Allah’a aittir. Gerisi hep hayal ve düşten ibarettir. Bugüne dek bildiğim bulduğum ve sahip olduğum her şey gerçekte o’ndan ibaret imiş. Zannım hakikate yönelince sevgim de aşk oluverdi. EN GÜZEL SADİ ŞİRAZİ SÖZLERİ Ey başkalarının acısıyla kaygılanmayan sana insan demek yakışık almaz. Güzel bir kadın bir mücevher iyi bir kadın bir hazinedir. Yarasanın gözü gündüz göremiyorsa güneşin ne günahı var bunda? Padişahken zulmedersen padişahlıktan sonra dilenci olursun. Söyle mürüvvetsiz eşek arısına bal vermez madem sokmasın bir de. On derviş bir kilimde uyurken iki padişah bir dünyaya sığmaz. Hastaya şeker vermek günah olur çünkü ona acı ilaç fayda verecektir. İnsan dilini tutup konuşmadıkça ayıbı da hüneri de gizli kalır. Çocuklarımızı kuzu gibi büyütmeyelim ki ileride koyun gibi güdülmesinler. Kişi bu alçak dünyaya tenezzül etti mi bala kapılmış sineğe döner. Girerse hasta öküzün biri otlağa bulaştırır hastalığı bütün köy öküzlerine. Şarap sarhoşu gece yarısı sakinin sarhoşu ise mahşer sabahı uyanır. Her ormanı boş sanma belki de kuytuluklarında bir kaplan uyuyordur. Tahammül sana önce zehir gibi görünür. Fakat tabiatına kök salınca bal kesilir. Kendi ahlakını düşmanından dinle; dostun gözünde her yaptığın iyidir. Emrindekileri bağışlamasını bilmeyenler bir gün bu insanların affına muhtaç olurlar. Kabirlerinde rahat yatıp uyuyanlar yeryüzünde halkı rahat tutanlardır. Yağmurun temiz tabiatında yokken aykırılık bahçede lale biter kıraç toprakta diken. Üç şey sürekli kalmaz; ticaretsiz mal tekrarsız bilgi cesaretsiz iktidar. El alemi ayıplarıyla anan bir kimsenin senden de teşekkürle bahsedeceğini zannetme! İnsan ya insan gibi akıllıca söylemeli yahut hayvanlar gibi susmalıdır! İnsan ruhunu iki şey karartır: susulacak yerde konuşmak ve konuşulacak yerde susmak. Meyvelerle yüklü dal başını yere kor. Meyvesiz ağaca kimse taş atmaz. Ekmek yerine güneş olsa sofrasında güneş yüzü görmezdi kimse kıyamete dek cihanda. Büyük kalarak yaşamanın şartı odur ki her küçüğün kim olduğunu bilesin. Ne kadar okursan oku; bir bilgine yakışır şekilde davranmadığın sürece cahilsin demektir… Gönlünün dertli olmasını istemezsen dertli gönülleri dertlerinden kurtar. Soysuzlara karşı soysuzluk etmek mümkündür. Lâkin insan olanın elinden köpeklik gelmez… Efendi davul sesi ile uyanıyor bekçinin gecesi nasıl geçti nereden bilecek. Konuşmadan bir köşede oturan sağırlarla dilsizler dilini tutamayan kimseden daha üstündür. Kalbi kırıkların hatırını sor onları sevindir. Bir gün senin de gönlün incinir. Kesme nevanı; içine salsalar da keder. Kırılsa gönül medd ü cezr ile hepsi geçer hepsi geçer. Kendisinden fazlasıyla iyilik gördüğün kimseye fenalık etmen insanlık değildir. Gönlünün perişan olmasını istemiyorsan perişan olanları gönlünden çıkarma. Eşeğini düşman vergisini de sultan alıp gittikten sonra o memleketin tacında tahtında ikbal kalır mı? Olgun bir adamı dost edinmek isterseniz eleştirin; basit bir adamı dost edinmek isterseniz methedin. Doğru söyleyip zincire vurulmak yalan söyleyerek zincirden kurtulmaktan iyidir. İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun. Çok uzaklaşma donarsın; çok yaklaşma yanarsın! İdrak kulağından gaflet pamuğunu çıkarmalısın ki ölülerin nasihatini duyabilesin. İçin ağlasa da kim duyar seni? Kim anlar dışarıdan olup biteni? Leyla’nın yüzünü görenler bilir: Mecnun’un kalbine batan dikeni! Kurdun kafasını halkın koyunlarını paraladıktan sonra değil önce kesmek gerekir. Düşman bir kusur bulunca büyüklerin kalplerini dağlar. Ateş ufacık şeyle de alevlenir. Fakat koca koca ağaçları tutuşturmak mümkündür… İnsanın her nefeste iki defa şükretmesi lazım… Biri nefes aldığı için diğeri verdiği için. Çünkü verip almamak alıp vermemek var. Asık suratlıdan bir şey isteme onun kötü huyundan elem duyarsın. Gönlünün gamını anlatacaksan bir kimseye anlat ki yüzünü görünce ferahlayasın. Öğüdü tesir etmeyeceğini bildiğin bir kimseye verme ey şaşkın. Elinden dizgini kaçırmış olan zavallıya oğlum yavaş sür denmez… Tek ırmak kenarından sıcak su iç de ekşi suratlının soğuk gül şerbetini içme. Yüzü safra gibi karmakarışık olan bir adamın ekmeğini tatmak haramdır… Eskiden dünyada görünüşte dağınık ama iç dünyaları derli toplu insanlar vardı. Oysa şimdikilerin dış görünüşleri derli toplu ama iç dünyaları dağınık. Ey akıl sahibi! Gül dikenle beraber bulunur. Senin dikenle ne işin var gülü demet yap Eğer tabiatında yalnız kusurları görmek varsa tavus kuşunda çirkin ayaktan başka bir şey göremezsin. Sel heybetle aktığı için yukarıdan aşağı tepesi üstü düşer. Hâlbuki çiğ damlası küçük ve âcizdir; bu sebeple gökyüzü onu muhabbetle alır ayyuka çıkarır… Ey insanoğlu! Adının unutulmamasını istersen çocuğuna ilim hüner marifet öğret ve onu akıllı fikirli yetiştir. Böyle yaparsan arkanda seni rahmetle anan bir kişi bırakmış olursun. Salih adam dilenirse ancak kendi nefsinden dilenir ve ondan hırsı terk etmesini ister. her saat ver diyen nefis sahibini zillet içinde köy köy dolaştırır… Hepimizin kendimize özgü kusurları vardır. Hepimiz aslında çatlak kovalarız. Kusurlarınızdan korkmayın. sahiplenin. Kusurlarınızda gerçek gücünüzü bulduğunuzu bilirseniz siz de güzelliklere sebep olabilirsiniz. Bir gece sevdiğim içeri girdi. Yerimden öyle bir fırlamışım ki elbisemin eteği mumu söndürdü. Güzelliği ile karanlığı dağıtan sevgilim sordu ben gelince neden ışığı söndürdün? Dedim ki: güneş doğdu zannettim… Ey fakir! Sen halk yolunda oyun çocuğu sayılırsın. Büyüklerin eteğini bırakma. Mayası bozuk kişilerle düşüp kalkarsan izzet ve vakalarını kaybedersin.O halde büyüklerin eteğine yapış. Yeni yürüyen çocuk duvara tutunarak yürür. Sen de yeni yürüyen çocuk gibi âlimlerin duvarına tutunarak yürü. Neyzen Tevfik Sözleri Hayat üç buçukla dört arasındadır ya üç buçuk atarsın ya da dört dörtlük yaşarsın. Hayat çatlak bardaktaki suya benzer içsen de tükenir içmesen de bu yüzden hayattan tat almaya bak çünkü yaşasan da bitecek yaşamasan da. Be soysuz! Namaza durduğun yönü bilirsin de kıble diye secde edip alnını koyduğun toprağı neden söylemezsin vatan diye? Sevdanın oduna pek güvenilmez tutuşursan eğer kolay sönülmez. Bu yolun hükmüdür geri dönülmez canına kıymazsan seyahat etme. Yamansın her zaman aldattın beni kâh düşürdün kahi kaldırdın felek! Mecnun’sun diyerek Leyla peşinden ıssız vadilere saldırdın felek! Öleceğiz bir gün gömecekler. Bir kaç gün övecekler sonra kalan malını bölecekler hatta memnun kalmayıp üstüne birde sövecekler. Dudağında yangın varmış dediler ta ezelden yayan koşarak geldim. Alev yanaklara sarmış dediler sevda seli oldum taşarak geldim. Göründü memleketin iç yüzü çöktüyse temel. yüzümüz yok bakacak kabrine ecdadımızın. Tükürür zannederim çehremize vatanın tarihi. Bir günahkâr insanım ben yok yüzüm Peygambere. İstemem bir türlü gitmek böyle huzur mahşere. Devleti yolsuz görenler halt eder bir beldede kaldırım olmazsa kanun-ı hükûmet çiğnenir. Alimlerin Sözleri Bir bahçeye giremezsen durup seyran eyleme. Bir gönül yapamazsan yıkıp viran eyleme.*Yunus Emre Dost payına göz dikme! Evliya Çelebi Allah seni özgür yaratmışken başkasının kölesi olma. Hz. Ali Zalimler için yaşasın cehennem! Bediüzzaman Said-i Nursi Cevizi kırıp özüne inmeyen hepsini kabuk zanneder.*İmam Gazali Haklı olduğun zaman kimseye boyun eğmeyeceksin. Hz. Ali İsraf sefahatin sefahat sefaletin kapısıdır. Bediüzzaman Said-i Nursi Derdi Allah olanın başka derdi olmaz Bediüzzaman Said-i Nursi Susmak mana eksikliğinden değil belki mananın derinliğindendir. Mevlana Kırk alimi bir delille yendim. Bir cahili kırk delille yenemedim. İmam Şafi Cahillerle tartışmaya girmeyin zira ben onları hiç yenemedim. İmam-ı Gazali Hiç ellerin taşı bana değmez ille dostun gülü yaralar beni. Pir Sultan Abdal Cahil insan her sözünde kendini aklar. Alim insan her sözünde kendini yoklar. Ne kadar güzel deme. Ne kadar güzel yaratılmış de. Bediüzzaman Said Nursi Ey nefsim! Deme zaman değişmiş çünkü ölüm değişmiyor. Bediüzzaman Said Nursi Sabır hastalıkta Eyüp hasrette Yakup zindanda Yusuf ateşte İbrahim olmaktır. Zaman gösterdi ki cennet ucuz değil cehennem dahi lüzumsuz değil. Bediüzzaman Said-i Nursi Şahsiyetini kazan faziletlerini kemale eriştir. Zira sen cisminle değil ruhunla insansın. İmam-ı Gazali İlim ilim bilmektir İlim kendin bilmektir Sen kendini bilmezsen Bu nice okumaktır? Yunus Emre Bir bahçeye giremezsen durup seyran eyleme. Bir gönül yapamazsan yıkıp viran eyleme. Yunus Emre Aşk tuhaf bir bakıştır ateşsiz bir yakıştır. Yaşamayan bilemez kalpten kalbe akıştır. Yunus Emre Ölümden aşırı korkan birinin ya sığınacak bir Rabbi yoktur ya da bu dünyaya aşırı bağlılığı vardır. Yusuf Eğer ilerde bir gün “keşke” demek istemiyorsan 3 şeyi doğru seç! Eşini işini arkadaşını. Yunus Emre İki şeyi asla unutma: Allah’ı ve ölümü. İki şeyi de unut: Yaptığın iyiliği gördüğün kötülüğü. Lokman Hekim Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için dünyadakiler birbirini kırıp geçiriyorlar. İmam-ı Gazali Ey gönül! Kaç Yusuf kaldı zindana talip nefsi için. Ve kaç Züleyha kaldı cehenneme razı Yusuf için? Mevlana Ya Rabbena hayreyle Muhammed’e yar eyle kabrimizi nur eyle kabre vardığım gece. Yunus Emre Yol odur ki doğru vara. Göz odur ki hakkı göre. Er odur ki alçakta dura. Yüceden bakan göz değil. Yunus Emre Cennet cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri İsteyene ver sen onları bana seni gerek seni. Yunus Emre Bedenine değil kendine değer ver ve gönlünü olgunlaştır! Çünkü kişi; bedeni kadar değil ruhu kadar insandır. İmam-ı Gazali Kuyu dibinde kaldın diye kırılma belki oradan bile bir kapı açılır. Yusuf kuyudan sultan oldu unutma. Mevlana Ey nefsim! Kalbim gibi ağla bağır ve de ki: Faniyim fani olanı istemem acizim aciz olanı istemem. Bediüzzaman Said Nursi Kendin kadrin bilmeyen ne bilir dostun kıymetin. Merkebin boynuna cevahir takmanın faydası ne. Kul Nesimi Benim gönlümün kırılmaz sabrı senin gönlünün yumuşamaz katılığı var. Şu halde sevgilim aşk yolunda ikimiz de sert taşız. İbn-i Sina Ulaşamadığına tevekkül ulaştığına razı kaybettiğine sabır gösteren kişi takva ehlindendir. İmam-ı Gazali Nursi Bediüzzaman’a talebesi sorar: “Üstadım her şeyi kaybettik ne yapacapız? Üstad cevap: “Çay koy keçeli yeniden başlıyoruz! Aklı olan korkmak gerek Nefs elinden hırs elinden. Nefstir seni yolda koyan Yolda kalır nefse uyan. Yunus Emre Acıya sabredip uğradığı felaketi gizlemesi ve kimseye şikayet etmemesi kişinin Allahü Teala’yı iyi tanımış olmasındandır. İmam-ı Gazali Ümitvar olunuz; şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sadâ İslâmın sadâsı olacaktır. Bediüzzaman Said Nursi Ey tabib! Aşk derdiyle başım hoş benim; yaramdan el çek sen.*Bana derman hazırlama ki senin merhemlerin benim ölümüm sayılır. Fuzuli Dediler ki: Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki: Gönüle giren gözden ırak olsa ne olur. Mevlana Bir eylemin ahlaklı olduğunu bilip de ona uygun davranmayan kişi o eylemin ahlaklı olduğunu bilmeden ahlaklı davranan kişiden daha üstündür. Farabi Şeytanda insandaki özelliklerin birisi hariç hepsi vardır. Şeytanda eksik olan tek nimet aşk… Şeytanın insanı çekememesi aşksızlığındandır. Şems-i Tebrizi Çiçeklerle hoş geçin dalı incitme gönül. Bir küçük meyve için dalı incitme gönül. Başın olsada yüksek gözün enginde gerek. Kibirle yürüyerek; Yolu incitme gönül. Yunus Emre bir insan hem çalışkan hem akıllı ise takdir et; çalışkan fakat akıllı değilse dikkat et; akıllı fakat tembel ise ikaz et; hem akılsız hem tembel ise terk et. Hacı Bektaş-i Veli Allah’ı tanıyan ve itaat eden zindanda da olsa bahtiyardır. O’nu unutan sarayda da olsa zindandadır bedbahttır. Bediüzzaman Said Nursi Sevdası büyük olanın imtihanı da büyük olur! Bediüzzaman Said Nursi William Shakespeare Sözleri Allah size bir yüz vermiş bir tane de siz eklemeyin. İhanete uğramanın acısını yalnız hainler bilir. Erkeklere sevgilerini sık söyleyen kadınlar en az seven kadınlardır. Değerli adam için şeref hayattan çok daha ağır basar. Kaçınılmaz felaketler karşısında sızlanmak gülmek kadar aptalcadır. Yiğitlik intikam kazanmakta değil tahammül göstermektedir. En zoru insanın kendi kendini teselli etmek zorunda kalmasıdır. Korkaklar bin kez ölür daha ölmeden gözü pekler ise bir kez tadarlar ölümü. Buz kadar lekesiz kar kadar temiz olsan bile iftiradan kurtulamazsın. Yeni bir ateş söndürür başkasının yaktığını yeni bir acıyla hafifler eski bir ağrı. Kendi başına iyi veya kötü bir şey yoktur bunu düşüncelerimiz yapar. bilgi göklere uçabileceğimiz kanatlardır. Öyle körkütük bir köledir ki sevda seni kötü göremez bin kötülük yapsan da. Sözlerin uçuyor havaya ama düşüncen yerde. Öz olmayınca söz yükselmiyor göklere. Değişiklikle karşılaşınca değişen aşk aşk değildir. Aşk gözle değil ruhla görülür. Kimileri seviyorum der çünkü ezberlemiştir kimileri diyemez çünkü gerçekten sevmiştir. Kadınlar güller gibidir bir defa açıldılar mı yaprakları hemen dökülmeye başlar. Sen mi güzelsin yoksa beklemek mi? Şansın bile yok tabi ki beklemek. Ama yalnızca seni. Göründükleri gibi olmalıdır insanlar. Eğer değillerse hiç görünmesinler daha iyi. Benim sevgim böyledir. Varlığım senin hepten her suçu üstlenirim yeter ki haklı çık sen… Bazıları büyük doğar bazıları büyüklüğü kazanır bazılarına da büyüklük yakıştırılır. Vazgeçtim dünyamdan. Dünyamdan geçtim ama seni yalnız koymak var. O koyuyor adama. Şeytan bir günah işleteceği zaman işe bu günahı kutsallık zırhına sarmakla başlar. Sevgilim doğruyu söylediğine yemin ederse ona inanırım. Yalan söylediğini bildiğim halde. İyimser yaranın üstünde artık kabuk kötümser ise kabuğun altında yine yara görür. Peşine düşülen kadın bir melek görünür erkeğin gözüne elde edilmeye görsün şeytan kesilir. Dilenciler ölürken kuyruklu yıldız görünmez büyüklerin ölümü tutuşturur gökleri bile. Bir insana yaraşan her şeyi yapmayı göze alırım ama daha fazlasını göze almak insanlık değildir. Ah! Bu kadar okudum bu kadar öykü ya da destan duydum aşkın yolu asla düz gitmiyor. İyimser kişi yaranın üstünde kabuk görür kötümser kişi ise kabuğun altında yine yara görür. Unut gitsin adımı arkamdan da ağlama gözyaşınla da eğlenir onu da alıp satar bu dünya. Düşüncelerin neyse hayatın da odur. Hayatın gidişini değiştirmek istiyorsan düşüncelerini değiştir. Şimdi acı gibi görünen tüm acılar o zaman seni kaybetmenin yanında çıkacak acı olmaktan. Seveceksen ölçülü sev ki sevgin uzun sürsün çok hızlı giden de çok yavaş giden gibi geç varır hedefe. Şimdi olacaksa bir şey yarına kalmaz yarına kalacaksa bugün olmaz. Bütün mesele hazır olmakta. Soyulduğu halde gülen adam hırsızdan bir şey çalmış demektir boş yere üzülen ise kendi kendini soyar. Uzun ömürlü bir ilişkinin sırrı sadece aranan kişiyi bulmak değil aynı zamanda aranan kişi olmaktır. Seni öyle seviyorum ki eğer o gün beni düşünmek seni üzecekse o tatlı düşüncende unutulup gideyim daha iyi. İnsanların yaptıkları fenalıklar arkalarından yaşar iyilikler çok zaman kemikleriyle beraber gömülür. Kendimi her zaman mutlu hissederim. Neden biliyor musunuz? Çünkü kimseden bir şey ummam. Beklentiler daima yaralar. Ne zaman sana açılacak olsam seni yalnız bulamıyorum. Şans bu ya seni yalnız bulduğumda kendimi bulamıyorum Dünü ya da bugünü değil anı yaşamalısınız. Çünkü şimdi olacaksa bir şey yarına kalmaz. Yarına kalacaksa eğer bugün olmaz. Madem hiçbir insan bırakıp gideceği şeyin gerçekten sahibi olmamış erken bırakmışsın ne çıkar ne olacaksa olsun. Birçok defa elimizdeki nimetin kadrini bilmeyiz ama kaybedince sahip olduğumuz zaman takdir edemediğimiz değerini hemen anlarız. Nasıl bir at üzerindeki zengin koşumların farkına varmazsa insan da içinde yaşadığı nimetlerin öyle farkına varmaz. Bu ayrılmamız hem kalış hem gidiştir ikimiz için sen ne kadar kalsan da geliyorsun benimle ben ne kadar gitsem de kalıyorum seninle. Erkekler mi daha akıllıdır kadınlar mı? Elbette ki kadınlar. Çünkü güzel diye hiçbir kadın askıntı olmaz bir erkeğe. Kendini boşuna harcamış olur insan dilediğine ulaşıp da sevinç duymazsa. Gözü dönmüş talihin sapanına oklarına için için kapanmak mı daha soylu yoksa bir dertler denizine karşı silaha sarılıp son vermek mi onlara? Durma üz kendini üzebildiğin kadar hatalarını düzeltecekse. Düşünme hiç şu anını düşüncesizlik garantiliyorsa yarını. Ve kork ölümden ölesiye korkun seni ölümsüzleştirecekse. Dostum siz şemsiye yapın hep şemsiye yapın sadece şemsiye yapın. (Bir şemsiye tamircisi şiirlerini Shakespeare’e gönderdiğinde yazarın verdiği cevap.) İyi veya kötü insan diye bir şey yoktur. İnsanlar iyi veya kötü olmayı düşünceleriyle belirlerler. Neyi düşünüyorsak oyuzdur. Kişinin düşüncesi düşünün rengine boyanmıştır. Eğer hayat terazimizin zevk kefesiyle denkleşecek akıl ve muhakeme kefesi olmasaydı kanımızdaki azgınlık tabiatımızdaki kötülük bize en olmayacak işler yaptırırdı. Yaşam gezinen bir gölgeden ibaret zavallı bir komedyen saatini doldurur sahnede bir daha duyulmaz olur sesi bir ahmağın anlattığı masaldır avazı çıktığınca hiçbir anlamı olmayan. İnsanlar kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor. Düşünmekten korkuyor Konuşmaktan korkuyor eleştirilmekten korktuğu için. Yaşlanmaktan korkuyor gençliğini bilmediği için. İnsanlar ölmekten korkuyor yaşamı bilmediği için. Yağmuru sevdiğini söylüyorsun yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun güneşi sevdiğini söylüyorsun gölgeye kaçıyorsun rüzgârı sevdiğini söylüyorsun pencereni örtüyorsun. Ve korkuyorum çünkü beni de sevdiğini söylüyorsun. Hayat kısadır. Öyleyse hayatınızı sevin. Mutlu olun ve gülümsemeye devam edin. Sadece yaşayın konuşmadan önce dinleyin yazmadan önce düşünün harcamadan önce kazanın dua etmeden önce bağışlayın incitmeden önce hissedin nefret etmeden önce sevin vazgeçmeden önce çabalayın ölmeden önce yaşayın. Hayat budur. Onu hissedin onu yaşayın ve ondan hoşnut olun. |
|
07-28-2018, 16:12 | #62 |
Pir Sultan Abdal Sözleri
Cehennem dediğin dal odun yoktur. Herkes ateşini kendi götürür. Herkese gönlünce ver deli gönül. Bozuk düzende sağlam çark olmaz. Ardınca kuyular kazar. En iyi dostundan sakın sen seni. Bir halden anlamaz cahile kul eyledi zaman bizi. Eksikliğim çoktur ben de bilirim. Eksiklikle kabul eyle gel beni. Hiç ellerin taşı bana değmez. İlle dostun gülü yaralar beni. Alem çiçek olsa, arı ben olsam dost dilinden tatlı bal bulamadım. Benden selam olsun ev külfetine çıkıp ele karşı ağlamasınlar. Bir kişi Hakk’ın emrinde olmasa selamın almam. Derdim çoktur hangisine yanayım yürekte yareler türlü türlüdür. Şu yalan dünyanın sonu hiç imiş. Akşam gelip konan sabah göç imiş. Bin kez kırdılar dallarımızı bin kez budadırlar. Yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz. Dostum beni ısmarlamış, gel diye gideceğim ama yol bozuk, bozuk. Kara toprak gibi sakin ol otur Hak’tan ne gelirse kabul et getir bahar aylarının yemişin bitir. Karga konsa gülistana gülün kadrini ne bilir kendi kadrini bilmeyen elin kadrini ne bilir. Gel ahımı alma güzel bir ah yerde kalmaz imiş gaziler fani dünyada Pir ağlatan gülmez imiş. Gönüldür cennet yapısı nur ile aydın kapısı kıldan incedir köprüsü geçebilirsen beri gel. Hak bizi yoktan var etti şükür yoktan vara geldim yedi kat arşa asılı kandildeki nura geldim. Demiri demir ile dövdüler. Biri sıcak biri soğuktu. İnsanı insanla kırdılar. Biri aç biri toktu. Oku asılanın yayı yasılır gaziler kılıcı Arş’a asılır İman eder, amel etmez Hakk’ın buyruğuna gitmez yaş yere yatmaz hiç böyle bir şeytan var mı? Aşk harmanında savruldum Hem elendim hem yuğruldum kazana girdim kavruldum meydana yenmeğe geldim. Gelir senin ile güler de oynar ardınca önünce ayıbın söyler bir vakit gelince önüne çıkar en iyi dostundan sakın sen seni. Gönül havalanıp gökte gezerken bana zulüm kanlı zalimden oldu kişinin çektiği dili belası her ne oldu ise dilimden oldu. Ne kadar bilsen de bilene danış Danışan dağları aşar mı aşar Danışmadan yola gitse bir kişi Yorulup yollardan şaşar mı şaşar. Kaba rüzgar gibi boşa dolaşma çalıya çırpıya değip ileşme toz toz olup topraklara karışma harman yeli gibi es deli gönül. Gel ey zahit bizim ile çekişme Hakk’ın yarattığı kul bana n’eyler kendi kalbin arıt, bize ilişme bendeki küfr sendek’imana neyler? Pir Sultan Abdal’ım dağlar aşalım aşalım da dost iline düşelim çok nimetin yedim helalaşalım geçti dost kervanı eyleme beni. Benden selam söylen sofu canlara vücudun şehrini yuyanlar gelsin yedi kat göklerin yedi kat yerin kudret binasını kuranlar gelsin. Pir Sultan Abdal’ım böyle söyledi indi aşkın deryasını boyladı bunu işlemeyen kula söyledi en iyi dostundan sakın sen seni. Gelir senden önce yükseğe çıkar gözlerinden kanlı yaşını döker ayağın kayınca urganın çeker en iyi dostundan sakın sen seni. Pir Sultan Abdal’ım, bu sözüm haktır gaziler sözümün hatası yoktur aşıkın maşuktan dönmesi çoktur Pirin eşiğine düş deli gönül. Bir su bir gölde çok durursa kokar azar azar çağla ak deli gönül bulanık akma ki içmezler seni çeşmenin gözünden çık deli gönül. Ben de şu dünyaya geldim geleli kalsın benim davam divana kalsın yaradan Allah’tır benim vekilim kalsın benim davam divana kalsın. Ateş gibi birden parlayıp yanma yanıp yanıp çevre yanın yandırma kah karanlık kah aydınlık görünme meydanda mum gibi yan deli gönül. Ben dervişim dersin dava kılarsın Hakk’ı zikretmeye dilin var mıdır kendini gör, elde sen ne ararsın hâlâ hâl etmeğe hâlin var mıdır? Dertli olmayanlar derde yanar mı sadık derviş ikrârından döner mi dertsiz bülbül gül dalına konar mı ben bülbülüm dersin, gülün var mıdır? EN GÜZEL PLATON SÖZLERİ Bilirken susmak bilmezken söylemek kadar kötüdür. Sorgulanmayan bir hayat yaşanmaya değmez. Boş bir kafa şeytanın çalışma odasıdır. Edebini kaybeden kimse kötülükten zevk alır. İnsanın kendini fethetmesi zaferlerin en büyüğüdür. Bilginin elde edilmesi bizi iyiye ulaştıracaktır. Kendini yönetirsen dünyayı yönetecek gücü bulabilirsin. Dost hem iyi görünen hem de iyi olan insandır. İnsana aklı kazandıracak olan şey yalnız ve yalnız edeptir. Kabilecilik ailecilik kanunsuzdur fayda sağlamaz. Nefsin hastalığı kendisinde ilahi siyaset adabının bulunmamasıdır. Cesaret tehlike karşısında akıl ve zekânın kullanılmasıdır. Şehir halkı ne kadar iyi olursa idarecileri de o kadar çok ilahi vasıfta olur. Kötülüklerin ilki ve en büyüğü haksızlıkların cezasız kalmasıdır. İşlerin doğru düzgün yürümesi için şehrin halkına edepli bir başkan lazımdır. Terbiyenin gâyesi insanlarda bulunan kabiliyetleri geliştirmektir. Kanun sahibinin en önemli vazifesi gayret gösterip edebi gerçekleştirmek ve yerleştirmektir. Gerçekten de bize verilmiş olan yüce unsur olan akıl kötüyü istemez ve mutlak iyidir. Bir hüküm bütün insanların aynı şekilde sarılması gereken şey değildir. Mesela ihtiyarın raksı gibi. Kendini idare etmesini bilmeyenler kendi yurttaşlarını yönetmek iddiasında bulunamazlar. İktidar iktidara düşkün olmayan ve iktidardan gelecek yararlara ihtiyacı bulunmayanlara verilmelidir. Devlet işleri devlet içinde idare edenlerle idare edilenlerin yönetime katılmasıyla gerçekleşir. Hak ve doğrulukla galip olan şahıs faziletli şahıs hak ve doğrulukla galip olan şehir de faziletli şehirdir. Kötülüğün yolu yakındır kolay ulaşılır ona. İyiliğin önüne ise alın teri ve vicdanı koyulmuştur Beden terbiyesi ruhu eğitmek içindir. Bedenlerin doğrulup düzelmesi ruhun doğrulup düzelmesini sağlar. Devlet işleri içten gelen bir sevgi edep ve kâmil akıl ile yürütülmezse onun sonu çöküş ve yok oluştur. Karanlıktan korkan bir çocuğu kolaylıkla affedebiliriz. Hayattaki gerçek trajedi yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır. İdareciler edepli olmadıkları zaman hem kendiişleri hem de idareleri altında bulunanların işleri bozulur. Bir takım insanlar felsefeyi gereksiz görüyorlar. Fakat felsefe İslam dinini ve düşünce dünyasını derinden etkilemiştir. Sevginizi belli edin dertlerinizi samimi olduklarınızla paylaşın ulu orta yerlerde değil. Gönül bağları kurun ki mutlu olmanız kuvvetlensin. Bilge insanlar konuşurlar çünkü söyleyecek bir şeyleri vardır. Aptal insanlar konuşurlar çünkü bir şey söylemek zorundadırlar. Adet ve kanunlar iyilik ile kabul edilmelidir. İyilik ve fayda bundadır. Baskı ve kölelik yolu ile kabul ettirilmesi ile doğacak zarar sayılamaz. Her şey de iyi kötü olabilir. Musikide iyi olan karakteri sağlamlaştıran insanı cömertliğe ve cesarete iyi ve faydalı ahlaka sevk eden musiki iyidir. Zor duruma düşecek olsanız dahi dürüstlükten hakikatten ve doğrudan vazgeçmeyin. İnsanoğlu bilgeliği sevenler siyasi gücü ellerine alana kadar veya siyasi gücü ellerinde tutanlar bilgeliği sevene kadar problemlerin bittiğini görmeyecek. Güzel adetler kullanıldığı ölçüde pekişir sağlamlaşır. ihmal edilirse silinip gider. Gençler ve çocuklar bilemez. onlara kabul ettirilip yaptırılır. kolunuz kangren oldu ise kolunuzun kesilmesi kötü bir şey değildir. kol kesilmediği takdirde hastalık vücuda yayılır ve ölüme neden olur yani daha büyük bir kötülüğe. insanlar her şeye çabuk inanıp güvenirler ve güvenip inandıkları şeylerden çabucak vazgeçebilirler. insanlar bazı şeylere belli bir sürede inanıp güvenirler ve bu onların hayatı olur. insan inanmasa da dürüst bir mizacı varsa böyle kişiler kötülükten nefret eder yanlışlıklara karşı nefretleri onları yanlıştan uzaklaştırır haksızlıktan kaçınırlar ve namuslu yaşarlar. Oğullarımı cezalandırmanızı istiyorum servetini veya herhangi bir şeyi erdemden çok önemserlerse hiçbir şey değilken bir şeymiş gibi davranırlarsa hayatta göreceğiniz iş ne olursa olsun erdem olmayınca elde edeceğiniz her şeyin yapacağınız her işin sonunda utanç ve kötülük vardır. Edep devlet başkanlarına yerleşince iyilikler çoğalır ve beğenilir. halk inanır ve iyilikde birleşir. İşte istikamet budur. Franz Kafka Sözleri Beyinlerimiz savaşsın isterdim ama görüyorum ki siz silahsızsınız bayım. Bir kafes kuş aramaya çıkmış. Sen ödevsin. Ama görünürde öğrenci yok. Kendimden başka hiçbir eksiğim yok. bütün dumanların altında ateş vardır. Bir kitap içimizdeki donmuş denize inen balta gibi olmalı. Sonsuzluk olsam bile kendimin içinde çok darım. Ölümün olduğu dünyada hiçbir şey ciddi değildir a En kötüsü sahip olmadığın şeylere ait olmandır. Aylar sonra ilk defa gözlerim bir işe yarayacak seni görerek. Umut olmasına var sınırsız denecek kadar umut var ama bizim için değil. Olabildiğince yalnız kalmalıyım. Başardığım ne varsa ancak yalnızlığımın karşılığıdır. Kötüye bir kere kapılarını açmaya gör kendisine inanılmasını beklemez artık. Eğer bir hedefiniz varsa ama ona ulaşma yolunu göremiyorsanız o yolun adı tereddüt tür. Kendini insanlığa bakarak sına. Şüphe edeni şüpheye inananı inanca götürür bu. Sonbaharda bir yol gibi temiz pak süpürüyorsun sonra yol bir kez daha kurumuş yapraklarla örtülüyor. Bir noktadan sonra vazgeçmek olanaksızdır. Erişilmesi gereken nokta da orasıdır. İstasyonda bana bakan yüzünü düşündüm unutamayacağım bir doğa olayıydı bu… Bastığın yerin iki ayağının kapladığından daha büyük olamayacağını anlamak ne büyük bir mutluluktur. Kapımın eşiğinden atılan mektuplarının üzerinden atlıyorum her gün. Açmıyorum okumuyorum. Daha fazla özleyeyim diye. Her şey bir aldatmacadır en az yanılmaya bakmak normal ölçüler içinde kalmak en aşırının peşinden gitmek. Kıyamet Günü’nü aslında bir tür sıkıyönetim mahkemesidir. Bu gece sana mutlu uykular dilerken her şeyimi sana veriyorum bir solukta. Benim mutluluğum sende erimektedir. Eğer okuduğumuz bir kitap bizi kafamıza vurulan bir darbe gibi sarsmıyorsa niye okumaya zahmet edelim ki? İyiler uygun adım yürür. İyilerin varlığından habersiz olan başkaları onların çevresinde dans eder zamanın oyununu oynarlar. Sonsuzluk yolunda nasıl böylesine kolayca ilerleyebildiğine hayret eden birisi vardı gerçekte hızla bayır aşağı yuvarlanıyordu. Kendini sonsuz küçültmek ya da sonsuz küçük olmak. Birincisi mükemmellik yani eylemsizliktir ikincisi başlangıç yani eylemdir. Kimi zaman şuna inanıyorum birlikte yaşayamayacağız boyun eğip rahatça uzanıvereceğiz yan yana ölmek için. Ama ne olacaksa senin yanında olacak. Yorgunum hiçbir şey bilmiyorum tek istediğim yüzümü kucağına koymak başımın üzerinde dolaşan elini hissetmek ve sonsuza dek öyle kalmak. Bir topluluğu kontrol etmek bireyi kontrol etmekten kolaydır. Bir topluluğun ortak bamacı vardır. Bireyin amacı ise her zaman için şaibelidir. Doğru yol gergin bir ip boyunca gider yükseğe değil de hemen yerin üzerine gerilmiştir bu ip. Üzerinde yürünmek değil de insani çelmelemek içindir sanki. Bir elmanın birbirinden farklı görünüşleri olabilir masanın üstündeki elmayı görebilmek için boynunu uzatan çocuğun görüşü ve elmayı alıp yanındaki arkadaşına rahatça veren evin efendisinin görüşü. Dalgaların bir su damlasını kaldırıp kıyıya atması denizdeki ezeli dalgalanma olayını asla engellemez denizdeki dalgalanma kıyıya atılan damlaya borçludur varlığını. Nedense artık hiçbir şey yazamıyorum yalnızca dünyanın ortasında bizi yalnızca bizi ilgilendiren konular hariç. Önümde dursan ve bana baksan içimdeki acılar hakkında ne bilebilirsin ki ben seninkiler hakkında ne bilebilirim ki? ayaklarına kapanıp ağlasam ve anlatsam sana cehennemin sıcak ve korkunç olduğunu anlatsalar bilecek misin biz insanlar birbirimizin karşısında o kadar saygılı o kadar düşünceli o kadar sevgiyle durmamız gerek. İnsanın belli başlı iki günahı vardır öbürleri bunlardan çıkar sabırsızlık ve tembellik. Sabırsız oldukları için Cennet’ten kovuldular tembelliklerinden geri dönemiyorlar. Odandan çıkman gerekmez masanda oturmaya devam et ve dinle. Dinleme bile sadece bekle. Bekleme bile gerçekten sakin ve yalnız ol. Dünya özgürce sunacaktır kendini sana. Aşık Veysel Şatıroğlu Sözleri Güzelliğin on para etmez bu bendeki aşk olmasa. Cahil insan gül ise de koklama. Şu geniş Dünya’ya sığmayan gönül bir odaya kapandı kaldı. Dünyaya gelmemde maksat ne idi Bir sadık dost. Taş olsam yandım idi. Toprak oldum da dayandım. Anlatamam derdimi dertsiz insana Dert çekmeyen dert kıymetin bilemez. Ben bir insanoğlu sen bir dut dalı. Ben babamı sen ustanı unutma. Sen bilmezssin. O bilmez. Hiç kimse bilmez bilemez. Hatta Ben bile. Bir tek paşa gönlüm bilir. Seversin alırsın karın olur. Seversin alamazsın karasevdalın olur. Benim sana verebileceğim çok bir şey yok aslında.*Çay var içersen ben var seversen yol var gidersen. Veysel gönülden ayrılmaz. Kahi bilir kahi bilmez. Yalan dünya yarsız olmaz. İster saçı sırma gönül. Bu alemi gören sensin. Yok gözünde perde senin. Haksıza yol veren sensin. Yok mu suçun burada senin… Sensin derdine düştüğüm. Hayal oldu konuştuğum. Her gün yediğim içtiğim. İçerimde ağu benim. Ne var ise sende bende Aynı varlık her bedende Yarın mezara girende Sen toksun da ben açmıyım. Çalıştım kadehim dolduramadım. Kimseye halimi bildiremedim. Gönlümün arzusunu aldıramadım. Dileğim hekime deyvermediler. Bu dünyanın meyvesini. Yesem amma yesem Arasam bulsam hasını. Yesem amma yesem Aldanma cahilin kuru lafına kültürsüz insanın kulu yalandır. Hükmetse dünyanın her tarafına arzusu hedefi yolu yalandır. Gam leskesi saf saf oldu. Hep sözlerim boş laf oldu. Senin yolunda mahv oldu. Gençliğimin çağı benim. Seyrettim âlemi dünya dar dedim. Ay dünya arası sanki bir adım. Denizi karayı ölçtüm aradım. Adalar içinde var belli değil. Avrupa Asya ayrı bir kıta. Bir yıllık yol idi deveye ata. Uçaklar sığdırdı beş on saata. Daha neler çıkar dur belli değil. Sevgisi içimde yaşayıp duran.*Nazlı güzellerin şirin İstanbul. Hayali kafamda hükümdar süren. Görmez gözlerime görün İstanbul. Karadeniz gibi kükrer coşarsa. Dalgası gelince yaman aşıklar. Hırs gelip de ayranlığı şişerse. Kaybeder irade dümen aşıklar. İtimat edersen benim sözüme gel birlik kavline girelim kardaş birlik çok tatlıdır benzer üzüme içip şerbetini duralım kardaş. Bir güzelin mecnunuyum ezelden. Yandım ateşine can u gönülden. Görmesem günlerim uzar yıl gibi. Dert ile mihnete dalmayan aşık. Ne yemiş ne doymuş eli bulaşık. Kınama Veysel’i fikri dolaşık. Ayrılmış yârinden yar diyarından. Çırpınıp içinde döndüğüm deniz. Dalgalanır coşar rüzgârından. Mevce gelir coşar inleyen aşkım. Ah çektikçe kaynar gelir derinden. Ben giderim sazım sen kal dünyada. Gizli sırlarımı aşikâr etme. Lal olsun dillerin söyleme ya da. Garip bülbül gibi ah u zar etme. Gönüle delidir demiştik baştan. Üşenmez borandan ıslanmaz yaştan. Boğulmaz denizden yenmez ateşten. Ateşi kor közü kendinden olur. Dünya geniş idi şimdi daraldı. Çıkıp gideceğin yer belli değil. Yetmiş altı yıldır alır satarım. Bakmadım deftere kar belli değil. Herkim olursa bu sırra mazhar. Dünyaya bırakır ölmez bir eser. Gün gelir Veysel’i bağrına basar. Benim sadık yârim kara topraktır. Mecnun gibi dolanıyorum çöllerde. Hayal beni yeldiriyor yel gibi. Ah çeker ağlarım gurbet ellerde. Durmaz akar gözüm yaşı sel gibi. Deli gönül değme çaydan bulanmaz. Coşarsa dalgası kendinden olur. Derdsiz aşık diyar diyar dolanmaz. Gezdirir kavgası kendinden olur. İyi demez kötü demez metheder. Bakarsın ki bir tel kırmış çat eder. Sorsan baksan aşka binmiş at eder. Yorulup yollarda kalan aşıklar. Beni hor görme kardeşim. Sen altındın ben tunç muyum? Aynı vardan var olmuşuz. Sen gümüşsün ben saç mıyım? Ne var ise sende bende. Aynı varlık her bedende. Yarın mezara girende sen toksun da ben aç mıyım? Gönül sana nasihatim. Çağrılmazsan varma gönül. Seni sevmezse bir güzel. Bağlanıp da durma gönül. Yorulursun gitme yaya. Hükmedersin güne aya Aşk denilen bir deryaya Çıkamazsın girme gönül. Aşkın beni elden ele gezdirdi. Çok dolandım bulamadım eşini. Beni candan usandırdı bezdirdi. Tuzlu imiş yiyemedim aşını. Benim ile gezdin beni arattın. Beraber oturup beraber yattın. Türlü türlü güllerinden koklattın. Ala gözlü benli dilber. Bir gün gelsen bize doğru. Seni sevdim can u dilden. Çekme kendini naza doğru. Ne pervam var ne de perdem. Sanma beni hali bir dem. Söyler seni teller her dem. Kulak versen saza doğru. Bir yar için diyar diyar dolandım. Yoruldum da Çamlıbel’e yaslandım. lrmak oldum çalkalandım bulandım. Duruldum da Çamlıbel’e yaslandım. Gahi gönül oldum yüksekten uçtum. Ferhat oldum aşk uğrunda çalıştım. İrenk irenk çiçeklere karıştım. Dirildim de Çamlıbel’e yaslandım. Dünya debdil oldu durum değişti. Kimi aya gider kimi cennete. Dünya güzellendi itibar düştü Anne baba yoksun kaldı hürmete. Bakmaz mısın insanların işine. Kötülükler doğar peşi peşine. Mezhep kavgasından din döğüşüne. Sanki varıp sığmamışlar cennete. Ahmet Kaya Sözleri Şimdi bütün iyi niyetlerimi bir bir yargılayıp asıyorum. Bozar mı sandın acılar? Bırak ay gitsin sen kal bu gece. Birazdan kudurur deniz. Bizi zaman yenecek ve anılar kalacak. Depremler oluyor beynimde. Suçu saz çalmakmış öğrendiğim kadar. Hesabım kalsın mahşere elimi yıkar giderim. Dedim ya hiç yoktan susturuldu şarkımız. Siz benim neden sustuğumu nerden bileceksiniz. Kısa çöp uzun çöpten hakkını alır elbette. Bir kenar mahalleliyim mecburen uzaktan severim… Dışarıda kar yağıyor benim içime yağmur. Acımasız olma şimdi bu kadar dün gibi çekip gitme. Söyle ay doğmadan düşmesin yaş gözüme. Kendine iyi bak. Beni düşünme. Su akar yatağını bulur. Ölümü özledim anne yaşamak isterken delice. Firarilerin uzmanı olmuşum bütün telsizlerde adım okunur. Saçlarına yıldız düşmüş koparma anne ağlama. Gözüm yaşarıyor yüreğim yanıyor olmasaydı sonumuz böyle. Sana boncuktan kuş yaptım konacak pencerene. Beni bilimle anla iki gözüm felsefeyle anla ve tarihle yargıla. Ben giderim geri gelmem benden sonra kalan kalır. Parmak uçlarına değen sıcaklık incinen bir hayatın yarasıdır. Sakin göllerin kuğusuyduk olmasaydı sonumuz böyle. Bir ben kaldım bir ben kaldım tenhasında gecenin avutulmamış ben. Şimdi saat yokluğunun belası sensiz gelen sabaha günaydın. Haykırsam duyamazsın. Çağırsam gelemezsin. Yürekten sevemezsin sen. Bu hasretlik kalır gitmez teninde! Eksilmez acılar ezik yüreğimde. Yüzlerce soğuk namlu üzerime çevrildi yüzlerce demir tetik aynı anda gerildi. Ağladım gözyaşlarım düştü ateşe yine de bu yangını söndüremedim. Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettin ki bu yaşlar utangaç boynunun kolyesi olsun. Söyle yağmur söyle. Değmeden yüreğime. Söyle gökyüzüne. O nerde. Artık sigarayı günde üç pakete çıkardım. Olsun gözüm olsun. Ne olacaksa olsun! Yalnızlığım benim pasaklı kontesim ne kadar rezil olursak o kadar iyi. Bu dağlara bu yollara toz eyledi aşk beni. Ben yanarım aşk için ben yanarım gül için. Firarilerin uzmanı olmuşum bütün istasyonlarda afişim durur beni bir çocuk bile vurur. Bir menekşe kokusunda seni aramak var ya bu hep böyle böyle gider mi? Ceketimi yağmurlara astığımdan beri tehlikeli şiirler yazar dünyaya sataşırım. Ben klasik bir kadere teslim olmak istemiyorum ve öldükten sonra değil şimdi anlaşılmak istiyorum. Giden bu yolculardan en çok ben şanssızım. Ne kadar çok yaşadıysam o kadar çok yalnızım. Giderim buralardan giderim bir akşamüstü. Umurunda olmaz umurunda olmaz umurunda olmaz bilirim. Bir türkü mor dağların emanetidir. Firari mahpuslara bir avuç su. Bir türkü dilimi içerdekine. Dün gece gördüm düşümde seni özledim anne. Gözlerinden akan bendim. Düştüm göğsüne söyle canın yandımı anne. Sensiz isyan ettim her an dünyam kahır dünyam zindan yine başım duman duman olmadan gel. Sonbahar damlardı damlarımıza biz seninle sararırdık. Aydınlanlansın diye şu kirli yüzler biz durmadan şavaşırdık. Hey gönül gene bu gece kederim geceden yüce. Gel susalım beraberce böyleymiş kara yazımız. Bazen bir uçurum kalır bazen de martıların ardından. Velvele koparan bir leş kalır bir intihar gibi puşt olunca sevdalar. Sırtını duvara yaslar sırtını ağaca yaslar susarsın. Sen artık hiçbir sözü hiçbir sözü kaldıramazsın. Dibine vurmuş gecelerden geldim. Yalanım yok. Bir cebimde küfür bir cebimde çocuklara şekerle yaşadım. Hepimizin gurbetindeyim şimdi. Dostlukmuş. Ölüme yürümekmiş. Üstüne titremekmiş. Vefaymış! Aşk dediğin zavallı bir kapıyı duvara çarpıp çıkıncaya kadarmış! Varsın böyle geçsin yabancı günler varsın canımı yaksın yine yalnızlık. Bana böylesi garip duygular bilmem neye gelir nereye gider döndüm işte acı yüreğimden beynime sızar bu günde ölmedim anne. Sensiz geçmiyor bu günler biliyor musun? Yüreğine beni beni soruyor musun? Öyle yalnız yalnız kaldım biliyor musun türküler söyledim sana duyuyor musun? Dostum dostum güzel dostum. Bu ne beter çizgidir bu. Bu ne çıldırtan denge. Yaprak döker bir yanımız bir yanımız bahar bahçe. İki damla gözyaşımla satıldım pazarlarda kırdılar yüreğimi kırdılar azarlarla sürgünlere yolladılar sabah dörtte yağmurlarla Ben yandım siz yanmayın ALLAH aşkına. Kırmızı rujlu sokakların aşağılık pazarlıkların adı anılmayacak benle. Bir çiçeğim halk ormanında fışkırdım başkaldırıyorum. Yanımdasın susuyorsun. Susuyor konuşmuyorsun. Bakıyor görmüyorsun. Dokunsan donacağım. İçimde intihar korkusu var. Bir gülsen ağlayacağım bir gülsen kendimi bulacağım. İhanetin zincirini tutan utansın. Dönüp arkasına bakan utansın. Dost diye bağrıma bastığım insanlar arkamı dönünce vuran utansın. Arka cebimde iki metrelik kefenim duruyor. Her an hazır ve nazır. Ölürsem hayatımda istediğim bir tek şey var. Asla bu ülkeyi sevmiyor demesinler Ben Edirne’den Ardahan’a kadar bu ülkeyi çok sevdim. Sanki gökten kar yerine kan yağıyor kar altında üşümüş bir çocuk ağlıyor. Yaşlı gözleriyle bana bakıyor akan gözyaşını içesim gelir. Ben hep uçurum kıyılarında dolaşmayı hep rüzgâra karşı koşmayı uğultulu bir hayatın sesini ve öfkesini ciğerlerimde hissetmeyi aşkı devrimleri başkaldırmayı muhalif olmayı cesareti sevdim. Ve böyle yaşadım. Maksim Gorki Sözleri Şımaracak kimsen olmadığında hayat seni kocaman bir adama çevirir. Susuz çiçek açmaz sevgisiz mutluluk olmaz. Her şey çok basit olunca hemen aptal oluverirsiniz. Bilim aklın şiiridir şiir de yüreğin bilimidir. Bir kadının terbiyesi birisiyle tartıştığı zaman belli olur. Unutma! İnsanlar bilgi değil avuntu isterler. Geçmişin arabalarıyla hiçbir yere gidemezsiniz. Yaşlanmak iş yerinizde sizi sevmeyen bir arkadaşınızın olması gibidir. Büyük kalplere göre uzaktakiler daima yakındır. Hayatta hiç kimseye tam anlamıyla güvenme! Unutma ki beyaz gülün bile gölgesi siyahtır. İnsan ne denli az isterse o denli mutlu olur istekleri arttıkça özgürlüğünü yitirir. Hep ileriye giden insan ölüme giden insandırarkana dönüp bakmazsan yaşayamazsın. İnsanlar birbirlerine egemen olmak isterler ama kendi kendilerinin bile efendisi değillerdir. Bir sürü dostunun içinde elbet düşmanların olacak ama unutma ki onca düşmanın içinde belki seni dostun vuracak. İnsanların nasıl yaşadığını bilmenin ne gereği var? Ben nasıl yaşamak gerektiğini öğrenmek isterim. Ateş karşısında bozulmayan altın altın karşısında bozulmayan kadın kadın karşısında bozulmayan erkek kalitelidir. Yaşam insanların bastıramadıkları daha iyiye ulaşma istekleri yüzünden hep yeterince kötü olacaktır. Aldanma diye bir şey yoktur! Sadece biraz fazla güvenmek vardır. Ve İnsanı aldandığı değil en çok güvendiği aldatır. Aşkı tanıyan bir kadın asla aşktan azına razı olmaz! Sahibi olamayacağı boş sevdalarda kiracı kalmaz. Aslında bir insanın gözyaşı gülüşünden daha samimi ve tatlıdır. Çünkü unutma her gülüşün altında bir ihanet saklıdır. Huzur denilen o şeyin her santimine ihtiyacım var bu aralar. Bana biraz bahar gerekiyor. Çok üşüdüm. Mutluluk elinizdeyken hep ufak görünür ama bir kere bırakın ve birdenbire ne kadar büyük ve değerli olduğunu öğrenirsiniz. İnsanı en çok acıtan şey Birine hayatını hediye etmişken O kişinin kendini başkasına hediye etmesidir. Yalan olduğunu bilsen dahi inanacaksın insanoğluna yani dinleyeceksin onu niçin yalan söylediğini anlamaya çalışacaksın. Bazen yalan insanın özünü gerçeklerden daha çok açığa vurur. Yoruldum ayağımın değil yüreğimin götürdüğü yerlere gitmekten. Sustum dilimdekileri değil yüreğimdekileri söyleyememekten. Azıcık mutluluk herkes için iyi olur. Ama hiç kimse azıcık mutluluk istemez. Ve mutluluk ne kadar fazla büyük oldu mu değeri o kadar azalır. Söylenmesi gereken bir şey her zaman çekinmeden söylenmelidir. Bir bebeğin mamasına azar azar bakır katarsanız kemiklerin gelişmesi durur ve çocuk cüce kalır.*insanı altınla zehirlerseniz ruhu küçülür solar renksizleşir on paralık lastik top gibi. EN GÜZEL EMİLE ZOLA SÖZLERİ Gerçek uygun adım ilerliyor ve hiçbir şey durduramayacak. Her şey sadece bir rüya. Saygı olmayan yerde aşk da olmaz. Ana hayatın ebediliğidir. Ümit gidince yaşamak zevki de gider. Erkeği erkek yapan kadındır. Nefsine hâkim olamayan hiçbir şeye hakim olamaz. Dünyada biricik acı sevildiğini sanmamaktır. Niteliğimle üstün gelemezsem niceliğimle üstesinden gelirim. Gerçeği susturup yeraltına gömseniz bile büyüyecektir. Hiçbir süs ve makyaj bir kadını analık sevgisi kadar güzelleştiremez. Yalnız olmak daha iyidir anlaşmazlığa düşecek kimsen olmaz böylece. İnsan üzüntülerini anlatarak başkasını memnun etmemeli. Yetenek yoksa sanatçı olmaz ama çalışmadıkça yetenek hiç bir işe yaramaz. İnsanlık yalanı ve adaletsizliği kılıçla değil kitapla yenecektir. Bir kişiye karşı yapılmış haksızlık bütün insanlığa karşı yapılmış haksızlık demektir. Ben bu hayatta sonuna kadar yüksek sesle yaşamak için geldim. İşçi ordusu bir gün tüm toprağı çatlatacak ve köle olmaktan çıkıp efendi haline gelecektir. İrtica saltanatını bir ülkenin eğitimini ele geçirerek kurar ve böylece kökleşir kalır. Ben sözcükleri hiç sevmem. İnsan birini sevdi mi yapabileceği en iyi şey onu göstermektir. Sanatçının içinde iki tip insan vardır biri şair diğeri de zanaatçı. Biri şair doğar. Diğeri zanaatçı olur. Bu dünyaya ne yapmaya geldiğimi sorarsanız.*Cevabım şu olacak Hayatımı yüksek sesle yaşamak için buradayım. Güzelliği anlamak için bir kere bakmak yeter ama bir karara varmak için çok düşünmek gerekir. Hayvanların kaderi gülünç görünme korkusundan daha önemli benim için insanın kaderiyle inceden inceye bağlı çünkü. Pırlantadan alınmayan vergi kitaptan alınıyordu çünkü pırlanta alandan değil kitap okuyanlardan korkuyorlardı. Okullarda beyinleri yıkanan genç kuşaklar yönetimde görev aldıkları zaman ülke çıkarlarının değil kendilerini eğitenlerin sözcüleri olacaktır. Dünyayı bir günde yıkıp yeni baştan yapamazsınız. Bir günde her şeyi değiştireceklerini söyleyenler ya şarlatan ya da alçaktırlar. İnsanların dünyanın sonuna kadar kurtlar gibi birbirlerini yiyip bitirmelerini seyretmek istiyorsan kollarını bağlayıp sakinlik içinde durmak en bulunmaz çaredir devamlı bir adaletsizlik hâkim olacak ve zenginler her zaman fakirleri sömürerek yaşayacaklar. Hallacı Mansur Sözleri Cehennem acı çektiğiniz yer değil, acı çektiğinizi kimsenin duymadığı yerdir. Ey aşk, kendi kendini yakarken fark ettin mi cehennemin sana özendiğini? Yüksek ahlak; Hakk’ı tanıdıktan sonra, halktan gelen eza cefanın insana tesir etmemesidir. Nokta, tüm çizgilerin esasıdır. Konuşan diller; susan kalplerin helakidir. Darağacı, erenlerin miracıdır. İyi yaradılışlı olmak esenliktir. Dünyadan geçmek nefs zühdü, Ahiretten geçmek ruh zühtüdür. Mürid tövbesinin, mürad ise arınmışlığın gölgesindedir. Yaşamımda ölümüm, ölümümde yaşamım, ölümü ise mutluluk sayarım. Hakka olan aşk, hakka götürür, Bir’e olan aşk, Bir’e götürür! Taş atanlar beni tanımaz. Halden anlayanların bir gülü beni incitti. Aşk için çekilen Dar’a, başı veren ancak kavuşur Nar-ı Cam’a. Cehennem acı çektiğiniz yer değil, acı çektiğinizi kimsenin duymadığı yerdir. O’na döneceğini inanman için, ‘O’ndan olduğunu kabul etmen gerek! Sözler ve sohbetler illetlere, fiiller şirke bağlıdır. Allah ise cümlesinden müstağnidir. Aşk’ta kılınan iki rek’at namazın abdesti ancak ve ancak kanla alınırsa sahih olur! Cömertlik denizi oldum, kime yalvaracağım? Sonsuzlukta yok oldum, kimin adını anacağım? Fakir; Allan’tan başka her şeyden müstağni olan ve yalnız Allah’a bakan kimsedir. Dünyâyı unutan, nefs zahidi; ahireti unutan, kalb zahidi; kendini unutan da rûh zahidi olur. Allah’ım! İnsanlar seni verdiğin nimetler yüzünden severler; bense seni verdiğin belalar yüzünden severim. Her makamın iki ilmi vardır: Kavranabilen ve kavranamayan, yani bilinen ve bilinemeyen. iman gücü öyle bir cevherdir ki, en kutsal Aşk ateşidir. Bakmaksızın görmek, duymaksızın işitmek, öğrenmeksizin bilmektir. İnsan bir kainattır ancak kainat da insandır. Tek tek bakarsan çok görürsün, bütün bakarsan tek görürsün. Ben ümitsizlik dergâhının kızı, Mansurumu arıyorum, Hallacımı kaybettim, idamımı bekliyorum. Tevekkül; bir şehirde yemek yemeye senden daha müstahak olan birisinin bulunduğunu bildiğin zaman, yemek yememendir. Benim kollarımı, bacaklarımı, başımı kestikten sonra, cesedimi yakıp, külünü Dicle’ye atarlar. Korkarım ki, nehir taşıp Bağdat’ı basar. O zaman hırkamı nehre götürüp at. Müridin cehdi keşfini, muradın keşfi cehdini geçmiştir. Kişinin vakti, bağrındaki deryanın incisidir; yarın kıyamet günü bu incileri mahşerin zeminine çarparlar. Ey Allah’ım, bana senin için işkenceyi revâ görenlere rahmet et! Senin rızân için beni elimden, ayağımdan, gözlerimden, başımdan, canımdan ayıran kullarını affet! Kaynak neoldu.com Mahmud Efendi'den Hikmetli Sözler İbadeti firar eder gibi yapmayalım.zahmet nokta bile olsa, ahirette rahmet olacak. Seferde teheccüd namazı kılmayı zorlamıyorlar ama yine de sen kıl. Sizlere teheccüde kalkmak ne kadar zor geliyorsa, evliyaya da uyumak o kadar zor geliyor. Herhangi bir insan ibadetteyse doğrudan doğruya cennettedir. Herhangi*bir insan isyandaysa doğrudan doğruya cehennemdedir. Bu kadar kulluk yetmez, bu kadar edep yetmez. Mademki onun nimetleri artıyor bizim de* boyun eğmemiz artsın. Bizim içimiz temiz demekle olmaz, İslam’ı yaşamakla dışınızı da*temizleyeceksiniz. - Davası İslam olanlar benim kardeşimdir. Ben de onların kardeşiyim.* Müslümanlar için zafer ancak Islamiyet’i yaşamak ile mümkündür. Müslüman o kimsedir ki İslamiyet’ in emirlerine tamamen uyar, fakat İslamiyet’ i kendine uydurmaya kalkmaz. Islamiyet’i kendine uydurmaya*uğraşan kişi hakiki Müslüman olamaz. Şeriata uyan hakiki Müslümandır. İnsanı hatırlı eden dindir, şeriattır. Her şeyin azı kafi, İslam’ın azı kafi değildir. Daima dikkatli olacağız, İslam’ı sevdireceğiz. Dinimiz kendimize uymaz, biz dinimize uyacağız. Kim dini kendisine*uydurmaya çalışırsa o Müslüman değildir. İslamiyet noksanlık kabul etmez, din eksiklik kabul etmez. Şimdi biz İslam’ı tam yaşayarak ölürsek şehit oluruz ama İslam’ı tam*yaşamayarak, taviz vererek ölürsek cehennemi boylarız. İnsan dipçik korkusuyla Müslüman olmamalı, Allah sevgisiyle Müslüman olmalı. Bu din Allah’ındır, yürüyecek, Mahmud ölse de o devam edecek, bütün*dinlere galip gelecek. Madem kendini, kendi kanunlarınla yönetmek istiyorsan, kendi evini*barkını kendin yarat, istediğin gibi yönet yapamazsın. Allah*yaratır her şeyi, o zaman Allah ne derse o olacak, İslamiyet nurdur, İslamiyet’sizlik karanlıktır. İslam öğrenilip yaşanmadan nura çıkılmaz. Zekat, sadaka veren çok iyidir, vermeyen çok kötüdür. İnsan namusunu düşünecek. En büyük namusumuz dinimizdir.* Vali olmak, başvekil olmak, devlet reisi olmak, padişah olmak Müslümanlığın yanında toz kadar olmaz. Müslüman hakkı duydu mu hemen boyun eğecek. Emir tut, saman kafa olma, şeytana uyma, hayvandan aşağı olma. - Kibirli bir insanla karşılaştığınız zaman ona Firavun’unu anlatın. Amel ve ilim bakımından kendini din kardeşinden üstün görenin ameli*de ilmi de heba olur. - Hiç kimsenin büyüklenmeye hakkı yoktur, herkes kendini küçük bilsin. Kendini beğenirsen Mevla seni beğenmez. Eğer fakirlik, hastalık ve ölüm olmasaydı insanoğlunun kibirden başı*eğilmez olurdu. Tevazu hasis (alçak) adamı yükseltir, kibir de yüksek adamı alçaltır. - Millet seni bilse ne olur. Şeytanı bütün millet biliyor da ne oldu? Bütün ağaçlar kalem olsa, bütün yapraklar kağıt, deryalar mürekkep*olsa bunlar biter de Allah’ın ilmi hiç yerinden sallanmaz. İnsanoğlu bir kaç kelime öğrenmekle kibirden fezaya sığmaz oluyor. Bize lazım olan tevazudur. Ey insanlar sonunuzu düşünün kabirde kurtlanacaksınız. Bu gününüze*aldanmayın, yarınınızı düşünün, dünyada kendini beğenmek olmaz.*Ahiret hayatında cennete giderseniz o zaman kendinizi beğenin. Sen nefsini hak ile meşgul etmezsen, nefis seni batıl ile meşgul eder. Nefsimiz pehlivan olmadan onu yenelim. Nefis deli, dünya deli, ikisi buldu birbirini, kurtar kendini göreyim seni. - Nefis insanı numaradan hasta yapar. En büyük kurt, nefislerimizdir. - Şeytanın peşinde gidenler güçlü olduklarını sanıyorlar, oysa onlar çok*zayıf durumdadırlar. Kendimizi bir yoklayalım, nefis muhasebesi yapalım. Günden güne hasretimiz artıyor mu, yükseliyor mu? Günden güne feyzimiz artıyor mu, yükseliyor mu? tarikat, azimetle amel ister. Ruhsatla, gevşeklikle amel istemez. Nefis, azimetle amel edilince kırılır. Nefsinin arzusuna uyanı kimse zapt edemez. Dünyada bela olmasa dünyanın tadı olmaz. Sabır, başına gelen belanın kalkması için acele etmemektir. Sabırsız iman, başsız insana benzer. Dert neye benzer, altın zincire benzer. Mevla onunla bizi kendi kapısına*bağlıyor. O dert olmasa her gün uçurumdan bin defa uçarsın. parçan bile bulunmaz. Zorluklara sabreden için musibet yoktur. - Görünüşte bela ve musibet olan şeylerin altında, eğer sabredilirse cennet*vardır.Sabredelim inşallah ak olacaktır. - Zerre kadar imam olan bir kimse ile kavga edilmez, ona ancak tebliğ*edilir. Etmeyelim kavga, sabırlı olalım. Müminler birbirleriyle görüş ayrılığına düşer, çekişirlerse manevi kuvvetleri gider. Sabretmek lazımdır. Cenab-ı Hak sabredenler ile beraberdir. * Kaynak negüzelsözler.com Said Nursi Sözleri dünyaya ait işIer, kırıImaya mahkum şişeIer hükmündedir. sırf dünya için mi yaratıImışsın ki, bütün vaktini ona sarfediyorsun! BizIer muhabbet fedaiIeriyiz, husûmete vaktimiz yoktur. Çaresi buIunan şeyde acze, çaresi buIunmayan şeyde ceza’a iItica etmemek gerektir. ümitvar oIunuz; şu istikbaI inkıIabı içinde en yüksek gür sada, isIamın sadası oIacaktır Kur’an kaIbIere kuvvet ve gıdadır, ruhIara şifadır. Gıdanın tekrarı, kuvveti arttırır. Marîz bir asrın, hasta bir unsurun, aIîI bir uzvun reçetesi; ittiba’-i kur’andır. Kâinatta en yüksek gerçek imandır, imandan sonra namazdır. AzametIi bahtsız bir kit’anın, şanIı taIi’siz bir devIetin, değerIi sahibsiz bir kavmin reçetesi; ittihad-ı isIâmdir . Ey nefsim! Deme zaman değişmiş, çünkü öIüm değişmiyor. MiIIetimin imanını seIamette görürsem, cehennem’in aIevIeri arasında yanmaya razıyım! En bedbaht, en muzdarib, en sıkıntıIı; işsiz adamdır. Zira ataIet ademin birader zadesidir; sa’y, vücudun hayatı ve hayatın yakazasıdır. Sevdası büyük oIanın imtihanı da büyük oIur. İman hem nurdur, hem kuvvettir. Hakiki imanı eIde eden adam kâinata meydan okur.! Sivrisineğin gözünü haIkeden, güneş’i dahi o haIketmiştir . GüzeI gören, güzeI düşünür. GüzeI düşünen, hayatından Iezzet aIır. Her şey kader iIe takdir ediImiştir; kısmetine razı oI ki rahat edesin. Cenâb-i hakkıi buIan, neyi kaybeder? Ve onu kaybeden, neyi kazanır. Pirenin midesini tanzim eden, manzume-i şemsiyeyi de o tanzim etmiştir. Zaman gösterdi ki; cennet ucuz değiI, cehennem de Iüzumsuz değiI. Tertib-i mukaddematta tefviz, tembeIIiktir; terettub-ü neticede, tevekküIdür. Sıkıntı, sefahetin muaIIimidir. AIIah’im madem sen varsın ve bâkışın, giden gitsin, sen bana yetersin. HazırIanınız; başka, daimi bir memIekete gideceksiniz. ÖyIe bir memIeket ki; bu memIeket ona nispeten bir zindan hükmündedir. Arzı ve bütün nucum ve sumuşu tesbih taneIeri gibi kaIdıracak ve çevirecek kuvvetIi bir eIe mâIik oImayan kâinatta dava-yı haIk ve iddia-yı icad edemez. herşey, herşeyIe bağIıdır. Bîçare hakikatIar, kıymetsiz eIIerde kıymetsiz oIur. HaksızIığı hak zanneden adamIara karşı hak dâva etmek, hakka bir nevi haksızIıktır. İnsanda en tehIikeIi damar enâniyettir. Ve en zaif damarı da odur. Onu okşamakIa çok fenâ şeyIeri yaptırabiIirIer. DeIi adama iyisin, iyisin deniIse iyiIeşmesi, iyi adama fenasın, deniIse fenaIaşması nâdir değiIdir . Madem dünyanız ağIıyor ve hayatınız acıIaştı. O haIde çaIışınız ahiretiniz ağIamasın. Her sözün doğru oImaIı; fakat her doğruyu söyIemek, doğru değiI. İnsanIarı canIandıran emeIdir; öIdüren ümitsizIiktir. İsIamiyet güneş gibidir, üfIemekIe sönmez! Gündüz gibidir, göz kapamakIa gece oImaz! Gözünü kapayan yaInız kendine gece yapar! Şükrün mikyası; kanaattır ve iktisattır ve rızadır ve memnuniyettir… Şükürsüzlüğün mîzanı; hırstır ve israftır, hürmetsizliktir, haram helâl demeyip rastgeleni yemektir. Kaynak muhabbetpınarı.com Bâyezid-i Bistâmî’den Hikmetli Sözler Bâyezid-i Bistâmî’den tam adı Ebu Yezid Tayfur bin İsa bin Şuruşan’dır. 800’lü yılların başlarında Hz. Ömer (r.a) döneminde fethedilen Hazar denizi kıyısında Bistâm şehrinde dünyaya gelmiştir. 874 senesinde Şabân-ı Şerîf’in onbeşinci günü Bistâm’da vefât etti. Hanefî mezhebinden idi. Bâyezid-i Bistâmî Hazretlerinin (k.s) Türbesi Hatay’ın Kırıkhan ilçesindedir. Evliyanın büyüklerindendir Tasavvuf ehli bulut gibidir, her şeyi gölgelendirir. Yağmur gibidir, herşeyi sular. Her insanın ağırlığını yüklenir, onlara iyilikte bulunur. İman sahibine Cenâb-ı Hakk’ın onun yaptığı amele ihtiyacı olmadığını bilmesi kâfidir. Dilini, Allah Teâlâ’nın ismini anmaktan, başka işlerle uğraşmaktan ve başka şeyler konuşmaktan koru. Bu kadar zahmet ve meşakkate, sıkıntıya katlanarak aradığımı annemin rızasını almakta buldum. Çok basit gibi gelen anne rızası, bütün işlerin evvelinde lazımdır. Arif kişi, uyanıklığında da rüyasında da Allah’tan başkasını görmez. Allah’tan başkasının emir ve arzusuna uymaz. Kalbiyle Allah’tan başkasına bakmaz. Bir kimsenin Hakk’ı sevmesinin alameti, kendisine şu üç meziyetin verilmiş olmasıdır: Deniz gibi cömertlik, güneş gibi şefkat ve yeryüzü gibi tevazu. Muhabbet, kendi yaptığın çok iyiliği az, dostunun yaptığı az iyiliği çok görmendir. Yaptığı ibadet ve taatlere bakıp kendini beğenmek, o ibadeti hiç yapmamak günahından bin kat daha fenadır. On sekiz bin alemde, kişinin kendi nefsinden daha iğrenç bir nefis olduğunu düşünmesi kibirdir. Hevâ ve hevesi terketmenin lüzumuna kani olan Hakk’a erer. Allah Teâlâ’nın velileri O’nun huzurunda özel olarak saklanan gelinler gibidir. Bu gelinleri ancak o has daireye girenler görebilir. Ya Rabbi! Sana kavuşmak nasıl mümkün olur? diye dua ettim. Bir nida geldi: “Nefsini üç talakla boşa!” Hak ve hukuka riayet et. İbadetten ayrılma. Güzel ahlaklı, merhamet sahibi ve yumuşak ol. Allah Teâlâ’yı unutturacak her şeyden uzak dur ve onlara kapılma. Kendini müslümanların en kötüsü kabul etmeyen kişi kibirli sayılır. Veli, Allah’ın emir ve yasakları altında sabreden kimsedir. Kaynak negüzelsözler.com Hz. Fatma Sözleri Allah, Orucu Ihlasın Sağlamlaşması Için Farz Kıldı. Siz Ey Allah’ın Kulları! O’nun Emir Ve Nehiylerinin Muhatabı Sizsiniz. Din Ve Vahyi Taşıyanlar Allah’ın Eminleri Ve Onu Diğer Milletlere Ulaştıracak Elçileri Sizsiniz. Allah, Emr-I Bil-Maruf Ve Nehy-I Anil-Münkeri Insanların Islahı Için Farz Kıldı. Ey Allahım! Baba Ve Anamı Ve Boynumda Hakkı Olan Herkesi En Iyi Mukafatınla Benden Taraf Mükafatlandır. Ey Allah’ım Benim Durumumu Yaratılış Gayeme Musait Kıl, Senden Mağfiret Diliyorum, Beni Azaba Uğratma; Sana Yalvarıyorum, Beni Mahrum Bırakma. Allah, Şarap Içmeği, Pislik Ve Kötülükleri Önlemek Için Haram Kılmıştır. Şehadet Ederim Ki” Allah’tan Başka Bir Ilah Yoktur; Tektir Ve Ortağı Yoktur. Bu Kelime Ihlastır. Tevhid Anlayışı Bütün Kalblere Yerleştirilmiş ilahi Ayetlerin Azametli Nuruyla Aydınlanmıştır, Öyle Bir Allah Ki Gözler O’nu Göremez, Diller O’nu Olduğu Gibi Vasfedemez Ve Akıllar Nasıllığını Ölçemez. Allah, Namazı Kibirden Uzaklaşmanız Için Farz Kıldı. Allah, Kullarını Gazabına Duçar Olmaktan Korumak V Cennete Sevketmek Için Kendisine Itaat Edene Mükafat Vermeyi, isyan Edeni Ise Cezalandırmayı Takdir Etti. Allah, Adaleti Kalplerin Kaynaşması Için Farz Kıldı. Allah, Bize Itaatı, Halkın Düzene Girmesi Için Farz Kıldı, İmametimizi Tefrikadan Korumak Için Koydu. Allah, Sılayı Rahim Yapmayı, Ömrün Uzamasına Vesile Kıldı. Allahım! Nefsimi Bana Küçük Göster Ve Kendi Makamını Benim Nazarımda Büyült, Itaatını, Senin Rızana Uygun Amel Etmeyi Ve Senin Gazabından Uzak Durmayı Bana ilham Eyle, Rahmeti Bütün Rahmededenlerden Daha Çok Olan. Allah, Imanı Sizler Için Şirkten Temizlenme Vesilesi Kıldı. Allah, Zekatı Nefsin Temizlenmesi Ve Rızkın Artması Için Farz Kıldı. Allah, Haccı Dinin Ayakta Durması Için Farz Kıldı. Allah, Sabrı, ilahi Mükafata Erişme Vesilesi Kılmıştır. Allah, Anne Babaya Iyilik Yapmayı Ilahi Gazabtan Korunma Vesilesi Kıldı. Allah, Neziri Adağı Yerine Getirmeyi Mağfirete Erişme Vesilesi Kıldı. Resulullah(Sav), Kadın Için En Hayırlı Şey Nedir?, Diye Sorduğunda, Hz.Fatıma(As); Yabancı Bir Erkeği Görmeyişi Ve Yabancı Bir Erkeğin De Onu Görmemiş Olması Kadın Için En Hayırlı Şeydir, Diye Cevap Verdi. Allahım! Beni Verdiğin Rızıkla Kani Eyle, Yaşattığın Sürece Ayıplarımı Ört Ve Bana Afiyet Nasib Eyle, Ölümüm Gelip Çattığında Bağışla Beni Ve Bana Rahmeyle, Mukadder Etmediğin Şeyi Elde Etmek Için Boşuna Uğraşmakla Beni Yorma, Bana Mukadder Kıldığına Da Ulaşmayı Kolaşlaştır. Hz.Resulullah(Sav)’In Vefatı Üzerinine Hz.Fatıma(As)’Nın Söylediği Bir Şiir: Ey Resul Öyle Debdebe Ve Karışıklık Zuhur Etti Ki Senden Sonra. Sen Olsaydın Keder Çoğalmazdı. Toprağın Yağmuru Kaybetmesi Gibi Biz Seni Kaybettik. Allah, Cihadı İslam’ın Izzetini Sağlamak, Küfür Ve Nifak Ehlini Zillete Dücar Etmek Için Farz Kıldı. Babam Hz.Muhammed (Sav) Insanların Hidayeti Için Kıyam Etti, Onları Sapıklıktan Kurtardı, Körlükten Çıkarıp Basiret Verdi Onlara; Sağlam Bir Dine Hidayet Etti, Doğru Yolu Gösterdi Onlara. Allah, Ümmetlerin Kendi Dininde Parçalandığını, Ateşde Ibadete Durduklarını, Putlara Tapdıklarını Allah’ı Inkar Ettiklerini Görünce Babam Hz.Muhammed (Sav) Vesilesiyle Karanlıkları Aydınlattı, Kalblerdeki Düğümleri Ve Gözlerdeki Şaşkınlığı Giderdi. Allah’ın Kitabı. Kendisine Uyanı Allah’ın Rızasına Götürür. O’na Kulak Vereni Kurtuluşa Sevkeder. Kitapla Allah’ın Farzlarına, Yasaklanmış Haramlarına, Nişanelerine, Delillerine, Erdemlerine, Hibe Ve Şeriatlarına Ulaşılır. Kaynak türkedebiyatı.org Veciz Sözler GüIemezsen, sağIıkIı oIsan biIe eninde sonunda sağIığını kaybedersin. GüImek her zaman iIaçtır. Osho GiysiIerini kendiIerini en önemIi yanı sayanIar, geneIIikIe giysiIerinden daha önemIi oImazIar. WiIIiam HazIitt Bırakıp gitmek, kaImaktan daha çok cesaret gerektirir bazen. Irene Cao Hiç kimse benim gibi değiIdi ve ben de hiç kimse gibi değiIdim. Ben tek başımaydım, onIarsa herkes. F. Dostoyevksi. YanIış düşünebiIirsin, yanIış anIayabiIirsin, yanIış yapabiIirsin ama yanIış hissedemezsin. Ts EIiot Kimse bir başkasını yargıIayabiIecek kadar kusursuz değiIdir ama bazıIarı kendinde bu hakkı görebiIecek kadar hadsizdir. C. Jung Daha iyi oIanı değiI, sana kendini daha iyi hissettireni seçmeIisin. Erich Fromm / İnsanın ruhunu yüceIten acı, ucuz bir mutIuIuktan daha değerIidir. İnsanı oIgunIaştıran bir hüzün, bin bir neşeden daha değerIidir. Dostoyevski Acı, her ayrıIığın sonunda geçmeyecek gizi gözükse de, zamanIa hafifIer. Rene Cao/Seni Hissediyorum. SevmeIi, saymaIı, ait oImaIı ama bağIanmamaIısın hiçbir şeye ve hiçbir yere. Hüseyin Cengiz / İnsan hayata iki anIam yükIer, biri ağIarken, diğeri güIerken. Ve tek bir kere kıymet biIir o da eIindekini kaybederken. Dostoyevski Ağzınızdan çıkanIara daima dikkat edin. Çünkü bir sözü unutmak, bir yüzü unutmaktan çok daha uzun zaman aIır. Louis Aragon Yaşam, korkunun sona erdiği yerde başIar. Yaşam, adım attığın an başIar. Yaşam, kendine güvendiğin an başIar. Osho Bazen bir şeyIeri oIuruna bırakmak, onIara sarıImaya, uğraşmaya göre, kat kat daha güçIü bir eyIemdir.*Echart ToIIe Yaşam küçük şeyIerden ibarettir, ama eğer küçük şeyIere mutIuIuk katabiIirsen, topIamı muazzamdır. Osho MutIuIuğum beIki de şundan iIeri geIiyor; bende oIanIara seviniyor ve şükrediyorum, oImayanIarın üzerine de düşmüyorum. ToIstoy Cebi zengin fakat ruhu fakir oIan insanın haIi çok reziI. Çünkü o; her şeyin fiyatını biIir değerini değiI. MevIana Sizi siz yapan şey, giydikIeriniz veya maIvarIığınız değiIdir; ne kadar çok şeye sahip oIduğunuz değiIdir, sizi siz yapan kendinizdir. Karakterinizdir. Lao Tse Başkasının yerine koy kendini; ağIayan birine güI, inIeyen birine sus deme. AğIayana omuz ver, inIeyene çare oI. Sadi Şirazi MutIu bir insanın egosu oImaz, çünkü insan ancak ego oImadığında mutIu oIabiIir. Ne kadar egosuz, o kadar mutIu. Ne kadar mutIu, o kadar egosuz. Osho YanIış kişiden samimiyet bekIediğin an, kırıIırsın. YanIış kişiIer üzerinden bekIentiye girdiğin an her zaman üzüIürsün. Dostoyevski En kötü düşmanIarımız cahiI ve basit insanIar değiI, okumuş ve ahIakIarı bozuk oIanIardır. Öğrenmiş ama oIgunIaşmamış insanIardır. Graham Greene Hayatta en zor şey de; insanın kendi kendini teseIIi etmek zorunda kaImasıdır. Shakespeare AsIında insanı en çok acıtan şey; hayaI kırıkIıkIarı değiIdir.*Yaşanması mümkünken, yaşayamadığı mutIuIukIardır. Dostoyevski Seni oIduğun gibi seven insan için iyi gün kötü gün yoktur. Ne zaman yanında oIması gerekiyorsa o zaman yanında oIur. La Edri İyi insanIar daima kaybederIer, çünkü adiI dövüşürIer, iyi insanIar daima kaybederIer, çünkü dürüsttürIer, iyi insanIar daima kaybederIer, çünkü kazanmayı önemsemezIer. Konfüçyüs Bazen akışına bırakmak gerekir; yaprakIarı, suyu, mevsimIeri, oIayIarı, insanIarı. Ve bekIeyip görmek gerekir sonuçIarı. RaIph WaIdo. Hayatta en zor şey; insanın kendi kendini teseIIi etmek zorunda kaImasıdır. Hayatta en acıkIı şey, zor zamanIarda tutacak bir eI buImamaktır. Shakespeare. GüzeI bir güIü, güzeI bir geceyi, güzeI bir dostu herkes ister. ÖnemIi oIan güIü dikeniyIe, geceyi gizemiyIe, dostu tüm derdiyIe sevebiImektir. Şems Tebrizi İnsan sevdiği kadar affeder, kazık yediği kadar oIgunIaştırıcı çektiği kadar büyür, düşündüğü kadar özIenir, gördüğü kadar biIir. BiIdiği kadar düşünebiIir kısacası, insan yaşadığı kadar öğrenir. R.WaIp GüImek her zaman mutIu oImak için değiIdir. Bazen öyIe güImeIer vardır ki; en büyük acıIarı gizIemek içindir. Bob MarIey Bir insanın oIgunIuğu, onun öfkesini ne kadar yönetebiImesinden anIaşıIır. OIgun insan kızmayan değiI, öfkesini iyi yönetebiIen insandır. Doğan CüceIoğIu İnsan ne kadar yükseIirse, gönIü o kadar aIçaImaIıdır. İnsan ne kadar başarırsa, içindeki kibiri o kadar yenmeIidir. İnsan ne kadar kazanırsa, eIindekini o kadar payIaşmaIıdır. La Edri. Edep; konuştuğun zaman diIini korumak, yaInız kaIdığın zaman kaIbini korumak, dışarıya çıktığın zaman gözünü korumaktır. Sadi Şirazi. Hiç kimse oIduğu yerde kaImıyor, zaman akıp gidiyor insan iIe birIikte. GeImemek gibi bir şansın yok nasıIsa. Ya arkadan geIiyor ya da önden gidiyor bazıIarı. Ne mutIu, zamana yoIdaş oIanIara. Servet SaygınoğIu / Güz Sonrası Eğer haIa kızıyorsan, kendin iIe oIan kavgan bitmemiş demektir. Eğer haIa kırıIıyorsan, gönüI evinin tuğIaIarı pekişmemiş demektir. Eğer haIa kınıyorsan, düşünceIerin yeterince berrakIaşmamış demektir. Şems. Eğer cesur değiIsen samimi oIamazsın. Eğer cesur değiIsen sevemezsin.. Eğer cesur değiIsen güvenemezsin. Eğer cesur değiIsen, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret geIir. Ve diğer her şey onu izIer. Osho Bazen hayat seni buIunduğun yerden aIıp başka bir yere koyar. Ve der ki; buradan devam et! Hayatın kuraIı bu, ümit etmediğimiz şeyIer, ümit ettikIerimizden daha sık gerçekIeşir. PIautus Hangi çiçek, diğerini sarı açtı diye ayıpIar? Hangi kuş, farkIı ötünce diğerine yasak koyar? Derisinden, diIinden ötürü öIdürüIüyor insanIar. Ah insanIar! Her şeyi buIup kendini buIamayanIar… CharIes Bukowski yirmi yıI sonra yapamadıkIarın için üzüIeceksin. haIatIarı çöz. GüvenIi Iimandan uzakIara yeIken aç. Rüzgârı hisset ve daIgaIarIa savaş Unutma, bir şeyIeri başarmadıkça, mükemmeI yaşayamazsın! AIdous HuxIey Bitmiş oIan bitmiştir. Bu kadar basittir. bu geIişimimize hizmet eder. Bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve eIde etmiş oIduğun tecrübeyIe iIeriye doğru bakmak iyidir. Hint FeIsefesi insanIar; susanı korkak. Görmezden geIeni aptaI, affedeni çantada kekIik sanıyorIar. Oysaki istediğimiz kadar hayatımızdaIar. Göz yumduğumuz kadar dürüstIer ve sustuğumuz kadar insanIar. Şems-i Tebrizi Her insan mutIu oIamaz. Çünkü gereğinden fazIa özIer dünü, hak ettiğinden fazIa düşünür yarını. Ve hiç hak etmediği kadar biIinçsizce yaşar bugünü. Her insan mutIu oIamaz. Çünkü gereğinden fazIa özIer hayatından çıkanIarı, hak ettiğinden daha büyük umutIarIa bekIer hayatına girenIeri. Ve asIa göremez yanı başındakiIeri… ToIstoy Kaynak negüzelsözler.com Ezop Sözleri Başkalarının iltifatlarına aldanmayın. Her özür dileme, bir zalime hizmet eder. Güzel kuşları gösteren yalnız tüyleri değildir. Yarışı kazananlar, daima yavaş ve devamlı gidenlerdir. Ne kadar küçük olursa olsun, hiç bir iyilik boşa gitmez. Tilki, uzaktaki üzümler için, eminim ki “onlar ekşidir” der. Asla zorluklar içinde olan bir insanın tavsiyesini dinleme. Bir kişiye kol yardımı gerekli iken, dil yardımından ne çıkar! Elinde olanla kanaat etmelidir. İnsan her şeyde birinci olamaz. Kritik anlarda en güçlü insanın bile zayıf olana ihtiyacı olur. Huzur içinde yenen yavan ekmek, endişe içindeki ziyafetten iyidir. Kendi talihsizliğinizdense, başkalarının talihsizliklerinden ders çıkarın. Çok vakit küçük şeylerden büyük şeyler; görünen şeylerden görünmeyen şeyler anlaşılır. Ben, aynı zamanda hem sıcak hem de soğuk üfleyen bir insanla hiç bir işim olmasını istemem. Barış zamanındaki fasulye korkunun mevcut olduğu bir yerdeki kek ve biradan daha iyidir. Hep gergin duran yay çabuk kırılır. Oysa zaman zaman gevşetirsen ihtiyaç duyduğunda işe yarar. Gereğinde iyi düşünebilmesi için ruh da rahatlamak ister. |
|
08-25-2018, 11:08 | #63 |
Kaynak incesöz.com
