Sadece terör değil, Kürt sorunu için de Erdoğan'ın planı olduğunu Rice'tan öğrendik.

Konu son derece hassas, 'çözüm' isteniyorsa, tartışma başlamalı

Günlerdir, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dilinin altında bir bakla olup olmadığını tartışıyoruz. Açıkçası Başbakan bazı ipuçlarını ya ağzından kaçırıyor ya da bilinçli olarak bunları söylüyor ama gerisi hakkında hiçbir şey de söylememeyi başarıyor.
Biliyorsunuz, Başbakan Erdoğan'ın sadece terör sorunu için değil Kürt sorununun tamamı için bir 'kapsamlı planı' olduğunu bize Amerikan Dışişleri Bakanı Rice söyledi.
Başbakan, bu planı gitti Amerikan Başkanı Bush ile de görüştü, ona da anlattı. Şimdi plan, büyük ihtimalle Amerikalılar tarafından Kuzey Iraklı Kürt liderlere de aktarıldı. İhtimal o ki, planın bazı detayları Kandil dağındaki PKK liderlerine de iletildi.
Yani, Türk hükümetinin hazırladığı söylenen 'çözüm planı'ndan biz Türk
milleti dışında herkesin haberi var.
Umarım bir gün bizim de planın ayrıntılarından haberimiz olur.
***
Ayrıntılar demişken, Başbakan'ın kimi sözlerinden hareketle haber arkeolojisi yapmanın tam zamanı. Çünkü bu arkeoloji sayesinde planın kimi bölümleri hakkında bazı tahminler yürütebiliriz.
Başbakan Erdoğan son olarak cumartesi gecesi Bakü dönüşü havaalanında, PKK için, 'Ya elde silah dağda dolaşacaklar ya da silahlarını bırakıp şehre inecekler, siyaset yapacaklar' dedi.
Buradan, 'PKK'nın siyasileşmesi'nin artık 'devlet katında' eskisi kadar sorun olmayacağını, PKK'ya bu yolla 'sivil' ve 'siyasi' bir çıkış yolu gösterilmekte olduğunu mu anlamalıyız?
Birkaç gün geriye gidelim. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, Ankara'da KKTC Büyükelçiliğindeki bir resepsiyonda gazetecilere, PKK'nın dağ kadrosunu çözecek, o kadronun dağdan ayrılmasını sağlayacak önlemlerden söz etti.
Nedir bu önlemler veya ne olabilirler? Bunlardan biri ve birincisi, yıllardır çok konuşulan 'genel af.' İkincisi ise af benzeri sonuçları olacak olan ama 'pişmanlık yasası' olmayan bir gerçek 'eve dönüş' yasası.
Aynı Orgeneral İlker Başbuğ, henüz Genelkurmay İkinci Başkanlığı görevini yürütürken gazetecilere yine PKK'nın dağ kadrosunu çözecek 'yöntemler'den söz etmişti. Bu yöntemlerin başında, henüz suça bulaşmamış PKK'lıların ülkeye dönüşte hiçbir kovuşturmaya uğramamasının sağlanması vardı. Çünkü o dönemde PKK'nın dağ kadrosunun beşte üçünün örgüte 1999 sonrası katılmış, henüz Türk askerine silah doğrultmamış kişilerden oluştuğu düşünülüyordu, oysa bugün durum değişti.
Şimdi soru şu: Hükümet Türk kamuoyuna açıklamaktan imtina ettiği 'kapsamlı plan'ın sonuna kadar arkasında durabilecek mi? Hatta şöyle soralım: Başbakan'ın hazırladığı bu 'plan'ı bütün hükümet ve bütün AKP destekliyor mu, destekleyecek mi?
Bu sorular sorulduğu için plan kamuoyuna duyurulmuyor. Çünkü bu sorular cevapları kaygı uyandıran sorular olabilir.
Öte yandan, hükümetin ve AKP'nin Başbakan Erdoğan'ı firesiz desteklemesi durumunda bile, partinin çok zorlu bir iç politika mücadelesini göze alması gerekiyor, çünkü planın muhalefetin hoşuna gitmeyeceği, MHP'nin ve belki CHP'nin hükümeti 'vatana ihanet'le suçlaması kuvvetle muhtemel.
Bir başka faktör de, silahlı kuvvetler. Başbakan'ın kafasındaki plandan silahlı kuvvetlerin komuta kademesinin haberi var mı acaba? Büyük ihtimalle var. Peki acaba onlar ne düşünüyor 'kapsamlı plan' hakkında, özellikle de PKK'nın gelip siyaset yapması önerisi hakkında?
Türkiye gerçekten çok ilginç ve çok önemli bir sürece girdi Kürt sorunu bakımından. Şimdi ilk yapılması gereken, Başbakan'ın kafasındaki planı halka açıklaması.