Seyyid Ahmet Arvasi Sözleri ”Allah’a kul olmak demek, başka hiçbir şeye “kul olmamak” demektir.” ”İslam dünyasını esir almak isteyen şer kuvvetlerin ilk hedefi Türk devleti ve Türk milleti olmuştur.” ”İnanıyorum ki, hem Türk hem Müslüman olmak hem de muasır dünyaya öncülük etmek mümkündür.” ”Sayılarda anlaşmak kolaydır da, kelimelerde ve kavramlarda anlaşmak zordur.” ”Biz zeki doğarız,*fakat aklı sonradan kazanırız.” ”Kadrolar değişmedikçe, anayasalar, kanunlar, kararnameler ve tüzükler değişse bile bir mana ifade etmez.” ”Benim milliyetçilik anlayışımda asla ırkçılığa, bölgeciliğe ve dar kavmiyet şuuruna yer yoktur.” ”Batmayacağına inanarak suya bas, yürür gidersin. Mucize yürüyebilmen değil, inanabilmendir.” ”Biz Müslüman Türküz. Bizi, gelecek asırlarda yine biz olarak temsil edebilecek güçlü kadrolara muhtacız.” ”Madde dünyası, kendini çevreleyen yokluk fikrinden kurtulamaz.” tehlikeler ihtiyaçlara, ihtiyaçlar ise istek ve ilgilere vesile olmaktadırlar.” ”Düşünen insana saygı duyulur, şartlanmış insan saygı değer bulunmaz.” ”İnsan, kendisinin ve kendi iradesi ile ilgili çilesinin etrafında dolaşan bin bir düğümlü soru yumağını tek tek çözümlemek durumundadır.” ”Türk milliyetçiliği İslam iman ve şuuru içinde yücelmeyi gaye edinen ve Türk’ün mutluluğunu burada arayan bir harekettir.” ”Şaşarım insanların haline; geçimi maaştan, şifayı ilaçtan bilirler.” ”Kişi kavmini sevmekle suçlandırılamaz. Kavminin efendisi, kavmine hizmet edendir. Vatan sevgisi imandandır.” ”Ve tarih bir gün, şehadete susamış bir ülkücüden daha müthiş bir silahın keşfedilemediğini yazmak zorunda kalacaktır.” ”Varlığımızda, duyularımızda, isyan eden bir prensip vardır. Bu insan zihninin tabiatı icabıdır.” ”Gerçekten nedir hürriyet? Hangi insan hür hangi insan tutsaktır? Eğitim insanı nasıl hür yine nasıl tutsak kafalı edebilir?” ”Zorlanmalar maddenin, seçmeler hayatın, gayeler ise insanın yaşama ve var olma prensibidir. Zamandan âzade tek ve mutlak irade ise Allah’ındır.” ”Biz, kendimizi aramaktan değil, kendimizi bulmak ümidini yitirmekten, yahut kendimizi aramak çabasını bırakmaktan korkmalıyız.” ”Müslüman, bir savaşçı olarak doğar, isim alır, yaşar ve ölür. Türk-İslam kültür ve medeniyetindeki Alp-Erenler bu ruhun ifadesidir.” ”Türk devletini yıkmak ve Türk milletini parçalamak isteyen bölücüler yalnız Türklüğe değil, İslam’a da ihanet etmektedirler.” ”Kesin olarak iman etmişimdir ki, Müslüman Türk milleti ve onun devleti güçlüyse, İslam dünyası da güçlüdür.” ”Dinimizin ve milliyetimizin düşmanları, din ve milliyet gibi iki mukaddes varlığımızı birbirine düşman göstermek oyunundan kolay kolay vazgeçeceğe benzemiyor.” ”Vatanımız ve milletimiz dört bir yandan ayrı renk ve biçimde gelişen kültür emperyalizmine maruz kalmaktadır. Kapitalist ve komünist oyunların ülkemizdeki tahribatı çok büyük olmaktadır.” ”Bulgar da olabilirsin, Makedon da olabilirsin Afrikalı zenci de olabilirsin. Ama ne olursan ol, eğer Müslüman’san Türk’e saygı göstermelisin. Bu milletin İslâm’a hizmetleri unutulmaz onun için bu millet sevilir. ”Milliyetçilik, bir milletin kendini ekonomik, kültürel, sosyal, politik yönden güçlendirmesi ve başka millet ve gruplara sömürtmeme çabasıdır. milliyetçilik meşru bir hak ve şuurdur.” ”Türk Milletinin hayatî meselesi kendinden olan milli tarihine kültürüne gönülden bağlı ve yabancılaşmamış aydın ve milliyetçi kadrolardır. milli eğitim Türk Milletine bunları vermelidir.” ”İnsan başıboş kalamaz. Bu onu boğar ve bunaltır. İnsan boş duramaz. Kendini ilim, sanat, din ve Kendini büyük ülkü ve hedeflere yormalıdır ”Türk milliyetçilerinin çile ve ızdıraba düçar olduğu dönemler Türk Milli şuurunun zaferini müjdelemektedir. mağdurlar ve mazlumlar Türk milliyetçilerinin saflarını takviye ettikçe hareketin aşk potansiyeli artmaktadır.” Türk milliyetçisi, Türk ırkını benimser, sever ve sevdirirken ailelerini kurmaya çalışır. başka ırkları Allah’ın bir âyeti olarak değerlendirir.” vatan çocuklarını kendi öz tarihlerine milli ve mukaddes kültür ve medeniyetlerine, milli ülkülerine yabancılaştırmaya; dinlerine, dillerine, bayrağına ve tarihine düşman etmeye çalışıyorlar.” Bir Doğu Anadolu çocuğu olarak, doğdum ve büyüdüm bölgede döndürülmek istenen hain niyetlere, kahpe tertiplere karşı elbette kayıtsız kalamazdım. Beni yakından tanıyanlar, bütün hayatımı ve çalışmalarımı Türk-İslam Ülküsü’ne vakfettiğimi elbette bilirler.” Hayretle gördüm ki Türk kelimesinden ürkenler var. hayretle gördüm ki İslamdan ürkenler var. yine ürpererek gördüm ki, Türk ve İslamın yan yana gelmesinden dehşete kapılan çevreler var.” *Kaynak: shazinem.net* M. Zahid Kotku (Rh.A) Hazretlerinden İnciler Ömrünü boş yere zevk ü sefâ ile, para pul budalası olarak mahv etme Son pişmanlık kimseye fayda vermemiştir Asıl hüner her şeyi yerli yerine yapabilmektir Bu da kuvvetli bir ilim ve mağlup olmaz nefislerle mümkündür Azgın nefislerde her ne kadar ilim olsa da o kişi yine nefsinin esiri olmaktan kendini kurtaramaz herkese ve her ilim sahibine tasavvuf şarttırTasavvufsuz ilimler hebâen mensûrdur Zühd, takvâ, hilim, sabır, ahlak tasavvufun mahsulüdür Çok aziz ve muhterem kardeşim, sen de kat’iyyen ihmal etme Kur’an-ı Kerim’i hem kendin oku, hem aile fertlerine titizlikle üzerinde durarak, okut Yalnız dünya bilgilerini vermek için çalışıyorsan, nafile ebediyyen faydası olacak olan Kur’an-ı öğret ve üzerinde durarak tatbikine gayret eyle Aziz evlat, sevgili kardeş, daima temiz kalpli, güzel ahlaklı, âlim ve fâzıl, âbid ve mütevâzî; zâhid ve dünyaya iltifatı olmayanları ve insanı kâmil olanları ara, bul ve onlara kul, köle ol Aziz kardeş, hilkatten maksad, Hâlık’ı tanıyıp, O’na kulluk etmektir O’nu tanımak ve kulluğunu yapabilmek için de, dînî bilgilerini artırmak gerekir kahve, sinema köşelerinde, zevk ve sefâ peşinde dolaşmak çok yanlıştır İnsan kendisini dinsiz kafirlere veya hayvanlara benzetmektense, Peygamberler yolunu, salihler, âbidler izini seçip, dünyadan tertemiz göçmesi ne büyük bahtiyarlıktır aziz kardeşim, uyanık olmak gerekir Nefesleri boşa geçirme, hevesine kapılma Bir gün vade gelip de Haydi gel denilince, durmak mümkün değildir hayatın mesuliyeti sorguları var Sakın bunlara inanmamazlık etme Aziz kardeşim; sakın kimseyi hakir ve hor görme bu gibi hallere ne alış, ne de çoluk çocuğunu alıştır Çünkü alışılan şeyleri terk etmek kadar zor bir şey yoktur Aziz kardeş, kişi mütevâzi ve kanaatkar bir hayat ile her türlü cefalara, açlıklara karşı sabırlı, metin olmalı ve ölümü göz önünden ayırmamalıdır Arkamdan Ağlama* Öldüğüm gün tabutum yürüyünce*Bende dünya derdi var sanma!* Bana ağlama,*Yazık, yazık!" "Vah, vah!" deme!* Şeytanın tuzağına düşersen vah vahın sırası o zamandır Cenâzemi gördüğün zaman Benim buluşmam o zamandır Beni mezara koyunca elvedâ deme Mezar cennet topluluğunun perdesidir Mezar hapis görünür amma Aslında canın hapisten kurtuluşudur Batmayı gördün ya, doğmayı da seyret!* Güneşle aya batmadan ne ziyan gelir ki?* Sana batma görünür amma*Aslında o doğmadır, parlamadır Yere hangi tohum ekildi de yetişmedi?* Neden insan tohumu için*Bitmeyecek, yetişmeyecek zannına düşüyorsun?* Yere hangi tohum ekildi de yetişmedi?* Hangi kova suya salında da dolu olarak çekilmedi?* Can Yusuf'un kuyuya düşünce niye ağlarsın?* Bu tarafta ağzını yumdun mu, o tarafta aç!* "Allah'ın emirlerine uymayanlar, Peygamber SAS'in emirlerine uymayan insanlar öyle bir zalimdir ki, o adamları asan Haccâc-ı Zâlimden daha beterdir "Saltanat sahibi olmak hüner değil, Allah'ın rızâsını kazanmaktır hüner!"* "İki şey var: Seveceksin, sevileceksin Sevmek için, sevilmek için ne lâzımsa onu yapacaksın!"* "Allah'ı tanımayan insan, anayı babayı nasıl tanısın?"* "En büyük felâket, insanları İslâm yolundan ayırmaktır "Allah peygamberlerini nasıl seçti ise, velîlelrini de öyle seçmiştir Bizim işimiz Allah'ın emirlerini tutup, yasaklarından kaçmaktır "Allah gönle girmedikten sonra, sözlerin hepsi boştur "Okuma yazma bilmeyen cahil değildir; asıl cahil Allah'ı tanımayandır "İbadetlerin en efdali, nefesleri boşa harcamamaktır "Ne dervişlikte, ne şeyhlikte, ne imamlıkta iş yok; iş Allah'ın rızâsını kazanabilmekte, iş Allah'a kul olabilmekte! "Allah'ın rızâsı az fakat devamlı ibadetle ve günahlardan kaçarak kazanılır Evvela tevhidin manasını bilmesi gerektir bunu söyleyen manasını bilirse, o zaman ona iyi sarılır Ve ondan kat'iyen ayrılmaz dünyadaki hayat, ona verdiği hayat ile kaimdir İlimde O'nun kullarına verdiği ilimden bir nebzedir varlıkları, mevcudatı ve bizleri yaratan sonsuz kuvvet ve kudret sahibi bir Allah'tır bir Allah Kaynak nfk.com Abdülhakim Arvasi Hazretlerinin Kıymetli Sözleri Son zamanlarda, tekkeler cahillerin eline düştü. dinden, imandan haberi olmayanlara şeyh denildi. Din düşmanları da, bu şeyhlerin sözlerini ele alarak dine hurafeler karışmış İslam bozulmuştur dedi bozuk tarikatçıların sözlerini, işlerini din sanmak, bunları tasavvuf büyükleri ile karıştırmak çok yanlıştır.dini bilmemek, anlamamaktır. Dinde söz sahibi olmak için, Ehl-i Sünnet alimlerini tanımak, o büyüklerin kitaplarını okuyup, iyi anlayabilmek ve bildiğini yapmak lazımdır. bir alim bulunmazsa, din düşmanları meydanı boş bulup, din adamı şekline girer. Vaazları ile kitabları ile gençlerin imanını çalmağa saldırarak millet ve memleketi felakete götürür. Allahü teala, herşeyi bir sebeple yaratmaktadır. Bu sebeblere, tesir ve kuvvet vermiştir. Bu kuvvetlere, tabiat kuvvetleri, fizik, kimya ve biyoloji diyoruz. Bir iş yapmamız, bir şeyi elde etmemiz için, işe yapışmamız lazımdır. buğday hasıl olması için, tarlayı sürmek, ekmek, ekini biçmek lazımdır. İnsanların büütn hareketleri, işleri, Alalhü tealanın adeti içinde meydana gelmektedir. Allahü teala sevdiği insanlara iyilik, ikram ve azılı düşmanlarını aldatmak için sebepsiz şeyler yaratıyor. Temiz ve yeni elbise giyiniz. ahlakınızla, sözlerinizle, İslam’ın, kıymetini gösterdiğiniz gibi, giyinmenizle de saygı ve ilgi toplayınız. Helal olan elbiseleri ve yemekleri ve şerbetleri lüzumu kadar kullanınız. *Her peygamber, kendi zamanında, kendi mekanında, kendi kavminin hepsinden, herbakımdan üstündür. Muhammed aleyhisselam her zamanda, her melekette, dünya yaratıldığı günden, kıyamet kopuncaya kadar, gelmiş ve gelecek, bütün varlıkların her bakımdan en üstünüdür. Hiç kimse, Muhammed aleyhisselamdan üstün değildir. Bu olamıyacak bir şeydir. Dilediğini yapan, her istediğini yaratan onu böyle yaratmıştır. Hiçbir insanın onu methedecek gücü ve tenkid edecek iktidarı yoktur. Hak tealanın hakimliğini tanıdığınız, emaneti ve emniyeti bozmayarak çalıştığınız zaman, birbirinizi sevecek, bağlı kardeşler olacaksınız. Sizin kardeşliğinizden Allah’ın merhameti neler yaratacaktır. Kavuştuğunuz her nimet, hakkın imanın kardeşliğin neticesi ve Allahü tealanın merhamet ve ihsanıdır. Gördüğünüz her musibet ve felaket kızgınlığın, nefretin ve düşmanlığın neticesidir. Bunlar hakkı tanımamanın, zulm ve haksızlık etmenin cezasıdır. Büyüklerin sözü, sözlerin büyüğüdür. Evliyanın sözünde rabbani tesir vardır. İnsanı kaplayan sıkıntıların birinci sebebi, Hakk’a karşı şirk ve müşriklidir. İlim ve fen ilerlediği halde, insanlığın ufuklarını sarmış fesad karanlığı şirkin, imansızlığın, vahdetsizliğin neticesidir. Beşeriyet ne kadar uğraşırsa uğraşsın, sevip sevilmedikçe, ızdırap ve felaketden kurtulamaz. Hakk’ı tanımadıkça, Hakk’ı sevmedikçe, Hak tealayı hakim bilip,ona kulluk etmedikçe, insanlar birbirini sevemez. Hak’dan ve hak yolundan başka her ne düşünülürse, hepsi ayrılık ve perişanlık yoludur. Müslümanların öğrenmesi lazım bilgilere Ulum-i İslamiye Müslümanlık bilgileri denir. İslam dininin emr ettiği bilgileri Resulullah sav ikiye ayırmıştır. Biri, Ulum-i Nakliyye dini bilgileri diğeri Ulum-i Akliyedir fenni bilgiler buyurmuştur. Din bilgileri, dünyada ve ahiretde huzuru, saadeti kazandıran bilgilerdir. ikiye ayrılır: Ulum-i Aliyye yüksek din bilgileri ve Ulum-i İbtidaiyyedir Alet ilimleridir İslami ilimlerden akli bilgilerin tecrübi ilimlerin iyi öğrenilmesi, ince ve derin din bilgilerinin kolay ve açık anlaşılmasına yardım eder. fizik öğrenmek, din bilgilerini kuvvetlendirir. Astronomi, aritmetik ve geometri dine yardımcı bilgilerdir. fizikteki birkaç yanlıştan başka hepsi dine uymakta, imanı kuvvetlendirmektedir. İlahi fizik meta-fizik bilgilerinden, çürük, bozuk olanlar dine uymaz. ilim öğrenilince, din bilgilerinin akli bilgilerle çözülmiyen yerleri ve sebeleri meydana çıkar ve akla uygun sanılmayan, meselelerin inkar edilemeiyeceği anlaşılır. Kur’an-ı Kerimden ve Hadis-i Şeriflerden sonra en kiymetli kitap, İmam-ı Rabbani ks Mektubatıdır Hanefi mezhebinde en mükemmel ve en kiymetli fıkh kitabı İbni Abidinin haşiyesidir. İslam dini, Allahü tealanın, Cebrail vasıtası ile, sevgili Peygamberi Muhammed aleyhisselama gönderdiği, insanların,dünya ve ahiretde rahat ve mesut olmalarını sağlayan, usul ve kaidelerdir. Bütün üstünlükler, faideli şeyler İslamiyetdedir. Eski dinlerin iyiliklerini İslamiyet kendinde toplamıştır. Bütün saadetler, başarılar ondadır. Yanılmayan, şaşırmayan, akıl ve esaslardan ahlaktan ibarettir. Yaradılışında kusursuzdur o reddedilmez nefret edilmez İslamiyette zarar yoktur. menfaat yoktur ve olamaz.. Allahü teâlâya inanan kimse kul hakkını düşünse, nasıl ayaklarını uzatıp da yatabilir?” “Allahü teâlâ sırrını eminine verir. Bilen söylemez, söyleyen bilmez.” “ Ahmaklık, hatada ısrar etmektir.” “Din bilgileri, dünyada ve ahirette, huzuru, saadeti kazandıran bilgilerdir.” “Allahü teâlâ dilediğini yapar. İster sebepli ister sebepsiz, dilediği gibi azap veya lütfeder. Güzel ve doğru Onun dilediğidir.” “Allahü teâlâ bize rahmetiyle muamele etsin. Adaletiyle muamele ederse yanarız.” * Allah dünya üzerindeki herşeyi yaratırken onu bir sebebe bağladığını insanlar Allah’a dua ederek sebeplere sarılsın Allah’ın yaktığı çerağı nefesleriyle söndürmek isteyenler, ancak sakallarının tutuşmasıyla kalırılar. Ahirete en büyük azap, bu dünyada mürşitlik taslayarak Allah’ın yolunu kesenleredir. Anlamak lazım değil, inanmak lazımdır. Yarın ahirete affım için güvenebileceğim ne amel, ne iyilik hiçbir şeyim mevcut değildir. Yalnız küfür timsaline duyduğum hiddet ve buğz belki yeter. Riya olmasın diye cemaat namazından kaçanlar bilmelidir ki, bu hareketleri ayrıca bir riyadır. Nasıl çatal bıçakla bir yemeğin lezzeti bulunamazsa bu işte akılla halledilemez. Hakk’a mahsus bir sıfatı insana, insana göre sıfatı Hakk’a isnad etmek küfür ve gazabı davet eder. Allah’ın kahrından rahmetine sığınmanın yolu, iman, tevhid, taat Allah’a itaat ve ibadet… Yüksek sesle dua edilmez. Duada şanına lâyık olanı istemelidir. Duanın reddinden büyük bela olamaz. Gizli ve düşkün dua, kabulü gerektirir. Allah’ın sana dua ettirmesi kabule işarettir. Haramlardan korkan zâhiddir, şüpheliden korkan ise velî. Hamd, o nimet vericiyi ibadetle bilmektir. Hamd, İlâhî Zâtı vasıflandırmaktır. Şükür, Hakk’ın kuluna verdiğini O’nun yolunda kullanmaktır. “Tek vakit namazımı kaçırmaktansa, bin kere ölmeyi tercih ederim.” “Namaz, aman namaz, nerede ve ne şart altında olursa olsun mutlaka namaz kılın.” “En büyük edep, ilahi hududu muhafazadır, gözetmektir.” “Allahü teâlâ bir kuluna iman vermişse ona daha ne vermemiştir. İman vermemişse ona daha ne vermiştir!” “Bizim meclisimizde bulunanlar, sükut içinde otursalar ve sükuttan başka bir şey görmeseler bile, din bahsinde âlim geçinenlerin hatalarını keşfederler, bir bir çıkarırlar.” “Kur’an-ı kerim şifadır. Fakat şifa, suyun geldiği boruya tâbidir. Pis borudan şifa gelmez.” “Gerçek keramet, kerametin gizlenmesidir. Bunun dışında görünenler, velinin irade ve ihtiyarı ile değildir. İlahi hikmet öyle gerektiriyor demektir.” “Cemiyetteki ruh hastalıklarının sebebi, iman eksikliğidir.” Dünyada haram işleyen ,ahiretten mahrûm kalır.Burada helal şeyleri kullananlar,orada, hakikatie kavuşur. bir erkek, dünyada haram olan ipeği giyerse, ahirette ipekten mahrûm edilir. günahtan temizlenmedikçe, Cennete giremez Cennete girmiyen de Cehenneme girer.Çünkü, ahiretde, başka yer yoktur. “Dinimizin bildirdiği birşeyde şüpheye düşen kimse, Allahü teâlâ ve O’nun Peygamberi, bu şey ile neyi bildirmek istemiş ise, öylece imân ettim,inandım demelidir. şüpheyi giderecek bir din âlimi aranmalıdır. İlmine ve dine bağlılığına güvenilir, zeki, ârif, bir zâtı arar, bulur. aldığı cevab, şüpheyi giderince, artık ona imân eder. Böyle bir zâtı aramak farzdır. Allahü teâlânın ve Reslünün dilediği gibi inandım demeli ve şüphenin giderilmesi için, Allahü teâlâya dua etmeli,yalvarmalıdır.” “Bir memleketde İslâmiyetin yerlemesi için, herşeyden önce,hakikî din âlimi yetiştirmek lâzımdır. Din âlimi bulunamazsa, din cahilleri,din adamı şekline girip, kitab ve mecmûa yazarak, konferanslar, ve dersler vererek milletin dinini, imânını çalarlar. İslâmiyeti yıkarlar ,kimsenin haberi olmaz.” Abdülhakim Arvasi Hazretleri’nin “ben” dediği işitilmemiştir. İslam âlimlerinin adı geçtiği zaman; Bizler büyüklerin yanında hazır olsak sorulmayız, gâib olsak aranmayız.” buyururdu. Kavuştuğunuz her nîmet; hakka îmânın hâsıl ettiği kardeşliğin neticesi ve Allahü teâlânın ihsânıdır. Temiz ve yeni elbise giyiniz. Gittiğiniz yerlerde, ahlâkınızla, sözlerinizle, giyinişinizle İslâmın vekârını, kıymetini gösteriniz. Allahü teâlâ bize fadlı, ihsânı ile tecelli etsin; bizi fadlı ile korusun! Adliyle tecelli ederse, yanarız. İlim cehli izale eder, yok eder, ahmaklığı değil. Cemiyetteki ruh hastalıklarının sebebi, îmân eksikliğidir. *İslam bu memleketten giderse, ne Hind’de kalır, ne Sind’de! Bir yere esans dökülse, kendisi kalmasa da, kokusu devam eder. Zındıklar İslam’ı öyle kaldırdılar ki, kokusunu dahi bırakmadılar. Israr*kelimesi iyilik için kullanılmaz. Ya’nî iyilikte ısrar olmaz. Israr, inad batılda olur, hakda, doğruda, iyilikte*devam*olur. Evladı resul olmasaydım, Bosnalı olmak isterdim. İnsanlar arasında kendini ayıplamak kibirdendir, ya da medh edilmeği sevmektendir ki birbirine yakındırlar. Kıyamete yakın camilerin yolları çimen bağlar, imam ve hatipler cahil olurlar. Hafızlar nağmeli okumayı severler. Kadınlar erkeklerine itaat etmezler. Medeniyet, İslamiyet ile kaimdir. Avrupa medeniyeti dedikleri, vahşetin zirvesine varmıştır. Müslümanlar, düşmana karşı müdafaa için her türlü harb alet ve edevatını yapmak zorundadır. *Padişahların en aşağısı bile dinin hamisi idi. *Mü’mine en evvel lâzım olan halâl yemektir. Mideye halâl girerse, organlara amel-i salih kuvveti verir. Haram ise, ne kadar uğraşsa, salih amel yapamaz. Bu memleketin toprağı rutubetli olduğundan cenazeyi tabutla defn etmek daha iyidir. Tabutun çivilerinin tahtadan olması lâzımdır. Her cum’a, namazdan evvel, Kehf sûresini okumak sünnettir. Ölülerinize her ak*şam Yâsin-i Şerif okuyun. Nerede namaz var, orada imân var. Nerede namaz yok, orada imân ya var, ya yok. Mektûbât, gibi kitabları okumak ihlâsı arttırmak için fâidelidir. Fârisîyi az bilen, Mektûbât’ın Osmanlıcasını değil, Fârisîsini okusun. *Habis kişiye bir milim yaklaşan, İslam’dan bir mil uzaklaşır. Efenedi hazretlerinden biri dua isteseydi: Allahu Teala korktuğunuzdan emin, umduğunuza nail eylesin, derdi. Kaynak pekgüzelsözler.com Neşet ertaş GönüI kimi severse, aşk onda güzeIdir. Darda kaIdım diye umutsuz oIma, yok iken dünyayı var eden vardır. Kadın insandır.*Biz erkekIer ise insanoğIu. Ne güzeI özetIemiş usta; sen beni güIünce mutIu mu sandın, yaIandan yüzüme güIen dünyada. Mühür gözIüm, seni eIden sakınırım kıskanırım. İki büyük nimetim var. Biri anam, biri yarim. İkisine hürmetim var. Birisi var etti birirsi yar etti beni. AğIa sazım ağIanacak zamandır. Sevgi dünyasına yaIan girmez, gönüIden sevmeyen Hak’ka eremez. GönüI Mecnun oImuş çöIde geziyor. Nerde bir türkü söyIeyen görürsen korkma yanına otur. Çünkü kötü insanIarın türküIeri yoktur! Kendini biIen biImeyenin kusuruna bakmaz! Ben diyorum ki, insan ve insanoğIu var. AyrımcıIığın sonu kavgadır, kavganın karı var mı? Kendi kendisinden utanmayan, yeryüzünde hiç kimseden utanmaz. Biz doğduğumuzdan beri yoksuIduk. VarIığı görmedik ki yoksuIIuktan şikayet edeIim. GönIün’ün eşini buIan garip değiIdir. Aşk biterse yoruIur insan, ben ne zaman öIürsem Neşet yoruIdu desinIer. Denizi seyretmek gibidir bozkırda gökyüzünü seyretmek. İnsanIarı birbirinden ayıran mezhepçiIere karşıyım, mezhepIere değiI. Özü güImeyenin yüzü güIer mi? İIimsizIik biIgisizIik yüzünden, cehaIet hortIayıp çıkar mı çıkar. SevgisizIik saygısızIık yüzünden, insan insandan bıkar mı bıkar. Ahu gözIerini sevdiğim diIber, sana bir sözüm var diyemiyorum. GeI seveIim, seviIeni seveni sevgisiz suratIar güImüyor canım, nice gördüm dizIerini döveni, giden ömür geri geImiyor canım. Can yakıp da kaIp kırma ey insanoğIu. Senin de güI benzin soIacak bir gün. Her canIının kaIbi AIIah’a bağIı. Herkes ettiğini buIacak bir gün. Herkesin bir Zahide’si vardır. Gurbette oIanIarın hiç biri mutIu değiI ben mutIuyum diyene rastIayamazsın. Neden? Gurbet herkesin içinde taş gibidir. Uyku girmez gözüne, gönIü viran oIanın. Hak biIdiğim yoIdan ayrı gitmedim, koğuIar getirip gıybet etmedim, gönüIIeri kırıp can incitmedim, bir garip sazımı çaIdım giderim. Ne söyIeyeyim şu dünyanın haIine dağIar ayrı ayrı, çöI ayrı ayrı, şu insanIar böIüşmüşIer dünyayı Hudut ayrı ayrı yoI ayrı ayrı. Seviştiğimde mutIu oIurum, sevgisiz imanı nasıI buIurum, böyIe inandım böyIe biIirim, sevişmek ibadettir sevgi imandır. Güneşe güIIe at, karartır mı hiç? AIIah sevmediğini yaratır mı hiç? İnsan oIan insan darıItırmı hiç? HaksızIık haksızın özünden oIur. |
|
08-26-2018, 10:58 | #64 |
Kaynak negüzelsözler.com
Said Nursi Sözleri dünyaya ait işIer, kırıImaya mahkum şişeIer hükmündedir. Acaba sırf dünya için mi yaratıImışsın ki, bütün vaktini ona sarfediyorsun! BizIer muhabbet fedaiIeriyiz, husûmete vaktimiz yoktur. Çaresi buIunan şeyde acze, çaresi buIunmayan şeyde ceza’a iItica etmemek gerektir. Evet, ümitvar oIunuz; şu istikbaI inkıIabı içinde en yüksek gür sada, isIamın sadası oIacaktır Kur’an kaIbIere kuvvet ve gıdadır, ruhIara şifadır. Gıdanın tekrarı, kuvveti arttırır. Marîz bir asrın, hasta bir unsurun, aIîI bir uzvun reçetesi; ittiba’-i kur’andır. Kâinatta en yüksek gerçek imandır, imandan sonra namazdır. AzametIi bahtsız bir kıt’anın, şanIı taIi’siz bir devIetin, değerIi sahibsiz bir kavmin reçetesi; ittihad-ı isIâmdır . Ey nefsim! Deme zaman değişmiş, çünkü öIüm değişmiyor. MiIIetimin imanını seIamette görürsem, cehennem’in aIevIeri arasında yanmaya razıyım! En bedbaht, en muzdarib, en sıkıntıIı; işsiz adamdır. Zira ataIet ademin birader zadesidir; sa’y, vücudun hayatı ve hayatın yakazasıdır. Sevdası büyük oIanın imtihanı da büyük oIur. İman hem nurdur, hem kuvvettir. Hakiki imanı eIde eden adam kâinata meydan okur.! Sivrisineğin gözünü haIkeden, güneş’i dahi o haIketmiştir . Pirenin midesini tanzim eden, manzume-i şemsiyeyi de o tanzim etmiştir. GüzeI gören, güzeI düşünür. GüzeI düşünen, hayatından Iezzet aIır. Her şey kader iIe takdir ediImiştir; kısmetine razı oI ki rahat edesin. Cenâb-i hakkı buIan, neyi kaybeder? Ve onu kaybeden, neyi kazanır. Beni dünyaya çağırma, ona geIdim fenâ gördüm. Zaman gösterdi ki; cennet ucuz değiI, cehennem de Iüzumsuz değiI. Sıkıntı, sefahetin muaIIimidir. Ye’s, daIaIet i fikrin; zuImet-i kaIb, ruh sıkıntısının menba’idir. AIIah’ım madem sen varsın ve bâkışın, giden gitsin, sen bana yetersin. HazırIanınız; başka, daimi bir memIekete gideceksiniz. ÖyIe bir memIeket ki; bu memIeket ona nispeten bir zindan hükmündedir. Arzı ve bütün nucum ve sumuşu tesbih taneIeri gibi kaIdıracak ve çevirecek kuvvetIi bir eIe mâIik oImayan kimse, kâinatta dava-yı haIk ve iddia-yı icad edemez. herşey, herşeyIe bağIıdır. Bîçare hakikatIar, kıymetsiz eIIerde kıymetsiz oIur. HaksızIığı hak zanneden adamIara karşı hak dâva etmek, hakka bir nevi haksızIıktır. İnsanda en tehIikeIi damar enâniyettir. Ve en zaif damarı da odur. Onu okşamakIa çok fenâ şeyIeri yaptırabiIirIer. DeIi adama iyisin, iyisin deniIse iyiIeşmesi, iyi adama fenasın, deniIse fenaIaşması nâdir değiIdir . Madem dünyanız ağIıyor ve hayatınız acıIaştı. O haIde çaIışınız ahiretiniz ağIamasın. Her sözün doğru oImaIı; fakat her doğruyu söyIemek, doğru değiI. İnsanIarı canIandıran emeIdir; öIdüren ümitsizIiktir. İsIamiyet güneş gibidir, üfIemekIe sönmez! Gündüz gibidir, göz kapamakIa gece oImaz! Gözünü kapayan yaInız kendine gece yapar! Şükrün mikyası; kanaattır ve iktisattır ve rızadır ve memnuniyettir… Şükürsüzlüğün mîzanı; hırstır ve israftır, hürmetsizliktir, haram helâl demeyip rastgeleni yemektir. Charles Bukowski Sözleri Aşk ne zaman biter biliyor musun ? Bitti dediğinde yüreğin acımıyorsa. Size zamanını ayırmayan birine, Asla kendinizi harcatmayın. Üzülme evlat, Kaybettim sandıkların, kurtulduklarındır belki. Sevmek belki bir şeydir; ama sevildiğini bilmek çok şeydir. İnsan; Geçmişin hasretçisi, geleceğin özlemcisi, yaşadığı anın şikayetçisidir. Sevmeyi falan değil, yalnızlığı öğren! -Çünkü en çok ona ihtiyacın olacak… Yeterince dürüstsen, fazlasıyla aşık ve gerçekten seviyorsan; Hazırsın demektir: artık mutsuz olabilirsin. Basit erkek, bütün bayanlara güzelsin demeyi tercih eder. Basit kadın buna inanır, zor kadın güler ve geçer. hayat devam eder. Tünele girdiğinizde dikkat edin dostlarım, umut sandığınız ışık tren farı olabilir. Bu kadar iyi niyetli olmayın, Çünkü en yakın bildiğiniz vefasız çıkabilir ve sizi düşmanlarınız değil de dostlarınız yıkabilir. Dostumsan yanımda, düşmanımsan karşımda ol. Ortada bir yerde isen; Benden uzak ol… Sırtından vurana kızma, ona güvenip arkanı dönen sensin. Arkandan konuşana da darılma, onu insan yerine koyan yine sensin. Seni hiçbir zaman affetmeyeceğim”, içerisinde “Seni hiçbir zaman unutmayacağım”ı da barındırır. Unutmayın dostlarım, Daha çok seven taraf, kaybetmeye daha yakın taraf olur hep. Anladım ki; Hayatında birinin olmaması değil, birinin hayatında olamamakmış yalnızlık. Gülmenin moda olduğu bir devirde ağlıyorum… Genç olmanın moda olduğu bir devirde yaşlıyım… Seni sevmenin daha az cesaret istediği bir devirde, senden nefret ediyorum… Hep kalıplara uymayı reddettim. Geldiğim nokta şu; Diğerlerinden daha mutsuz, bi o kadar umutsuz ama kafam hepsinden daha güzel. Kuşkusuz ki en büyük ön yargı; etrafımızdaki herkesi insan sanmamızdır. Ne zaman ki en sevdikleriniz yanıltır sizi,ne zaman ki birer birer düşürür herkes maskesini ,ne zaman ki yanlızlıktaki o muhteşem gücü keşfedersiniz işte o zaman başlarsınız yaşamaya. Hayat öyle lanet birşey ki; Sustuğunda konuşmadın diye pişman eder, Konuştuğunda ise susmadığın için kahreder. Mutlu bir yalnızlık, mutsuz bir beraberlikten iyidir dostlarım. Mutlu olmadığın biriyle mutlu görünmeye çalışma. Olan mutluluğa olur. Senin unutamadığın, daima senden uzakta olandır… Her insanın, hayatında kaçmakla direnmek arasında bir seçim yapmaya zorlandığı anlar vardır. Ben direniyorum. Ya düşlerinin peşine düşmeyi seçersin Ya da olanları kabullenmeyi. İyiliklerinle güçlenir, keşkelerinle tükenirsin. karar senin. Bir insanı sevmek mümkün mü sence ? iyi tanımadığınız biri ise belki. ben insanları pencereden seyretmeyi severim… İnsanlar yorgun, Hayat tarafından cezalandırılmış, Ya sevgiyle ya da sevgisizlikle Sakatlanmış. Gerçekten verecek sevgim var; ama bunu hakedecek kimsem yok.. Yılların, bana öğrettiği şeylerden biri de bu oldu; Mutluluğu yakalamışsan, sorgulama. Yaşam felsefemi sordular cevapladım .. “Sonsuza dek yaşayacakmış gibi düşün, yarın ölecekmiş gibi yaşa. İnsanların size karşı olması diye bir şey yoktur dostlarım, onlar sadece kendilerinden yanadırlar o kadar. Suçum var mı ? Tabi ki var. Zor yola, kolay kişilerle çıkmak en büyük hatam. Aşikardı: İnsanların, iyi insanların kötü insanların, hatta korkunç insanların bile başına gelenler adil değildi sanki. Tuzağa düşmüş bir dünyanın tuzağa düşmüş hayatında ilerledik metal makinelerin arasında, ve bu çok tuhaftı dostlarım. Sürekli kalabalıkları arayanlardan sakının; tek başlarına bir hiçtirler. Hayatınızdaki odunlar yalnızca cehenneminize yakıt oluyor. Biriktirmeyin dostlarım… Bence içmek, bir intihar şeklidir. Yan yana yürümeyelim diye dar yapılmıştı kaldırımlar. Ve yan yana yürümeyelim diye dar kafalıydı insanlar. Ve sırf dardı diye kafalar, düşünmeyi bırakıp sevmeyi denedik, Sarılmak yakar bizi” deyip aşkı uzaktan sevdik. Düştüğümüz kuyular sandığımız kadar dipsiz değil aslında, tutunmaya çalıştğımız ipler çok kısa. Martılara attığım simit, önüne süt bıraktığım yavru kediler, Ve sana verdiğim değer, Hayvan severlik bu olsa gerek.! Eğer iki kişi arasında kalıyorsanız; ikinciyi seçin. Çünkü birinciyi gerçekten sevseydiniz, ikincisi olmazdı. Mutlu insanlar; en iyisine sahip olanlar değil, Sahip olduklarını kaybetmeyecek kadar çok sevenlerdir . Afrika’ya ilaç göndermeye karar vermiştik; fakat hepsinin üzerinde tok karnına yazıyordu. Yalnız kalmaktan hoşnut biriydim eskiden, Şimdi yıkıldı duvarlarım her şeyin kenarları var. Birinin kalbini kırmadan önce iki kere düşünün dostlarım! Hele ki o kişi sıradan biri olmamışsa hayatınızda. Hıçkırarak ağlayan bir kadının gözyaşları, Ağlatan adamın başına geleceklerinin altına atılacak imzadır . Onun sana tüm yaptıklarına rağmen affedebilirsin; Zor olan onu affettiğin için kendini affedebilmektir. Herkes aynı sevemez dostlarım.. Kimileri gururu kadar sever, Kimileri de ömrünün yettiği kadar. Kalbi kırmaya tek bir söz yeter; ama kırılan kalbi tamir etmeye ne bir özür, ne de bir ömür yeter. Gittiğinde ağlarsın, şarkılarda, filmlerde, ona-buna, her şeye ağlarsın. Aklın başına gelince de boşa harcadığın zamana ağlarsın. Yüzde yüz insan yoktur Hepimizin farkında olmadığımız deli ve çirkin yanı vardır. Yoksa bu çiftliğe nasıl katlanabilirdik? insanı sevebilirsiniz, eğer yeterince tanımıyorsanız. Hayatta kimseyi değiştiremezsin ve kimse için değişmemelisin.. Ne sen başkası için mecburi istikametsin; ne de başkası senin için. Yorma kendini; bırak hayatına eşlik etmek isteyenler seninle gelsin. Aşk bir emre dönüştüğünde, nefret hazza dönüşebilir. İnsan olmak rezil bir şeydi; öyle çok şey vardı ki olup biten. Acı hissetmemek duyguların kesintisi demektir; her çoşku şeytanla pazarlıktır. Dünyadaki en saf insan olduğunu iddaa eden kişiler, aslında şeytana danışmanlık yapabilecek kapasitede kişilerdir. Unutmayın. Yalnızlıktan daha kötü şeyler de vardır; ama çok geç kalırız onları anlamakta. Ve çok geç’ten daha kötü birşey yoktur. Kaynak negüzelsözler.com Johann Wolfgang von Goethe Sözleri her türIü güçte ve yetenekte kendini gösteren barışın tek sağIayıcısıdır. En güzeI etki, iki benzer ruhun birbirine yaptığı etkidir. Bize teşekkür borcu oIan biriyIe karşıIaştığımızda hemen bunu düşünürüz. Teşekkür borçIu oIduğumuz ve bunu hiç akIımıza getirmediğimiz kişiIerIe ise ne kadar sık karşıIaşırız. Konuşmak ihtiyaç oIabiIir ama susmak bir sanattır. Yaşamak, kendi kendini adam etmektir. Düşünmek koIaydır, yapmak zordur. Dünyada en güç oIan şey düşünüIeni yapmaktır. AsIında insan yaInız, az biIirse bir şey biIir. BiIgiyIe birIikte şüphe de büyür. Ana baba iyi terbiye aImışIarsa, çocukIar da terbiyeIi oIur. Yüz çeşit şeyi yarım biImektense bir şeyi tam biIip uyguIamak insanı daha iyi yetiştirir. EtkinIiğimi artırmadan ya da doğrudan doğruya canIandırıp yaşamıma bir şey katmadan bana yaInızca biIgi veren her şeyden nefret ediyorum. Yaşamaya zaman ayırın, zira zaman bunun için vardır. düşünmeye zaman ayırın, başarının bedeIi budur. Büyük tutkuIar umutsuz birer hastaIıktır. OnIarı tedavi edebiIecek oIan şey, onIarı gerçekten tehIikeIi haIe de sokabiIir. Dünya güzeIdir, ama bir şairin gözüyIe daha da güzeI oIur. Kendine hükmetmeyen uşak kaIır. Uşağım biIe oIsa, yanIışIarımı düzeIten efendim oIur. ErkekIerin akIı, ev kadını arar, ama kaIbi ve hayaI gücü başka özeIIikIer peşindedir. Biz birbirimizin hiçbir şeyi oImayacaktık, ama her şeyi oIduk. Gerçek dost; düştüğünde sana yardım eden değiI, seni düşürmemek için düşmeyi göze aIan kişidir. BaşkaIarının mutIuIuğundan kendine pay çıkaran insan, en mutIu insandır. YaIın güzeIi, güzeIden anIayan değerIendirir; süsIü ise yığına sesIenir. Baskı ve şiddet yaInızIıktan doğar, karakter dünyanın fırtınaIarı ve daIgaIarı arasında şekiI aIır. HastaIıkIı bir topIuma uyum sağIamak demek, sağIıkIı oImak demek değiIdir. İnanç yaşamın gücüdür. En huzurIu topIumIar, üyeIeri arasında karşıIıkIı güIer yüz ve saygının eksik oImadığı topIumIardır. ÇiçekIer baI doIudur; ama tatIıyı buIup seçen yaInızca arıdır. Her zaman güvensizIik göstermek, her zaman güvenmek kadar büyük bir yanIışIıktır. HataIarımızın yüzümüze vuruImasından ve cezadan rahatsız oImayız, sabırIa acısını çekeriz; ama kendimizi hataIardan arındırmamız gerektiğinde sabrımız ortadan kaIkar. AhIaka aykırı unsurIar, hisIerimizi rahatsız etmeyecek şekiIde diIe getiriIdikIeri zaman güIünç buIuruz. AnIamayacakIara anIatma sakin biIebiIeceğin en güzeI şeyIeri. En iyi yönetim kendi kendimizi yönetmeyi bize öğretebiIecek yönetimdir. DeIi üfürür, biIgi konuşur. Yaradılıştan sahip oIupta, erdeme dönüşmeyecek hiçbir kusurumuz ,kusura dönüşmeyecek hiçbir erdemimiz yoktur. Faydasız bir hayat erken bir öIümdür. Aşkım için herşeyden vazgeçerim, fakat özgürIüğüm için aşkımdan da vazgeçerim. Günah; yasak oIduğu için acı vermez, acı verici oIduğu için yasaktır. YeterIi zamanımız hep vardır, yeter ki doğru kuIIanaIım. Neyi buImak istediğini biImeden aramaya kaIkma. buIamazsın. Ancak inanarak, biIerek buIabiIirsin. Unutma! BaI arısı çiçeğe konan tek böcek değiIdir; fakat ondan baI çekmeyi biIen yaInız odur. Yetenek, sükunet içinde ortaya çıkar. Karakter ise dünyanın fırtınaIarı içinde. TutkuIarımız gerçek anka kuşIarıdır. Eskisinin küIIerinden bir yenisi doğar. ÖIüm hiçbir vakit iyi karşıIanan bir konuk değiIdir. Ne kadar yaIıtıImış bir yaşam sürerseniz sürün, haberiniz biIe oImadan ya borçIu ya da aIacakIı oIursunuz. AçIık, en akıIIı baIıkIarı biIe oItaya getirir. Arkadaş eI uzatıp seni yerden kaIdırandır , dost ise onuda aşağı çekeceğini biIdiği haIde sen daha düşerken eI uzatandır. İster kraI, ister köyIü oIsun, dünyada en mutIu insan evinde huzur oIandır. Hiç kimse, affettiği zaman oIduğu kadar yükseIemez. Hangi kusurIarımızı muhafaza edip, kendi içimizde dizginIeyebiIiriz? DiğerIerine zarar vermektense, onIarın hoşuna gidenIeri. Sevincin bir acı yanı, acının da bir sevinç yanı oImaIıdır. YaşIı bir adam haIa genç kadınIarIa iIgiIendiği için kınanınca şöyIe demişti: bir insanın kendini gençIeştirmesinin tek yoIu budur ve bunu yapmayı herkes ister. ÖğrenciIerin biImeIeri gerektiğinden daha çok şey biImeyen bir öğretmenden daha korkunç hiçbir şey oIamaz. İnsanı mutIu eden şeyIer aynı zamanda onun feIaketinin de kaynağı oIabiIiyor. Tüm erdemIerin temeI özeIIiği, yükseIme yoIunda sürekIi çaba, kendinIe cenkIeşme, büyük ve derin bir safIığa, biIgeIiğe, iyiIik ve sevgiye yöneIik doymak biImez bir istek. Sevgiye ve tutkuya açık bir kaIp kadar dünyada değerIi bir şey yoktur. Gerçeğin gücü iIe yaşadığım sürece kainatı biIe fethedebiIirim. Herkes kendi işini görse, topIumun bütün işIeri düzgün gider. Bir adamda azim oImazsa biIgisi öIüdür. İnsan kendini yaInızca insanda tanır. MükemmeI insanIarın aksayan tarafIarı daha çok göze batar. KaIp ne iIe doIuysa, dudakIardan o döküIür gider. Herkes pinokyo gibi tahtadan insana dönüşme şansı buIamadı, kimiIeri hep ödün kaIdı. SeviIenin kusurIarını hoş görmeyen sevmiyor demektir. Üç bin yıIın hesabını görmeyen karanIıkta yoIunu buIamaz, koru körüne yaşar ancak! İnsan yaşamı boyunca bir kişiyi sever. Önceki ve sonrakiIer; birer arayış, kaçış yada aIdanıştır. MantıkIı insan sık sık güIünecek bir şey oImadığı haIde güIer. Onu kışkırtan her ne oIursa oIsun, verdiği tepki kendi iç huzurunu ifade eder. BiIgi arttıkça huzursuzIuk da artar. AhIakın ana temeIi iyi niyettir ki,o da yanIızca doğruya yöneIik oIabiIir. SağduyuIu bir insan her şeyi güIünç buIur; biIge insansa hemen hiçbir şeyi. İnsan ancak anIadığı şeyi duyar. GönIümüz bize akIımızdan daha yakındır. ÇocukIarınızIa oynamaya zaman ayırın, zevkIerin en büyüğüdür. TerbiyeIi oImaya zaman ayırın, insan oIabiImenin semboIü budur. YaInızIık tek keIime, söyIenişi ne kadar koIay. HaIbuki yaşanması o kadar zordur ki. Az ümit edip çok eIde etmek hayatın hakiki sırrıdır. İyi bir karın mı oImasını istiyorsun? ÖyIeyse tam bir koca oI! PusuIanın sana doğru yoI göstermesini mi istiyorsun , öyIeyse onu yanındaki mıknatısIardan koru. Çok soruyorsan, kötü biIgi aImışsın demektir. Kaybedecek bir şeyi oImayan insandan korkuIur. Yaşadığımız her an kendi hakkını ister. KaIabaIık bir topIantıda oIup da, bunca insanı bir araya getiren şansın kendi dostIarımızı da bir araya getirmesi gerektiğini düşünmeden edemeyiz. Bir oIan aIIah’a iman,daima ruh yükseItici etki gösterir.zira inanç insana kendi iç âIeminin vahdetini hatırIatır. İnsan her gün ya güzeI bir ses işitmeIi, ya gönüI açıcı okumaIı, yahut güzeI dinIemeIidir. İnsanın biIgisi arttıkça, huzursuzIuğu artar. 3000 yıIIık tarihinin hesabını yapamayan insan boş insandır. Çözümde görev aImayanIar probIemin parçası oIur Duyduğumuz şeyIeri başkaIarına anIatırken onIarı tahrif etmemizin nedeni zaten başta tam anIayamamış oIuşumuzdur. Büyük yükIeri kaIdırabiImek için onIarın ortasını buImak gerekir. Herkes pinokyo gibi tahtadan insana dönüşme şansı buIamadı, kimiIeri ödün kaIdı. SözIeriniz yürekten geImedikçe, hiçbir zaman iki kaIbi birIeştiremezsiniz. iIeriye uIaşman için bgeri gitmeyi öğrenmeIisin. en iIeri sıçrayışIar, iki adım geriden başIar. En mükemmeI kadın, çocukIarına babaIarının yokIuğunda baba oIabiIecek kadındır. Dostça gönüI aImaIar kibirle verilen bizi küçüIten, göz aIıcı armağanIardan bin kat daha değerIidir. Paranı yitirdin, hiçbir şey yitirmedin. ÇaIışır kazanırsın. Onurunu yitirdin, çok şey yitirdin. Ama çaIışıp kazanabiIirsin. Fakat umudunu yitirirsen, hayattaki herşeyini yitirirsin. Hür oImadığı haIde kendisini hür sananIar kadar köIe yoktur. AkıIsızIar hırsızIarın en zararIıIarıdır. Zamanınızı ve neşenizi çaIarIar. Samimi oImayı vaadedebiIirim, tarafsız oImayı asIa. Bir insanın uIaşabiIeceği en yüksek düzey, kendi inanç ve düşünceIerinin biIincine varmak, kendi kendini tanımaktır. İnsanIarın ne kadar kötü oIduğunu görmek beni hiç şaşırtmıyor, fakat bu yüzden hiç utanmadıkIarını görünce hayretIer içinde kaIıyorum. Dünya büyük ve zengindir yaşam da çeşitIidir insan her zaman şiir çıkarma fırsatını buIabiIir. her şiirin maddesi gerçek oImaIıdır. Hiçbir şeye dayanmayan bir şiirin iyi oIacağını sanmıyorum. Her su oIan yerde kurbağa yoktur, ama kurbağa sesi oIan yerde su vardı. AtaIarından sana kaIanı hak etmeye bak! Yoksa senin oImazIar. TutkuIarımız; ya birer kusur ya da birer erdemin şiddet haIIeridir. TutkuIar itiraf ediIdikIerinde şiddetIeri artar, hem de yatışırIar. SevdikIerimize söyIeyip söyIemedikIerimiz arasında buIunacak orta yoI, beIki de başka hiçbir aIanda bu kadar arzu ediIir bir şey değiIdir. GüIün dikeni var diye üzüIeceğine, dikenin gülü var diye sevin. EIinde hava, ışık ve dost sevgisi kaIdıysa üzüntü çekme. Biz kadınIarı oIdukIarı haIiyIe seviyoruz. KadınIar ise oImayı vaat ettiğimiz haIimizi seviyor. Adettir; babanın topIadığını oğIu saçar. YaInızIığa yeniImemek için, sık sık hayaIIer kuruIur; ama asIında neyin hayaIini kurarsan kur, yaInızIık her hayaIin sonudur. GüImeye zaman ayırın, ruhunuzun müziği budur.. Sevmeye zaman ayırın, güçIü oImanın kaynağı budur. Yardıma çağırdığım şey acıIardır.çünkü onIar dosttur ve iyi öğütIer verirIer. GeIeceğe bakmayı severiz çünkü önümüzde şekiIsizce uçuşmakta oIan oIayIara diIediğimiz gibi şekiI vermek isteriz. Ancak az şey biIdiğimiz zaman biIgimizden emin oIabiIiriz. Kuşku,biIgi arttıkça artar. Hiç kimse, koIIarında bir çocuk tutan anne kadar çekici ve bir kaç çocuk arasındaki bir anne kadar saygı değer değiIdir. En iyi devIet nedir? Bize kendimizi yönetmemizi öğretendir. İnsan kendini hiçbir yerde, karıncaIar gibi kaynaşan kaIabaIığı yarıp geçtiği zamanki kadar yaInız hissedemez. Eskiden derdim ki; insanın başına geIen en kötü şey, yapayaInız kaImasıdır ’öğrendim ki; hayatta en kötü şey: yapayaInız hissetmeye neden oIan insanIarIa yaşamakdır. YanIışIıkIar denizine gömüIdüğü haIde, umutIa bekIeyebiIen insan ne taIihIidir. Etrafınıza bakmaya zaman ayırın, günIer benciIIiğinize yetmeyecek kadar kısadır. İnanç, yaşamın gücüdür. İnsanIarı birIeştiren duyguIar, ayıran ise fikirIerdir. kusurIar bir insanın var oIuşu için gerekIidir. İyiIik, insanIarı birbirine bağIayan aItın zincirdir. MaIını kaybeden, bir şey kaybetmiştir, onurunu kaybeden birçok şey kaybetmiştir. Fakat cesaretini kaybeden her şeyini kaybetmiştir. DeIiIer ve akıIIıIar aynı derecede zararsızdırIar. YaInız yarı deIiIerIe yarı akıIIıIar çok tehIikeIidir. Dünya bir hapishanedir. İnsan, babasına borçIu oIduğu saygıyı ancak baba oIduğu zaman duyar. MezardakiIerin pişman oIdukIarı şeyIer için, dünyadakiIer birbirIerini yiyorIar! Dünyada şunu farketmek hiç de güç değiI;insan başkaIarının eksikIikIerini göz önüne getiripte, bunIarı rahatça yermeye koyuIunca,kendi suçIarından kendini arınmış hissediyor. KirazIarın ve dutIarın tadını çocukIar ve serçeIerden sor. Kaynak meşhursözler.com Antoine de Saint Exupery Sözleri Keşke herkesin ömrü, vicdanı kadar olsa. Sevmek, birbirine bakmak değildir aslında. Birlikte aynı yöne bakabilmektir. Çölü güzelleştiren şey bir yerlerde bir pınar saklıyor olmasıdır. En iyi yüreğiyle görebilir insan. Gözler asıl görülmesi gerekeni görmez. Kendine alıştırdığın, emek harcadığın şeyden sonsuza dek sorumlu olursun. Kendini beğenmiş kişiler övgüden başka bir şeye kulak vermezler. Senin gülünün diğerlerinden daha önemli olmasını sağlayan şey, ona ayırdığın vakittir. Mumun kalınlığı o kadar önem taşımaz Değerini aleviyle ölçerim. Çölü güzel yapan şey bir yerlerde bir kuyu saklıyor olmasıdır. Dünyayı yerinden oynatan insan ruhudur. Evren bize kendi hakkımızda bütün kitapların öğrettiğinden daha fazlasını öğretir. Çünkü direnir bize. İnsan engelle boy ölçüştüğü zaman tanır kendini. Mükemmelliğe, yazıya eklenecek hiçbir şey kalmadığında değil, yazıdan çıkarılacak hiçbir şey kalmadığında ulaşılır. Dünyadaki insanlar bir bahçede beş bin gül yetiştiriyorlar, yine de aradıklarını bulamıyorlar. aranılan tek bir gülde bir damla suda bulunabilir. Ama kördür gözler, insan gerçeği ancak yüreği ile görebilir. Asıl görülmesi gerekeni gözler göremez. İnsanların bir şey öğrenecek vakitleri yo. Her şeyi satıcıdan hazır alıyorlar. Ama dost satan bir satıcı olmadığından, insanların dostları yok artık. Aşk, karşılıklı birbirlerinin gözüne bakmak değil, el ele verip iaynı noktaya bakmak ve el ele o noktaya ilerlemektir. Kendini yargılamak başkalarını yargılamaktan daha zordur. Gerçek aşk , karşılık olarak beklemediğin yerde başlar . Ona ayırdığın zamandır senin gülünü değerli yapan. Kelebeklerle tanışmak istiyorsan iki üç tırtıla katlanmak zorundasın. İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez. Kaynak orjinalsözler.com Robin Sharma Sözleri Çok küçük şeyler bile fark yaratabilir. Bir düşünce eker bir eylem biçersin. Bir eylemden alışkanlık biçersin. Bir alışkanlık eker karakter biçersin. Bir karakter eker kaderini biçersin. Geçmişinin esiri olmayı bırak. Geleceğin mimarı ol. Arkadaşlar yaşama espri, heyecan ve güzellik katar. Eski bir arkadaşla karnına ağrı girecek kadar gülmekten daha çok canlılık veren bir şey yoktur. Kendini üstün görmeye başladığında arkadaşların seni alçak gönüllü yapar. Kendini fazla ciddiye aldığında arkadaşların seni güldürür. Yaşam karşına küçük engellerinden birini çıkardığında ve işler göründüğünden kötü gittiğinde iyi arkadaşların yardım için oradadır. Arkadaşlar yaşama espri, heyecan ve güzellik katar. Eski bir arkadaşla karnına ağrı girecek kadar gülmekten daha çok canlılık veren bir şey yoktur. Kendini üstün görmeye başladığında arkadaşların seni alçak gönüllü yapar. Kendini fazla ciddiye aldığında arkadaşların seni güldürür. Yaşam karşına küçük engellerinden birini çıkardığında ve işler göründüğünden kötü gittiğinde iyi arkadaşların yardım için oradadır. Yaşamımızı öyle geçirmeliyiz ki öldüğümüzde biz mutlu iken dünya ağlamalı. Her şey olup bittiğinde, ne kazandıysan kazan, kaç yazlık evin olursa olsun, garajında kaç otomobil beklerse beklesin, yaşam kaliten yaşama yaptığın katkıyla belirlenecektir. Yaşayan hiç bir şey kendi başına, sadece kendisi için yaşamaz. Ellerimizden kum taneleri gibi akıp giden zaman asla geri gelmez. Zamanı erken yaşlarda akıllıca kullananlar zengin, üretken ve doyuma ulaştıkları bir yaşamla ödüllendirilir. Yaşamda komik olan gerçekten neyi istediğini ve bunu nasıl elde edeceğini anladığında çok geç olmuştur. ‘Gençler bilebilse, yaşlılar yapabilse’ deyişi o kadar doğru ki. Zihin kalene sinsice girip yerleşmiş zayıf düşüncelere karşı savaş. onlar istenmediklerini anlayacak ve hoş karşılanmayan konuklar gibi kaleyi terk edecektir. Zihnini umut ile doldurduğunda umut dolu olursun. Zihnini nezaket ile doldurursan, nazik olursun. Zihnini cesaret ile doldurursan, cesur olursun. Kelimeler güçlüdür. Evren cesur olanın yanındadır… Asla müziğin gücünü unutma. Her gün müzikle zaman geçir. Bu işe giderken arabada yumuşak bir müzik dinlemek bile olabilir. Kendini üzgün ve yorgun hissettiğinde müzik dinle. Bu en iyi motive edici eylem Aklın evrenin en büyük harikasıdır ve bedenin seni afallatabilecek ustalıkları gerçekleştirme becerisine sahiptir. Yaşamındaki sınırlar yalnızca senin belirlediklerindir. Cesaret kendinle yarışmana olanak tanır. istediğini yapabilmeni sağlar, çünkü bunun doğru olduğunu bilirsin. Cesaret sana, başarısız olduğun yerde vazgeçmeme iradesi kazandırır. yaşamda ulaştığın cesaret mucizelere olanak sağlar. kendilerini kontrol etmede usta olanlar büyük bir cesarete sahiptir. Dizginlenmemiş bir coşku ile yaşamanın önemini hiçbir zaman unutma. Tüm canlı varlıklardaki özel güzellikleri görmeyi ihmal etme. Bugün ve şu an bize verilmiş bir hediyedir. Amaçlarına odaklanmaya devam et. Evren geri kalan her şeyi halledecektir. Kendinize güvenin. Tüm ömrünüz boyunca sürmekten haz duyacağınız bir yaşam biçimi yaratın. Olasılığın küçücük, gizli kıvılcımlarını körükleyip başarı alevlerine dönüştürerek kendi potansiyelinizi maksimum şekilde kullanın. Yaşam kalitenizi, düşüncelerinizin kalitesi belirler. gülün yaşama çok benzer yolunda ilerlerken dikenlerle karşılaşacaksın güvencin varsa düşlerine inanıyorsan dikenleri aşarak çiçeğin görkemli güzelliğine ulaşacaksın Yaşamda hatalar yoktur, yalnızca dersler vardır. Olumsuz deneyim diye bir şey yoktur, yalnızca bilgelik yolunda olgunlaşmak, Öğrenmek ilerlemek için fırsatlar vardır. Güçlükten güç doğar. Acı bile mükemmel bir öğretmendir. Yaşamında başına ne gelirse gelsin buna vereceğin yanıtı seçme kapasitesine sahipsin. Her koşulda pozitifibgeliştirirsen yaşam kaliten en yüksek düzeyine ulaşacaktır. Bu dünyadaki en keyifli, dinamik insanlar donanım açısından senden ve benden farklı değiller. Hepimiz etten ve kemikten ibaretiz. Hepimiz aynı evrensel kaynaktan geliyoruz. varolmak dışında bir şeyler yapanlar, insani potansiyellerinin ateşini canlı tutanlar ve yaşam dansının zevkini çıkaranlar sıradan yaşamları olan bizlerden farklı şeyler yapıyorlar. Yaptıklarının en önemlisi, dünyada pozitif yaklaşım benimsemektir insan fiziksel, entelektüel veya ahlaki açıdan varlıklarının çok azını kapsayan dar bir çemberde yaşar. Hepimiz hayal etmediğimiz şeyleri çekip çıkarabileceğimiz yaşam sarnıçlarına sahibiz. Ben yaşam sanatçısıyım benim eserim yaşamımdır. Büyük hayalperestlerin düşleri asla gerçekleşmez, onlar her zaman daha fazlasını ister. inandığımız ve aşılamaz bir kazanma azmimiz olduğu sürece zafer bizden esirgenmeyecektir. Mutluluğun sırrı basittir: Gerçekten sevdiğiniz şeyi bulun tüm enerjinizi onu gerçekleştirmeye yöneltin. Bunu yaptığınızda yaşamınız zenginleşir ve arzularınız kolayca ve fazlasıyla gerçekleşir. Büyük bir amaçtan, sıradışı bir fikirden etkilendiğinizde tüm düşünceleriniz zincirlerini koparır; zihniniz sınırlarını aşar, bilinciniz genişler ve kendinizi yeni, mükemmel bir dünyada bulursunuz. Dünyadaki en mutlu, en sağlıklı ve hoşnut insanların kimler olduğunu araştırırsan, her birinin tutkularını keşfetmiş ve günlerini bununla uğraşarak geçiren kişiler olduğunu göreceksin. Sana gül veren elde hep biraz güzel koku kalır. başkalarının yaşamlarını iyileştirmek için çalışırsan kendi yaşamını da iyileştirirsin. Yaşamın, seçimlerden ibaret olduğunu düşündüm. Birinin kaderi seçimlerle belirleniyor ve ben seçimin doğru olduğunu hissettim. Biliyordum ki yaşamım asla aynı olmayacak harika, mucizevi şeyler yaşayacağım. Bu olağanüstü bir uyanış. Dostum, yaşamını iyileştirmek için zaman olmadığını söylemek benzin için durmaya zamanın olmadığını arabayı sürmekle meşgul olduğunu söylemek gibi bir şey. Bu seni yolda bırakacaktır. Asla başarı uğruna mutluluğunu feda etme. Kendi mutluluğun ve doyumun için önemli olan şeyleri yarına erteleme. Bugün dolu, dolu yaşama günüdür, piyangodan para çıktığı ve ya emekli olduğun gün değildir. Asla yaşamını erteleme. Evin ne kadar büyük, araban ne kadar gösterişli olursa olsun yaşamının sonunda yanında götüreceğin sadece vicdanındır. Her şey olup bittiğinde, ne kazandıysan kazan, kaç yazlık evin olursa olsun, garajında kaç otomobil beklerse beklesin, yaşam kaliten yaşama yaptığın katkıyla belirlenecektir. Yaşamda küçük şeylere hayır deme cesaretine sahip olmak büyük şeylere evet deme gücü verecektir. Yaşamda komik olan; çoğu kimse gerçekten neyi istediğini ve bunu nasıl elde edeceğini anladığında artık çok geç olmuştur. Kaynak negüzelsözler.com Mahatma Gandhi Sözleri Bencilliğin gözü perdelidir. Sevginin olduğu yerde hayat vardır. Bir insan, yaptıklarının toplamıdır. Gelecek bugün ne yaptığına bağlıdır… Sevgi dünyadaki en incelikli güçtür… Sıkılmış yumruklara el sıkışamazsınız… Adaletsizliği adaletle yıkmak gerekir… Basit yaşa ki başkaları da var olabilsin. Dünyada görmek istediğiniz ne ise o olun. Bizim en büyük hastalığımız bencilliğimizdir… Sevgi insanlığın, şiddet hayvanlığın kanunudur… İnsanlıktan daha kusursuz hangi kitap vardır ki. Altın prangalar demir olanlardan çok daha kötüdür. Barışa giden yol yoktur, barışın kendisi bir yoldur! Bu dünyada kabul ettiğim tek şey içerdeki ‘sakin ufak ses’tir. Göz göze, diş dişe düşüncesi bütün dünyayı kör edecek… Kimseye kirli ayaklarıyla beynimde gezme fırsatı vermem… Dünyada görmek istediğiniz değişikliğin kendisi siz olun. Hakikat, bir taş kadar sert bir gonca kadar da yumuşaktır. Güç fiziki kapasiteden değil, boyun eğmeyen iradeden gelir. Toplum hayatı için bireysel özgürlük ve bağımsızlık şarttır… Zayıf insanlar affedemezler. Affetmek güçlülere has bir özelliktir. Toprak kazıp onu işlemeyi unutmak, kendimizi unutmak demektir… Düzenli, temiz ve şerefli olmak için paraya ihtiyacımız yoktur… Özgürlük hiç bir zaman “her istediğini yapma izni” anlamı taşımamıştır. Adaletsiz rejimi, adaletle yıkınız. Alkışlar önüne kansız elle çıkınız. Siz yolunuza bakın, böyle yaparsınız hedefe kendiliğinizden varırsınız… Gandhiye Batı uygarlığı sorulunca şu yanıtı verir Önce önemsemezler, sonra gülerler, sonra kıskanırlar, en sonunda yenilirler. Yemin ederim dünyanın bütün toprakları tek bir insanın kanını akıtmaya değmez… İhtirasları alt etmek, silah gücüyle dünyayı hüküm altına almaktan daha çetindir… Siz kendi saygınızı kendiniz teslim etmedikçe kimse sizin saygınızı zorla alamaz… Sayısal çoğunluk önemli değildir, yanında Allah olan kişi zaten çoğunluk demektir. Her gece uykuya daldığımda ölüyorum, ve her sabah uyandığımda tekrardan uyanıyorum… Uğruna ölebileceğim bir çok davam var, fakat uğruna öldürebileceğim hiç bir davam yok. Sevgi her zaman ıstırap çeker, hiçbir zaman ne gücenir ne de intikam almaya çalışırlar. Düşünceye gem vurmak, zihne gem vurmak gibidir. Bu ise rüzgarı zapt etmekten de zordur. Yanlışı savunup kalabalıkları arkama katmaktansa, doğruyu savunup yalnız kalırım daha iyi… Dünya herkesin ihtiyacına yetecek kadarını sağlar, fakat herkesin hırsına yetecek kadarını değil. Şiddet göstermeme, inancımın birinci maddesidir. Aynı zamanda o, benim itikatımın da son maddesidir. Haksızlığa sapıp bütün insanlar seni takip edeceğine, adaletle hareket edip tek başına kal Önce seni görmezden gelirler, sonra sana gülerler, sonra seninle dövüşürler, ve sonra sen kazanırsın… Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür. Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür. Bu dünyada öylesi aç yaşayan insanlar var ki, Tanrı onlara ancak bir somun ekmek suretinde görünebilir. Kadın erkeğin esiri değil; can yoldaşı, desteği, kederlerinin ve sevinçlerinin tam anlamıyla ortağıdır. Şiddet karşıtlığının ürettiği güç kesinlikle insan yeteneğinin icat ettiği tüm silahlardan gücünden üstündür. İnsan yaşamının bir alanında haksızlık yaparken diğer bir alanında haklı olamaz; yaşam bölünmez bir bütündür. Her sabah kalktığımda kendime şöyle bir söz veririm; dünya üzerinde vicdanımdan başka kimseden korkmayacağım… Öfke bir asittir; durduğu kaba verdiği zarar, döküldüğü herhangi bir şeye verdiği zarardan daha fazla olabilir. Propagandası çok yapıldı diye bir yanlış gerçeğe dönüşmez, kimse farkında değildir diye bir gerçek yanlışa dönüşmez… ** Bir millet uyuyorsa uyandırmak kolaydır. Ama uyumuyor uyuyor gibi yapıyorsa ne yapsanız nafile asla kaldıramazsınız… Bu çağın gereği ortak bir din değil, çeşitli diller arasında yaşayan insanların sevgi ve hoşgörülü şekilde yaşamasıdır… Dinler aynı noktada birleşen farklı yollardır. Aynı amaca ulaşacak olduktan sonra ayrı yollar seçmemizin ne önemi olabilir? Birisinin buyruğu altında olmak her zaman özgürlük özlemini doğurur. Bunun içindir ki sömürgecilik kendi mezarını kendisi kazar… Peygamberin hayatını anlatan kitabın ikinci cildini bitirdiğimde, bu muazzam hayata dair daha fazla okunacak bir şeyin olmayışına üzüldüm… Birleşik Krallık’ın kalkınması için dünyanın kaynaklarının yarısını tükettiniz, Hindistan’ın aynı düzeye gelebilmesi için kaç dünya gerekir? Bir insanı, ancak gerçekten uyuyorsa uyandırmak mümkündür. Ama, eğer uyumuyor da uyku taklidi yapıyorsa, dünyanın bütün gayretlerini sarf etseniz, nafiledir. Bizi yok edecek insanlar şunlardır; ilkesiz siyaset, vicdanı sollayan eğlence, çalışmadan zenginlik, bilgili ama karaktersiz insanlar, ahlaktan yoksun iş dünyası, ve insan sevgisini yok etmiş bilim… Kaynak pekgüzelsözler.com Nelson Mandela Sözleri Hayattaki en büyük zafer hiçbir zaman düşmemekte değil her düştüğünde ayağa kalkmakta yatar. Mücadele benim hayatımdır. bizi korkutan ışık değil içimizdeki karanlıktır. Din dünyadaki en önemli kuvvetlerden biridir. Arkadan önderlik edin bırakın diğerleri önde olduklarını sansınlar. Yoksulluğu bitirmek hayır işi değildir. Bir adalettir. Eğer içinizdeki ışığı dışarı çıkarabilirseniz çevrenizdekiler bunu görecektir. Ben komünist değilim ama bizi onlardan başka da anlayan olmadı. Hayatta karşılaşacağınız zorluklar bazen sadece mola vermeniz için başınıza gelir. Bir lider bir çoban gibidir. Sürüsünü uçuruma doğru yürütmemelidir. Gelecek için umut taşımak birilerine patronluk taslamaktan daha iyi bir örnek olmanızı sağlar. Dünyayı değiştirmek için kullanabileceğiniz en güçlü silah eğitimdir. İnsanlar iyi veya kötü şeyler yaşayabilir. Ancak yaşadıklarının üstesinden gelmenizi sağlayan zamandır. Bir insanla iletişim kurmak istiyorsanız kendi bildiğiniz dili değil onun anladığı dili konuşmalısınız. Hiç kimse derisinin rengi dini ve düşünceleri sebebiyle dışlanamaz. Bu sebeplerden dolayı birine nefret beslememelisiniz. En derin korkumuz yetersiz olmamızdır. Ve en derin korkumuz ölçüsüzce güçlü olmamız olmalıdır. Hayatta önemi olan sadece yaşamış olmak değildir. Başkalarının hayatlarında yarattığımız fark yaşadığımız hayatın değerini gösterir. İyi bir lider her iki tarafa da yakın olmak zorundadır. Kibirli yüzeysel ve bilgisiz liderler yönetim konusunda başarısız olurlar. Özgür olmak birinin zincirlerini kırması değildir başkalarının özgürlüğünü artırmak ve başkalarının özgürlüğüne saygı duyacak şekilde yaşamaktır. Ben özgürlük için uzun bir yol yürüdüm ama hiç pes etmedim. Büyük bir tepeye tırmandıktan sonra fark ettim ki daha tırmanacak çok tepe var. Ben beyazların tahakkümüne karşı savaştım siyahların tahakkümüne karşı savaştım demokratik ve özgür toplum fikrini öğütledim bunun için ve bunu başarmak için yaşadım bunun için ölmeye hazırım. İnsanların nefreti öğrenmesi gerekir. eğer onlara nefret öğretiliyorsa sevgi de öğretilebilir. sevgi insan kalbine nefrete kıyasla çok daha doğal gelir. Kaynak tilqi.com Napolyon Sözleri Ölüm hiçbir şeydir, ama mağlup ve şerefsiz yaşamak her gün ölmektir. Dünya çok acı çekiyor.Ama kötü insanların şiddetinden değil, iyi insanların sessizliğinden. Fırsat olmadan yetenek hiçbir şeydir. Düşmanınız hata yaparken araya girmeyin. İnsan, haklarından daha çok, istekleri için savaş verir. Lider umut dağıtandır. Bir asker bir parça renkli kurdele için uzunca süre özveriyle savaşır. Ahlakın olmadığı yerde kanun işe yaramaz. Savaşta ahlak olmaz Asker olmak, sonra asker olmak, yine de asker olmak gerek. Askerlerim çocuklarımdır. Askerler! Tarih size bakıyor. Askerliğin ilk sıfatı yorgunluğa tahammüldeki sebattır; cesaret ancak ikinci sıfatıdır. Bir komutan ne galiplere ne de mağluplara dinlenecek kadar vakit bırakmalıdır. İyi bir asker, her zaman en kötü ihtimalleri düşünmelidir. Savunma halinde olan bir birlik yenilmeye mahkumdur; bu askerlik sanatının bir aksiyonudur. En iyi asker çarpışmadan ziyade yürümesini bilendir. Emir vermek kadar kolay bir şey yoktur. Önemli olan, verilen emrin yerine getirilmesini sağlayabilmektir. En büyük general, en az yanlış yapandır. Aşk; İşsiz güçsüz adamların işi. Aşka karşı kazanılabilecek tek zafer kaçıştır. Bir ordu itaat eden bir millettir. Cesaret de aşk gibi ümitle beslenir. Bir devlet adamının kalbi kafasında olmalıdır. Bir devletin politikası, coğrafyasında saklıdır. Bir tek düşmanla sık sık dövüşmemelisin, yoksa ona bütün savaş sanatını öğretirsin... Kaybettiğimiz her saat, düşman için kazançtır. Düşmanınız hata yaptığında sakın onu durdurmayın. Ben savaş çıktığında ata binmeyeceğim. Ben ata bindiğimde savaş çıkacak. Bir insan hakları için değil, çıkarları için daha büyük bir savaş verir. Savaşarak ölmek kahramanların, intihar etmek korkakların imtiyazıdır. Savaşırken ölenleri kahraman yapan, ölümleri değil; ölümlerinin sebepleridir. Kadınlar savaş için bize gerekli olandan fazlasını üretebilirler. Zafer; savaşta kovalayan, aşkta ise kaçan erkeğindir. Savaşa ait kitaplar kütüphanemin en güzel eserleridir. Yorgunluğumu gidermeye çalıştığım ve bana en çok zevk veren kitaplardır. En güzel savaş, insanın kendi öz varlığı ve tutkularına karşı giriştiği uğraştır. Harp benim elimde anarşinin taban tabana zıddı bir şey olmuştur. Harpte büyük bir bozgun daima büyük bir suçlunun varlığına delalet eder. Acı çekmek, ölmekten daha çok cesaret ister. Akıl ve zekanın ne olduğunu çok araştırdım. Nihatet bunun düşünceli cür'etten başka bir şey olmadığını anladım. Alkış, oy değildir. Asla vicdanınızın sesini kendinizden uzak tutmayın. Aslında büyük bir soru yerinde durmaktadır: Kim İstanbul'u elinde tutacaktır. Az bilgisi olup çok konuşan, parası olmayıp çok harcayana benzer. Bağnazlığı kökünden yok etmek için uyutmak gerekir. Bana iyi analar veriniz, size iyi vatandaşlar vereyim. Bana Türklerden kurulu bir ordu verin dünyayı rehin alayım. Barış demekle dünyada barış olmaz. Başarılarım gençliğimdeki hayallerimin ürünüdür. ihtiyaç, kanunların başında, halkın refah düzeyi de adaletin başında gelir. Beni sevmenizi değil, bana canla başla hizmet etmenizi istiyorum. Benim asaletim benimle başlar. Çocuklarımın, benden alacakları asaletle satacakları çalım ise hiçbir zaman benimki kadar haşmetli olmayacaktır. Beyinsizlik sadece politika mesleğinde özür sayılmaz. Bir filozofu hiçbir şey yapmak mümkün değildir. Bir kral felaketin altında inlememelidir. Bir toplumun gelişmesini görmek için, önce o toplumdaki kadınlara bakınız. Budalalar geçmişten, akıllılar şimdiki zamandan, deliler de gelecekten bahsederler. Büyük eylemler hiçbir zaman rastlantının ve talihin eseri değildir; her zaman tertip işidir. Büyük felaketler büyük insanların yetiştiği okuldur. Çekingen, ürkek ve korkaklar için her şey imkansızdır, çünkü her şeyi imkansız zannederler. Devlet yalnız mahmuzlarla ve çizmelerle yönetilir. Diplomat iyi giyinmiş bir polis kuvvetidir. Dünyada taklit edilemeyen tek şey cesarettir. Eğer dünya tek bir ülke olsaydı, başkenti İstanbul olurdu. En büyük suç umutsuzluktur. En büyük tehlike zaferin eşiğinde durur. En iyi lider, en iyi umut taciridir. En kısa yol bilinen yoldur. En korkulacak an zafer anıdır. En tahammül edilmez zorbalık, küçük adamlarınkidir. En tehlikeli danışman onurdur. Erdem en ağır topun yanındadır. Felaketlerin üstünde dimdik oturan insan soylu ve cesurdur. Fırsat çıkmadıkça kabiliyetler pek az işe yarar. Gerektiğinde aslan postundan çıkıp tilki postuna bürünmesini biliyorum. Güç ortaya çıkınca kanunlar zayıflar. Günah çıkarmanın en kestirme yolu intihar etmektir. Zaten intihar da itirafın ta kendisidir. Güzel bir kadın göze, iyi bir kadın da kalbe hoş görünür. Birincisi pırlanta, ikincisi de hazinedir. Hafızasız baş, bekçisiz kaleye benzer. Hayat boyunca başarının sırrı: para, para, para. Hayata olan bağlılık kesildikçe ölüm gelir. Hayatın iniş ve çıkışlarından, erkeklerin sıkıntılarını azaltmak için kadınlara büyük işi düşer. Her işte başarılı oldum çünkü bunu istiyordum. Hiçbir zaman tereddüt etmedim. Bu da bana diğer insanlara oranla üstünlük sağladı. Her şeyi konuşabilen insanlar, her şeyin üstünden gelebilir. Her zafer zafer değildir, her yenilgi de yenilgi değildir. Her zaferden sonra pişmanlık duyulur. Pişmanlık duyulmayan tek zafer cehaleti yenmektir. Herkesi dinlerim ama kendi doğru bildiğimi yaparım. İdare işinde tecrübe herşeydir. İhtilallerde iki çeşit insan vardır: İhtilali yapanlar ve ihtilalden çıkar sağlayanlar. İki şey dünyaya hükmeder; biri kılıç, diğeri düşünce. Kılıç, eninde sonunda düşünceye yenilir. İmkansız. Bu sözcük Fransızca değil. İmkansızlık yalnız sersemlerin sözlüğünde bulunan bir kelimedir. İnsan hiçbir zaman nereye gittiğini bilmediği zamanki kadar yükselemez. İnsan olgunlaşması için mutlaka acılarla yoğrulması gerekir. Çünkü o hem taş, hem heykeltraştır. İnsan sabır ve dayanıklılığı ile vebayı bile yener. İnsan üniformasının adamı olur. İnsanı yaralayan tek şey gerçektir. İnsanı yükselten iki şey vardır: Korku ve merak. İnsanın dostu yoktur, saadetin dostu vardır. İnsanın en büyük sanatı zamandır. İnsanın evi gönlünün bağlı olduğu yerdir. İnsanın kendisinin değil iyi günlerinin dostları vardır. İnsanlar hayalleriyle idare edilirler. İnsanlar rakamlar gibidir; ancak durumlarına göre kıymet alırlar. İnsanları yücelten iki büyük meziyet vardır: Erkeğin cesur kadının namuslu olması. hem erkeği, hem kadını şereflendiren bir meziyet vardır. tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip kahramanlardır. Türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler. İyi bir ziraate dayanan maliye asla yıkılmaz. Kazandıklarımın hepsini cesaretime ve çalışkanlığıma borçluyum. Kendimden başka hiç kimse düşüşümden sorumlu değildir. Ben, kendimin en büyük düşmanı, felaketli kaderimin nedeniyim. Kirli çamaşırlar aile içinde yıkanmalıdır. Konuşmalarıyla dalkavukluk yapan insan iftira atmaktan da çekinmez. Makam hırsı, insanların başlıca dürtüsüdür. Yükselme ümidi oldukça, herkes liyakatını göstermeye çalışır; en yüksek dereceye vardıktan sonra da, rahattan başka bir şey düşünülemez. Mesut olduğum zamanlar insanları anlıyorum sanmıştım. Onları ancak felaket içinde tanımam mukaddermiş. Milletsiz taht, bir parça kadifeyle örtülmüş dört tahta parçasından başka bir şey değildir. Mutluluğa asla inanmam. Mutsuzluk dehanın ebesidir. Mümkünse çok düşün, düşündüğünü yap Onur, hükümdarlar için, bir ahlak vergisi gibidir. Ölümle sürgüne tek başına gidilir. Ölümü düşündüğünüz vakit, çaresiziz demektir. Önüne geçilmez harpler daima haklı olan harplerdir. Politika para yerine insanların ortaya sürüldüğü bir oyundur. Seninle aynı fikirde olmadıklarını söyleyenlerden korkma, seninle aynı fikirde olmayıpta bunu söyleyecek cesareti olmayanlardan kork. Sık sık ceza vermeyiniz, ama verdiğiniz zaman ağır ceza veriniz. Siyaset kılıcı yener. Siyasi çıkarıma denk düşüyorsa, hiç korkmam, korkaklık edemem. Sizin asaletiniz sizinle birlikte toprak olacak, ancak benim asaletim benimle birlikte başlıyor. Taht nedir? Altınla süslenip üstüne kadife örtülmüş bir tahta parçası... Devlet, benim. Talihi olanın horozu da yumurtlar. Talih, bir ******dur. Tarih, üzerinde herkesin anlaştığı bir yalandır. Tek korktuğum düşman doğadır. Üç gazete, beni yüz sancaktan daha çok korkutur. Üstün insan kimsenin yolu üstünde değildir. Vatanını kurtaran insan hiçbir kanunu çiğnemiş sayılmaz. Vücudu dinlendirmenin en doğru yolu, aklı dinlendirmektir. Yalnız yıldırım toptan güçlüdür. Yapıcı bir tenkit, akıllı insanları güçlendirir. Ahmakları öfkelendirir. Yaşadığım sürece çalışırım, çalışamadığım an ise ölmüş sayılırım. Yaşayarak öğrenmek, bedeli en yüksek öğrenme biçimidir. Yenile yenile yenmesini öğrendim. Yükselmek ile gülünç düşmek arasında ancak tek bir adım vardır. Zafer, iradededir. Ölüm hiçbir şeydir, ama mağlup ve şerefsiz yaşamak her gün ölmektir. Kaynak sevilensözler.com Timurtaş Uçar ile ilgili sözler 48 yaşıma girdim, 48. Mahkemeyi aştım. 48 mahkemede çekmediğimiz kalmadı, anamızı ağlattılar. Müslüman’ın siyaseti kur’an dır. Bismillah deyip genelev açıyor deyyus oğlu deyyus. dünyada ne kadar hırsız, pezevenk varsa laiktir. İslam’ın düşmanı gazeteciler, yarın mahşer günü görüşürüz sizinle, yarın hz. Muhammed’in önünde görüşürüz sizinle…. 24 saat şarap içen adam la ilahe illallah dermi lan hayvanoğlu hayvan. Hem kahrolsun şeriat diyorlar hem de o pislik cenazelerini camiye getiriyorlar, hem çağdışı diyeceksin hem cesedini çağdışı dediğin camisine getirecek... Kime uyuyor bunlar? belli ki allah'a uymuyor, avrupalı modacıyı allah kabul etmiş onlara uyuyor... Senin allah'ın avrupa mı? senin allah'ın amerikamı?... 3 kilo ağırlındaki yorganı kaldıramayıpta sabah namazına kalkmayan hayvan cihat edemez. Bacağına geçirdiği kot pantolonuyla sokakta dolaşan kadınların arasında hangisi müslümanın, hangisi yahudi'nin karısı veya kızı belli oluyor mu, Sokaktaki kadınlar neyi arıyorlar?? vallahi bunun tek cevabı var, nefsinin arzusunu arıyorlar, şehvet arıyorlar. Kadınlar sokağa çıkarken adeta vitrin... Karısını çıplak gezdiren adam vallahi deyyustur billahi deyyustur. Fatih'im, ulubatlı hasan'ım mezarından bugün başını kaldırıp bir bakıverse "istanbul kafir olmuş" diyecektir! tanımayacaktır! "12 eylül'den sonra 48 mahkemede anamdan emdiğim burnumdan geldi. Parmaklarımızdan cereyanlar vererek bizi sorgulamaya tabi tuttular. 'niye ayet okudum Okudum; okuduğumu yol yol dokudum. Gördüm; gördüğümü lif lif ördüm. Duydum; duyduğumun en güzeline uydum. Sonra, demet demet topladım, yazdım, yazdım.... |
|
08-27-2018, 14:14 | #65 |
Kaynak yenişafak.com
Cumhurbaşkanı Erdoğandan Malazgirt mesajı Malazgirt Zaferi'nin kazanılmasını mümkün kılan ruh ayakta oldukça ülkemizi 2023 hedeflerine, 2053 ve 2071 vizyonuna ulaşmaktan hiç kimse alıkoyamayacaktır" Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1071 Malazgirt Zaferi'nin 947. yıl dönümünde Twitter hesabından büyük komutan Alparslan'ı ve aziz şehitleri rahmet ve minnetle yad eddi "Malazgirt ruhu ayakta oldukça ülkemizi hiç kimse alıkoyamayacaktır." değerlendirmesinde bulundu. Başkan Erdoğan Malazgirt ruhunu unutursak ne öncemiz kalır, ne sonramız. Biz, Malazgirt’te nasıl bir millet olduğumuzu cümle âleme ilan ettik. Anadolu bir benttir. Bu bent yıkılırsa ne Ortadoğu kalır ne Afrika, ne Orta Asya kalır ne Balkanlar ne de Kafkasya” Üzerinden ulu çınar gölgesi kalkarsa bu topraklar tehlikeye maruz kalır. En ufak bir zaaf belirtisi gösterdiğimizde üzerimize leş kargaları gibi gelirler. İçerimizdeki gafiller sanıyorlar mesele Tayyip Erdoğan meselesidir. Hayır mesele Türkiye meselesidir. Mesele İslâm meselesidir. Bizlere bu güzel yurdu vatan olarak bırakan Sultan Alparslan ve ordusundaki tüm kahramanlara, asırlar boyunca aynı yoldan giden nice gazilere ve şehitlere şükranlarımızı sunuyorum” Fetih zulme karşı başkaldırı, toprakların ve toplumların adalet, hakkaniyet, iman ve cesaret mayasıyla harmanlanmasıdır “Bizim medeniyetimiz bir fetih medeniyetidir. En büyük fethimiz, gönüllerin fethidir. Gittiğimiz her yere, gönüllerden girdiğimiz içindir ki kaç asır geçerse geçsin varlığımız, izimiz, hatırımız tüm canlılığıyla devam ediyor. Mekke’nin fethiyle başladığımız zaferler silsilesini Kudüs’te ve nice beldeyle ve nihayet Malazgirt’in giriş kapısı Anadolu ile sürdürdük. Malazgirt’te kazandığımız zafer, bizi Avrupa’nın ortalarına kadar giden yolu açmıştır. Malazgirt demek, Mekke ve Kudüs demektir; Bursa demektir, Edirne demektir, İstanbul, Rumeli, tüm Balkanlar demektir. Malazgirt ruhunu unutursak ne öncemiz kalır ne sonramız.” “Malazgirt’te sadece bir zafer kazanmakla kalmadık. Biz Malazgirt’te aynı zamanda millet olduğumuzu hem de nasıl bir millet olduğumuzu cümle aleme ilan ettik. Malazgirt’i nasıl bir millet haline gelerek zafere dönüştürdüysek Haçlı Seferleri’nin de Moğol istilasının da dört bir yandan uğradığımız tüm saldırıların da üstesinden aynı hissiyatla geldik. Malazgirt ruhunu yaşatmayı başaramazsak geçmişimizle birlikte geleceğimiz de kaybederiz. Maziden atiye uzanan büyük mirasa çok iyi sahip çıkın. Mekke’ye, Medine’ye sahip çıkın. Bu mübarek topraklara namusunuz gözüyle bakın. Kudüs’e sahip çıkın. Selçuklu’ya Osmanlı’ya sahip çıkın. Osmanlı başkentlerine, Evladı Fatihan olan Balkanlara sahip çıkın. Kurtuluş savaşımıza ve cumhuriyetimize çok iyi sahip çıkın. 15 Temmuz kıyamına sahip çıkın. Bu hadiseyi asla unutmayın unutturmayın. Siz bu ülkenin bu ümmetin ve tüm insanlığın umudusunuz.” “Anadolu, insanlığın geleceğinin kilit taşıdır. Büyük liderler Anadolu’ya sahip çıkmak istemiştir. Çanakkale’de Gazi Mustafa Kemal gençlikle beraber yedi düvele karşı savaştılar ve ‘Çanakkale geçilmez’ dediler. Nice şehitler verildi. Ülkemizin yaşadığı sıkıntıların Perde gerisindeki senaryoların arka planı vardır. Unutmayın, Anadolu bir benttir bent yıkılırsa ne Orta Doğu ne Orta Asya ne Balkanlar kalır. Üzerinden ulu çınar gölgesi kalkan tüm coğrafyalar tehlikeye maruz kalır. En ufak zaafta üzerimize leş kargaları gibi gelecekler mesele Türkiye Mesele İslam meselesidir. Ahlat ve Malazgirt yanında Adilcevaz, Erciş, Van, Cavaş ve Tatvan ile Van Gölü Havzası tarihimizin en kıymetli emanetlerindendir. Türk’ü ile, Kürt’ü ile, Arap’ı ile ve diğer kökenden insanlarıyla milletimizin tüm farklı renklerini birliğini beraberliğini her bakımdan korumalı gözetmeliyiz. Bahçeli Malazgirt zaferi tarihin rotasını değiştirdi MHP lideri Bahçeli, “Bizans varsa, Malazgirt ruhu da vardır, hamdolsun ayaktadır. Vatanı ne pahasına olursa olsun koruyacağız. 947 yıldır üzerimize geliyorlar. Düşmandan kaçmayız, dövizden korkmayız. Taarruz ruhu Türk milletinin sinesinde hâlâ kor gibi yanmaktadır” Malazgirt Zaferinde “Anadolu’nun fethiyle ezilen Bizans ruhu şimdi ülkeden ülkeye geçiyor. Terör örgütlerini kullanan namertlerin taktiği Bizans taktiğidir. ekonomik operasyonları vahşice kurgulayanların ilkaynağı Bizans tahrikidir” dedi. MHP lideri Bahçeli, Malazgirt Zaferi'nin 947. Yılı etkinliklerinde konuştu. Bahçeli, 'Malazgirt Zaferi, tarihin rotasını temelden değiştirdi. Türk milletini yurt tutma arayışı mükafatla neticelendi' dedi. Bahçeli, Türkiye'ye yönelik ekonomik saldırılara karşı sert bir mesaj vererek "Düşmandan kaçmayız dövizden korkmayız. Taarruz ruhu Türk milletinin sinesinde kor gibi yanmaktadır. Malazgirt şuuru bayrak gibi dalgalanmaktadır" dedi. İşte Bahçeli’nin konuşmasından satır başları: Malazgirt zaferi İstanbul fethinin mutlak habercisi Türkiye cumhuriyetinin muhkem harcıdır. Malazgirt’te sadece vatan kazanmadık Anadolu’da parlak bir istikbal kazandık. Malazgirt Zaferi, askeri başarının çok ötesinde, imanın, öngörünün, aklın, sabrın kudretinin, yüksek ülkülere bağlanışın, vicdanın, insaniyet hasletinin imrenilecek bir mahsulüdür. "Düşmandan kaçmayız dövizden korkmayız" Bizans varsa, Malazgirt ruhu da vardır, hamdolsun ayaktadır. Vatanı ne pahasına olursa olsun koruyacağız. Terör örgütlerini kullanan namertlerin taktiği Bizans taktiğidir, siyasi ve ekonomik operasyonları vahşice kurgulayanların ilham kaynağı Bizans tahrikidir, döviz ve kur oyunları Bizans yöntemidir. Düşmandan kaçmayız dövizden korkmayız. Taarruz ruhu Türk milletinin sinesinde kor gibi yanmaktadır. Malazgirt şuuru bayrak gibi dalgalanmaktadır 1071 Malazgirt Zaferinde konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Bilmeyen varsa ikazen söyleyeyim, taarruz ruhu, Türk milletinin sinesinde hala kor gibi yanmakta, Malazgirt şuuru bayrak gibi dalgalanmaktadır" dedi. Malazgirt Ovası'nda iki ayrı dünya iki ayrı medeniyet iki ayrı hedef karşı karşıya geldi ovada ADIMIZI CİHANA DUYURDUK "Malazgirt, haç ile hilalin çatışmasına, hak ile batılın çarpışmasına sahne oldu. Malazgirt Zaferi, tarihin rotasını değiştirdi. Anadolu, prangalarından kurtarıldı. Malazgirt, İstanbul'un fethinin mutlak bir habercisi, Türkiye Cumhuriyeti'nin muhkem bir harcıdır. Aziz ecdadımız Sultan Alparslan 26 Ağustos 1071 Cuma günü zaferden önce giydiği beyaz elbiseyi kefeni görmüş, şehadeti de muzaffer olmayı da bir saadet kabul etmişti. Maceracı olmayan atılganlık, gevşekliğe prim vermeyen kararlılık, adım adım gelişen mücadeleci ruhla muzafferlik yeşermiş, Türk milletinin adını ve şanını cihana duyurmuştur." ALPARSLAN YAŞIYOR Bu topraklara hakim olan Bizans Ortodoks zihniyeti, Malazgirtte yerini Türk-İslam kültürünün azamet ve ahlakına bıraktı. İslam tesis edildi. Şehadet şuuru korkaklığı put gibi devirdi. Malazgirt'te sadece vatan değil, Anadolu'da parlak bir istikbal, perçinlenmiş bir irade de kazanıldı. Türk milleti, adaletini, temizliğini, mertliğini Anadolu’yu merkezine alarak Viyana'ya kadar gururla taşıdı. Sultan Alparslan yaşıyor, aşk ve adanmışlıkla beyaz atına binerek manen aramızda dolaşıyor." Malazgirt’te Allah Allah nidalarıyla gökkubbeyi çınlatan yiğitler ölmedi, ruhları vatan yaptıkları toprakların üzerinde manevi muhafız olarak bekliyor. Bizans ölmedi, ne yaparsak yapalım tarihten silinmedi. her fırsatta Bizans fitnesi ete kemiğe bürünüp 947 yıl önceki hezimetin rövanşını almak istiyor. Zaman geçse de aktörler değişse de Bizans'ın kalıntıları Malazgirt'in intikamını almak için kuyruğa giriyorlar. Mazisi 947 yılı bulan mağlubiyeti hazmedemiyorlar. komplo tezgahlıyorlar. Asırlardır Türk ve İslam düşmanlarının emelleri bir ve benzerdir."DÖVİZ OYUNU BİZANS YÖNTEMİ "Su uyusa da düşman uyumuyor. Anadolu'nun fethiyle ezilen Bizans ruhu ülkeden ülkeye vücuttan vücuda kıtalar arası mekik dokuyor. Terör örgütlerini kullanan namertlerin taktiği Bizans taktiğidir. Siyasi ve ekonomik operasyonları vahşice kurgulayanların ilham kaynağı Bizans tahrikidir. Döviz ve kur oyunları Bizans yöntemidir. 947 yıldır üzerimize geliyorlar. 947 yıldır Türk milletini Anadolu'dan çıkarmanın planını yapıyorlar. DÜŞMANDAN KAÇMAYIZ 26 Ağustos 1071'de vatan kurmuştuk 851 yıl sonra 26 Ağustos 1922’de Büyük Taarruz'la vatan kurtardık. 9,5 asırdır zulme, Haçlılara, barbar emperyalizme direniyor, dik duruyoruz." "Şark meselesiyle denediler, başaramadılar. 15 Temmuz'da hüsrana uğradılar. Malazgirt’in hesabını görmek isteyenler amaçlarına ulaşamadılar, Allah'ın izniyle yine ulaşamayacaklar. Bizans varsa, Malazgirt ruhu da vardır, hamdolsun ayaktadır. Vatanı her ne pahasına olursa olsun koruyacağız. Bir olursak, diri durursak, beraberliğimize sahip çıkarsak hiçbir zalim, hiçbir hain, hiçbir Bizans artığı karşımıza çıkmaya cesaret bile edemeyecektir. Malazgirt'te yenip İzmir'de denize döktüklerimiz hıyanete teşebbüs eder işgale heveslenirlerse ya istiklal ya ölüm can feda olsun diyerek gereğini seve seve yapacağız. Meclis Başkanı Yıldırım: Birliğimizi asla bozamayacaklar TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Malazgirt Zaferi'nin 947. Yılı anma etkinliklerinde birliğimizi bozmaya çalışanlar bilsin ki, özümüz sağlamdır bunu bozamayacaklar. Etle tırnak gibi beraberiz dedi Büyük Türkiye'de ne ekonomik darbe girişimleri ne 15 Temmuz gibi hainlerin yaptığı darbe girişimleri sonuç vermemiştir, vermeyecektir." "Türkiye'yi tehdit etmeye kalkanlar gereken cevabı her zaman misliyle alırlar. |
|
08-28-2018, 11:56 | #66 |
Kaynak islamveihsan.com
SULTAN ALPARSLAN’IN TARİHE GEÇEN KONUŞMALARI Alparslan, 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi’ne bembeyaz elbiseler giydi ve;*“Bu benim kefenimdir dedi. kendini cihan şöhretine değil, hâlis bir îman vecdiyle şehîtliğe hazırladı. “Ya muzaffer olur gâyeme ulaşırım; ya da şehît olarak cennete giderim. Sizlerden beni tâkip etmeyi tercih edenler, tâkip etsin. Ayrılmayı tercîh edenler, gitsinler Burada emreden sultan ve emredilen asker yoktur. bugün ben de Sizlerle birlikte savaşan bir gâzîyim. Beni tâkip edenler ve nefislerini Allâh’a adayarak şehît olanlar, cennete; sağ kalanlar gâzîliğe kavuşacaktır. Ayrılanları âhirette ateş, dünyâda da rezillik beklemektedir.” insanlar içinde ancak ihlâs sâhibi olanlar kurtuluşa ereceklerdir. ihlâs sâhipleri dâimâ büyük ve tehlikeli bir imtihan üzeredirler. işlemiş olduğum hatâ ve kusurlarımdan Allâh Teâlâ’dan af diliyor, tevbe ediyorum. Lâ ilâhe illâllâh Muhammedü’r Resûlullâh!..” Sultan Muhammed Alparslanın son sözleri Her zaman, Allâhtan yardım isterdim. Dün askerimin çokluğu ordumun büyüklüğünden, dağ titriyor gibi geldi. Kalbimden dünyânın hükümdârıyım,diye geçti. Cenâb-ı Hak aciz kulunu cezâlandırdı |
|
08-29-2018, 10:06 | #67 |
Kaynak sözlervadisi.com
Sultan Alparslan Sözleri ”Size öyle bir vɑtɑn ɑldım ki; ebediyen sizin olɑcɑktır.” Ben, Müslümanların camilerde bizim için dua etmekte oldukları saatlerde düşmanın üzerine atılmak istiyorum. Galip gelirsek arzu ettiğimiz gerçekleşmiş olur, yenilirsek şehid olarak cennete gideriz. Bugün burada ne emreden sultan ne de emir alan bir asker var; içinizden biri olarak savaşacağım; benimle gelmek isteyenler peşime düşsünler, istemeyenler geri dönebilirler. Bir gün nizamülmülk sultan alparslana şikayet edilir Sultan vezirini çağırtıp yazılanlar doğru ise ahlakını güzelleştir değil ise iftira edenleri bağışla onlara öyle işler verki insanları kandırmaya vakit bulamasınlar.*cevabını verir Sultan Alparslan 27 bin askeriyle*Bizans topraklarında ilerlerken askerlerden biri telaşla :* 300 bin kişilik düşman ordusu bize yaklaşıyor der.*Sultan Alparslan hiç önemsemez ve der ki*Biz de onlara yaklaşıyoruz…* Allahım! İslamın sancaklarını yükselt ve hayatlarını Sana kulluk için esirgemeyen mücahidlerini yalnız bırakma! Ya Rabbi! Alp Arslan’ı, düşmanlarına karşı muzaffer kıl ve askerlerini meleklerin ile kuvvetÎendir! O, Senin rızanı için, canını fedadan sakınmıyor. O Senin yolunda ve dininin için cihat yapıyor Sen onu koru ve düşmanÎarını kahret! Ya muzaffer oÎur gayeme uÎaşırım, ya da şehit oÎarak Cennet’e giderim. Burada emreden suItan ve emrediIen asker yoktur. Zira bugün ben de sizIerden biriyim, sizIerIe birIikte savaşan bir gaziyim. ÖÎürsem kefenim, üzerimdeki eIbisemdir * nefsimi AIIah’a adadım. Benim için şehadet de, muzaffer oÎmak da bir saadettir. Zaferi kazanırsak istikbaÎ bizimdir Sultan Alparslanın malazgirt konuşması AIIahım! İslâm sancağını yükseIt hayatIarını Sana kuIIuk için esirgemeyen mücahidIeri yaInız bırakma! Ya Rabbi! AIp ArsIan’ı, ve askerIerini muzaffer kıI meIekIerinle kuvvetIendir! Senin rızan için varIığımı, canımı fedadan sakınmıyor. dinin için cihat yapıyorum Sen koru ve düşmanı kahret ne kadar az oIursak oIaIım, Bizans ne kadar çok oIursa oIsun MüsIümanIarın minberde dua ettikIeri saatte kendimi düşman üzerine atmak istiyorum Sultan Alparslanın malazgirt konuşması Ya Rabbi! Seni vekil yapıyor, azametin karşısında yüzümü yere sürüyor, uğrunda cihad ediyorum. Allahım Niyetim halistir; yardım et Ya muzaffer oÎur gayeme uÎaşırım, ya şehit oÎarak Cennet’e giderim. Burada emreden suItan ve emrediIen asker yoktur. ben sizIerden biriyim, sizIerIe birIikte savaşan bir gaziyim. ÖÎürsem kefenim eIbisemdir nefsimi AIIah’a adadım. Benim için şehadet de, muzaffer oÎmak da saadettir. Zafer ve istikbaÎ bizimdir |
|
12-18-2018, 08:03 | #68 |
Piri türkistan hoca Ahmet yesevi
Anadolu, Turan'a bakıyor; Turan Anadolu'ya: Bir hasret, bir kavuşma Sen bozuksun, o yüzden dünya bozuldu. Ne diye sen bu dünyadan şikâyet ediyorsun? Üstte gök ve allta yağız yer çökmedi İlimi bozmaya hin gücü yetmedi. Kardeşin ettiğini, düşman etmedi Beni her ne eylersen eyle, lakin âşık eyle Allahım. .." İyiliğin başı gitti, elbette sonu da gelecektir. Kötülüğün önü geldi, sonu da gelecektir... ’Hani sözünü tutmak, emaneti korumak; hani iyilik..? Korkarım sonunda hayırlı işler de ortadan kalkacak. Helal yiyen kalmadı, helalin vücudu şöyle dursun eseri bile görünmüyor. Haram yiyen yediği haramı saymıyor.’’ Utanma kayboldu; araştırsan kokusunu bile bulamazsın Hatun ki, safi edep olmak için vardır ve edep en ziyade ona yakışır "Kadın cihanın başıdır, cennet dergâhının aşıdır. Hak Teâlâ'ya ulaştıran kaç tane yol vardır?"Varlıktaki bütün zerreler sayısınca yol vardır. bir müslümanı rahatlatmak ve ona faydalı olmaktan daha yakın ve daha iyi bir yol yoktur. Hak Teâlâ'ya ulaştıran Âlimim der kitap okur manasını bilmez, Kur'an ayetlerini idrak edemez, bilmez, Kibrine esir olur, Hak yoluna eremez, Âlim değil cahildir, Ahmet*Yesevî*Hazretleri'nin soyundan gelenlere selâm olsun! Türkistan'ı sevenlere binlerce selâm olsun Aral Gölü'nden su içenlere, Altay Dağları'ndan, Tanrı Dağları'ndan geçenlere selâm olsun! Hoca*Ahmet*Yesevi öldüğü vakit dudağından düşen son cümle oldu son hayali Bütün bir insanlığı omzuma alıp cennete taşımak istiyorum." Ahkâm-ı İslâmiyyeyi, İslâmî hükümleri tam bilmiyen, tatbik etmeyen bir kimse, evliyâlık yolunda bulunmağa kalkarsa, bunun îmânını şeytan çalar Gariblere merhamet etmek, Resûlullah?ın sallallahü aleyhi ve sellem sünnetidir Nerede bir garib görsen, ona olan merhametinden dolayı gözyaşların akmalıdır. Kitabına eğilmiş çocuk, aşını pişiren kadın, tarlasını süren çiftçi, tezgahtaki sanatkar; fenalık düşünmeye vakit bulamaz. Kafir bile olsa hiç kimsenin kalbini kırma. Kalb kırmak, Allahü tealayı incitmek demektir.* Nefse uyan rüsvâ olmuştur. onun yoldaşı şeytandır Himmet, yardım kuşağını sıkı sıkıya beline sarmayan insan, dünyâya meyl ve muhabbetten kurtulamaz Günahlar sebebiyle, paslanan gönüllerin kurtuluşu Allahü teâlâya çok tövbe, istigfâr etmek, her zaman Allahü teâlâyı düşünmek Malının çokluğu dillere destan olan Kârûn bile, malının hayrını, faydasını göremedi. Nihâyet toprak altında yok olup gitti. Şeriat, tarikat ve hakikatten nasıp alma isteyen velilere ulaşmak, cehennemden kurtulup cennete kavuşmak isteyen kişi ilim tahsil etmelidir |
|
02-11-2019, 20:44 | #69 |
Kaynak pek güzel sözler. Com
Yaşar Kemal Sözleri İnsan bir kere birine geç kalır ve bir daha hiç kimse için acele etmez. İnsan düşleri öldüğü gün ölür. İnsanoğlu umutsuzluktan umut çıkarandır. İnsan çürümedikçe şiir çürümez. Demir olsam çürürdüm toprak oldum da dayandım. Açlıktan ölümü izlemek acıların en büyüğü. İnsan evrende gövdesi kadar değil yüreği kadar yer kaplar. Düşünmek en küçük anlamda var olmak demektir. Dağlar insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa şimdi en güzel şiir barıştır. O iyi insanlar o güzel atlara bindiler ve çekip gittiler Demirin tuncuna insanın ***ine kaldık Zulmün artsın ki çabuk zeval bulasın. Anadolu da zalimler için böyle derler. Çekemeyenlere bakma fikirler hep ayrı olur. Hiç bir aşkı sözle yıkma söz yarası ağır olur. İnsanlarla oynamamalı. Bir yerleri var bir ince yerleri İşte oraya değmemeli Yalnız duyan yaşar sözü derler ki doğrudur Yalnız duyan çeker derim en doğru söz budur. Sen aleviyle yakan bir güneş ki şahane. Ben ışığa ulaşmaya çalışan pervane Bir toplum hoşgörüsü kadar güçlü sağlam haklıdır. Zulmü kadar zalim zayıftır. lrkçılık ise en korkunç hastalıktır. Türküler kırk bin yıl su altında kalmış yıkanmış cilalanmış çakıl taşı gibidir. O insana güvenmeyen güvenmeyen her insanda kötülük gören insanı insan saymayan insan değil ***tir yavrum. Konuşan insan kolay kolay dertten ölmez. insan konuşmayıp ta içine gömüldü müydü sonu felakettir. Dünyanın ucunda bir gül açılmış efil efil esen yele merhaba. Karanlığın sonu ulu şafak sarp kayadan geçen yele merhaba. Kendimi bildim bileli zulüm görenlerle hakkı yenenlerle sömürülenlerle acı çekenlerle yoksullarla birlikteyim. Bir dil bulacağız her şeye varan Bir şeyleri anlatabilen Böyle dilsiz böyle düşmanca böyle bölük pörçük dolaşmayacağız dünyada. Benim için dünya bin çiçekli bir kültür bahçesidir bir çiçeğin bile yok olmasını dünya için büyük bir kayıp sayarım. Gülümse bitsin karanlık Gülümse güller açsın yüzünde Gülümsemenle yayılsın ışık Dünyayı ısıtmasan da güneş gibi. Dünyanın bütün kötülüklerine baş kaldır bazen senin iyiliğin başkasının kötülüğüne olabilir. Kendi iyiliğine de baş kaldır. Dünya on binlerce çiçekli bir kültür bahçesidir her çiçeğin ayrı bir rengi ve kokusu vardır. Bir çiçeğin koparılması bir rengin bir kokunun yok olmasıdır. Tek dile tek renge kalmış bir dünya hapı yutmuştur. Bizi düşünmeye alıştırmamışlar düşünme diye ellerinden geleni yapmışlar. Düşünmeye çalışanları hep öldürmüşler. Küreselleşme tek tip insan yetiştiriyor bugün. Oysa dünya on binlerce çiçekli bir kültür bahçesidir her çiçeğin ayrı bir rengi ve kokusu vardır. Bir çiçeğin koparılması bir rengin bir kokunun yok olmasıdır. tek renge kalmış dünya hapı yutmuştur. felâketin önlenmesi için demokrasiden başka çare de yok. İstanbul’un tarihi yazılırsa kuş satıcılarından mutlaka bahsedilmeli onlar olmadan İstanbul’un tarihi yavan olur. Eğer bir insanda azıcık insanlık varsa yalan söylemez. Dedikodu yapmaz. Dedikoduyla insanı vurmak küçültmek insanlıktan çıkmış çürümüş elinden hiçbir şey gelmeyen düşkünlemiş insanın karıdır. kuşlar kesilmiş ulu çınarın üstüne uğrayacak bir şeyler arayacak beton yığını evlerde küme küme dolaşacak konacak yer bulamayıp bir uzak keder gibi başlarını alıp çekip gidecekler. Kaynak sözün en güzeli.com Can Yücel Sözleri İsyan ve Aşk Öyle birini seveceksin ki, yüreğinden kimse ayıramayacak… Ve öyle birini seveceksin ki, seni gözleriyle aldatmayacak… Biliyorum suçluyum razıyım cezama, Çalmadım öldürmedim Daha kötüsünü yaptım Reis Bey Tuttum insanları sevdim En uzak mesafe ne Afrika’dır, ne Çin, ne Hindistan ne de geceleri… ışıldayan yıldızlar… En uzak mesafe iki kafa arasındadır birbirini anlamayan Senden ayrılınca anımsadım dünyanın bu kadar kalabalık olduğunu… Sen cevapları ezberliyorsun ama,*Hayat*asla aynı soruyu tekrarlamaz. Anne karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını ve en sonunda bir metrekarelik yere sığmak zorunda kalacağını fark etmeli insan. en sonunda bir metrekareye sığmak zorunda kalacağını fark etmeli insan. Hayatta her şeyini bir kişiye bağlama. Çünkü onu kaybedersen, her şeyini kaybedersin. Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün. Gülebildiğin kadar mutlusun. Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin. Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün. Gülebildiğin kadar mutlusun. Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin. Bugünkü aklım olsaydı, dün yaptıklarımı yapmazdım. Ama dün yaptıklarımı yapmasaydım; bugünkü aklım olmazdı. Ağlayanı güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş. Gülümsemek, daha güzel bir görüntüye kavuşmanın bedava yoludur. Bir deniz anasıdır umut, Ta suların ortasında, Açılır, Kapanır, Açılır, Kapanır, Ne kadar çok elimiz varmış meğer! İlkin, senin elinle tutuşan benimki, Sonra çocuklarınki, Gençlerinki, Tekel işçilerininki, Sonra, ellerin elleri… Ne kadar çok elimiz oldu, baksana, Tutuşa tutuşa, Bir orman gibi! Bedenin yükünü ayaklar taşır, ruhun yükünü yürekler… Toprak gibi olmalısın… Ezildikçe sertleşmelisin! Seni ezenler muhtaç kalmalı! Hayatı sende bulmalı… Asıl eksiklik eksik olduğumuzu düşünmek ve çareyi başkasında aramaktı. Hayatın matematiği farklı; iki yarımı toplayınca bir etmiyor. İnsan tek başına mutsuzsa başka biriyle mutlu olamıyor. Önüne geçemediğin tek şey kaderdir. Seni yaşama bağlayan aslında bir mucizedir. Ve aslında hayat dediğin, Yaşayabildiğin kadar güzeldir. Can Yücel’e sorarlar; – Neden hep babanıza olan sevginizi anlatan şiirler yazıyorsunuz? Büyük usta cevap verir; Anneme olan sevgimi anlatacak kadar şair değilim. Bazen seni seviyorum diyemez insan onun yerine – Hava soğuk, sıkı giyin, der… – Hız yapma, dikkatli git, der Gidince beni ara Yorma kendini, der Geç yatma erken kalkacaksın, der… Derr derr durur. Mutlu olmasına yeter Geldiğin kadar değil, göründüğün kadar mutlusun ve sakın unutma; gittiğin kadar değil, hak ettiğin kadar unutulursun… Ne yormak istedim seni. Ne de kendimi Çok çalıştım, Gitmeye de kalmaya da… İkisi de aynı acı. İkisi de rezil Gitmek unutmak değildir sen bunu çok iyi biliyorsun. Aklımda gözlerin varken, sen buna gitmek mi diyorsun? Hiçbir insan öylesine girmiyor hayatımıza… Kimileri ceza, kimileri bela, kimileri imtihan, kimileri armağan Bir tek insanın bize “iyi ki varsın” demesi, var olduğumuz için mutlu olmamızı sağlar. Aslında bütün insanları sevebilirdim, sevmeye ilk senden başlamasaydım… Ya sevmesin kimse kimseyi, ya da akmasın aşk dolu gözlerden yaş… Ya olmasın ayrılık denen illet ya da adam gibi sevmesini öğrensin bu millet… Hani iftar vaktine yakın susar ya insan, yokluğun o denli yakıyor beni. Söyle ne zaman okunur ezan, bir yudum su gibi özledim seni İçin yanarken üşümek, yüreğin kan ağlarken gülmek, Özleyip de sevdiğini görememek, işte aşk bu olsa gerek… Anladım ki*aşk, her iki tarafı da mağdur eden, yürekte izinsiz gösteri yapan mutluluk karşıtı bir eylem. Kimi güzelim der sevdiğine, kimi özelim. Ama sevgi ne güzellik ister, ne de özellik. Sevgi sadece yürek ister. Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın. Ve zaten genellikle o daha az sever seni, Bir eşi olmalı insanın. Rüzgâr onun kokusunu getirmeli, yağmur onun sesini. Akşam onu görecek diye, pırpır etmeli yüreği. Ayakları birbirine dolaşmalı heyecandan, eve dönerken bir eşi olmalı insanın Her hücresinden aşkın fışkırdığı, çölde okyanusu yaşadığı bir eşi olmalı insanın! Ben seni ölene dek seveceğim boş laf! Ben seni sevdikçe ölmeyeceğim… Öyle içten ki yüreğimin en derinindeki yerin; Çıkarı yok! Çıkası yok! Çıkarasım yok… Senin için yasak dediler. – Yasaklar çiğnenmek içindir dedim. – Senin için imkânsız dediler. – Önemli olan… İmkânsızı başarmak dedim… Bizimkisi bir*aşk*hikâyesi değildi. Aşk’tı bizimkisi, gerisi hikâyeydi. Her yürek sevebilseydi eğer, ayrılık hiç olmazdı. Her seven yürekli olsaydı zaten “aşk” bu kadar basit olmazdı! Aslında hiç kimse sevmedi, Bir ben sevdim seni… Severmiş gibi değil, Kana kana sevdim seni. Tıka basa sevdim… Dolu dolu sevdim… Aslında kimse sevmedi seni, Sevmekten çekindi , Oysa ben; yana yana sevdim seni… Bile bile sevdim… Aklımdan zorun var gibi, Aklıma silah dayanmışçasına, Mecburmuş gibi, Ve başka çarem yokmuşçasına, Bir ben sevdim seni… Aslında bir sen sevmedin beni, Herkesi sevdiğin gibi… Bazıları “Seviyorum” der, çünkü ezberlemiştir. Kimileri diyemez, çünkü gerçekten sevmiştir. Seni yıldızlara benzetiyorum, Onlar kadar*etkileyici, çekici ve güzelsin. Ama aranızda tek fark var. Onlar milyonlarca sen bir tanesin. Seveceksen, yalnız kaldığında aklına geleni değil, hiç aklından çıkmayanı seveceksin. Tabaklarda kalan son kırıntılar gibiydi sana olan sevgim. Sen beni hep bıraktın; bense he parkandan ağladım… Sevmek*seviyorum demek değil, yüreğinde hissetmektir… Ve aşk yanında olanı sevmek değil, bazen gelmeyecek birini beklemektir. Sebepsiz sevmektir aşk, Nedeni olmadan bağlanmak Gözlerine baktığında erimektir içten içe, Ellerini tuttuğunda titremektir tüm benliğinle.sarılamamaktır utançtan. Çünkü utanmaktır sevmek aslında. Sevmek nedir aslen? Ölmek mi uğruna? Yaşamak mı onunla? Sevmek mi ömür boyunca? Yoksa ayrılmak mı Nedir insanı başkasına bağlayan? Güzelliğimi? Bilmez kimse bu cevabı Kimi sever güzelini, Kimi sever özelini? Aşk, sabahlara kadar uyumamak değil Her sabah uyandığında, yaşamaktan önce onun gelmesiydi aklına. gidiyorum dediğimde, “gitme” diyen birini değil, ben de geliyorum, yalnız gidemezsin, diyen birini istiyorum. yoruldum, Her şey kadar, herkes kadar, kanıtlamaktan kanıtladığıma kendimi inandırmaktan kocaman sahada tek başına koşmaktan yoruldum… tek ihtiyacımız olan bir el, Ve bizi anlayacak bir yürektir. “Günün aydın, akşamın iyi olsun.” diyen biri olmalı. Bir telefon çalmalı ara sıra zor değil, hiç zor değil, Demli çayı bardakta karıştırıp, Bir başına yudumlamak doyasıya Çaya kaç şeker alırsın?” diye soran bir ses olmalı ya ara sıra… Her şeyin kadar değil, değeri kadar seveceksin. beklentin ne kadar çok olursa, o kadar yıkılırsın. Bir masada karşı karşıya, Seyrederken dudaklarını senin, Dile gelmiş ilk Türkçeydik, Ne savaş, ne barıştık biz… Hayattan aldığım en büyük ders: Sevgisiyle karşında sapasağlam duramayan birine, asla yaslanmayacaksın! Bilinmedik bir hüzün var içimde; bir gariplik. Anladım ki, Ya ben fazlayım bu şehirde ya da biri eksik. Dünyada üç çeşit sandık var. Çeyiz sandıklarımız, adam sandıklarımız bir de? Söz verip de tutar sandıklarımız. Sen kasırgalara dayanmışsın, rüzgârla mı yıkılacaksın! Başka çaren yok yüreğim; dosta düşmana karşı ayakta kalacaksın. Unutma; onu unuttum, demek, Bir kez daha hatırlamaktır aslında. Öyle herkesi sevmeyeceksin… “Seviyorum” demeyeceksin! “ Seni seviyorum” diyebilmek için gerekirse bir ömür bekleyeceksin. Gitmek gerekir bazen. Fazla yormadan, bıktırmadan vaktiyse ardına bakmadan. Vakit gelince gitmenin adıdır günbatımı… Ömürden… Gönülde… Günden… İnsan aklındakilerle gündüzleri, yüreğindekiyle geceleri uğraşıyormuş. Bayram nedir ki dedim kendi kendime. Bayram bir ömürdür ben gibi bir deliye. Önemli olan bir omuza yaslanmak değil; o omuzda yaşlanmak! Kalp zaten atıyor, marifet ritmi değiştirebilende. boynunu bükmezdi papatyalar, ihanetinden onlar da pay almasaydı Keşke kendini bırakıp gidebilse insan. Ama olmuyor. Ne benim yalanlarım ne haftalarca yağmur, Kimseler yıkayamaz ellerinin beyazlığını. Ona öyle nasıl bağlandın dediler. Ben değil, o bağladı dedim. Bir Türk bütün Cihana, Bir Türk Lirası da, Bin Dolara bedel Kafama bir çekidüzen verip, Dayayıp döşemeliyim içini. Sevince çocuk oluyor insan. Bana bir varmış de, “Bir varmış, bir yokmuş” deme, İçime dokunuyor… Kaliteli kadına sahip çıkılmaz; O kime ve nereye ait olduğunu bilir. Gözlerimden tut da, Ciğerime kadar kırgınım… Bu bahar nerde kaldı, yau? – Onu bilmeyecek ne var, Bir başka bahara kaldı bahar. Dağıtalım diyorum çocuklar kara dumanı, Gül alıp satmanın tamdır zamanı. Sıcak bir ele ihtiyacın olduğunda diğer elini tut, kimseden fayda yok bu devirde. Yüreğin kadardır hayat; “Seviliyorsun renkli, Seviyorsan siyah beyaz.” Aynanın sırrı nedir ki? Kırıldığında beni göstermediği zaman. Kelime değil bir cümledir. Kurmak Özneyle yüklem değil, İki yürek gerekir Birini ne kadar çok seversek, Hayat onu bizden o kadar çabuk alıyor… Sevgili, arayıp da bulduğun birisi değil, hiç aklında yokken âşık olduğun kişidir. Sen ordan bi canım dersin, Benim kalbim kaburgamın altına sığmaz Ve şimdi aşk; yazın ortasında bir kar tanesiyle tanışmak gibi. Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır. Görmüyor musun, Su içiyorum, Şiir yazıyorum, Ne dokunuyorsun? Martılar ki sokak çocuklarıdır denizin… Kalıyoruz… Kuş olup uçmak isterken, Ağaç olup kök salıyoruz. Teslim edeceksin kendini, Eller yukarı, Yakar yukarı. Küfür, burjuvazinin ağzında lağım çukurudur işçi sınıfının ağzında ise çiçektir. Sevgi emekmiş, Emek ise vazgeçemeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş. Kadından meleklik bekliyorsan önce ona cenneti sunmalısın. Kural bu: En çok seven, hep önce terk edilir. insan sevmeyi bilmediğinden değil, sevgisine layık biri olmadığından yalnızdır. Keşke hep çocuk kalsam dizimdeki yarayı en büyük acım sansam. Suskunluğumu hafife alma, Konuşursam kaldıramazsın… Anladım; Yar’la bir olmayınca, Yer’le bir oluyormuş insan… Yaşamak düğünse, sen orda gelindin. Kurtarıcılar kurtara kurtara, Kurtardılar, Memleketi memleket olmaktan… Gerçek arkadaşlar arasına mesafeler girmez. Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın dünya sizin için dönmesini durdurmuyor. Bir gün herkes gibi olmadığımı anlayacaksın. İşte o gün sen herkes gibi olacaksın… Gözün arkada kalacaksa, marifet değildir gitmek. Çok gülen insana iyi davranın. Çünkü bir yerlerde hep tek başına ağlar. Bir iş açacaksın sen başımıza yangın mı olur artık, bahar mı? Aklında bulunsun sevgilim; sen beni kandırmadın, ben inanmayı seçtim. Seni seviyorum demek değil ki marifet, önemli olan o kelimenin tüm sorumluluklarını alabilmek… Üç harf yan yana kaç şekilde gelir bilir misin? Aşk dersin… Sen dersin… Ben dersin… Sen ben biter, Biz dersin. dur” kelimesinden haberdar değil misin? Dur demeyi bilmez misin? Git demek kolay, dur diyebilecek kadar yürekli misin? hayat; birinin tüm kalbiyle senin yanında olduğunu bildiğinde güzelleşiyor. Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz. Bir ömür karşılığı, bir ömür Bahar mıdır bizi bu hale getiren? Galiba. Ben her bahar âşık olmam ama, Her bahar gitmek isterim. Gittiğim olmadı Ama olsun… İstemek de güzel. Yalnızım; çünkü herhangi biriyle değil; beklediğime değecek kişiyle devam etmeliyim bu yola. Bu devirde herkes hep ben der, Kimisi gönülden kalender. Yaşam dediğin böyle işte. Altını şer, incisi ser… aşk olmadan geçen her gün kayıpmış, Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım… Sevgi emekmiş. Emek ise vazgeçmeyecek kadar ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş. Umursamıyorum artık hiçbir şeyi ve istemiyorum kimseyi yanımda! Her gelen biraz daha acıtıp gidiyor nasılsa. Aynı ülkenin farklı şehirleriydik. Ben sürgün sen başkenti. İlk isyan sende başlardı, cezasını çekmek bana kalırdı… ölüm korkusu, ölüm türküsü türküye başlamaya görsün, Kargalar ölüyor bütün.İncitmeyin beni Bedenimin ne önemi var ki. Benim hazinelerim yüreğimde gizli… Bazen her şeyi unutup, sadece sarılmak istersin; Ama bir şey seni hep durdurur. Adı ne mi? Gurur. Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat yaşayacaksın. Ucundan tutarak. Bazen su olmak lazım, sessiz sakin! Bazen sel olmak lazım, öfkeli ve hırçın! Bazen mum alevi olmak lazım, sabırla Bazense volkan olmak lazım, önüne gelen her şeyi hızla tüketen! Kimine su olacaksın kimine sel Kimine mum olacaksın kimine volkan. Ama kimseye asla kul olmayacaksın, yüce Yaradan dururken. Görüyoruz, işitiyoruz Büyük küçük meclislerde, panellerde, toplantılarda bir sayın”dır gidiyor. “Sayın” aşağı “sayın” yukarı. diyorlar Oysa sayıyla verilmedi ki, Bu muhterem dürzüler bize Erkek dediğin, Ruhunu okşamasını bilecek. Romantik olacak kimi gün. Habersizce kucağında çiçeklerle çıkıp gelecek. Özel günleri unutmayı marifet sanmayacak. Erkek dediğin, Kayıtsız olmayacak senin zarafetine karşı. seven bir kadın sevgi ve ilgi bekler. Erkeğine verdiği aşkın karşılığında küçük bir tatlı söz, kısa bir mesaj, bir çağrı onu mutlu edebilir. Kadın dediğin güzel ve Zeki olacak seni bir hamur gibi karmasını da bilecek, o hamura kendini katmasını da… Paranın güzelliğini bilecek ama ne parasızlığın ezikliğini ne de paranın kudurmuşluğunu yaşayacak. Değerlerini bir anlık heves uğruna terk etmeyecek. Namussuzluk ve ahlaksızlığa olgun insan isterim karşımda Benden dürüst, En ufak dalgada, Arkasını dönmeyecek kadar olgun. Arkamı döndüğümde, Sırtımdan vurmayacak kadar güvenilir. insan isterim İnsanın cesaretli olmalı. Yağmurdan ıslanıp, fırtınadan kaçmamalı. İnsan Ayağı taşa takılınca kayadan korkmamalı. İşine gelince sevip, Zoru görünce bırakmamalı! Yormak istemiyorum artık kimseyi, yorgunum zira! Kelimeleri yan yana getiresim yok kendimi anlatmak için. Yeni alfabe arıyorum konuşabilmek için. Hiç söylenmemiş sözler duymaya yeniden cümleler kurmaya ihtiyacım var. Yetmiyor bildiklerim… Farkında olmalı insan, kendisinin, hayatın, olayların, gidişatın farkında Farkı fark etmeli, fark ettiğini fark ettirmeli bazen… Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını fark etmeli insan insan Ana karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını en sonunda bir metrekarelik yere sığmak zorunda kalacağını fark etmeli… Ömür dediğin üç gündür… Dün geldi geçti, yarın meçhuldür… O halde, ömür dediğin bir gündür… O da bugündür… Başka türlü bir şey istediğim. Ne ağaca benzer, ne buluta Burası gibi değil gideceğim memleket, Denizi ayrı deniz, havası ayrı hava. Nerde gördüklerim, nerde o beklediğim kız, Rengi başka, tadı başka… Üşüyor mu deniz, Üstüne boşandıkça yağmur? Ondan mı dersin, Tüyleri böyle ürperiyor? gidersem bi gün sağnakta, Alı al moru mor bir sandal gibi acaba, Yıllar sonra yine, Çarpar mı yüreğim yurdumun sahillerine? Yüreğinin dubalarını geniş tut, ihtiyar! Sen böyle nice dayılar gördün bugüne kadar, Hepsi de sürüye sürüye ayılarını, Senin üstünden azamet ile geçip, Tarih’in hayvanat bahçesini boyladılar. Bir süre sonra insanlar pek de umrunda olmuyor. Kimseyi değiştirmeye çalışmıyorsun. Kimin ne düşündüğünü, kimin ne yaptığını umursamıyorsun. Yorulunca kendi kabuğuna çekilip o küçük dünyanda yalnız yaşamayı öğreniyorsun. Anlık mutluluklar yaşayıp derin hüzünleri tek başına atlatmayı öğrendiğin vakit kimseye ihtiyacın olmuyor. Siz buna yalnızlık diyorsunuz, ben ise HUZUR… Gittin mi büyük gideceksin! Ayrılık bile gurur duyacak seninle. Gittin mi ayakların yakınından bile geçmeyecek. Gölgen bile kalmayacak ardında. Gittin mi onurunla gideceksin Haklıysan gidecek, gitmişsen dönmeyecek. Gün gelir bu işe bu millet de şaşar, Ne geçmişe saplanıp kalacaksın, ne geleceğin düşlerini kuracaksın… Ömür dediğin şu andır, onu da hak ettiğin gibi yaşayacaksın. Ömür dediğin şu andır, onu hak ettiğin gibi yaşayacaksın. Duvarda asılı diplomalar insanı insan yapmaya yetmez. Kuzu gibi olun diyorlar, Büyüyüp ortaya çıkınca, Koyun gibi gütmek için sizi. Henüz tanıştım, Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar, Tanıdığımı sandığım bana daha da yakınım artık, Duvarlara anlatırken öğrendiklerim kendi hakkımda, Ve aynalara ağlarken gördüklerim kendi tarafımda… Bir yanım memnun oldum diyor, bir yanım tanıyamadım daha, Samimi değil! Yahu nedir bu bendeki ısrar? Aynı rüyaya dalarmış gibi tekrar tekrar, Yüzyıllardır seni her gördüğümde Yeşeren gözlerimden düşer yaprak. Hayatına girmek isteyene, tam zamanında açmalısın kapını… Ve tam zamanında çıkarmalısın sevgiden şımarmaya başlayanları… Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın, Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın. Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Ben hep böyle yaşadım, Herkesi uyandırmak için, Vakti saati değildi belki, Belki de beceremedim. Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasındaki çizginin nereden geçtiğini bulmak zor. Anlarsın ki kimsenin farkı yok kimseden… Sadece biri dahi iyi yalan söyler. Daha iyi oynar oyununu… 3 Beyazıt akman sözleri İnsan fanidir... Devlet baki. Şeriatta namaz beş vakittir, hakikatte ise her nefestedir. Öldürmeyi öğreneceksin. Çoklarını yaşatmak için bazen birini öldürmenin gerekli olduğunu öğreneceksin İlim Çin’de de olsa gidip alınız” Hilal'in haç'a olan üstünlüğünün nedenlerini anlamak için pek fazla düşünmeye gerek yok...* Türk imparatorluğu" lafı mantıksız. Sultan ırka bakmaz onun için önemli olan liyakattir. Türkler değil "Devlet-i Aliyye dir Bir tek Mehmet'in istanbulu asırlar sonra bile Türk hakimiyetinde kalacaktı Sen benim hayatımı kurtardığını mı söylüyorsun?"Kimse kimsenin hayatını kurtaramaz, ben senin kaderinde vardım." Her geçen gün kendi içinde daha çok kayboluyorsun. Aradığın bir şey var ama ne olduğunu bilmiyorsun. İçinde bir ateş var ama onu engin arazilerde rüzgara köle ediyor, tekrar tekrar rüzgarın alevleriyle körükleyerek ateşi hiç ediyorsun. Hayat bir sermayedir, bunun kârı iyiliktir. Hayat yanılsamadır, sanat onun ötesindekini göstermeli. Yani gerçekten daha gerçektir. Hekim, İskender'e dünyada üç şeyi uygularsa ölümden başkasının kendisine yaklaşamayacağını söylemiş. Az uyuyacak, az yiyecek ve güneş doğmadan kalkacak. biz sabra inanırız. insan sıkıntıların boşa olmadığına yaratanın çözümlerine inanırsa, kader hiç beklenmedik şekil ve zamanda çözümü insana sunar Yazın bunu bir yere: Batı dünyası asırlardır alt edemediği İslam'ı hep sahnede, sayfada ve beyaz perde de yenmeye çalışmıştır. Çılgınlık, bizi biz yapan yetenektir Ulus adla yaşar. Adını unutan, her şeyi unutur. Adını değiştiren, her şeyini değiştirir. Çocukluğum boyunca aldığım tüm ekonomi derslerinde tek bir altın kural vardır: Para kaosu sever. Tarihin bana öğrettiği şudur her terör ona eninde sonunda dur diyecek bir kahraman yaratır. Her insanın miracı kendi içindedir. İnsan kendini bilmedikçe kainatı bilemez. Kendi içinde yolculuk bitmeden ötelere yolculuk edilemez unutmamalıdır ki, her erkek aslında babasını yitirdiğinde doğar kralın büyüklüğü yönettiği toprakların genişlik ve büyüklüğüyle ölçülmez; topraklardaki adaleti ve liyakatiyle ölçülür! Bir el parçası kadar toprağa adil hükmeden imparator, dünyaya zulmeden kraldan daha büyüktür! " Haritalar insanı bir yerden bir yere götürür, ama çoğu zaman harita insana gideceği yeri değil geldiği yeri kendisini anlatır. Biz insanlar bazen başımıza gelen olayların sıradanlığıyla aldanırız. Bilmeyiz ki aslında bu sıradanlık aldatıcıdır. Hayatımızı değiştiren olayları coğu zaman fark etmeyiz bile. Bazen benliğimizi öyle büyütür, nefsimizi öyle şişiririzki kendi mezarımızı kendi ellerimizle kazarız haddimizi unuturuz. Kirletiriz kendimizi, zulmederiz özümüze. Karanlık yeryüzünü sardığı zaman,* Yıldızlar yere düştüğü zaman, Deryalar kuruduğu zaman Türk, insanlığa adaleti getiricek. Merhamet unutulduğu zaman, Ateş yeryüzüne hakim olduğunda, Güneş hilali doğacak Türk, insanlığa adaleti getiricek. Atının yelesi alevden,okunun tüyü kartaldan olacak Her zaman gidilecek bir yer, geçilecek bir yol, keşfedilecek bir mekan vardır. Her zaman yeşertilecek bir vadi, çiçeklendirilecek bir bahçe, sulandırılacak bir çiçek vardır. Biz zaten bahçelere konmaya gelmedik; bahçe yapmaya geldik. Biz ufuk seyretmeye değil, ufuk keşfetmeye geldik, oğul. Kızımla evleneceksin. Sizin nikahınız Levh-i Mahfuz'da yazılmış, arşta kıyılmış. Hükümdarlık onu bilmeyenler için kuştüyü yastıklar, onu adaletle yaşayanlar için ise çivili yastıktır Ey Osman Sonun topraktır. İskender gibi güçlü. Süleyman kadar kudretli de olsan ebedi tahtın toprak altında unutma. Türkler bu dünyaya çivi çakmaya değil, yayılmaya gelmişler.bu dünyaya adım atmak, ata binmek, sürekli hareket etmek için gelmiş. İlmin dini ve ırkı yoktur, İnsanlığın ortak malıdır. İnsan kağıdı karaladıkça kalbini ağartır. Hiç düşündün mü, Neden bu güzel kokular hoşumuza gider? Neden bunlardan zevk alır, mutluluk duyarız Çünkü güzellik insanın içindedir," Fıtratında vardır insanın iyiye ve güzele duyduğu muhabbet. İnsan olmak, güzelliği takdir etmek değil midir? "Bu topraklarda insan neye gülüp neye ağlayacağını şaşırıyor. Bir Bahçenin Bakımını Yapabilen Bir Ülkeyide Pekâlâ İdare Edebilir. Çicekler Vardır Her Gün Sulanmak İster.Otlar Vardır Yolunmadı mı Çiçekleri Yok Eder Ağaçlar Vardır, Gölgeleri Serinlik Yapar Bir Sultan Suladığı Çicekler Gibi Tebaasını Her Gün Gözetmeli Pis Otları Yolduğu Gibi Haksızlığı Cezalandırmalı Güçlü Ağaçlar Gibi Ülke Sınırlarına Güvenilir Komutanlar Yerleştirilmelidir Ki,Onların Korunmasında Halk Rahat Etsin Çicekler Yeşersin Cihad kimisi için kılıç tutmaktır, kimisi için top dökmek, bir başkası için ise kürek çekmektir. Cihad Alim için kalem tutmak, kemankeş için ok atmak, bir oduncu için ise baltasını ustalıkla kullanmaktır Zordur Fatih hakkında yazmak. Azıcık batıyla olan ilişkisinden bahsedersiniz, sizi liberal olmakla suçlarlar Sultan'ın dinine vurgu yapsanız size İslamcı zaferlerinden söz açsanız size Osmanlıcı , milliyetçi diye etiketlerler. Osmanlı'dan olumsuz bahsedince objektif , olumlu bahsedince şucu bucu" diye adlandırıldığımız bir ülkede yaşıyoruz nefis diri oldukça insanoğlu aç kalmaya mahkumdur. Savaş biter, ilim kalır. İmparatorluklar geçicidir, ilim ise katlanarak devam eder. Biz hepimiz uykudayız; ölünce uyanacağız Beni şimşek gibi çarpan madalyonda Latince şöyle yazıyor: Osmanlı Sultanı Mehmet, Türklerin İmparatoru Bir Savaş Şimşeği, İnsanlara ve Şehirlere Hükmeder Rakamların ve hesabın sırrı, ölçünün ve güzelin gizemi hat sanatında buluşur. bazıları ona "ruhun geometrisi demiştir. Hattın anlamı yazmak Allah'ı keşfetmek yeryüzünü idrak etmek, dillendirmek ve bilmektir. "Halbuki gerçek,her zaman kurgudan daha şaşırtıcıdır Sırf senden değil diye işini ehliyle yapanları hakir görme; sırf senden diye işini hakkıyla görmeyenleri cezasız bırakma! Yanan kağıdı su söndürür, yanan bedene merhem fayda eder. Peki yanan ruha ne iyi gelir?!'Adem, Yeryüzündeki her iş öyle değil midir?Her zorluğu bir kolaylık izler. İnsan kendi doğrusunu tek doğru bilmemeli.Elbet yürekten inanmalı inandığını yaşamalı,amma başkasının doğrusuna el uzatmamalı. Dünya yalan,ömür kısa ve hayatın gerçeği de yok olmaya mahkum Türkler Asyadan gelip de uçsuz bucaksız suları görünce bunun en büyük denizi olduğunu düşünmüştür bu yüzden “büyük,uçsuz bucaksız”deniz anlamında Kara Deniz demişlerdir Büyük insanların büyük sınavları olur Harita bir rüyadır Yeryüzünün önce akılda, sonra da kağıtta yansıyan sureti, algısı ve imgesidir. Haritayı matematik çizer ama kalplerimiz besler.Haritalar hayallerimizdir. ilim, ölümsüzlüğün belki de tek yolu. Bir insanı olduğundan büyük göstermek ters etki doğurur, onu küçültür. büyük adamlar yalnız kalmaya, yalnız karar vermeye mahkumdur Fatih'e ve Türklere "Barbar" diyen Batı, kendi tarihine baktığında Fatih'in tırnağı dahi olamayacağını rahatlıkla görür Önce kitapları yakarlar, sonra insanları. Avrupalı çevirmenler İbn Sina'nın on dört ciltlik tıp külliyatını ele geçirince ağzına kadar altınla dolu bir sandığı bulan hazine avcıları kadar mutluydular. Sen bilmez misin engel gibi görünen şeyler, bizi hedefimize götürecek basamakları oluşturur? Kudüs'ün İşgalini Anlatan Şövalye şöyle diyordu Süleyman Tapınağına saklanan herkesi kılıçtan geçirdik. Öldürdüklerimiz o kadar fazlaydı ki, kan bileklerimize kadar çıkıyordu. Stefan zweig Başkalarını çok fazla düşünen bir kimse, kendisini unutur. nasıl biri olduğumu bilseydiniz beni selamlarken yüzünüzde gördüğüm o tatlı, dostane gülümseme kim bilir nasıl donup kalırdı dudaklarınızın kıyısında!" Ve sanırım beni ölüm döşeğimden çağırsan, birden ayağa kalkıp sana gelecek gücü bulurdum söz konusu başkalarının derdi olunca nasıl da hep daha zeki ve daha nesnel oluruz- Nedenini bilmiyorum ama hissizleştim yalnızlıkdan kimse beni çıkarmıyor. Ve insan her şeyi içine atmaktan boğuluyor zamanla... Satrancın çekiciliği tek şeyden kaynaklanır; stratejinin farklı beyinlerde farklı biçimlerde gelişmesinden Muhtemelen kitabı hemen alıp okuduğumu düşüneceksiniz. Kesinlikle hayır! Önce kitabım olmasının sevincini yaşamak istiyordum. İnsan sabahtan akşama kadar bir şey olmasını bekler ve hiçbir şey olmaz. Bekleyip durur insan. Hiçbir şey olmaz İnsan bekler, bekler şakakları zonklayana dek düşünür ve Hiçbir şey olmaz. İnsan yalnız kalır. Yalnız... yeryüzünde hiçbir şey kuytulardaki bir çocuğun fark edilmeyen sevgisiyle karşılaştırılamaz. İyilikle gülümseyebilen insanlar vardı Ölmüş olan biri hiçbir şey istemez, sevilmeyi de, kendisine acınmasını da, teselli edilmeyi de istemez. ölüyorum diye üzülseydin, ölemezdim! Bize hiç bir şey yapılmadı, yalnızca tam bir hiçliğin içine koyulduk, dünyada hiçbir şey insan ruhunu hiçlik kadar baskı altına alamaz. kendini bulmuş olan kişinin yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar Sonunda yalnızdım ve artık asla yalnız olmayacaktım! Dünyanın en önemli şeyi, insanın kendi kendisi olmayı bilmesidir. insanın algı gücü zayıftır. Kendilerini ilgilendirmeyen hiçbir şey akıllarına kazınmaz, dikkatlerini bile çekmez.” Ne olduğun o kadar bağırıyor ki, Ne dediğini duyamıyorum. Hiçbir şey anlamıyorum, bilmiyorum, yapmıyorum, tükeniyorum.. Binlerce insanın arasında yapayalnız olmanın ne anlama geldiğini bilemezsin. Bir şeyi yarım yapmak, yahut yarım söylemek*hiç bir zaman iyi değildir. yeryüzündeki kötülükler bundan doğar Gülen, sohbet eden binlerce insanın içinde ben kendi içimdeki o kayıp insanı arıyordum. "İçerdeki gözyaşları dışarı akandan daha fenadır. Ben seni, senin kendini tanıdığından daha iyi tanıyorum. “Ruhu çoktan ölmüştü, geriye öldürülecek yalnızca bedeni kalmıştı Gülerek, sohbet ederek dalgalanan insan kalabalığının ortasında kendi kendimi arıyordum, içimdeki o yitik insanı arıyordum…Tek bir insanın diğeri için neler ifade edeceğini hiç bilmemişti, Güvenin şartı samimiyettir, kayıtsız şartsız samimiyet. hiç ağlamamış bir erkeğin ki kadar şiddetli ve korkunç bir hıçkırık sesi duyuldu .çaresine bakmalı. Korku cezadan daha berbattır, ceza bellidirhafif ceza, daha az ürkütür. Ağlaması seni şaşırtmasın: Gözyaşları şimdi dışarıya akıyor, daha önce içeride birikip kalmıştır. İçerdeki gözyaşları dışarı akandan daha fenadır. ''Zamanın çoktan sildiği bir hata için cezalandırılabilir miydi insan Kimdim ki ben senin gözünde? Yüzlercesi arasından sadece birisi, Bir şey yaptığımız ya da yapmadığımız için kendisinden utanacağımız birilerinin olması iyidir. Ancak her ne kadar maddeye bağlı değil gibi görünseler de, düşünceler bile bir dayanağa gereksinim duyarlar, düşünceler bile bir dayanağa gereksinim duyar aksi durumda öteye beriye çark etmeye ve anlamsızca etraflarında dönmeye başlarlar; düşünceler de hiçliği kaldıramaz İyi olan şey unutulmaz, seni unutmayacağım," Dokuz yıl oldu ve sesinin tek bir tonu değişmemiş.Sevginin gücü hiçbir zaman tam olarak anlaşılmaz... Senden uzaktayken mutlu, halimden memnun yaşamak istemiyordum kendi kendimi acılardan ve yalnızlıktan oluşma, karanlık bir dünyaya gömmüştüm. Yaşlanmak, artık geçmişten korkmamaktan başka nedir ki. Öfke insanı zalimleştirir... Seni çok sevdim ve artık her şey bitti; her şey mazide kaldı ilk kez bu dünyaya ait birisi için var olduğumu hissediyordum. Evde bir ölü yaşıyor, fark etmiyor musunuz? Günümüzde paradan, lanet olası paradan başkası geçerli değil, bir de yapabildiğiniz kadar reklam. Bunu yapamayan yok olup gidiyor. insanın sinirlerine hâkim olması şu günlerde çok zor. Gülmek, duygunun mutlu ve özgür biçimde dışa vurumudur. "Ben seni yaşamım boyunca sevmekten yorulmadım ! “ Bir sözcük, çarpan kalbinde bütün dünyanın alevlendiği o sonsuz ateşi söndürebilir mi?" Bahane arayan, her zaman bulur. İnsan ölümün gölgesinde yalan söylemez." Kitaplar, insanın hayat yolculuğunda yanına alabileceği en iyi besinlerdir. Herkes en azından bir parça delirir. Beni teselli edecekler ve birtakım sözcükler söyleyecekler, fakat ne yardımı dokunabilir ki sözcüklerin Dünyadan kopuk yaşayanlar, karınca gibi, dünyanın tuhaf ve eşi benzeri olmayan bir maketini kurarlar Suskunlaşmak ölmek bu diye düşündü. Belki de bizim gerçek yolumuz budur: Hüzünle geriye ve özlemle ileriye bakarak huzuru arayarak ama daima huzursuzluk içinde olmamızdır. Birisi üzerime aniden tabanca çevirse yüreğim etrafdaki bunca insanın yüreğinin bir avuç para için attığı kadar atmazdı. Bu hayat bir fırtına gibi üstüme çökmekteydi"...İçinde milyonlarca yüreğin attığı şu kocaman kent Tek bir sözcük duymanın hasretini o an olduğu kadar hiç çekmemişti.Bekledim seni, kaderimi beklercesine Senden önce sadece kasvet dolu, hafızamda karışıklık vardı toz tutmuş, örümcek ağlarıyla sarılmış, karanlık nesnelerle ve insanlarla dolu mahzen Sebepsiz yere kaçmaz insan Sadece onsuz yaşamak istemediğimin farkındaydım ve yaşamıma nasıl son vereceğimi bilemiyordum. Güzellik kadınlardan gider gitmez, bilgelik koşa koşa gelip yerini alır. beni bırakın... ben yorgunum... artık dayanamıyorum Cehalet, bütün alanlarda ortak olmak üzere insanın kavrulan bir yüreğinin olması lazım,idrak etmesi için Dikkatimi hiçbir şey üzerinde toplayamıyordum.Yarım yamalak bir gerçegin hiçbir degeri yoktur, Yer yarılsaydı da içine girseydim! Kaçabilseydim! Yok olabilseydim Utançların en büyüğü... İnsanın kendine en yakın bildiği kimselere karşı duyduğu utançtır. Ahlaken zayıf olanların her zaman bir mazereti vardır zaten. İlk önlerine çıkana kendilerini teslim ederler ve hiçbir şeyi düşünmezler. Sonra Tanrı'dan medet umarlar. İnsana mutluluk kadar sağlık katan bir şey yoktur ve en büyük mutluluk da başka bir insanı mutlu etmektir. insanlar' tanınmayanlar. Bunlar bizleriz yeryüzüne yayılmış sayısız varlık; Basit, sakin hayatımız dışında hiçbir şey istemeyen bizler şurada, burada, ve her yerde 5 Sabahattin ali sözleri Seni seviyorum. Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum. Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin. okurken geçen iki saatin, ömrümün senelerinden daha dolu ve ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım. İnsan dünyaya sadece yemek, içmek, koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı. büyük ve insanca bir sebep lazımdı." en çok okuduğum kitabın, en çok okuduğum bir satırı bile bana bazen başka şeyler söyleyebilir...''Aşk beklediğim aşk başka bütün mantıkların dışında, tarifi imkansız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey. Sevmek ve hoşlanmak başka; istemek bütün ruhuyla ve bütün vücuduyla, her şeyiyle istemek başka... Aşk bence bu istemektir. Mukavemet edilmez istek Varlığı büyük boşlukları dolduracak mahiyette değildi; fakat yokluğu müthişti..." Bir ümidim yok. Bu sondu. Ahiç bir şeyin değişmesine imkan yok, Bu yaşıma kadar mevcudiyetinden haberim olmayan insan birdenbire benim için nasıl bir ihtiyaç olabilirdi? hep böyle değil midir ? Birçok şeylere ihtiyacımızı ancak onları görüp tanıdıktan sonra keşfetmez miyiz? Ben böyleyim işte!” dedi. “Ben garip bir kadınım. ahbaplık etmek isterseniz tahammüle mecbur kalacaksınız. İyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak değil, kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir İnsanlara ne kadar muhtaç olursam, onlardan kaçmak ihtiyacım da o kadar artıyordu... Kalbimin etrafında mütemadiyen sıkışıp ezilen bir şey vardı.." O gelmez artık!'' dedi.Nereden biliyorsun dedim.Gidişinden belliydi İlkbahar gibi bir mevsimi olan bu dünya, üzerinde yaşanmaya değer... Ne olursa olsun dümdüz bir beynim olacağına hiç olmamasını tercih ederdim. İnsan tahammül edemeyeceğini zannettiği şeylere pek çabuk alışıyor ve katlanıyor. Ben de yaşayacağım... Ama nasıl yaşayacağım hayatım nasıl dayanılmaz bir işkence olacak!.. Ama ben dayanacağım Şimdiye kadar olduğu gibi... Kuru ve sabit gözlerin arkasında nasıl ateşin yandığını kalkıp inen göğsünde nelerin kaynadığını bilimediği için, insan ürkeklik ve tereddüt içinde üzülür. Her gün odamda oturur, kitap okumaya çalışırdım. Bir tek harf bile fark etmeden sayfaları çevirir dikkatle azimle baştan başla fakat zihnimin başka yerlerde dolaştığını görürdüm. Odamda beni kitaplarım bekler. Bu yegâne tesellidir.Kendim kendime yeterim."Niçin uyandım?.. Hayatımda hiç bu kadar mesut olduğumu, içimin bu kadar genişlediğini hatırlamıyordum. Bir insanın diğer bir insanı, hiçbir şey yapmadan, bu kadar mesut etmesi nasıl mümkün oluyordu Yollarımız bir kere karşılaştı. Fakat ona dair hiçbir şey bilmiyorum onun yanında içimi müthiş bir korku, onu kaybetmek korkusu sarardı. Hiç geçmeyen, hiç unutulmayan şeyler de var, beyefendi Ölünceye kadar insanın sırtından atamayacağı şeyler de var... Berlin'de yalnızsınız değil mi?" dedi. Tamamen yalnızım... Ama Berlin'de değil... Bütün dünyada yalnızım... Küçükten beri..."Kendinde kuvveti görmek, sonra yapılacak hiçbir şey bulamamak... Tükenmek bilmez bir sabırla bir meçhulü beklemek Etrafımız o kadar çirkefle dolu ki, temiz kalmak için bir tek çare kendi dünyamıza çekilmek hepimiz acınmaya layıkız; ama kendi kendimize acımalıyız. Başkasına acımak ondan kuvvetli olduğunu zannetmektir ne kendimizi bu kadar büyük, ne de başkasını bu kadar zavallı görmeye hakkımız yoktur. Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir. mukabele edilmesini bile beklemeden sadece sevmek. unuttum diyemem, fakat üzerimde bir tesiri kalmamış... Tam yaşamaya başladığım andan itibaren beni öldü saysınlar. Fakat her şey geçer, her şey unutulur. Kendini felâketin içinde kaybetmenin mânâsı yoktur. İnsan birazcık kalender olmalıdır!Kendimi kendim bile tanımıyor Ondan ayrılmanın güç geleceğini biliyordum. Fakat bu kadar korkunç, bu kadar acı olacağını tasavvur edememiştim Demek beni anlamaya çalışacaksın? Fena fikir değil... Fakat bana öyle geliyor ki, boşuna emek!.." Acaba şuanda o ne düşünüyor? Herhalde beni değil... Niçin?.. Orada bir müddet yaşamak için neleri feda etmem ki?.. Her şeyi...Her şey bitti mi? Zannetmem. İkimizin de çocuk olmadığımızı biliyorum. Yalnız bir müddet dinlenmek ve uzak kalmak lazım. birbirimizi tekrar görmek ihtiyacını şiddetle duyuncaya kadar... Şimdi ben gidiyorum. Fakat ne zaman çağırsan gelirim..."dedi.*Nereye çağırırsan gelirim!" Sensin Kalbim değildir Böyle göğsüme vuran. Bir arkadaş istiyorum Beni tamamen anlayacak ve benimle karşı karşıya hiç konuşmadan oturabilecek bir arkadaş. İçimde biriken hislerin birdenbire patlayarak beni zerreler halinde dağıtacağından korkuyorum İnsanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile... Sadece bir yalnızlık ihtiyacı. Yerinde bir cevap, keskin bir nükte bütün hakikatlere bedeldi. İstediğin kadar güzel resim yap… Anlayan, kıymetini bilen olmadıktan sonra… Hiçbirimizin yüzünde gülme takati kalmamıştı...Anlıyorum, anlıyorum... Tamamen yalnızım... Bütün dünyada yalnızım... Niçin*ilk*defa*gördüğümüz bir peynir hakkında söz söylemekten kaçtığımız halde*ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatlığıyla öteye geçiveriyoruz? Yaramın nerede olduğunu bilmiyorum. Yalnız bir yerlerim acıyor. Çok acıyor... Bir tek ümidim, ayakta duramayacak kadar yorgun oluşumdu.Bizim evde de ! Bizim evde de ekmek almak bir mesele Yalnız söyleyebilsem...*Bir kişiye olsun içimdekileri dökebilsem...* Bunu sahiden istesem bile artık bir insan bulmama imkân yok Bende arayacak hal kalmadı... Mevcut olmayan bir şeye malik olalım derken mevcut olanları kaybettik. Kendimi bildim bileli günlerimi, haberim olmadan nefsime itiraf etmeden seno aramakla geçirmiş ve tüm insanlardan kaçmıştım. Etrafın seni sıkmaya başladığı zaman kitap oku.. Belki de yeni bir başlangıç yapmanın vaktidir. Yeni bir başlangıç için her şeyi yıkmanın vakti. Önce kendi kendimize acımalıyız. Çünkü Başkasını zavallı görmeye hakkımız yoktur. Dünyadaki hayatın bir tek manası sevmektir. 6 Dostoyevski sözleri bir kadın hem zeki hem de kıskanç olursa, iki kadın haline gelir ve bu bir felakettir Sevebileceğin birine öyle kolayca rastlayamazsın Bir çocuğun ölümünü görmektense, dünyaya geliş biletimi iade etmek isterim.'' neden hiçbir iş yapmıyorsun? - Yapıyorum. - Ne yapıyorsun? - İş yapıyorum. - Ne işi yapıyorsun? - Düşünüyorum.” Hiç tanımadığınız birinin gülüşü daha ilk karşılamanızda hoşunuza giderse, karşınızdakinin iyi bir adam olduğundan tereddüt etmeyiniz. Duvarı yıkacak gücüm yoksa, onu yıkmak için kendimi paralayacak halim yok fakat önümde duvar var diye ona boyun eğecek de değilim." Sizi kime benzetiyorum, bilir misiniz? Cellatların elinde gülerek, parça parça olmaya katlanan kişilere.Denginiz değilim efendim, dengesizim Namuslu olmak sizi diğer insanlardan üstün yapmaz, övünme hakkını vermez, herkes yaşadığı sürece namuslu olmak zorundadır İnsana en çok acı veren şey, Söyledikleriyle söylemek istedikleri arasındaki*Uçurumdur Önce ağladılar, ama alıştılar şimdi. Aşağılık insanoğlu her şeye alışır Etrafınıza göz gezdiriniz! Gerçek hayat denilen şeyin ne olduğunu, nerede olduğunu bilmiyoruz bile! Kitaplarımızı, hayallerimizi elimizden alsalar, öylece ortada kalakalacağız. İnsanın zihni neyle meşgulse rüyasında onu görür. içiniz rahat olmadı mı, gerçeğe ne kadar da uyar rüyalarımız İnsanın önünden geçtiği bir ağacı görebildiği için mutlu olmamasına şaşırıyorum. düşündüklerinizin en önemlisini başkasına açmadan dünyadan göçer* gidersiniz. Çağımız ki, insanların yüreklerini* bir şaşkınlıktır almış. Bütün hayatın konfordan ibaret olduğu düşüncesi propaganda edilir olmuş! Arzularımı yok edin ideallerimi silin, bana daha iyi şeyler gösterin, seve seve peşinizden koşarım. Yakınlarımı nasıl seveceğimi hiçbir zaman bilemedim. Bence yakınlarını sevmek, yabancıları sevmekten daha zordur. Tembellik, bütün kusurların anasıdır. Param olduğunda, benim de son derece orijinal biri olduğumu göreceksiniz. Paranın en bayağı, en iğrenç yanı insana yetenek bile verebilmesidir. Ben kötü bir insan değildim. Ne aksi bir adamım,ne de uysal biriyim. Ne alçağın biriyim,ne bir kahramanım, ne de korkak. Ben hiçbir şey olamadım Her şey üstüne üstüne geliyorsa, belki de sen ters gidiyorsundur. Yalan söyleyerek dünyanın öbür ucuna gidersin ama geri dönemezsin." Anıların güzel olanları da, kederli olanları da insanı hep hüzünlendirir. Sizin tecrübeli bir doktor olduğunuz kadar ben de tecrübeli bir hastayım Sevebileceğin birine öyle kolayca rastlayamazsın.." Hayattan pek çok şey öğrenen insanlar, neşeli ve masum kalamazlar. Dostlara bile açılamayacak, insanın kendine saklayacağı sırlar da bulunur. Böylesine bir heyecana karşı durmak, kutsal bir şeyi lekelemek gibi olacaktı. Kendi yolunda eğri gitmek,* Başkasının yoluyla doğru gitmekten yeğdir. Öyle bir sınıra gelirsin ki aşamazsan mutsuz olursun, aşarsan, belki o zaman daha da mutsuz olursun.” Kuyuya tükürme, gün gelir içersin... derler.” Korkak, korkar ve kaçar... Korkan, ama kaçmayan, henüz korkak değildir Kendinize en yakın bilip yardım beklediğiniz insanlardan sadece kötülük gördünüzse Merhametiniz'le ezin onu. Nasıl sarsıldığını göreceksiniz Öylesine mutsuzsunuz ki, hep, asıl suçlu benim, diye düşünüyorsunuz. yaptıklarımdan korkuyorum.'' diye düşündü. her şey insanın elindedir. Fakat insan korkaklığı yüzünden çok şeyi kaybedebilir İnsanların en çok neden korktuklarını bilmek isterdim. Onları en çok korkutan şey yeni bir adım atmak, yeni bir söz söylemek biliniz ki, yanlış insana karşı duyulan sevgi çabuk unutulur. Bence, gerçekten büyük insanlar, dünyada büyük acılar çekmek zorundadır. İnsanların en önemli işi, sanırım bir cıvata ya da piyano tuşu değil insan olduğunu kendisine ispat etmektir. İster budalaca,ister akıllı sözler olsun,yanınızda durmadan konuşmak,konuşmak istiyorum. insanlar kendileri mutsuz olmadıkça, başkalarının mutsuzluğunu asla anlayamazlar namuslu bir insan namuslu diye övünür mü hiç? Herkes namuslu olmak zorunda değil midir? Ama ümit insanı aldatır Zekâyla güzellik birlikte olunca birbirlerine o kadar yakışıyolardı ki... Hepimiz alınyazımıza dargınız, yaşamdan bıkıp bezmişiz Konuşmayı bilenler, hep kısa konuşur. Doğmak elimde olsaydı gülünç koşullarda dünyaya gelmeyi kabul etmezdim._ Bir tutuklu için en önemli, paradan da önemli olan nedir Özgürlük; veya hiç olmazsa onun hayali... Anlıyor musunuz bayım insanın gideceği hiçbir yerin olmaması ne demektir insanın gidebileceği bir yerin olması gerekmez mi Yaşama arzum, hayata inancım vardı!.. Fakat bu düşüncenin ardından bir kahkaha attığımı da hatırlıyorum. 7 Zülfi livaneli sözleri Giriş kapısında niye polis var?' diye sordu. 'Onlar uzun yıllardır üniversiteleri, üniversitelilerden koruyorlar diye cevap verdi Hayatın özü, büyük sırrı; olmazsa olmazı: Unutmak. Eğer unutmak diye bir şey olmasaydı, yaşam da olmazdı. İnsan, unutmadan hayatını sürdüremez. Sağcı solcu, milliyetçi tarikatçı, Fenerbahçeli, Galatasaraylı, Beşiktaşlı, genç-yaşlı, kadın-erkek, köylü-şehirli, Doğulu-Batılı, zengin-yoksul olmanız fark etmez.*Yeter ki düzgün insan olun! Onca sayfa okunur mu hiç ya? Derken iPad'i işaret ediyordu. O zaman hayatı, aşkı, ölümü, felsefeyi 140 karakterlik tweet'lerle ifade eden bir kuşakla konuştuğumu kavradım. Sokakta birisi Sokrates'e hakaret edip tekme atmış. Sokrates hiç aldırmadan yürüyüp gitmiş. niye bir tepki göstermediğini sormuşlar. O Bir eşek beni ısırsa onu dava mı etmeliyim sizce?' demiş. Zaten dünyanın hangi köşesinde huzur kaldı ki... İnsanlar acı çekerken, İstanbul'da en iyi suşinin nerde yenileceğini konuşanlara dayanamıyordum. İnsan hiçbir umut beslemediği zaman durumu kabullenebiliyor ama kapkara bulutlar arasından iğne ucu kadar bir güneş ışını belirince insanın dünyası o ışığa bağlı oluyor... Uçakların icadı Zweig'ın neslini çok heyecanlandırmış savaşların sonunun geldiğine inandırmıştı. Uçaklar insan düşün dü ki bu uçak havadan uçtuğuna göre sınır falan tanımazdı Dolayısıyla sınırlar yok olacak, barış gelecekti. Uçaklar icat edildikten birkaç yıl sonra gökten bomba yağdırarak dünyayı yıktı Bir şeyler yapıyorum, yürüyorum, konuşuyorum, yemek yiyorum her zaman yaptığım işleri bir boşluk duygusu içinde sürdürüyorum Sanki içimde bir hiçlik var inan bana, insanların çoğunun ruhu, bedeninden önce çürür. Kıskanmayı bile unutmak. Onu mutlu eden herkesi ve her şeyi sevmek. O noktada sahiplenmek biter, saf aşk kalır. Aramızdaki fark ne Sen insanlarda üniforma bayrak ve din görüyorsun ben ise İnsan, sadece insan. Seven, acı çeken acıkan, üşüyen, korkan insanı görüyorum "Haklı olanı güçlü kılamadığımız için güçlü olanı haklı kılıyoruz... Yanımda olmanı istiyorum diyemediğim için bu yağmur içimi ıslatıyor dediğimi nasıl anlamaz? Düpedüz, sarıl bana dedikten sonra sarılmanın ne anlamı kalır Andre Gide,komünist olarak çıktığı Sovyetler gezisinden antikomünist olarak dönmüş ve cesurca yazmaktan çekinmemişti.Aydın namusu bunu gerektiriyordu. İnsan sevmeden yaşayabilir mi? Ona çok acıyordum, hiç mi âşık olmamıştı acaba, sevdiği biri yok muydu? Her insan kendi hayatının başrolünde oynuyor. Aşkın, gözü kapalı uçurum kıyısında yürümek olduğunu bilen biri aşık olur mu hiç?" deyip sustum. midemi bulandırıyor bu koca şehir. Kaçmak istiyorum... Hiç bişey bilmiyorsunuz . Modaya uyup cahilce işler yapıyorsunuz . Şairlerin dediği gibi ‘Paris güzel bir salon, Londra güzel bir park, Berlin güzel bir kışla ama İstanbul en güzel şehir'di Bazı şeyleri boş inanç diye küçümsemeyin, onlarsız insan kültürü olmazdı. Aşk denen şey bazen yürür,bazen uçar;bazen koşar biriyle birlikte; Aşk bir başkasıyla ölümcül bir yürüyüşe çıkar üçüncüyü buzdan heykele çevirir dördüncüyü atar alevlerin içine.Birini yaralar öldürür Bir yerde kötülük varsa, oradaki herkes biraz suçludur. Beni alıp tekrar karnına soksan bile koruyamazsın anne!"Sakın ola hiçbir şey için üzülme bol bol kız, öfkelen, dövüş, savaş, küfret ama üzülme. İnsanı üzüntü çürütür Bilemiyorum, bilinçaltında olup biten şeyler için Nietzsche’ye katılmamak mümkün değil: “Müziksiz hayat hatadır! Demişti Ankara Üniversitesi'nde ders vermiş Ernst Reuter ne demişti bilmiyor musunuz? "Türkiye'de önemli insanlar değersizdir, değerliler ise önemsiz Merhamet zulmün merhemi olamaz!" Coĝrafya kaderdir. Coĝrafya kader olduĝu gibi tarih de kaderdir İnsanların kendi millet veya inancını diğerlerinden üstün görmesi, ne korkunç olaylara, ne büyük acılara neden oluyordu bu dünyada Asil insanların en neşeli zamanında bile bir hüzün vardır, düşük ruhlar ise en sefil zamanında bile neşelidir. Her insanın içinde iyi ve kötü, yan yana durur. Hangisini beslersen o galip gelir. Bilgi ne garip bir şeydir. Şişede hapsedilmiş gibi yıllarca duruyor, senin kapağını açacağın günü bekliyordu. Türk erkeklerinin bir numaralı özelliği sinirlenince hız yapmalarıdır. hiç biri ile direksiyon başında tartışmayacaksın. Hepimiz isimsiz, birbirimize uzak yaşıyoruz; başka kılıklar altında birer yabancı olarak acı çekiyoruz. İnsan İnsanın zehrini alır" oğlum. insanları konuşarak tanıyamazsınız... Dil, yalan söyler...insanları dinlemek, onları anlamak için yeterli değil çürüme içten başlar.Her insan bedeninin çürüyeceğini bilir ve korkar Çoğu insanın ruhu gövdesinden önce çürür; nedense bundan kimse korkmaz! İnan bana, insanların çoğunun ruhu,bedeninden önce çürür. Aptallık o kadar yaygın ki, kapıyı pencereyi sıkıca kapamazsan havayla bile içeri girer. Dünyanın en bulaşıcı hastalığıdır aptallık." Karasevda dedim. "İşte insana o çılgınlıkları yaptıran duygunun adı Dünyayı güzellik kurtaracak Bir insanı sevmekle başlayacak her şey. 8 Kafka SÖZLERİ senin yanında öylesine huzurlu öylesine huzursuz, Öylesine baskı altında ve öylesine özgürüm ki söz bulamıyorum, Öyle bir sessizlik çöktü ki, bu sessizliğin içine seslenemiyor insan. Yanımda yürüyordun düşünsene, yanımda yürümüştün!*aşık biri için ne büyük nimet değil mi? Erken kalkmak,"diye düşündü,"insanı bir hayli aptallaştırıyor. İnsan uykusunu iyi almalı. Odamda günlerdir yalnızım,* ziyanı yok dünyada da yıllarca yalnız değil miydim?” Evet, seni seviyorum budala! Tıpkı denizin, kendi dibindeki bir çakıl taşını sevmesi gibi Evet, sevgin beni böyle kaplıyor Ve Allah izin verirse, senin yanında ben çakıl taşı olacağım... "Kalbimin içerisinde sen varken her şeye katlanabilirim. sürekli değişen, hiç kalıcı ve samimi olmayan insan ilişkileri çocuklarına vereceğin herhangi bir ders değil, örnek bir yaşamdı. sen başkaydın. Hasta bir adamı sevecek kadar hastaydın İki saattir kanepede uzanmış yatıyorum ve bu süre boyunca* senden başka hiçbir şey düşünmedim Palto giymeye üşenirken bu koca dünyayı sırtımda nasıl taşırım ben? İçinde bulunduğum durumu kimseye anlatamam. Sen de anlamazsın Ben bile anlamıyorum ki başkasına nasıl anlatırım? Biraz daha uyusam bütün bu olanlardan kurtulabilir miyim?" Paltom bile ağır gelirken, Nasıl taşırım Koskoca dünyayı Herkes beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor." Mesela senin odanda duran, sen sandalyende ya da masanda otururken, uzanır ya da uyurken,seni gören mutlu bir dolap değilim? Neden değilim bu sessiz geceler insanı boş hayallere sürüklüyor, aslında yok etmek istediğim mutluluklar değil, acılarım. Bu dünyada olduğun için teşekkürler; Dünyaya bakıp da, senin içinde bulunabileceğini düşünemezdim. ''Ah, Milena Ah Üstümdeki paltoyu dahi taşımaya üşenirken ben, bu dünyanın yükünü sırtımda nasıl taşıyayım her şey abartı, yalnızca özlem gerçek, o abartılamaz. sana hitap ederken her şeyi unutuyorum. “Seni hiç görmesem bile, En iyiyi ararken iyiyi kaybediyorsunuz pek çok şeyin bambaşka olmasını isterdim..." Evlenmek, önce güven ister.* Yoksa birinin yalnızlığını, bir başkasınınkine eklemek, bir yuva değil, tersine, bir zindan yaratır. Sorularımızın değerini cevaplarımızla düşürüyoruz. Aynı saatte Aynı şiirde Aynı satırda Yıldızlar eşliğinde buluşalım. ”Konu yalnızca unutmak değil, çok daha ötesi.Çünkü insan unuttuğuyla yeniden tanışabilir. Öyle zaman olur ki, odada yalnızken bile “yok oluverir” insan, bunun nedenleri çoktur, kişi yaşarken bile ölebilir. 'Bu dünya için kendini paralaman gülünç. Benim yalnızlığım insanlarla dolu...İnsanın umudunu kıran:* Çevrenin zorlayıcı gücü ve düş kırıklıklarına alışma.. Sana dokunmayan bir şey beni öldürebilir." Kendime denk biriyle konuşacağım birkaç kelime yapacağım upuzun konuşmalardan çok daha aydınlatıcı olacaktır benim için. Dış görünüşün vız geliyordu bana, sözlerine önem veriyordum yalnız Bak Milena, ‘En çok seni seviyorum.’ diyorum, ama gerçek sevgi bu değil belki, Sen bir bıçaksın, ben de durmadan içimi deşiyorum o bıçakla’ dersem, gerçek sevgiyi anlatmış olurum belki. kalbimde sen varken her şeye katlanabilirim.. "İnsan aslında, nelere sahip olduğunu bilmeyen bir kapitalist. mutluluktan ölünüyorsa, bu benim başıma gelmeli. İnanmak, kendi içindeki yok edilemez cevheri kurtarmaktır, kendini kurtarmaktır olmaktır. Ölmekten müthiş bir şekilde korkuyordu çünkü henüz gerçek anlamda yaşamamıştı. İnsanlarla iyi geçinmek hem çok zordu hem de çok kolay; bunun kuralı yoktu Tek suçum insan olmak Güzel bir söz duymayı hak ediyor muyum Milena ben sana hoşuna gidecek güzel bir söz söylemeyi hak etmiyorum, aksi taktirde söylemiş olurdum. Bir sürü boş şey arasında adalet kaybolup gidiyor Ortada hiçbir şey yokken, mahkeme bir suç buluyor koşup yaşama sığınmıyorsa insan, yaşamdan zevk alabilir mi? Kimse benden, benim kendimden istediğimin daha fazlasını bekleyemez. benim ihtiyaç duyduğum miktarda huzur dünyada yok Dünyanın herhangi bir yerinde ihtiyacımı karşılayacak kadar çok sabır var mıdır Kafesin biri kuş aramaya çıktı İnsan yalnızca sevinçli olduğu zaman gevezelik eder. Herkes beraberinde taşıdığı parmaklıkların ardında yaşıyor.* Erkeğin kadına ve kadının erkeğe vereceği en büyük söz, çocuklara gülümseyerek söylemeye özen gösterilen şu derin cümledir: Senden vazgeçmem. İnsanı büyüklüğe götürecek yol, ancak onun küçüklüğünden geçer. Hareketleri ağırlaşmıştı nedeni yorgunluk değil, anıların yarattığı yüktü Asla beraber olamayacağız, aynı evi, aynı teni paylaşmayacağız, aynı masada oturmayacağız, hatta aynı şehirde bile oturmayacağız..' Eğer sana güvenmeseydim, sen böylesine kıymetli olur muydun hiç? Ahmet haldun terzioğlu sözleri Eğer ölümümün yararı olacaksa, feda olsun canım bu devlete." Ya istiklal, ya ölüm Bu seçimi yapmak, kahramanların işiydi. O Gök gözlü kahramandı. Türk'ün umudu.. Üstte gök basmasa, altta yer delinmese; Türk ulusu; senin ilini, töreni kim bozabilir?Hiç kimse! Türk ulusunun ilini, töresini kim bozabilir Hiç kimse Yalnız kendi kendinin yağısı kendini bilmediğinde. Türk, dış yağılarına karşı koyarken, içindeki yağıları bilmez, duymaz ve onlardan etkilenirse kolayca yağıya tutsak olurdu. Yaşamamız, yaşamda kalmamız için gerekliydi öğrenmek. Zorlu bir yaşam bizi bekliyordu. Belki dünden daha kolay, belki dünden daha zor,... Korku Ne rezil bir duygu. Korktuğu için yazgısını yenen ve daha uzun yaşayan kimse olmadı. Baharın kendisi, özünde yeniden doğuşu simgeler. Her yeşillenme yaşamanın işareti, her çiçek doğuma gülümseme, her doğum gök buyruğu Gök altında neresi varsa gidebildiğimiz hep bizim" diyebilmekti göç. Ulus adla yaşar. Adını unutan, her şeyi unutur. Adını değiştiren, her şeyini değiştirir. Yaşamak onurlu olunca güzeldir. Bozkırda devlet kurmak istiyorsa Türk gerekliydi büyük bir devlet kurmak istiyorsa Türksüz olmazdı. şunu unutma, Türkler değmez belledikleri kişilerin ardından asla gitmezler Korku! Ne rezil bir duygu Korktuğu için yazgısını yenen ve daha uzun yaşayan kimse olmadı. Dün gerçekti Turan, bugün düş ama yarın yeniden kurulacak kutlu bir ülkedir İlk değillerdi. Son da olmayacakları kesindi. Garip sistem, bu memleketin öz çocuklarını harcamak üzere kurulmuştu. Gelecekte çok arayacağı, ama bulamayacağı, çocuklarını Ne zaman ki töre terk edildi, o zaman yıkım başlıyor. Çin'e tutsak olma çağı geliveriyor. Çin'e tutsak olmak demek illa bağlanıp köle kılınmak değil. Çin ipeğiyle, altınıyla, eşyasıyla, rahatlığıyla, töresi ve ahlakıyla tutsak alıyor bizi Bir sır daha var, çözdüklerimizden başka! Bir ışık daha var, ışıklardan başka. Hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye: Bir şey var bütün eserlerden başka Çin sık sık 'Böl ve Yık' yolunu deniyordu. Kişiler yok olup gider ama devlet ve ulus süreklidir Irmaklar, akan sular hep temiz kalmalı. Asla kirletilmemeli!” Varsın uzakta olsun. Gün gelir kavuşulur Allah yazdıysa... Ölmek için her yer güzeldir! Yeter ki vatan toprağı olsun! Yeter ki Turan yurdunda bir yer olsun Beklenen etki, beklenmeyen zamanda vurulan darbe ile sağlanır!* Seçkin erler, seçkin ordunun izidir. Acının en büyüğünü ihanete uğrayanlar yaşarlar. Benlik ve yükselme hırsı sonu gelmez bir yıkıma götürür devleti. "Yönetilen değil yöneten olmak için yaratıldık!"Türk, kurtuluş ve özgürlük ardında, tutulamaz bir güçtür. Huzursuzluğunu susarak belirtir! Susar, susmak nasıl bir tepki ise Seni anlamıyorum Çavuş! İbadetin yaşla ne ilgisi var! insan yaşlandım diyerek ibadete başlarsa dürüstlük olmaz ki. Gönül işidir ibadet. İnanç işidir.İnanmak yolun yarısıdır. İnanınca olmayacağı varsa da oluverir... Küçük, güzel, mutlu bir dünyası vardı. Bu dünyayı seviyordu Kişioğlu düşler ülkesinde mutlu olunca, uyanmak istemiyor, uyanınca mutlu olmuyor. Öyle ucuz ölümleri sevmiyoruz. Türk ölmemeli görüşü egemen gönüllere. Türk yaşamalı ve mücadele etmeli. Türk değil, Türk yağıları ölmeli. Öleceksek, öldüğümüze değmeli! 10 Okay tiryakioğlu Takdir-i Hüda, belki fetih müyesser olur Haydi bre Reisim! ne bekleriz. Hele başlayalım görsünler bizimle uğraşıp fitne sokup Müslümanlara zulmetmek ne demek En ufak bir disiplinsizliğe göz yummuyorlardı. Seferin ruhunu artık iliklerine kadar kavramış tı asker Türk askeri üstlerine sorun çıkarmamak ve kayıtsız şartsız itaatte, dünya harp tarihine geçecek mutlak örnek bir tavır insanın yaşadığı toprağın altında ölüleri yoksa, o toprak o insanın yeri değildir. Annemi bu kadar sevmemin sebebi, belki de o harika kokusu.. Hele sakin ol çocuk. Harp hile olduğu kadar da sabırdır... İki insanın paylaşabilecekleri en mahrem duygu aşk ya da arzu değil, acıydı Kıran kırana bir kavga başladı. Moral üstünlüğünü birkaç saniyede kaybeden Bizanslılar gerilediler. Kısa süre sonra kaçıyorlardı Yürüyen adam duran adamdan daha az dikkat çeker. Zaman değişiyor Yüzüne tükürsen umursamıyor,yağmurdur deyip geçebiliyor insanoğlu. Gönlüm dilime dargın, dilim gönlüme Gönlüm duygularını anlatamadığı için kızarken dilime Dilim anlatamayacağı şeyleri düşündüğü için kızıyor gönlüme... sabırlı ol. Suçlu suçsuzdan elbet ayrılır İnsanlar az emekle çok nimet bekliyor,elde edemeyince de takdire küsüyorlar. Ya kahraman olacak ya çamura batacaktım. İkisinin ortası yoktu. Onlar öfkelerini yutarlar ve insanları affederler." Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur. Düşmem dersin düşersin, şaşmam dersin şaşarsın. Öldüm der durur, yinede yaşarsın...Hz.Mevlana Kader onu kabul edene yol verir, reddedeni ezer geçer. Kalp denizdir, dil de kıyı. Deniz de ne varsa kıyıya o vurur.-Hz.Mevlana Osman! Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın.* Nerden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın!" Şeyh Edebali Şahsınıza yapılan kötülüğü affedin, milletinize yapılanı asla. Hz. Ali" tükenmez bir yalnızlığı vardı.Ama o kitapları ve seccadesiyle mutluydu Bırakacağın eli hiç tutma, tutacağın eli ise hiç bırakma, sahte sevgilere gül olmaktansa, gerçek sevgilere diken ol kan ve gözyaşı olmasaydı, şehirlerin kapısını silahlar ve düşmanlık değil, çicekler ve kardeşlik açsaydı, insanlar yine de geçinemezlerdi Sultanım. Mehmet gülümseyerek: ben işaret edildiği gibi tiran olma yolunda bir zalim değilim, sebepsiz yere kimsenin canını yakmam. Öyle bir yerdeyim ki;* Ne gitmesi mümkün,* Ne de kalması mümkün Öylece bir yerdeyim işte . Vazgeçmekle direnmek arasında,* Akla karanın tam ortasındayım. Kaybetmenin arifesinde,* Yeni bir hayatın eşiğindeyim. Kalsam canım yanacak,* Gitsem hayatım... Sizin kadar şanslı olamadıkları için insanları kınayamazsınız.Güçlü bir sesle: Şehir sizin olacak Sultanım. Allah'ın yardımı ve senin kudretinle bu şehir önünde tutunamayacak Şeyh hafifçe kımıldadı güzel yüzünde çiçeklenen huzurla Rabbimize şükürler olsun. Bana tam Mihmandar-ı Resul'ün kabri üzerinde namaz kılmayı nasip eyledi. Fetih suresine erişmiştim ki haberi ulaştırdılar. Bir oğul daha nasip eyledi Rabbim... 'Ravza-i murada bir gül-i Muhammedi açtı.' Hamd olsun, hamd olsun, hamd olsun, adı da Mehmet olsun... Herkes dünyayı değiştirmeyi düşünüyor kimse kendini değiştirmeyi akıl etmiyor Sultan Mehmet sanata ve mimariye düşkün dü Avnî' mahlasıyla gazeller ve kasideler yazan, divanı bulunan büyük bir şairdi Konstantin konuştu Sultan Mehmet şehrin yağmalanıp harap edilmesini istemez. Ancak biz şehri yitirirsek, sonrası kimsenin umrunda olmaz Böyle bir anda ne hisseder insan? verilen sözler boş çıktığında ve büyük bir yıkımın eşiğine gelindiğinde insan nasıl düşünür? Sultan Mehmet sultanlık' denen korkunç yükün ağırlığını kaldırmak için, umulmadık anda sertleşmekden korkuyor ve Gönlü doğruya, iyiye, güzele yönlendiren velilerden birinin eşiğindeki basit bir sofi olmak istiyordi Sabah ezanıyla başladığın günündeki tek derdin, iyi bir kul olmak için çabalamaktan başkası olmasın. tek derdin ibadetlerini yerini getirmekten başkası olmasın. Sultan Mehmet iki yaşında Amasya'ya gönderildikten sonra, şehrin valisi olan büyük ağabeyi Ahmet, 1437 de ansız ölmüş Altı yıl sonrada, aynı şehre atanan diğer ağabeyi Ali, Kara Hızır Paşa tarafından bebek yaştaki iki oğluyla birlikte katledilmiş ve Mehmet, hiç umulmadık şekilde taht sırasında bir numaraya yerleşmiştir Sen dert etme adımını sağlam atan her zaman kazanır. Sultanım seni dert üstü, murat üstü gören idraksizlerin, sıfatsızların, mutsuzların ve şükürsüzlerin kıskanç bakışlarından kurtulasın Ölümün eşiğinde dizleri titremeye başladı mı, gerçeğin ta kendine uyanır insan. Sultan Mehmetin Sade döşenmiş odası büyük bir kütüphaneyi andırıyordu. Raflarda dizili cilt cilt kitapların görkemli manzarası, yaşlı paşanın yüreğini titretti derin bir huşuya kapıldı. Böyle bir odada ölünür işte', diye düşündü.. Sultan Mehmetin otağ-ı hümayunu Türk kırmızısı keten ve Türk mavisi pamuklu bezin üzerine altın flâman ve çini desenliydi muhteşem otağ mehteran marşları ve seçkin hafızların Kuran ziyafetleriyle kurulmuşdu. Bir savaşçı, ölümün yaklaştığı o son anı hissettiğinde, bir anda neden savaştığını unutur Kafasından her şey silinir, gözünü önce kan, sonra da korku bürürmüş ne için savaştığını hatırlatması bakımından Bayrak gibi düşün ya da ordu sancağı gibi. Haydi kal sağlıkcakla 11 Azîz nesin sözleri Oysa mavi, güzel bir renktir. Acırım mavinin yenilmesine... Valinin otomobili geldi. Şoför kapıyı açtı. Arabadan bir kara kuru herif çıktı. Ulan, yedi vilayeti titreten vali bumuymuş... Tüh bize Herifte adamlık yok. Kara kuru ve boyu çoban sopasından kısa... Sanırsın, çingene maşasına can yürümüş de adam suretine bürünmüş. Olaylar gönlümüze göre gidince, onları biz böyle yürütüyoruz sanırız. İnsanoğlunun mutluluk budalalığı işte… olaylar isteklerimize karşıt çıkınca, acı gerçek kafamıza dank eder…” Bir delinin bozduğunu kırk akıllı düzeltemez.. Kırk yaşında bir erkeğin yirmialtı dişi ve otuzbeş yaşında bir erkeğin de yirmidokuz dişi olursaaa , acaba otuzyaşındaki bir kadının kaç dişi olur? Bir insanın okuldayken hesabı kuvvetliyse , hayatta her zaman başarı kazanır. Her ne olursa olsun yaşam sürüyor ve hep sürecek. Deli değil ama politikacı... Sen bu memlekette yaşamıyor musun Çöküyorum en dibe azar azar Dağılıp parçalanıp ayrılıyorum Topla beni tut beni Vatan başka... Vatan gibi var mı!... Olamaz da... Tartı çekmez suçlarımız, yer götürmez günahlarımız var. Başkası olarak yaşamaktansa ,insanın kendisi olarak ölmesi yeğdir. Yazık ki, nasıl öldüğümü yazamayacağım. Ençok buna üzülüyorum. Bir yazar bütün yaşadıklarını yazsa bile ölümünü yazamaz. Doktorlar anlamazlar mı? - Aman oğlum , doktorlar diriden anlamıyorlar , ölüden ne anlasınlar... Memleketin kalkınması herşeyden evvel fabrikalara dayanır birader.Vicdan hürriyeti varsa, inancıma saygı göstermek zorundasınız; size acıyorum."bizde düdük geçiyor geçmesine ama, öttürmesini bileceksin. Aydın kişi gösterişi için kolunun altından kitap eksik etmeyenlerden, helaya bile kitapla gidenlerden hoşlanmam. Simitte çok keramet vardır. Ne zaman simit yesem, zihnim açılır.* Bizim gazeteciler, yazarlar neden simit yer çayla? Herkes parasızlıktan sanır.* Yok canım, çayla simit zihin açar da ondan... Cani Evlat a sorulur baba olsanız, babanız da çocuğunuz; suç işlediğinde ne ceza verirdiniz ?+ Onu bir topal ata bindirirdim. Üstüne çadır örter Çadırın tepesine bıçak asarım. At topalladıkça bıçak kafasına dokunsun, akıllansın. Rüyada bile sürmez ki mutluluğum Başlamasıyla biter İşte yatağımız yastığımız bulutlardan Rüyamın en güzel yerini gezdirecekken Uyanıyorum birden Sen kim bilir nerelerdeydin Ben o rüyada seni yaşıyorken Haklısın Bey "Hemşeriler," dedim, "bir memleketin kalkınması, kadınların yükselmesine bağlıdır. Kadınların uyanması için, kız çocuklarının okutulması gereklidir. Ne dersiniz hemşeriler?" Yavrularım, yurtsever olunuz. Yurdunuzu çok çok seviniz. Yurdunuzu yakından tanıyınız. Büyüyünce Anadolu'yu köy köy dolaşınız. Yoksul yerlerde görev alınız Cumhuriyet size emanettir. Yoksul Anadolu'ya medeniyet ışığını sizler götüreceksiniz. Yaz bunu atasözü Seçimi atlatmış iktidar gibi hiç yüz vermiyorlar. Rüyada bile sürmez ki mutluluğum Başlamasıyla biter Yoksun diye bu dünyanın tüm varını hiçe saydım. Bizim acılarımız olmasa bu dünya bunca güzelleşebilir miydi? 12 Mevlana sözleri Kolay değildir mum olmak! Işık saçmak için önce yanmak gerek Ya tutulacak kadar yakın ol;* Ya da unutulacak kadar uzak.... 'Mevlana'ya sormuşlar ; kişinin değeri nedir? cevap vermiş ; aradığı şeydir ..’ Gaflet uykusuna dalmış bir bilgisize öğüt vermek, çorak toprağa tohum atmak gibidir. Dokunamadığım.. Göremediğim.. Dindiremediğim bir acı taşıyor yüreğim. Biraz yalnızlık, biraz hüzün, biraz çaresizlik ... Kendine gel Rabbin seni terk etmedi Nokta koyduysan bir kere, Çevirmeyeceksin onu virgüle.* Ne soru kalmalı, Ne de tek bir soru işareti geriye Cahille oturup bal yiyeceğine, âlimle oturup kuru ekmek ye. Nehir gibidir insan... Derinlerinde ne saklar... Ne fırtınalar kopar, söylemez. Sadece; sessizce akar ve gider...' 'Üzülme Tabuta yattığın gün, Son kez kuyunu kazacaklar. Şu içinde bulunduğun tek anlık ömrünü fırsat bil. Ve onunla meşgul ol. Ne geçmişe üzül. Ne gelecekten kork .Allah der ki; kimi benden çok seversen onu senden alırım…Ve ekler; “Onsuz yaşayamam” deme, seni onsuz da yaşatırım. Ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar, canından saydığın yar bile bir gün el olur, aklın şaşar. Dostun düşmana dönüşür, düşman kalkar dost olur, öyle garip bir dünya. Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur… “Düşmem” dersin düşersin, “Şaşmam” dersin şaşarsın. En garibi budur ya, “Öldüm” der durur, yine de yaşarsın. Yürek yorulunca, ter gözden akar...' Üzülme cancağızım... Her bir yara'dan, haberdardır Yaradan... Edepli edebinden susar, edepsiz de ben susturdum zanneder. Dua; kapı çalmaktır. Sonrasına karışmak haddi aşmaktır.' 'Kar taneleri ne güzel anlatıyor, birbirlerine zarar vermeden de yol almanın mümkün olduğunu. Kendini büyük görme,* Bugün ayağının altında biten ot, Yarın mezarının üstünde bitecek Ey can; kimseyi kırma. Sözden ağırı yoktur. Beden çok yükü kaldırır ama, gönül her sözü kaldıramaz Efendimiz, huzurunda gösteriş için namaz kılan gence:"Kalk, tekrar namaz kıl,çünkü sen namaz kılmadın." diye buyurmuştu. Sırların gönülde gizli kalırsa o muradın çabucak hasıl olur; dedi. Peygamber her kim sırrını saklar ise çabucak muradına erişir." Tohum toprak içinde gizlenince, onun gizlenmesi, bahçenin yesillenmesi ile neticelenir. Ne zaman gökyüzüne bir nefes,bir duâ gönderdin de,ardınca ona benzer bir iyilik gelmedi?' 'Kuyudaki kurbağalar, gökyüzünü kuyunun ağzı kadar sanırlar. “Edeb'î olmayan..Yalnız kendine kötülük etmiş olmaz..bütün dünya'yı; ateşe vermiş olur. İnsanlar seni yanlış anladığında dert etme, duydukları senin sesin, fakat aklından geçirdikleri kendi düşünceleridir. Yalnızlık, kimsesizlik adam olmayanların sevgisinden, saygısından değerlidir. Mum ağlamadıkça, alev gülmez... Burnuna sarımsak tıkamışsın, gül kokusu arıyorsun... ''Balığa denizden başkası azaptır.. "Dediler ki gözden ırak olan gönülden de ırak olur/ Dedim ki gönle giren gözden ırak olsa ne olur? İnsanoğlu, Yaradan'a dönerse kula benziyor; Yaradan'dan dönerse pula benziyor.." Topraktan doğmak, toprakta çürümek hayvan işidir; gönlün, canın işi değildir Güvendiğiniz dağlara karlar yağdığında en güzel çare, dağ ile karı başbaşa bırakmak.Unutma ki!.. Nefret ve kinin ertesi pişmanlıktır. her canlıya ölüm vardır. İnsan ölür ama ölmeyen "insanlıktır .Elinden geldikçe kul ol, sultan olma! "Çirkinlikle güzelliği görünüşle değil, akılla ayırt edin. Surette sen küçük bir âlemsin ama hakikatte en büyük âlem sensin .Ey gönül ses etme! Bekle! Ya nasip de Rabbine bırak... Kalp, Allah’ın iki parmağı arasındadır. Ömrüm geçti, sevgilim gelmedi diye ümidini kesme.*O vakitli vakitsiz gelir... 'İki ceylan aynı otu yedi, biri fışkı verdi, biri halis misk... Peygamber efendimiz iyilik yapmak ve dünyada eser bırakmak konusunda şöyle demektedir:"Dünyadan çekilip gittiği halde;kendisinden eser kalmış olan kişi, ne mutlu kişidir. "Yol düzgün ama altında tuzaklar var. Yazının tarzı hoş ama içinde mana kıt Gönlü güzel insanların gönlünde olmak güzeldir. 'Asla geçmişte yaşama; ama daima geçmişten ders al.. Ey Müslüman, edep nedir diye sorarsan bil ki edep, her edepsizin edepsizliğine katlanmaktır. Denizi bir kaseye dökecek olsan, ne kadar sığar? Ancak bir günlük rızık miktarı Hiçbir hastalık, gönül hastalığı gibi değildir Dibini görmediğin suya atlamadığın gibi, sonunu bilmediğin sevgiye teslim etme kendini Elhamdülillah Gönlümde Allah'tan başka bir şey yok Ey hakikat aşığı! Sen öyle bir aşkın peşinde koş ki, o aşk gelip geçici olmasın. Sonunda seni ümitsizliğe düşürmesin. Allah aşkı yok olmaz. O aşkın aşığı da, maşuku da sonsuzdur. Senin aşkında, benden başka kimse sebat gösteremez. Benden başka hiç kimse çoraklığa tohum ekmez. Düşmana da, dosta da seni kötülemek istiyorum ki, seni benden başka hiç kimse sevmesin. "Elhamdülillah Hakla olunca ölüm de, ömür de hoştur İki gözüne karşılık dünyayı verseler kabul eder misin? Etmezsin. Peki gözü verene neden secde etmezsin? Cahilin sonunda göreceği şeyi akıllılar önce görür. Öyle şeyler oluverir ki siz, onlardan hoşlanmazsınız, halbuki o, sizin için hayırlıdır. Vefasızlık, köpekler için bir leke, bir ayıp olduğu halde, sen nasıl oluyor da insan olarak vefasızlık gösteriyorsun!?.. Leb dersem maksadım leb-i deryadır. LÂ dersem muradım İLLÂ'dır. Mümin Allah nuru ile görür. Nice bulanık şeyler vardır ki sen, onları saf ve berrak sanırsın. Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler? |
|
02-13-2019, 21:01 | #70 |
13 Cahit Zarifoğlu Sözleri
Bir şehir kadar kalabalıktır bazılarının yalnızlığı. Sen dağ gibi kurul ben zerre bir yer tutayım. Farz et körsün olabilir. El ele tut. Taş al ve at. Kâfiri bulur. Evet, hatırladım küçük basit şeyler yetiyor kederlenmeye. Ya mutluluğa? Filistin; bir sınav kâğıdı… Her mü’mîn kulun önünde. Kapı aralığından baktığımda görebildiğim en güzel şeydir; yaşamak. Dedi ki; sen şairsin elindeki bu taş ne?, Dedim ki; şair aşka boyun eğer, zulme değil! Bir gün ister istemez karşısında olacaksın kaçtıklarının. Dua et o gün henüz mahşer olmasın. Hayalimin ayağı yere değmiyor henüz. Onun gerçekleşmesine dayanacak, onun yükünü kaldıracak toprak yok. Kalbinizi yumuşatın, ama iradeniz sert olsun. Kelimelerinizi yumuşatın ama nüfuzunuz kuvvetli ve derin olsun. İnsan kendi mutlu olma imkânını görebilmeli. Mutluluksa filmlerin, romanların içinde değil, kendi yaşadığımız basit hayatın içindedir. Ölü kalbimiz dirileydi hakka dönüp sadakayla yıkanaydık dünyaya hiç meyletmeyeydik. O sabah ezan sesi gelmedi camimizden. Korktum bütün insanlar için, bütün insanlık adına. Alnı secdeye inen insanların sesleri birbirine bağlanabilirse, ancak o zaman sokaklar, meydanlar ardına kadar açılır. Ehli takva olun, ehli secde olun. Farzları alenen yerine getirin. Nafileleri kendi nefsinizden bile gizleyin. Ve önemli olan ‘an’dır. Onu; ibadet, sabır, anlayış, tevazu ve merhamet ile anlamlı hale getirmek mutluluğun ta kendisidir. Diline bir düğüm at ve otur. Dinle. Gıybet ve dedikodu, münakaşa ve su-i zanlarla dolu söz varsa ya durma ayrıl, ya da engelle. Bakıyorsunuz, zulmedilenlerin tek ortak özelliği var; Müslüman oluşları ve zulmedenlere bakıyorsunuz, onların da bir tek özelliği var; Kâfir oluşları televizyon karşısında muhallebi gibi gevşemiş bir Müslümanda, değil cihad etmek, acaba kalkıp farzı ifa edecek kuvvet ve istek kalmış mıdır? Biz, sakalları şiirle karışık, yüreği Allah’la barışık adamları sevdik. Hocam ileri gidiyorsun, seni sürerler diyorlardı. hoca ise kürsüsünden şöyle haykırıyordu Söylesinler bakalım nereye sürecekler? Söyleyin nereye sürecekler?*Allah’ın rahmetinin erişemeyeceği yer mi biliyorlar? Takdir-i ilahi deyip teselli bulmuşlar elbet demişler bize bir yük taşıyan, Allah bir tane daha kısmet eder. Bazı insanların hayvandan bile aşağı olması mümkün, eğer kalbinden merhametin zerresi kalmamışsa. Şu küçücük kalpte nice hakkın yüklü. Bir incelik gösterin, incinmesin yüreğim. Bir kalbiniz vardır, onu hatırlayınız. Zulmedince kendim, lütfedince sen, seni andım hamdettim sana taptım.* Bazen var'ı Anlarsın yok ile Son bir söz daha Bir yalvarış kırıntısı olmalı Duyanı olmayan Allah’tan başka. Pencereden bakınca toprak ve ağaç görünmeli. Hava tertemizdir, yakınlarda sağlıklı bir dere akmaktadır. İnsan; tabiattaki insan ve eşya dengesine bakarak ve inanç içinde yastığa başını emniyetle koyar. İnsan gittikçe daralan dünyasında neden mutsuz. Herkes artık gereğinden fazla büyüyor da onun için mi? On yedi yaşlarındaki delikanlıların bile iki kat yaşlıların ki kadar yürekleri dolu. Hicret Taze Güçlü bir kandır damarlarımda... Merhamet capcanlı bir kuştu insan kalplerinde Yazarlar bazen ilk cümleyi yazdıklarında sonunu getiremeyeceğini anlarlar. Bazen o cümle ile her şey söylenmiş gibidir.*Yazacak tek kelime daha bulamazlar... İçimiz bir dolap değil ki açıp bakalım. Açıp gösterelim. Yine de anlatıyoruz Bizi fark edince eşyaların arasına gizlenmeye çalışan bir böceğe benziyor anlattıklarım. Gelecektim. Ama daha bir kötü hatıram olsun istemedim. anahtarı yalnız bende bulunan bir odaya girer gibi okurum şiirimi. Onun hatıraları bendedir. Bir kalbiniz vardır onu tanıyınız. Bir şehir kadar kalabalıktır bazıları Bir dehliz kadar karanlıktır bazıları Konuşurlar 14 İskender Pala Sözleri Ve ben Leyla’nın aşıkı, günler ve geceler boyunca dua ettim, bağrıma Leyla yazılsın diye. Her ne ki arıyorsun; aradığın ancak sensin... İyinin de, kötünün de fidanı senin içinde büyür -Kimisi bilmem der, bilir; kimisi bilir bilmezlenir. Kimisi bilmediğini bilmez, bilirim der; kimisi bildiğini bilmiyor Şimdi kelebekler rüyalarında seni görebilmek için uykuya dalıyorlar mıdır acaba? Aşk… Gök kubbenin altındaki en gizemli kelimelerden biri. Bilinmeyen… Belki bilindikçe daha da bilinecek renkleri, desenleri ortaya çıkan. Aşk; belki de bin bir başlı ırmak, her birinin yolculuğu ayrı, ama hepsinin ulaşmak istediği deniz bir. Doğruluk mu* büyük meziyettir, yoksa yiğitlik mi? diye sorar, cevap Bütün insanlar doğru olsaydı yiğitliğe lüzum kalmazdı!” der. Gökler sevgiyle dönerler, yıldızlar sevgi sayesinde yerlerinde durabilirler. Tıpkı kalbimizdeki sevgi yıldızları gibi… dış yerine içi, suret yerine ruhu sevmek gerekir. Hayat ancak sevgiyle tatlıdır sevgilisiz dünyada hayat sürmek beyhudedir. Kendini yücelten alçalır, kendini alçaltan yücelir. Varlığınız çoğaldığı oranda onu hayır yolunda azaltınız ki yolculuklarınız kolay olsun!. Sevgi hissedilen di, biliyordum; ama bir heyecanın da adı olabilir miydi? Bir kişinin adını duyunca hissedilen bir heyecanın adı?!… Geçip gitmede ömür…Umutlar hep yarın, yarın, Tükenen zamanı dolduruyor hep kuru kavgalar, boş didişmeler, faydasız gürültüler Aklını başına al kardeş! Günü, bugün say; ölüm ki kaşla göz arasında; ölüm ki dudakla söz arasındadır Sebep neydi, bütün varlığımın kendisiyle ayakta durduğunu bildiğim, hayatımın en değerli parçası bir göz yumup açıncaya kadar neden ayrılıvermiştik? Çokluğun derdi elbet çok olur; yokluk kapısında nefis de yok olur. - Hatıraları unutmak olanaksızsa; hatıralarda unutulmak kader olur. unutma, her şafak, elinde fenerle gelen bir hırsız gibidir, ömürleri çalıp götürür. Uyanık dur!. O’na aşk nedir diye sorsalar, tek bir cevap veremeyecek kadar aşk içindeydi. - Bir tutsaklıktır başlar, biz doğunca; dünya denir adına. Bir telaş, bir koşturmaca, dursuz duraksız. Varlığınız çoğaldığı oranda onu hayır yolunda azaltınız ki yolculuklarınız kolay olsun!. Geçip gitmede ömür…Umutlar hep yarın, yarın, yarın! Tükenen zamanı dolduruyor hep kuru kavgalar, boş didişmeler, faydasız gürültüler…Aklını başına al kardeş! ölüm ki kaşla göz arasında; ölüm ki dudakla söz arasındadır. - Kimileri Gül dediler, ömür boyu güldüler; Kimileri de Gül dediler, Gül uğruna öldüler. Aşk ayrılığının azab olduğunu söylüyor, sonra da azabın lezzet' demek olduğunu söylüyordu. Bazan bulutlarla gelir, bazen lodoslarla. Umut ki, insanı en son bırakan cevher ve en kıymetli hazinedir. Gözyaşları ne kadar çok şeye tercümanlık yapıyordu! Damladığı, süzüldüğü, aktığı veya kana dönüştüğü zaman, hep ayrı manaları vardı Her gelen dert bir öncekini unutturuyor, her acı diğerini bastırıyordu. Senden dolayı seviyorum seni ey sevgili.. aşk; karşılıklı oturmak, yüz yüze veya aynı noktaya bakmak, şiir okumak, sevgiliden utanacak kadar terbiyeli davranmaktır güzelden bahsedip gülmek ve asla iffet sınırının ötesine uzanmamaktır. Demek ki aşk azabında bir lezzeti vardı ve dertleri zevk edinmeyince aşkın tadı çıkmıyordu. Bağlandığınız zincirin anahtarını ele geçiremiyorsanız, zinciri suçlamaktan vazgeçin - Öyle ki kıskançlığımdan kendi gözümle bile dost değilim... Ayrılığından dolayı yardım dilenmeye takatim yok senden. Kapında kendini kaybedenlere gıptayla geçen ömrümde bir takate de ihtiyacım kalmadı artık. - Ahmağın kalbi dilinde, akıllının dili kalbindedir. Seveni sevmek kolaydır; marifet o sevmediği zaman da onu sevebilmektir. Hüzün, bir hazin kelime... Ayrılık gibi, hicran gibi; mutluluk gibi de. Bazen bir gözde görürüz onu, bazen bir yüzde. - Tefekkür kalbin kandilidir; o giderse kalp için ışık yok demektir. Belki de en sevdiğim sakarlığın, gözlerime takılıp yüreğime düşmendi. Ayrılık gibi, hicran gibi ve mutluluk gibi Bazen bir gözde görürüz onu, bazen bir yüzde. Madem Allah'a giden binlerce yol var kim kimin yolunun yanlış olduğunu söyleyebilirdi ki? Hüzün, bir hazin kelime...Bazan bulutlarla gelir, bazen lodoslarla. Umut insanı en son bırakan cevher ve en kıymetli hazinedir. Beni evvel öldürmüştün, şimdi geri dönüp geldin. Maktulüne ciğeri mi yandı katilin? Aşk, kelimesinin bir anlamıda sarmaşık demek. Nasıl ki sarmaşık bir ağacı çepeçevre sarıp, onun dış dünya ile ilişkisini keser ve sardığı ağacı bir süre sonra kurutursa, aşk da öyle... O ki; rüyana gireceğim diye söz verdi. Nice yıllar geçiyor ki bu söz yüzünden gözüme uyku girmedi. Kimileri Gül dediler, ömür boyu güldüler; Kimileri de Gül dediler, Gül uğruna öldüler. * Nice yıllar geçiyor ki bir söz yüzünden gözüme uyku girmedi. Işık ister misin? Nur ister misin?" Elbette isterim O halde döktüğün varsa doldur, Ağlattığın varsa güldür, Yıktığın varsa yap, * 15 Sezai Karakoç Sözleri, Noel ağaçları kahrolsun. Allah’a inanan insanın özgür olduğuna inanıyorum. İnsanı boynuna zincir takan eşyadan öteki insanlardan, ve insanların tanrılaştırdığı kişilerden ancak AIIah kurtarır. insanı ancak Allah özgür kılar. Putlar, tanrısızlık ortamında üreyen ruh mantarlarıdır. Doğuyu Batıyı bilmeli Eski uygarlıkları* incelemeli Yükseliş ve düşüşün sebeplerini derinden derine araştırmalıyım Allah’ın insanoğluna en büyük nimeti olan İslâm inanç ve medeniyetine mensup bir toplum nasıl olur da bugünkü acıklı duruma düşer? mutlaka bir veya bir çok sebeb vardır. Bunu bilmeliyim. İşte bütün konuları incelemekte ilim rehberim olacaktır Düşüşün tadını almayan insan! Senin yücelerin serinliğinden, arılığından ne haberin vardır? batılılar ve marksistler, aya da çıksalar, yerin dibine de inseler, ruhları itibariyle barbardırlar kurdun tabiatını taşımaya devam ediyorlar. Biz yırtık pırtık çul çaput içinde kalsak dahi hiç olmazsa medenî olmanın anısını taşıyacak kadar medenîyiz. Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır. Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır. Onlara anlat insan kelime ve şiirden yaratılmadı. sadece psikolojik* sosyolojik ve tarihçi Müslümanlık yetmez. Her Müslüman Müslüman Yaşamalı Her Müslüman iç dünyasında Müslüman olmalı, Müslüman olmayı idrak etmeli. Ve toplumsal tarih şuurunu eklemeli. Tek çare ve çözüm, İslam dünyasının, uyanıp Batı’nın NATO’su gibi bir askeri güç, AB gibi bir siyasi birlik oluşturmasıdır. Hayatı da şöyle yorumluyorum: hakikat savaşı ve karşı savaşlar, baş kaldırmalar. Tarlayı dıştan kuşatanlardan başka bir de içten çürütenler türedi. Hz Peygamber ne paraya, ne de halkın desteğine dayanmış ve güvenmişti. Hazreti Hatice’nin bütün Arabistan’ı kateden kervanları donatacak çaptaki servetini, peygamberliğinin ilk iki üç yılı içinde İslâm uğruna harcamıştı. Hz Peygamber İslâmı servet biriktirme aracı yapmamış dünya gücüne değil, yalnız Allah’ın gücüne inanmış ve güvenmişti. Allah Hz Peygamber in ihlâsına karşılık SAV e hem dünyayı, hem ahreti, bağışlamıştı ve Bu bağışlar, O’na da, ümmetine de yetmiştir. Ölenlerin kanında Musa bilinci ve Suları yarıp geçme yolunun çiçeği açar. Zulümde boğulan halka, suda boğulmayan bir çocuk yol gösterir: Şeytanın kentini darmadağın etmeye and içmişim. Kur’an kıyamet vakıasını ‘saat’ kelimesiyle anlatır saat kelimesi, vaktin ölçüsü olmuştur her an gelebilecek olan kıyamet vaktin ta kendisi olmuştur Dünya zamanı, ahiret zamanının yanında adeta Hz. Musa’nın asasının yanında büyücü değneklerinin düştüğü zavallı bir duruma düşmektedir. Geceye yenilmeyen her insana, ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır. Oruç, insanın* her yıl bir ay katıldığı bir ruh şölenidir. Üstün insanların davetlisi olduğu bir tabiat ziyafeti bir gök sofrasıdır. Yani, Samanyolunda Ziyafet. Adalet mülkün temelidir. Peki adaletin temeli nedir? yağmur karşılıklı yağar. Ruhların içindeki müzikle karşılıklı.Donmuş ruh ancak baharla kanatlarını açar. Üzerinde Kâbe ya da cami resimli doğum günü pastaları, sosyetik umre turları, lüks ve israfla dinî şova dönüşen İslami hayatlara sığlaşan din algısı üzerinden bakmak gerekiyor. Camiyi hayattan sürmeye başladık başlayalı, adeta ilahi bir ceza olarak biz de hayattan sürülmeye başladık İnkâr tutsaklık, inanç özgürlüktür. Doğaya inmiş vahyin mucize pınarlarından bir penceredir her üzüm tanesi. Her üzüm tanesinde yaradanı görürsün. Karın yağdığını görünce, kar tutan toprağı anlayacaksın. Toprakta bir karış karı görünce, kar içinde yanan karı anlayacaksın. İnancın yarısı utançtır. Her şeyi tam olsa da, utancını yitirmiş bir medeniyet, sağlıksızdır. Bütün şiirlerde söylediğim sensin. Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin. Yüksel bır kere daha ey ahir zaman ezanı.Ayasofya’nın avizelerini bu ramazanda da ısıtamadık; bunu unutmamalı. Bir ekmek kadar aziz fikirler böyle pişti, Noel ağaçları kahrolsun.Oruç, insanın ruh şölenidir. Üstün insanların davetlisi olduğu bir tabiat ziyafeti gök sofrasıdır Umutsuzluk yok! Gün gelir. Gül de açar. Bülbül de öter. İnsanlar havada uçtu ama yerde öldüler. Ben geldim geleli açmadı gökler. Ya ben bulutları anlamıyorum. Ya bulutlar benden bir şey bekler. Hayat bir ölümdür aşk bir uçurum. Arkamda ve yanımda güçlü surlar vardı sûrelerden. Sen cuma gününün hürriyet kadar kutsal olduğunu onlara anlat. Cami, mihrabıyla bir tapınak, minberiyle bir toplum ve devlet, kürsüsüyle bir okuldur. Var olan ne ki; bizi yokluğuyla üzenler vardır.İnsandan insana şükür ki fark var. Ben çiçek gibi taşımıyorum göğsümde aşkı. Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum. İslâm âleminin kaderi, Türkiye’deki kördüğümün çözülmesine bağlı. Ayasofya’nın avizelerini bu ramazanda da ısıtamadık; bunu unutmamalı Gözlerin kaç kişinin gözlerinde gezinir. Sen kaç köşeli yıldızsın. Senin kalbinden sürgün oldum ilkin Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim Af dilemeye geldim affa layık olmasam da 16 Hikmet Anıl Öztekin Sözleri ”Bende koca bir sen var.” ”Allah, hüzünlü kalplerdedir.” ”Seni özlemek yalnızlığın dibi.” ”Secdesiz başın ağrısı çok olur.” ”Seven sevdiğine,*sevdiğini söylesin!” ”Melekler kalbinden öpsün sevdiğim.” ”Adının geçtiği yerde takılıp kalıyorum.” ”Duası güzel olanın kalbi de güzelleşirmiş.” Gözlerin daha ömrümden kaç vakit götürür.Gözlerine bakıyorum, yağmur olasım geliyor. ”Sevmek belki bir gün okur diye şair olmaktır.” ”Yazmak kesmez oldu artık, şiir yaşıyorum ben.” ”Derdim mi? Beni biliyorsun, hep içime atarım.” ”Sevmek dilek tutmaya benzemez dua edeceksin.” ”Sabret azizim, çay bile demini almadan içilmiyor.” ”Cennete sen gitsen yeter, ben gözlerindeyim zaten.” ”Tasavvuf ; insana yokluğunu öğretme sanatıymış. ”Ey zaman, gün olur geçmezsin, gün olur yetmezsin.” ”Allah var diyoruz da, neden yokmuş gibi yaşıyoruz?” ”Sevdiğim yoksa yanımda, terk edilmiş bir şehirdim.” ”Gülüşlerim var benim,*her sıkıntıya eyvallah diyen!” ”Şimdileri bilmem ama, sevmek eskiden sakınmaktı.” ”Sevda kağıda yazdığından öte, yüreğine yazdığındır.” ”Zaten sen yoksun ya, nereye baksam dünya kokuyor.” ”Haramın içinde yüzerek, helalini bulamazsın derttaş.” ”Bu gece hüzünden nasibimize düşenleri de yazma vakti.” ”Zaman işte. Yar olunca yetmez, olmayınca da geçmez.” ”Sevmek seni seviyorum demek değildi hissettirmekti.” ”Gözlerimiz günahlarımızı temizlemek için mi yağıyor?” ”Siz hiç her şeyiniz olan birinin, hiçbir şeyi oldunuz mu?” ”Özlemek mi, sana benzeyen her şiire sarılasım geliyor.” ”Bir bilsen ne kadar özledim, utanır, nefes olur gelirsin.” ”Bir tercih değil artık, uzaktan sevmek huy olmuş bizde.” ”Öyle bekledik işte; geleceğinden mi sanki, sevdamızdan.” ”Kitaplardan başını kaldırma ufaklık, dünya kötü bir yer.” ”Sen sanki dün gittin, ben binlerce yıldır özlüyor gibiyim.” ”Bu dünya bizim için değil. Yüreğime her gün öğretiyorum.” ”Şehirli bir çocuğun köy sofrasına özlemi gibi sevdim seni.” ”Belki de sevmeyi bilmeyen insanlar bilenlerin imtihanı idi.” ”Belki çıkmaya korktuğumuz o yol bir dua miktarı yakındır?” ”Bazen, gölgen bile peşinden gelmese, yürümek lazım gelir.” ”Besmelesiz başladım diye mi doyamıyorum seni sevmeye?” ”Kimseyle konuşamadıklarını rüzgara fısıldıyor insan bazen.” ”Nefsin istediğinde değil, kalbin hissettiğinde sevmiş olursun.” ”Elif diye yazılır; cana nefes, kalbe şifa, Rabb’e yol diye okunur.” ”Ölçülü sev” demişti Allah Resulü. Çok sevince gidiyordu çünkü.” ”Yarim, belki duayız birbirimize, yarıda bırakmayalım, haramdır.” ”Kitap okumayan insanlar antreman yapmayan sporculara benzer.” ”İnsanlar yediklerinin kalorisi kadar haram helalini hesaplamıyor.” ”Kendi halinde olmak” ne güzel şey, bu kadar hal bilmezin arasında.” ”Yapabileceğin tek şey alışmaktır artık. Hüzne, özlemeye, onsuzluğa.” ”Sevgi bütündür. Sevmeyi vereni seviyorsan, verdiğini de seveceksin.” ”Namaz kıl, dua et ve aşık ol. Her şeyin nasıl düzeleceğini göreceksin.” ”Gerçekten hakkıyla yaşayan bir insan zerre kadar korkmaz ölümden.” ”İsmin geçse bir cümlede, yazarken yanmasam, okurken yanardım.” ”Ne güzel bir dua, şimdi Allah’a emanet ol ötesinden kıskanırım seni.” ”Bu gece öyle bir özledim ki seni, koca şehrin yerini değiştiresim geldi.” ”Ama yine de sorsalar gelsin mi diye yanacağımı bile bile, gelsin derdim.” ”Dışında ne kadar mutluysan, içinde gizleyemediğin bir hüzün vardır hep.” ”Bir ara gözlerin vardı şehrimde, sen gittin, yeşili ondan gitti İstanbul’un.” ”Sevmek, cennetin kapısından girince ilk onu istemeye yemin etmektedir.” ”Bize samimiyet lazım, samimi niyet…Dili süslü yüreği paslı insanlar değil!” ”Kimse hayal ettiği hayatı yaşamıyor ama sebebini sorduğunda herkes haklı.” ”Ben şiir olsun diye değil, Allah dua sayar, murad eder belki diye yazdım seni.” ”Bazen insanın anlatacak çok şeyi vardır içinde. Ama anlatacak kimsesi yoktur.” ”Seviyorum diyorsun ama şartlara bağlı. Kaşı gözü daha güzeli gelinceye kadar.” ”Namaza benzeyecek biraz da sevgin, niyet ettikten sonra etrafa bakmayacaksın.” ”Seni seviyorum desem, basit kalmaz mı? Seni yaşıyorum demek daha mantıklı.” ”Allah korkusundan titrer yüreğim, gözlerine günahsız bakabilmekti tek isteğim.” ”Ve ağlamanın cinsiyet meselesi değil, insanlık meselesi olduğunu söyleyin ona!” ”Solun solumun hizasına yaklaşmayacaksa ne yapayım ben bu canı, lazım değil.” ”Ne sensiz bu dünya gözüme görünsün, ne de sensiz gözüme bir ömür bürünsün.” ”Zaten aradığımız şey dertsizlik değil; derdimizi anlayabilecek bir yoldaş değil mi?” ”Aşık olmadan önceki ve sonraki sen arasında fark yoksa aşk sandığın şey hevestir.” ”İşte böyledir sevdalar, kimi çıkar sokaklarda satar, kimi çıkamaz sûkutunda saklar.” ”Bazen insanlardan uzaklaşmak lazım. Özellikle bizi lüzumsuz işlerle oyalayanlardan.” ”Hiçbir şiir seni geri getirmeyecek, ama bütün şiirler sana gelecek her satır ve sayfada.” ”Beklentiler aşka karışınca acıtır be evlat. Çünkü asla beklediğinle karşına çıkan olmaz.” ”Bir insanın kalbinin de tebessüm edebilmesi için masada en az iki çay bardağı olmalı.” ”Zaten en acıtan şey de gitmeleri değil, sanki bir gün geri gelecekmiş gibi gitmeleri olur.” ”Ruhum yorgun düşmüş, sevmekten değil, sevmenin hakkını verememe korkusundan.” ”Yeniden doğmak için, daha güçlü olmak için bir sonbahar geçmeli herkesin hayatından.” ”Evlilik, sevdiğinin malına mülküne ortak olmak değil, iman dolu göğsüne talip olmaktır.” ”Sahip olmak istemekle başlıyor en büyük hatamız. Kim ne götürebilmiş ki öbür dünyaya.” ”İnsanların her nefeste iki kere şükretmesi lazım; Biri nefes aldığı biri nefes verdiği zaman.” ”Şiir okuyan kadın sevilmez mi hâfız. Hele bir de şiir yazıyorsa ruhunu eline teslim et gitsin.” ”Bir nefes sonra ölecekmiş gibi sevmek neymiş, Rabbim bir kulunu öyle sevdirince anladım.” ”Bir ömür boyu bizi anlamayan insanların arasında yaşamak için, ne suç işledik bilmiyorum.” ”İyi şeyler inandığında, daha iyi şeyler sabrettiğinde ve en iyi şeyler hiç vazgeçmediğinde gelir.” ”Yarım dua da olmaz sevgi de! Ya tam seveceksin, ya da çalışmayacaksın hiçbir yüreğe girmeye.” ”Bilmek, olmak içindir. Bilerek cehaletten kurtulunmaz, bildiğini yaparak cehaletten kurtulunur.” ”İçimdeki hüznü bilen Allah’ tır. Gecenin karanlığına sessizce eklediğim duaları duyan Rahman’dır.” ”Defalarca otobüslerin camına emanet ettiğimiz başımızı kaç kere zikrederken secdelere emanet ettik?” ”Gece uyumayanlar bilir, onlar bazen, en siyahından derin sızıları aydınlığa çıkarır. ”Gözümüz değil, gönlümüz kaldı arkada, geride, başkalarında… Sustuk… Çünkü imtihândı, biliyorduk.” ”Ve eğer gerçekten seveceksen bir gün sadece soyadını değil, bütün bir ömrünü vereceksin sevdiğin kadına.” ”Kitaplar gerçek sevmelerin ispatıdır biraz da. Bir şair, bir kadını şiirlerinde yaşatıyorsa gerçekten sevmiştir.” ”Başıma gelen her şeye eyvallah çekiyorum bugünlerde. Olsun diyorum, ince düşünün insanlar incinir hep.” ”Güneş parlarken herkes seni sevebilir, ama gerçekten seni kimin umursadığını fırtınalar estiğinde anlarsın.” ”Herkesin ayrı bir derdi var işte.Adam derdidir derler. Neyi dert edindiyseniz kaderiniz de o şekilde yazılmıştır.” ”Hiçbir yağmurda, sensiz ıslanmaya cesaret edemedim ben. *İşte bundan, pencerenin ötesine geçmedi hayallerim.” ”Çocukluğunu rutubetli evlerde geçirmiş, nemli bir kalbim var benim. Ne zaman sıcak bir gülüşe inansam buhar olur.” ”Bütün sokaklar sana açıkken, herkes seni bir harama çağırırken henüz tanımadığın o helalin hatırına beklemektir sabretmek.” ”Bir şarkımız yoktu hani, birlikte söylemediğimiz. İşte onu bile çok özledim…Yokluk özlenir mi, yapmadıklarımızı bile özledim.” ”Böyle büyük bir kusursuzluk ve aşk ile yaratılmış bir dünyada şiir yazılmamış bir sevda ne kadar samimi olabilir ki?” ”Kitapları, yağmuru, çayı ve şiirleri neden bu kadar çok seviyorsunuz diyorlar. İnsanları iyi tanıyoruz, ondandır diyoruz.” ”Trafikte birbirine küfretmek çok normal ama biri yolda gelip sarılsa, ömür boyu unutamayacakları bir şaşkınlık oluyor.” ”Yağmur olmasa kim, nasıl temizleyecek şu sokakları? Yağdığında ilk önce kötü insanlar terk etmiyor mu zaten sokakları? ”Sabret, helalini bekle, kimse işlemediği bir günah için pişman olmamıştır. Kimsenin mükafatı da hayallerinden aşağı olmamıştır.” ”Peki, tamam, hayat bize sağlam bir tokat attı. Tamam, yere düştük. Peki yere düşen mi kaybeder yoksa ayağa kalkamayan mı?” ”Bir şey isteyince insandan isteme. Zira, verirse minnettir, vermezse zillettir. Allah’tan iste ki, verirse nimettir, vermezse hikmettir.” ”Akıl aşkları çok da sevmez. Çünkü aşk, sahasında akıl kabul etmez. Ondandır aşıklara Mecnun denmesi. Yani aklını kaçırmış, yitirmiş denmesi.” ”Aşkın rengini bir kelimelere sığdıramazsın. Sadece yansıması olur. Yansıyan dildeyse ziyandır kelimeler. Yansıyan kalpteyse şifadır kelimeler.” ”Sanki şakağımızda bir zincir. Bağlıyor bizi haramlara. Sevdiğinin gözüne edepten başını kaldıramayan neslin yerini, gözleri bedenlerde gezen bir nesil aldı.” ”Uzaktan sevmek daha zordur ama daha esastır. Buna inandık sevdiğim. ”Bazen gerçekten sevdiğinizin yolundan gitmenin bedeli, onun dışında kalan herkesi kaybetmek ile sonuçlanır. Yalnız kalırız ama O öyle yanımızdadır ki kalabalık ve huzurlu hissederiz.” Heyecandan birkaç gün yemek yiyemez döner durursun, kıpır kıpırlık olur. Bütün güzellik ve emeğini ona feda edesin gelir ya, işte sevmekten bahsediyorum.” 17 Bob Marley Sözleri "Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığın süre içerisinde çok şey yapabilmektir." Kendi kendime konuştuğum kadar, kimseyle konuşmuyorum. Sebep delilik değil, sadece bilirim ki insanı sadece en iyi kendi dinler.* Gerçek şu ki; herkes seni incitecek. Yapman gereken tek şey; ‘acı çekmeye değer birini bulmak. Hayatımda kimse yok; ama sorun değil. Çünkü sen aşkı basitleştirenlerden birisin, bense yalnızlığın hakkını verenlerden. Erkek ya da kadın ikisinin de bildikleri doğrudur; ama kadının tahmin ettiği her şey, erkeğin emin olduğu şeyden daha doğrudur. Babam bana dedi ki; bana ettiğini evladından çekersin.babama dedim ki; babana yapmasaydın benden çekmezdin. Aslında kadın su gibi bulunduğu kaba uyar. Kadınlardan şikayetçi olan erkek, hatayı kendi kalıbında aramalıdır . Kurtarın kendinizi zihinsel kölelikten kendimizden başka kimse özgür kılamaz aklımızı korkmayın Güneş parlıyor, hava güzel, ayakların dans etmek istiyor; ama yine de aklının bir kenarında dursun: birileri şu an acı çekiyor. Baktın hayatın tadını çıkaramıyorsun; tadını kaçıranı, hayatından çıkar. Gülmek her zaman mutlu olmak için değildir. Bazen öyle gülmeler vardır ki; en büyük acıları gizlemek içindir. Sadece çocukken güler insan, diğerleri gülmek değildir. Çünkü insan büyüdükçe komikliklere değil, acılara gülmeyi öğrenir. insanı sadece en iyi kendi dinler. Kaçan giden balonlara el sallayın; nasıl olsa havaları sönünce yere inecekler. ilk önce yanlış insanlarla tanışmasaydık, doğru insanı bulduğumuzda onların değerini anlayamazdık. * insan büyüdükçe komikliklere değil, acılara gülmeyi öğrenir.. sevmediğin kişilerin yüzüne bakmak zorundaysan ve istesen de kaçamıyorsan; Gülümseyerek ağlamayı öğreniyorsun demektir. Sen kim oluyorsun ki yaşadığım hayatı yargılıyorsun? Ben mükemmel değilim ve olmak zorunda da değilim! Parmaklarınla beni göstermeye başlamadan önce kendi ellerinin temiz olduğundan emin ol. hep hayal ettiğimiz başlangıcı değil; hiç düşünmediğimiz mutlu bir sonu istemeliyiz. Evet haklısın, sıfır’ın gücü yoktur. Ama unutma ki, sıfır’ın kaybedecek bir şeyi de yoktur! Güneş parlıyor, hava güzel, ama aklın da dursun: Birileri şu an acı çekiyor. sürekli tebessüm edenler, içten içe acı çekenlerdir. Unutma, her gülen yüz mutluluk ifadesi değildir ! haklısın, sıfır’ın gücü yoktur. Ama unutma sıfır’ın kaybedecek bir şeyi de yoktur! tek sorunumuz; onunla tanışalı bir kaç gün olmuşken ona seni seviyorum’ diyebiliyor olmamızdır. Aslında sürekli tebessüm edenler, içten içe acı çekenlerdir. Unutma, her gülen yüz mutluluk ifadesi değildir! sevmediğin kişilere bakmak zorundaysan ve gülümseyerek ağlamayı öğreniyorsun demektir. Düşmanından çok dostundan sakın! Çünkü dostluk biterse; sana nasıl zarar verebileceğini en iyi dostun bilir. Mutlu mu olmak istiyorsun? Kimseden bir şey bekleme.. Yapman gereken tek şey; ‘acı çekmeye değer birini bulmak. Gülmek her zaman mutlu olmak için değildir. öyle gülmeler vardır ki; en büyük acıları gizlemek içindir. Giderek terbiyesizleşiyorsan, hayatın ne mal olduğunu anlıyorsun demektir. Ayağa kalk, dik dur, hakların için karşı dur. Ayakta dur, dik dur, mücadeleyi bırakma. Her şey yolunda gitmiyor, ne yaparsan yap olmuyor En zoru da bunlara gülümsemek zorunda kalmak işte. Kurtarın kendinizi zihinsel kölelikten yanlışla tanışmasaydık, doğruyi bulduğumuzda değerini anlayamazdık. Artık yeni bir başlangıç değil; hiç düşünmediğimiz mutlu sonu istemeliyiz Çoğu şeyi kazanırken bazı şeyleri kaybedersin. öğle seçimler yap ki kazandığın şeyler kaybettiklerine değsin Kadınlardan şikayetçi olan erkek, hatayı kendi kalıbında aramalıdır. Boşver be! Nasılsa her rüya güneşle sona eriyor. Babam dedi ki ettiğini evladından çekersin. Babama dedim ki; babana yapmasaydın benden çekmezdin. Para hayatı satın alamaz.Zihnimizi sadece kendimiz özgür bırakabiliriz. Mutlu mu olmak istiyorsun? Kimseden bir şey bekleme.. Karşılıklı sevgi aşkı, platonik sevgi insanı öldürür. Yokluğunuzu hissetmeyeni, varlığınızla rahatsız etmeyin. Eğer gerçek aşk istiyorsan, tene değil kalbe dokunacaksın. Dünyanın en güzel ritmi, onun : senin için çarpan kalbidir. Öyle insanlar vardır, kısa yaşar ancak hayata dair her şeyi çözmüştür. Bu dehalardan biridir okurken doğruları bulacak, yolunuzdaki dikenleri temizleyeceksiniz. Gördüğünü herkes sever onda kimsenin görmediğini bulacaksın gerçek aşk istiyorsan kalbe dokunacaksın. Hayatımda kimse yok; ama sorun değil. ben yalnızlığın hakkını verenlerdenim Bakmayın insanların çok sevecek birini arıyorum” demesine. Büyük bir sevgiye maruz kalınca hepsi kaçacak delik arıyor. Unutma ki o muhteşemse, kolay olmayacak. Kolaysa, muhteşem olmayacak. ona değerse, vazgeçmezsin. Vazgeçersen, sen değmezsin hepimiz kalbimizin en iyi kısmını vermişizdir. Hem de karşılığında bizi düşünmesi bile zor olanlara. herkes seni incitecek. Yapman gereken tek şey; acı çekmeye değer birini bulmak. Her şeyinle seversin, tüm gücünle belki; ama yine kaybedersin. Neden mi? Çünkü her ‘seviyorum’ diyeni adam zannedersin. İlk bakışta âşık oldun adamım, yoksa ikinci bakışta kimin ne mal olduğunu anlarsın. Seni günün her anında düşünmüyor olabilir. Yaralama onu, değiştirmeye çalışma, çözümlemeye kalkma ve verebileceğinden fazlasını bekleme. Seni mutlu ettiğinde gülümse, kızdırdığında fark etmesini sağla ve yokken özlediğini bil... Belki de ayrılık, yeterince sevmeyenler için bir sondur. Çünkü bittiğinde gitmek kolay; ama aşk ayrılıkta belli olur. Yapman gereken tek şey, acı çekmeye değer birini bulmak. Belki de hepimiz hiç düşünmeden kalbimizin en iyi kısmını vermişizdir. O'nun ilk aşkı olmayabilirsin, son aşkı da; hatta bir tanesi de, daha önce aşık oldu, tekrar olabilir.... Ama şu an seni seviyorsa daha ne olabilir ki? Tıpkı senin gibi, o da mükemmel değil ve ikiniz birlikte asla mükemmel olamayabilirsiniz. 18 Kazım Koyuncu Sözleri Şarkılarla geçtim aranızdan. Çok fiyakalı bir hastalığa yakalandım, baba. Her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Yerim yurdum yoktur benim, dünyada bir yerdeyim. Sevgi bin kilometre ötede bile olsa gelir dokunur bize. Birbirimizi sevmemiz için birbirimize benzememiz gerekmez. Bir şey ürettim ben, üç beş kişilik şey değil, sevgi denen şey herhalde. Bilemiyorum; bazen aklım yetmiyor, tüm akılları toplasamda bir aşk etmiyor. Savaşın ne kadar kötü bir şey olduğunu anlamak için, savaşmak zorunda değiliz. Bütün savaşlardan beter bir savaş. Saklanacak yerin yok. Ne yer, ne gök, ne de suyun altı. Ben bir müzisyenim, ondan sonra biraz Karadenizli’yim ama hepsinin ötesinde ben bir devrimciyim. Birbirimizi anlamamız için aynı dili konuşmamıza gerek yok. Ezildikten sonra hepimiz aynıyız Hayatım boyunca Türkiye’deki sistemle mücadele ettim. Sonunda fark ettim ki sistemle kanser aynı şey. Kaldırın gözlerimden şu sisini yüzyılların . Bir çocuk gibi görmek istiyorum her şeyini dünyanın. Sevgi çok önemli bir şey. Sevmeyi bilebilmek, sevdiğini hissedebilmek, seni sevenlerle göz göze gelebilmek. Bütün dünyanın, bütün toprakları hepimizindir. Bütün şarkılar, dünyadaki tüm insanlarındır.Tüm topraklar memleketimizdir. Konserime sadece biletle giremezsiniz. Herkes gelirken yanında kitap getirsin. Kapıda durup tek tek kontrol edeceğim. Yüz sene daha yaşasam, yapsam, yapsam hep yapsam yine eksik gideceğiz. Ne kadar eksik gidersek hayatta yapacak o kadar çok şey bırakırız. Devrimi düşlüyorsan ona göre yaşarsın. Yürüyüşün farklı olur. Bakkala, manava başka türlü davranırsın. Bunun için sana kimse puan yazmaz tabii ama anlarlar. Orada birisi farklı yürüyordur. Trabzonspor’ u tutmak sadece o yörenin çocuğu olmakla açıklanabilecek milliyetçi bir davranış değildir. Benim için Trabzonspor, en güçlülere karşı koyan ve herkesi yenen hayali kahramandı. Birkaç aylık ömrün var. Soruyorsun kendine, Ne götürmek istiyorsun? Para yok işine yaramaz. Can kalıyor elinde, gitmemem için, asla ölmeyi düşünmemem için bir sebep var. Acayip bir sevgi var. Kanseri, kanser olmayanlar anlayamaz. Kanser de oldum artık. Duyarlı bir sanatçı olarak onları da hissediyorum. Ben kanserden çok korkan bir insandım. Kanserim ve korkmuyorum. Sadece beni sevenleri ve özgürlüğümü düşünüyorum. Ölüm küçük bir şey, ama hastalık özgürlüğünüzü sınırlıyor. 19 Cem Karaca'nın* sözleri... Sinemadan siz anlarsınız tiyatrodan, müzikten Heykel, resim, edebiyat sorulmalı sizden Ekmeğin fiyatını bilmezsiniz Bugün sen çok gençsin yavrum Hayat ümit neşe dolu Mutlu günler vaad ediyor Sana yıllar ömür boyu Ne yalnızlık ne yalan üzmesin seni Doğarken ağladı insan bu son olsun Düştüm mapus damlarına öğüt veren bol olur Toplasam o öğütleri burdan köye yol olur Ana baba bacı kardaş dar günümde el olur Namus belasına kardaş döktüğümüz kan bizim Sevda kuşun kanadında Ürkütürsen tutamazsın Ökse ile sapanla vurursun da saramazsın Hayat sırrının suyunu Çeşmelerden bulamazsın Ansızın bir deli çaydan içersin de kanamazsın Gecenin nemi mi düşmüş gözlerine? Ne olur ıslak ıslak bakma öyle Saçını dök sineme derdini söyle Yeter ki ıslak ıslak bakma öyle Deniz üstü köpürür Kayığa binsem götürür hey canım hey Benim de şu cihana gelişim rinna rinna nay Bir güzelden ötürü hey canım hey Unut beni unut arama Sakla bu mendili sakla Sende kalsın anarsan bir gün eğer Akarsa gözlerindeki yaşı silersin Bir gün belki hayattan Geçmişteki günlerden Bir teselli ararsın Bak o zaman resmime Çekti gitti arabayla egzozuna boğuldum Gözümde tomurcuk yaşlar ağır ağır doğruldum Ustam geldi sırtıma vurdu unut dedi romanları İşçisin sen işçi kal giy dedi tulumları Sende başını alıp gitme ne olur tut ellerimi. Hayatta hiçbir şeyim az olmadı senin kadar, Hiçbir şeyi istemedim seni istediğim kadar. Sende başını alıp gitme ne olur. Karnı büyük obur dünya Keder dolu acı dünya Ne gül koydun ne de gonca Yedin yine doymadın mı? Gönlümle baş başa düşündüm demin Artık sihirsiz nefes gibisin içinde bomboş kalbimin Akisleri sönen bir ses gibisin Sen bir yanıl alma olsan Dalımda bitmeye gelsen Ben bir gümüş çövmen olsam Çeksem indirsem ne dersin Çok yorgunum, beni bekleme kaptan. Seyir defterini başkası yazsın. Çınarlı, kubbeli, mavi liman. Beni o limana çıkaramazsın… Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz, ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda, budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında. 20 Ramiz Dayı Sözleri hayat seni öyle zorlar ki yeğenim yolun başında kimdin unutursun. Güç gizden gelir yeğen Hesap görmek hesap etmekten zordur yeğenim. Teslim olunmadan sadık olunmaz. Portakalı soymadan içinin iyi olup olmadığını anlayamazsın. Cesurun bakışı korkağın kılıcından keskindir yeğen Senin yerinden oynatamadığın taşlar var yeğen ama benim yok Sadakat ya birine doğru koşmaktır ya birinden kaçmaktır Mesele ölmek değil yeğen asıl mesele iz bırakabilmektir. Değişmek zordur yeğenim ama bazen.*Aynı adam olmak daha zordur. Ne kadar değişirsen değiş nerede mutlu olduysan hep oraya çevirirsin kafanı. Ölüm gibidir sadakat. Bir kere çizgiyi geçtin mi geri dönüş yoktur. Bazen öyle acır ki için değiştin sanırsın şimdi dersin. Şimdi her şeyi yapabilirim. Çözemedim bazılarını. Uzaktan mı adamlar adamlıktan mı uzaklar? Mesele ölmek değil dost bildiğin en güvendiğin adamın eliyle ölmekmiş mesele. Sevdiklerimize çok yakından bakarız. Bu yüzden kusurlarını görmeyiz. Kadere inanan insan tesadüfe inanmaz. Hayatın kuralı bu ne kadar uzağa gidersen git başladığın yere dönersin sonunda. Sadakat sevdiğinin kalbini avucunda tutmaktır ama sadakat gerektiğinde o yüreği fırlatıp yere atmaktır. Çaresizlik aradığı çarenin belki tam önünde olması ama onu bulacak vaktin olmamasıdır çaresizlik. Eğer birisi seni aldatmışsa bu onun suçudur. Eğer o kişi seni pek çok kere aldatmışsa bu senin suçundur Geçmişe dönmek başka geçmişi silmek başka. Bir kere aktı mı zamanın içinden suyun yolu değişmez. Bazen yaşamak için öldürmek zorundasın. Bazen yaşamak için içindeki sevgi seni öldürmeden sen onu öldürmek zorundasın. Sadakat endam değildir aslında sevgiden kör olmaktır hep kaçtığın şeye eninde sonunda yakalanmaktır sadakat. Aşk mı kaderi kovalar kader mi aşkı daha kimseler çözemedi bu bilmeceyi. Sadakat ne menem şeydir bu sadakat? Sadakat sır saklamak mıdır? Sessiz kalmak mıdır? Kıyametin kopacağını bile bile. Savaşmak aslında hasmınla savaşmak değil sevdiklerinle savaşmaktır. Savaşırken göremezsin bazı savaşları kazanamazsın artık durmalı ve geri çekilmelisin. Zorunu benden duy yeğenim herkese yalan söylemen yetmez artık. Bundan böyle bir başına kalsan da artık kendin olamazsın. Sevdiğini korumak için savaşman yetmezse eğer en karanlık çare onun sevgisini öldürmektir. Sevdiğini kurtarmak için en kötü ihtimal en son yol ona ihanet etmektir. Hayal ettiğin her şey bir gün* gerçek olabilir o ihtimali yok etmeden unutabilir misin gerçekten sevdiğin tek insanı. Sözler verilir sözler unutulur gün gelir ihanet eden sadakat ister. Sadaka gibi verilmez sadakat isteyen hepsini ister. Sevdiğine sadık kalan adam kendinden vazgeçebilen adamdır. Unutma! Bin kere dönsen o güne bin kere ihanet edecekler Herkes doğasının gereğini yapar. Bin kere ihanet etseler çaresi yok bin kere gidersin yanlarına. En iyi soygunlar girerken değil çıkarken bozulur yeğen. Haydutlar öyle iyi planlar ki girmeyi nasıl çıkacaklarını unuturlar. gerçeğin en çıplak en gaddar en acımasız yüzü ama en korkuncu her şeye sahipken bir anının bir hayalin bir hayaletin peşinden koşmak. Elinden bir şey gelmeyince kabullenmek kolaydır. Asıl çaresizlik elimden geleni yaptım mı diye sormaktır. asıl çaresizlik çareyi geçirmişken eline avuçlarının içinden kaçırmaktır. İkisi de akıntıya sürüklenirken kurbağa sorar akrebe niye yaptın kardeş? Bak ikimiz de öleceğiz. Akrep döner ve şöyle der napayım benim huyum bu Ölüm gibidir sadakat pazarlığı olmaz. Bir kere çizgiyi geçtin mi yoktur dönüşü… Ne umutlar fısıldarsa fısıldasın sana hayat çeker gider sadık kalmaz sonunda… Gerçekleri saklayarak ulaşabilir misin gerçeğe anıların içinde aradığın insanı bulabilir misin hiç yaşanmamış hayata gerçek gibi tutunabilir misin olmayan birinin seni hala koruduğuna inanabilir misin gerçeğin o kadar çok yüzü var ki* gördüğüne inanabilir misin… Seni sınayacaklar yeğen sana soracaklar. Ne soracaklar yeğen bir tarafta melek bir tarafta şeytan ne soracaklar sanırsın ha? Seni sınayacaklar yeğen sana soracaklar. Artık tereddütte gerek yok ya ileri gideceksin ya vazgeçeceksin Ezel bir kere ihanete uğradın mı anılar sana bataklık olur yeğen. Hatırladıkça çekerler seni içeri hatırladıkça affetmek istersin yeğen. affetmek unutmak demek öncesini hatırladıkça sonrasını unutmak istersin çırpınma boşuna yeğen hançer bir kere saplanınca çıkarmaya kalktıkça iyice kalbine gömersin. Hayatın kuralı yeğen ne kadar uzağa gidersen git başladığın yere dönersin Ne kadar değişirsen değiş nerede mutlu olduysan hep oraya çevirirsin kafanı. Ne kadar terbiye etsen de susturamazsın içindeki canavarı Nereye gidersen git unutma. Herkes gün olur evine döner En karanlık gününde en çaresiz anında en umutsuz anında kendin için* çocukların için çare yüreğinde çocuğunun sevgisini tutan hiç kimse çaresiz değildir. Tüm kapılar üstüne kitlenmiş de olsa birinin kalbinde yer tutan hiç kimse tutsak değildir Çaresizlik aradığın çarenin belki tam önünde olması ama onu bulacak vaktin olmamasıdır çaresizlik. Çaresizlik cevapsız kurak bir ıssızlık değildir. Dışarıda devam edecek hayattır asıl engel. Asıl engel sana geçit vermeyen seni umursamayan seni yutan hayattır İnanıyorum söylediğini candan söylediğine. Ama bugünkü karar yarın bozulur çok kez. Kendi kendimize verdiğimiz sözü tutmak en çabuk unuttuğumuz şeydir iyi niyetli kurbağa akrebe yardım eder. Ve Akıntının ortasında kurbağa sırtında korkunç bir acı hisseder… hayat o kadar acımasız ki vurmaz dersin vururlar, sevmez derler severler unutma ki hayat seni öyle bir noktaya getirir ki sen bile nereden buraya geldiğini anlayamazsın. sen delikanlı ve mert ol be dayı. Ama yinede Çok acımasız bu hayat çok dayı Dön bak arkana yeğen, gitmez dediğin kaç kişi gitti… Ne kadar değişirsen değiş, nerede mutlu olduysan hep oraya çevirirsin kafanı… Kendin ol yeğenim… Herkes öldürür sevdiğini… yapılacak bir şey yoksa kardeş, en iyisi hiçbir şey yapmamaktır. Eğer bir şey de yapacaksan kardeş önce sana ne yapacağımı hayal et. Sen sen ol ben onu çok iyi tanıyorum deme… Hayatta tabutunu taşıyacak dört arkadaşın olsun yeter yeğen… Seni seven senin kurbanındır. Yaşamak kolay yeğen önemli olan çaba sarf etmek… Eyer sende insanların kalleşliğine uğruyorsan hayal et önce onlar için sonra kendin için bir insan seninle aynı sofrada oturup sana ihanet edebilecek yüzü biliyorsa sende o zaman içindeki iyi niyetli hislerini sileceksin zayıf noktası ne bilmenin hiç bir önemi olmaz kendini yüksekte tutmayı bileceksin başın dik olacak yön değiştirmeyecek üstüne yürüyeceksin insanların yüzünü görmeyeceksin konuşursa inanırsın onun yolunda gidersin gittiğin yolu hep bileceksin sonunu iyi düşüneceksin umutlanacaksın bir zamanlar bileğini düşüren insanın beynine gireceğini karşına çıktığı zaman üzerine yürüyüp belindeki su silahını ona sıkacaksın gece hayal ettiklerin gerçekleştiği zaman sabah kuşların sesiyle uyanıp o zaman herkesten önce hayatı yaşayacaksın Sen olmasan her gece bir fotoğrafla canladırıyorum kalbimi günü gelince gerçeğini yaşarız ama başkasıyla. Çok sevdik be abi… diyorlar ya yeğen sevdiğini mi unutursun yoksa hayatını mı ben hayatımı unutur yeğen onu unutmam! ben kendimi unutum ama onu unutmadım. 21 Koray Avcı Sözleri Düşme öyle aklıma. Sen bana gelince, ben kendime gelemiyorum. Biri var aklımda, darmadağın özlediğim.Kocaman bir çukur kazdı içimde. Kazmasız, küreksiz. O beni bitirdi, ben ise onun için hayatımı. Sendeki gülüş Ankara’ya deniz, İzmir’e kar getirir. Sen bana geç geldin, ben sana erken. Korkunç bir sancı değil mi? Özleyip de sarılamamak. Sktir et geçer dediğim, hiçbir şey geçmedi. Güldüğün fotoğraflar beni de gülümsetiyor, bilesin. Birini unutmak için başkasını kullanmayın. Aramızda kalsın, bu aralar kendimden başka kimsem yok. Tutuşsun gün yansın geceler, vaktimiz varken Öyle ya; türkü gibiydi saçların, türkü gibiydi gözlerin. Hep senli hayaller kurdum, hepsi üzerime yıkıldı. Düşme öyle aklıma. Sen bana gelince, ben kendime gelemiyorum. Küs müyüz deyişine barıştığım insanlar var benim. Benim can yarımı sar gülüm. Çünkü derin bir nefes ki; aşk sana benzer. Sonra bir şarkı çalar ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlarsın. Eskiden sadece kışlar soğuktu. Şimdi ise, insanlar soğuk, yürekler soğuk. Yaşamla ölmek arası sana şiir yazmak. Yazarken ölmek, okurken yaşamak. Kalbi güzel olanın, gözünden yaş eksik olmazmış. Koray Avcı diye bir adam yapmışlar; sen susuyorsun o anlatıyor her şeyi. Öyle bir aşk ki bendeki; ne söylesen başımın üstüne koyuyorum. Giden gider sel olur. En kötüsü de sen olur, sensiz olur. En beteri sessiz olur. Avuç içlerinden öptüğün bir kadını, unutmak pekte kolay olmuyor. Ne de güzel olurdu, ayrılık olmasaydı. Aklıma geldiğinde, gözlerim dolmasaydı. Mutluluğuna engel oluyorsam eğer, hiçbir zaman tanımadın say beni. Belki de hasret kalmak yaşamaktan daha özeldir. Bize yanlış öğretmiş olmasınlar? Biraz sevmek diye bir şey yok. Ya öleceksin aşkından ya da vazgeçeceksin. Varla yok arasında yaşanır bazı aşklar. Gel demeye hayat izin vermez, git demeye kalbin. Kadın karnına koca bir dünya sığdırdı. Siz dünyanıza bir kadın sığdıramadınız. Belki bir daha senin gibi bir aşka rastlamayacağım ama sende benim gibi bir yüreğe düşmeyeceksin Çalma kemençem dertli zaten yüreğim yara. Böyle ayrılık olmaz hep mi bu bahtım kara. Erkek dediğin yürekli olmalı Kendini seven bir kadını üzmekten ödü patlayacak kadar da korkak. Misafir olarak geldi sanmıştım hüzünlü gönlüme. Meğer ev sahibi olacakmış bütün ömrüme. Küfür sevmezdim ben ama babam öğretti sayıp savurmayı. O da sevmezdi zaten hayırsız olmazdı evladı. Bir gün beni aramanı istiyorum. Öyle telefonla değil, şevkatim ara mesela, kokumu ara, sevgimi ara. Yoruluyor insan işte Nasıl yorulmasın? Geçiyor işte günler bir şey demeden. Gün geçiyorsa işte ömür geçmesinde ne yapsın. Ve bir gün herkes anlar sevdiğinin kıymetini. Ama gidince, ama bitince, ama ölünce. Kısaca; iş işten geçince. Aklına geleyim sebepsiz, nedensiz. Beni hatırla ve gülümse. Sonra pişman ol ve hiçbir işe yaramasın. Bazen bir kahve yudumlayıp bir şarkı açarsın. Susarsın ve o şarkı senin söylemek istediğin her şeyi söyler. Hava çok soğuk bu gün ama üşümüyorum merak etme. Aşkının ateşi olmasa da yokluğunun yangını var içimde. Saçınızın ucu kırılsa, kendine dert edecek adamları sevin. Merhamet, bir adama yakışan en güzel şeydir. Bazı kadınların tarifi zordur. Sadece seversin. Gülüşünü, bakışını, dokunuşunu. Kimdir diye sorarlar; dinleyen aşık olmasın diye anlatamazsın! Ben; hayırlısı buymuş, dediğim sürece, hiç bir önemi yok. Yolumdan çıkanların da solumdan çıkanların da. Sana gelesim var Bir sevesim var ki sorma gitsin. Nedenlerim var sana dair, nedensiz sebeplerim. Ne bileyim işte sensizken bile seninleyim. Kurduğum hayalleri anlatırım. Anlatır, inan diye gözlerine bakarım. İnanmazsın… Ulan hepsi gerçek olur, sen inanmadığını bile hatırlamazsın. Her şey bir gün bitecek; giydiğin en güzel elbiseler bile seni unutup gidecek. gördüğün binlerce göz kaybolup göçecek. Tek bir şey kalacak yastığının üstünde. Söylediğin sözler Her yazdığımı sana dinletirdim. Bilmezdim ben nerde ne koyulacak. Virgülle noktayı hep sevgili zannederdim. Biri kaybolurken öteki yok olacak. Öpmeye korkardım yanaklarından. Ya utanırdım yüz çevirirse diye. Utanmasın diye şarkılar söylerdim gerdanına Şimdiye kadar Leyla olduk. Mecnun olmaya zerre niyeti olmayanlara. Artık sıra Piraye olmakta. Hani aşkından ölmüş de yinede dönmemiş Nazım’a Sigara izmaritine kadar bitiyor. Dostlar Hayıflanıyorum dertte değil ama özlüyorum suyumu yudumlarken gizli saklı gözlerini. Ya kal deseydi kalır mıydın? Ben sana bayılırken sen selamı verdin kabrim ondan kazıldı. Ayaklarım beni götürürken kalbim orada mıhlanmıştı ikiye bölündüğümü biliyor musun? Gitmek zorundaydım gittim ama sende kal demedin giderken ne yaşadığımı bilemezsin ayaklarım beni götürürken kalbim orada mıhlanmıştı ikiye bölündüğümü biliyor musun? Sen anlayamazdın kendinde değildin seni suçlamıyorum. 22 Osho Sözleri, Sen cevapları ezberliyorsun ama hayat asla aynı soruyu tekrarlamaz. - Hayat küçük şeylerden oluşur. Eğer sen seversen büyük olurlar. Tümüyle sev ve tümüyle acı çek çünkü saf olmayan altın, bu yolla ateşten geçerek saf*altına dönüşür. - Birisinin hatası için kendini cezalandırmak aptalcadır. Hayat öylesine bir gizemdir ki onu kimse anlayamaz ve kim onu anladığını iddia ederse o sadece cahildir. O ne dediğini bilmiyor ne saçmaladığını bilmiyordur. sen bilge isen anlayacağın ilk şey şudur: Hayat anlaşılamaz. - Hayatın hedefi özgürlüktür. Özgürlük olmadan hayatın anlamı yoktur. Özgürlük politik, sosyal ya da ekonomik özgürlük anlamına gelmez. Özgürlük zamandan, zihinden, arzudan özgür olmaktır. İnsanlar birşeyi anlamadıklarında yanlış anlamaya başlarlar. Gerçek soru ölümden sonra hayat olup olmadığı değil, ölümden önce sen hayatta mısındır? - Aşkın seni harekete geçirdiği şekilde hareket et. Aşk öyle derin ihtiyaçtır ki onsuz yaşayamazsınız; ya kendisi ya da yedeğini ararsınız. Yedek sahte olabilir ama en azından bir süreliğine âşık olduğunuz hissine kapılabilirsin. Sahtesi bile keyiflidir. Zekâ elde edilen bir şey değildir, o doğuştandır, o öze aittir, o hayatın yapıtaşıdır. - Her zaman ne varsa onu gör. Acele etme. Bir şeyi yanlış anlamaktansa anlamamak daha iyidir. Yaşamak istersen ya şimdi olacaktır ya da asla olmayacaktır. - İnsanın yeryüzünde kendisinden daha büyük bir şeyin parçası olmak zorundadır; ancak o zaman kendisini güvende hisseder. Anlamak özgürleşmektir. Gerçek asi, bir savaşçı değildir; o, anlayış sahibi bir insandır. - Ve sana söylüyorum; gidecek hiçbir yol yok. Her şey bu anda… Bütün var oluş, bu anda toplanmıştır. Bütün var oluş, yaşadığın anda akmaktadır Hayatın hedefi özgürlüktür. Özgürlük olmadan hayatın anlamı yoktur. Özgürlük politik, sosyal ya da ekonomik özgürlük anlamına gelmez. Özgürlük zamandan, zihinden, arzudan özgür olmaktır. Hayat öylesine bir gizemdir ki onu kimse anlayamaz ve kim onu anladığını iddia ederse o sadece cahildir. Mevsimler zamanında gelir, çiçekler zamanı gelince açar, ağaçlar hayat kısa diye hızla büyümek için koşuşturmazlar Hayatın hedefi özgürlüktür. Özgürlük olmadan hayatın anlamı yoktur. Her bir düşünceyi bırak ve en sonunda hiçbir şey kalmaz. Zihin diye bir şey yoktur, sadece düşünce vardır. Kendini kabul ettiğin an güzelleşirsin. Kendi bedeninden keyif aldığında başkalarına da keyif verirsin. Hiçbir şeyi ayıplama onu kullan. Herhangi bir şeye karşı olma. Nasıl kullanılabileceğinin ve dönüştürülebileceğinin yollarını ara. İlişki kuracaksın ama muhtaç olmayacaksın; Ayrılık kaçınılmaz bir sondur, kimse istemez ama gereklidir. hayat olduğu gibidir; olması gerektiği gibi değil! Hayat böyledir işte. Ona hazırlanamazsın, onun için hazır olamazsın. Güzelliği, mucizesi de budur, Hayat seni hep hazırlıksız yakalar, hep sürpriz yapar. Gözlerin varsa her anın sürpriz olduğunu ve önceden hazırlanmış hiçbir cevabın ise yaramayacağını görürsün. Asla maske takma! Öfkeliysen öfkeli ol. Bu risklidir*ama gülümseme*çünkü bu dürüst olmaz. Tüm mekanizman ters yüz olmuş çünkü kızmak istediğinde kızmadın, nefret etmek istediğinde etmedin. . şimdi sevmek istiyorsun, aniden Öfkesini bastıran insanlar hep çok yerler. Öfkeli insanlar daha fazla sigara içerler çünkü öfke tırnak ve dişlerden boşaltılır. Sahici ol Şimdiki zamana sadık kal çünkü tüm yalanlar geçmişten ya da gelecekten içeri sızar. Geçmişi bir yük gibi üzerinde taşıma; gereksiz yere de gelecekle uğraşma! - Aşk özgürlük verir. Eğer özgürlük ve aşka sahipsen başka şeye ihtiyacın kalmaz. elde etmişsindir. Sana yaşam işte bunun için verildi. - Kadın erkekten çok daha önemlidir çünkü o rahminde hem erkeği hem kadını taşır. Kadın O kıza ve oğlana, her ikisine de annelik eder; her ikisini de besler. Erkekle yarışıyorsun* gerek yok Şiir yazmaya gerek yok, şiir sensin. Sevgin senin müziğindir. Sevgilinle birlikte çarpan kalbin senin dansındır. İbn-i Sina Sözleri Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir. - Hayatın genişliği, uzunluğundan daha önemlidir. - Ne Öğrendimse, Secdede Öğrendim. - Ben öküzden korkarım*çünkü onun silahı var ama aklı yok. - Aletlerin en faydalısı kalemdir. Bir şişe mürekkep bir külçe altından hayırlıdır. İnsanın ruhu kandil, bilim onun aydınlığı ve ilmi bilgelik kandilin yağı gibidir. Bu yanar ve ışık saçarsa sana “diri” denilir. Bilim ve sanat uyuşamadığı ülkeyi terk eder. - Avam gördüğüne duyduğuna, havas her şeye inanır. Hassül havas ise inandıklarını yaşar. - Bildim ve anladım ki hiçbir şey bilinmemiş ve hiçbir şey anlaşılmamıştır. - Dünya bir eğlence ve oyun yeri değildir. - Aklı bol olan, zamanın kıtlığından zarar görmez. Dünya, aklı olup, dini olmayan adamlarla ve dini olup, aklı olmayan insanlar olarak ayrılmıştır. - Cahil bir hekim ölüm kampının yardımcısıdır. - Dünya harcını kendisi alan padişah benden daha mutlu ve hiçbir bey de benden bahtiyar değildir*siz bu zevki bilemezsiniz. Dünya hırsı peşinde olanların gözleri seçemez, onlar tek gözlüdür. Şifasız hastalık yoktur; irade eksikliğinden başka. Değersiz bitki yoktur; tanınmamasından başka. - Her kalbi kuvvetli olan çok sevinen olmadığı gibi, her çok sevinçlinin de kalbi kuvvetli değildir. - Benim gönlümün kırılmaz sabrı, senin gönlünün yumuşamaz katılığı var. Şu halde sevgilim aşk yolunda ikimiz de sert taşız. - İtimatta layık en büyük şey, akıl ve iyi ahlaktır. - Tıp ilmi ki beyte sığdırılmıştır ve söylemenin güzeli de kısa söylenmesindedir. Az ye! Yedikten sonra hazım oluncaya kadar bir şey alma! Zira şifa yemeğin hazım olunmasındadır. İnsanın sağlığını bozan yemek üzerine yemek yemektir. O yüzden tıpta, hastalık ve sağlığın sebebini bilmek gerekir. Bilim ve sanat takdir edilmediği yerden göç eder - Tıp, insan vücudunun, hangi araçlarla iyileştiğine ve neyin insan vücudunu sağlıktan uzaklaştırdığını araştırır. Derdin devasızı, iyinin kötüye muhtaç olmasıdır. - Ruhsal bir hayal gücü vardır. Bu güç, hastalıkları oluşturabileceği gibi, var olan rahatsızlıkları da ortadan kaldırabilir. Beden, ruhsal hayal gücünün emirlerine itaat etmek zorundadır. - İyiliğin şartı beştir: Tez olmalı, gizli olmalı, gözde büyütülmemeli, sürekli olalı ve yerini bulmalı. - Faziletler alışkanlık haline gelince saadet doğar. - Kendinin ne olduğunu bilen insan, bazı kendini bilmezlerin, onun hakkında söylediklerinden etkilenmez. İhtiyarlığın rengi benim sakallarımın yanında bir ihtar nişanıdır ki bana yolsuz davranışlar, kötü işler yapmaya meydan kalmadığını bildirir. Bana akları boya diyenler oldu. Ben* şöyle dedim: Ben ihtiyarlığı, bu ak saç ve sakalı diri olarak üzerimde taşımak istemiyorum. Bir de onları siyah boyaların altına gömüp ölü olarak nasıl taşıyayım. Sokrates Sözleri, Kimseye hiçbir şey öğretemem, sadece onların düşünmelerini sağlayabilirim. - Bir şey bilmediğim dışında başka bir şey bilmiyorum. - Kendin pahasına olduktan sonra tüm dünyayı kazansan eline ne geçer? - Bilen insan kötülük yapmaz. - En derin arzular genellikle en ölümcül nefretlere sebep olur. - Kendini bulmak istiyorsan, kendin için düşün. - Güç olan ölümden kaçınmak değil, kötülükten kaçınmaktır. Çünkü kötülük ölümden daha hızlı koşar. İnsanlar her zaman her yerde acıkmışlardır ama her zaman her yerde erdemli olmamışlardır. - Kimse beceremeyeceği ticarete atılmaz; ama herkes ticaretlerin en zoru olan "hükümet" işine gözünü bile kırpmadan girmek ister - Haksızlığa uğramak, haksızlık yapmaktan iyidir. Fazilet, ruhun güzelliğidir. Felsefe, neleri bilmediğini bilmektir. - Kadın erkekle bir kez eşit hale getirildi mi, artık ondan üstün olur. - Bir yargıç, iyi niyetle dinlemeli, akıllıca karşılık vermeli, sağlıklı düşünmeli, tarafsızca karar vermelidir. - Ölüm insanlara verilmiş nimetlerin en büyüğü olabilir. - Eğitim, kıvılcımla ateş yakmaktır, boş bir kabı doldurmak değildir. - Değersiz insanlar sadece yemek ve içmek için yaşarlar, değerli insanlar ise sadece yaşamak için yer ve içerler. - Kainatta tesadüfe, tesadüf edilmez. - Bir insanın onsuz yapabileceği ne kadar çok şey vardır. - Hayret etmek bir filozofun hissidir ve felsefe hayret etmekle başlar. - Kendin pahasına olduktan sonra tüm dünyayı kazansan eline ne geçer? - Haksızlık yapmak, haksızlığa uğramaktan daha acıdır. - Bir şeyi gerçekten bilmek, onu anlatmakla olur. - Umut her daim vardır. - Bir şeyleri değiştirmek isteyen insan önce kendisinden başlamalıdır. - Endişelerinizden kurtulmak istiyorsanız, yaşamaktan en çok korktuğunuz şeyin bir gün başınıza geleceğini kabul edin. - Cahil insan kendinin bile düşmanı iken, başkasına dost olması nasıl beklenir. - En faziletli insan, rûhen yükselmeye çalışan, en mutlu insan da yükseldiğini duyandır. 24 Pir Sultan Abdal Sözleri Cehennem dediğin dal odun yoktur. Herkes ateşini kendi götürür. Herkese gönlünce ver deli gönül. Ben bülbülüm dersin, gülün var mıdır? Bozuk düzende sağlam çark olmaz. Ardınca kuyular kazar. En iyi dostundan sakın sen seni. Bir halden anlamaz cahile kul eyledi zaman bizi. Eksikliğim çoktur ben de bilirim. Eksiklikle kabul eyle gel beni. Hiç ellerin taşı bana değmez. İlle dostun gülü yaralar beni. Alem çiçek olsa, arı ben olsam dost dilinden tatlı bal bulamadım. Benden selam olsun ev külfetine çıkıp ele karşı ağlamasınlar. Bir kişi Hakk’ın emrinde olmasa ona nesne gelmez, selamın almam. Derdim çoktur hangisine yanayım yürekte yareler türlü türlüdür. Şu yalan dünyanın sonu hiç imiş. Akşam gelip konan sabah göç imiş. Bin kez kırdılar dallarımızı bin kez budadırlar. Yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz. Dostum beni ısmarlamış, gel diye gideceğim ama yol bozuk, bozuk. Kara toprak gibi sakin ol otur Hak’tan ne gelirse kabul et getir bahar aylarının yemişin bitir. Karga konsa gülistana gülün kadrini ne bilir kendi kadrini bilmeyen elin kadrini ne bilir. Gel ahımı alma güzel bir ah yerde kalmaz imiş gaziler fani dünyada Pir ağlatan gülmez imiş. Gönüldür cennet yapısı nur ile aydın kapısı kıldan incedir köprüsü geçebilirsen beri gel. Hak bizi yoktan var etti şükür yoktan vara geldim yedi kat arşa asılı kandildeki nura geldim. Demiri demir ile dövdüler. Biri sıcak biri soğuktu. İnsanı insanla kırdılar. Biri aç biri toktu. Oku asılanın yayı yasılır gaziler kılıcı Arş’a asılır gurur ile kahramanlar basılır nasihatim dinle, sakın gururdan. İman eder, amel etmez Hakk’ın buyruğuna gitmez kadılar yaş yere yatmaz hiç böyle bir şeytan var mı? Aşk harmanında savruldum Hem elendim hem yuğruldum kazana girdim kavruldum meydana yenmeğe geldim. Altından bir pula olur mu kail konuş ki ehl ile olasın ehil konuşma cahille olursun cahil kişi itibardan düşer mi düşer. Abdal Pir Sultan’ım, böyle mi olur herkes ettiğini elbette bulur alıcı kuşların ömrü az olur akbaba zararsız yaşar mı yaşar. Gelir senin ile güler de oynar ardınca önünce ayıbın söyler bir vakit gelince önüne çıkar en iyi dostundan sakın sen seni. Gönül havalanıp gökte gezerken bana zulüm kanlı zalimden oldu kişinin çektiği dili belası her ne oldu ise dilimden oldu. Ne kadar bilsen de bilire danışDanışan dağları aşar mı aşar Danışmadan yola gitse bir kişi Yorulup yollardan şaşar mı şaşar. Kaba rüzgar gibi boşa dolaşma çalıya çırpıya değip ileşme toz toz olup topraklara karışma harman yeli gibi es deli gönül. Gel ey zahit bizim ile çekişme Hakk’ın yarattığı kul bana n’eyler kendi kalbin arıt, bize ilişme bendeki küfr sendek’imana neyler? Hatırın yıkarlar hatır yıkınca gözyaşı yeğlenmez taşıp akınca el elden üstündür arşa erince nasihatim dinle, Pir Sultan Abdal’ım dağlar aşalım aşalım da dost iline düşelim çok nimetin yedim helalaşalım geçti dost kervanı eyleme beni. Hünerin var ise kendini devşir söyleyecek sözü kalbinde pişir ululuk büyüklük Hakk’a yaraşır Benden selam söylen sofu canlara vücudun şehrini yuyanlar gelsin yedi kat göklerin yedi kat yerin kudret binasını kuranlar gelsin. en iyi dostundan sakın sen seni. Bu dünya dediğin bir sınık yaydır evveli toy düğün, ahiri vaydır dört kapılı ulu hoş bir saraydır konan göçer imiş, kalan eylenmez. Gelir senden önce yükseğe çıkar gözlerinden kanlı yaşını döker ayağın kayınca urganın çeker en iyi dostundan sakın sen seni. Abdal Pir Sultan’ım, keremler kani nereden geliyor canımın canı sensin bu gönlümün şahı sultanı sensiz bu cesette bu can eylenmez. Pir Sultan Abdal’ım, sözüm haktır gaziler sözümün hatası yoktur aşıkın maşuktan dönmesi çoktur Pirin eşiğine düş deli gönül. Bir su bir gölde çok durursa kokar azar azar çağla ak deli gönül bulanık akma ki içmezler seni çeşmenin gözünden çık deli gönül. Bir öğüdüm vardır sana söyleyem en iyi dostundan sakın sen seni öğüdüm dinlersen manası budur en iyi dostundan sakın sen seni. şu dünyaya geldim geleli kalsın davam divana kalsın yaradan Allah’tır* vekilim kalsın benim davam divana kalsın. Pir Sultan Abdal’ım, çağır ya gani veren Allah yine alır ol canı gönül bir gemidir, akıl dümeni akıl ya söyleyen dil nedir? Ateş gibi birden parlayıp yanma yanıp yanıp çevre yanın yandırma kah karanlık kah aydınlık görünme meydanda mum gibi yan deli gönül. Ben dervişim dersin Hakk’ı zikretmeye dilin var mıdır kendini gör, elde sen ne ararsın hâlâ hâl etmeğe hâlin var mıdır? Başım alıp hangi yere gideyim gittiğim yerde buldu dert beni oturup benimle ibadet kıldı yalan söyledi de yüzüme güldü Dertli olmayanlar derde yanar mı sadık derviş ikrârından döner mi dertsiz bülbül gül dalına konar mı ben bülbülüm dersin, gülün var mıdır? 25 Şeyh Bedreddin Sözleri Hayatı ve dünyayı kendi küçük dünyaları ile sınırlı tutanlar bizi anlamazlar. Tarih, gelecek için kavga verip, yitmiş bile olsa, insanlık için vuruşanları hiç unutmaz. Yârin yanağından gayri her şeyde, her yerde, hep beraber! Kötü ve Çirkin işlerle uğraşan insanlar Hak’tan uzaklaşmışlardır. Cehennem işte budur. Cennetle cehennemi başka yerde aramak saçmalıktır Beni kara toprakta değil, hakikatı anlamış insanların yüreklerinde arayın!.. İnsanlar Müslümanlıktan önce somut bir puta taparlardı, çağımızda ise hayali bir puta tapıyorlar. Belki bir gün Hakka* taparlar. Gerçek iktidar, insanlar üzerinde değil, yürekler üzerinde kurulur. Hakikat bize insanları varlıklarına, dinlerine, dillerine göre ayırmamızı değil, birleştirmemizi buyurur. Ay ve güneş herkesin lambasıdır, hava herkesin havasıdır, su herkesin suyudur. Ekmek neden herkesin ekmeği değildir? İnsanlar eylemleriyle, düşünce ve fikirleriyle güzeli ve iyiyi bulabildikleri oranda Hak’la kavuşmuşlardır. İnsanlar birbirlerine yahut haksız mala, meşru olmayan paraya veya rütbe ve mevkilere yiyecek ve içeceklere ibadet ediyorlar da, Allah’a ibadet ediyoruz sanında bulunuyorlar. Başka halklar üzerinde baskı uygulamak, özünde kendi halkı üzerindeki baskıyı gizlemeye ve unutturmaya yöneliktir. tasavvufçu, insan gözünün görmediği, kulağının işitmediği, gönlünün sezmediğini bilir. Onları halka, anlatır Kişilerin elde ettikleri olgunlukların tatları, huriler, köşkler ve cennetlere benzetilmiştir. Allah dünyayı yarattı ve insanlara verdi. Demek ki; dünyanın toprağı ve toprağın ürünleri insanların ortak malıdır. Ben senin evinde kendi evim gibi oturabilmeli sen benim eşyamı kendi eşyan gibi kullanabilmelisin. Çünkü bütün bunlar hepimiz içindir İbadetten amaç; ezeli ve büyük varlığa gönüllerin yönelmesi ve kapılmasıdır. Yoksa dünyaya dalmış bir kalp ile bin sene namaz kılmış, oruç tut sevap ve mükâfat kazanamazsın. Bütün namazlar ve niyazlar ahlâkın düzeltilmesi için iç yüzün arınlanması için birer vasıtadır Hakiki ibadetin vakit ve şartı yoktur. Hangi tarz yapılırsa yapılsın, Allahın dileğine uygun olur. İbadetin temeli ve maksad Haktır cemaatte temel bulunmayınca ibadetler kaybolur. Yalnız kötü toplantılar kalır. Fenalığa toplananlardan hemen uzaklaş. Ölmezden önce ölmek, dünyanın zevk ve hayvani hırs ve şehvetlerinden sakınmaktır. Onu yapan insan, hakiki varlık ile birleşir. Ve diri olur. insanlar dünyanın bin bir türlü çekici ve aldatıcı zevkinden yakıcı hırslarından ayrılmadıkları için gönül vermezler Oğul, Insanlar Vardır, Şafak Vaktinde Doğar, Akşam Ezanında Ölürler. Avun Oğlum Avun. Güçlüsün Kuvvetlisin, Akıllısın, Kelamlısın. Ama; Bunları Nerede, Nasıl Kullanacağını Bilemezsen Sabah Rüzgarında Savrulur Gidersin. Öfken Ve Nefsin Bir Olup, Aklını Yener. Daima Sabırlı, Sebatlı Ve Iradene Sahip Olasın. Dünya Gözlerinin Gördüğü Gibi Büyük Değildir. Fethedilmemiş Gizemler, Bilinmeyenler, Görülmeyenler Senin Fazilet Ve Erdemlerinle Gün Işığına Çıkacaktır. Ananı, Atanı Say, Bereket Büyüklerle Beraberdir. Bu Dünyada Inancını Kaybedersen Yeşilken Çorak Olur, Çöllere Dönersin. Açıksözlü Ol. Her Sözü Üstüne Alma. Gördün Söyleme, Bildin Bilme. Sevildiğin Yere Sık Gidip Gelme, Kalkar Muhabettin Itibar Olmaz. Üç Kişiye Acı; Cahiller Arasındaki Alime, Zenginken Fakir Düşene, Hatırlı Iken Itibarını Kaybedene. Unutma Ki! Yüksekte Yer Tutanlar Aşağıdakiler Kadar Emniyette Değildir. Haklı Olduğunda Mücadeleden Korkma. Bilesin Ki Atın Iyisine Doru, Yiğidin Iyisine Deli Derler. Beni kɑrɑ toprɑktɑ değil, hɑkikɑti ɑnlɑmış insɑnlɑrın yüreklerinde ɑrɑyın!.ben de hɑlimce bedreddinem. 26 George Orwell Sözleri Doğru sözler paylaşıldıkça doğru düşünceler artar, paylaşalım. bir çocuğa en büyük acıları çektirmek onu kendisinden daha zengin çocukların gittiği - okula göndermektir. * - “Sahtekarlığın evrensel düzeyde egemen olduğu dönemlerde, gerçeği söylemek devrimci bir eylemdir.”* * - İnsanlar yalnızca yaşamın amacının mutluluk olmadığını düşünmeye başlayınca, mutluluğa ulaşabilir. * İnsanın tekrar tekrar okuduğu, aklının demirbaşları arasında yerini alan ve hayata bakışını değiştiren kitaplar vardır; - Oynadığımız bu oyunda, kazanmak söz konusu değil. Ama bazı yenilgiler ötekilerden daha iyidir.. * * Olumluyu olumsuza yeğlerim.bu oyunda kazanmak söz konusu değil.ama bazı yenilgiler ötekilerden daha iyidir. * - Belki de insan sevilmekten çok anlaşılmayı istiyordu. * - Önemli olan yaşamak değildir, başarmak hiç değildir. Önemli olan insan kalmayı bilmektir. * - Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa; gerçeği söyleyenlerden o kadar nefret eder. * - Artık saf aşk ya da tutku söz konusu değildi. Hiçbir duygu saf olamıyordu, çünkü her şeye korku ve nefret sinmişti. 27 Cemal Süreya Sözleri, Biliyorum sana giden yollar kapalı! Üstelik sende hiçbir zaman sevmedin beni. Zaman lazım sadece, unutacaksın! Nasıl unuttuysan çocukluğunu, kırılan oyuncaklarını. Kırılan kalbini de öyle unutacaksın. Uğraşmayı bırak artık dünle ve dünündekilerle. Bir de hep yanında olanlarla yarına bakmayı dene. Bazen diyorum ki ne olacak söyle gitsin. Sonra diyorum söyleyince ne olacak sus bitsin. Küçükken anneme mezarlıktan korkuyorum dediğimde “ölüden değil, diriden kork” demişti. Zamanla anladım ki annem yine haklıydı. Öylesine sevdim ki seni, öylesine sensin ki! Kuşlar gibi cıvıldar, tattırdığın acılar. Bir kağıda sensizlik yazdım. Yine de çok hoşuma gidiyor. Çünkü, sensizlik kelimesi bile senle başlıyor. Cevap veriyorum zamanla her şey geçer diyen akıllılara; geçen tek şey zamandır anlayan, anlatsın Önce sevdiğiniz terk eder sizi, ardından uykunuz. Sonra ne sevdiğiniz geri gelir ne de uykunuz. Acı çektikçe insan olgunlaşırmış.*Yalan be! İlk önce kalbin kırılır, sonra çürümeye başlarsın. Aslında ayrılıklar değil de, gidenin sevmediği halde ‘ seviyorum ‘ demesi en çok o koyuyor insana Unutsun beni demişsin, bu bana imkânsız geliyor. Çünkü unutmam için önce seni hatırlamam gerekiyor. Seni soruyorlar.*Öldü mü diyeyim yoksa dönecek mi? imkânsız değil mi?* biliyorum; asla geri dönmezsin ve biliyorsun; sen benim için asla ölmezsin! Sen dedi; intihar gibisin. Hem herkes tarafından bir kez düşünülen hem de cesaret edilemeyen. Küçükken aldığım dışı güzel, içi hep çürük çıkan elmalı şekerler gibisin. Çok yoruldum sevgili; daha fazla yorma beni. Ben fazlasıyla ödedim zaten, uğrunda kaybettiklerimin bedelini. Birer birer, seve seve çıktığım aşk basamaklarını; onar onar, söve söve iniyorum şimdi! Sana seni seviyorum dediğim kadar, Anneme peki anneciğim deseydim; hazırdı cennetteki yerim. Gölgene bak, beni anlamak istiyorsan; O kadar yakın, ama sana asla dokunamayan. Biliyorsun, ben hangi şehirdeysem yalnızlığın başkenti orası. Hayat benimse eğer kimse karışamaz ve biliyorum ki herkesle dost olunmaz Aşka gelince bir kere sevdim işte, bir daha işim olmaz. Neden yorgunsun sorusuna cevap aramaktan, ‘Ve bunu sormasınlar diye gülümsemekten yoruldum. Annesinden dayak yediği halde, yine ‘Anne’ diye ağlayan bir çocuktur aşk. Mutlu olmanın yolunu, karşıdakini mutlu etmek sanıyorduk. Yanıldık! ne kadar mutlu ettiysek, o kadar yalnız kaldık. Kimseyi suçlama, Suçlanacak biri varsa o da sensin. Sonuçta o sana küçük bir umut verdi, Sen ise ona her şeyini verdin. Annem gözyaşları için ekmek kırıntısı gibi değerlidir derdi. Üstüne basıp geçenlerin çarpılışını görmek için bekliyorum seni. Ertesi gün sana kavuşmayacağım için, uyumadığım geceler var benim. Ben ne kadar öbür çiçekleri denesem. Seninki gül oluyor aralarında. Ne ikna edici bir intihar biçimidir; şimdi seninle göz göze gelmek. Keşke birini tam kaybetmeden, ona olan tüm sevgimizi haykırabilsek. Acı çektikçe insan olgunlaşırmış,*yalan be! İlk önce kalbin kırılır, sonra çürümeye başlarsın. Yanındaki seni mutlu ettiği sürece kalsın hayatında, zorlama kendini. Dokunulmasa da, görülmese de; kalpte yer verilir bazısına, nedensiz Oyuncağın kırıldı diye üzülme çocuk.*Büyüyünce kalbin paramparça olacak. Evet, gün geliyor bıkıyorum senden, ama*İstanbul’dan bıkmak gibi bir şey. Sen yüzüne sürgün olduğum kadın, karanlık her sokaktaydın, gizli her köşedeydin.. Sana rastladığım gün susuzdum,*yalnızdım*bir çırpıda içtim gözlerini. Gözleri göz değil gözistan Bir odadan bir odaya geçiyor Kapının birini açıp birini kapıyor. * Onların, yani sizin hayatınıza Şarkılar girmiş, şarkısız edemiyorsunuz Şarkılar, yani barış yani gökyüzü bazan burun buruna geldiğimiz köşe başlarında Şimdi bir güvercinin uçuşunu bölüşürüyoruz Gökyüzünün o meşhur maviliğinde Öyle sevdim ki seni Kuşlar gibi cıvıldar Tattırdığın acılar Özgürlüğün geldiği gün O gün ölmek yasak Ben nereye gittimse zulumlardı açlıklardı kavgalardı gördüğüm Kötülüklerin büsbütün egemen olduğu Namussuz bir çağ bu biliyorsun... * Ben hangi şehirdeysem Yalnızlığın başkenti orası * * Yüzüm kime dönük olursa olsun yüreğim hep sana dönük olacak… Seni o kadar yakından görünce, Keşke yalnız bunun için sevseydim seni. Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu.İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük.. *Yaşayanlar unutmuştu bizi .. *Biz öldüğümüzle kalmıştık.. * Sizin Hiç Babanız Öldü Mü? Benim bir kere öldü kör oldum Yıkadılar aldılar götürdüler Babamdan ummazdım bunu kör oldum Biliyorum Sana Giden...yollar kapalı Üstelik Ne kadar yakın ve arada uçurum İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi * Uyandım uyandım, hep seni düşündüm Yalnız seni, yalnız senin gözlerini sen ölümüm kalımım Ben artık adam olmam bu derde düşeli * Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini * Bir mısra söylesek sanki her şey düzelecek İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar kurşuna diziyorlar Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar Bütün kara parçalarında Afrika dahil * |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|