![]() |
#1 |
![]() Geçtiğimiz haftalarda Suriye’de bulunan, Hama şehrinde yaşanan katliamın arka planında ‘Kurtarılmış Bölge’ girişimi yatıyordu. İşte bu girişim bu günlerde yine sahneye konulacak ve büyük olasılıkla Suriye üzerinde plan yapan Batılı güçlerin istediği katliamlar yine yaşanacak.
Suriye’nin önümüzdeki günlerde tekrar karışacağı ve dünya Müslümanlarının da kafası en az Suriye kadar karıştığı için Suriye ile ilgili 5.yazımı yazıyorum. Suriye’de aslında 3 taraf var: 1-Beşar Esad ve onu destekleyenler. 2-Esad muhalifi liderler ve milis güçleri ki bu liderlerden bazıları farklı farklı devletleri temsil ediyor. 3-Haklı olarak reform talebinde olan halk. Olayların nasıl geliştiğini okumaya çalışalım: Öncelikle Suriye’de isyanlar başlamadan, hatta Tunus ve Mısır’da dahi halk ayaklanmaları başlamadan önce Suriye’ye kaçak yollardan yapılan silah sevkiyatlarının haberleri çıktı. Haddam’ın ve diğer muhalif liderlerin adamlarına gönderilen silahların bir kısmı Suriye sınırlarında yakalandı, bir kısmı da yakalanamadı. Gerekli sevkiyatlar yapılmış olacak ki oyun sahneye sürüldü. Önceleri ayaklanmalar oldukça cılız ve reform talep eden ayaklanmalardı, bu ayaklanmaları güçlendirmenin tek yolunun katliamların yaşanması olduğunu ve Suriye’yi kanlı günlerin beklediğini o zaman tahmin etmiştik. Barışçıl gösteriler sürerken Suriye ordusu ve polisine silahlı güçler saldırtıldı ve onlarca polis öldürtüldü. Halk sokaklardayken bunu yapmak açık bir şekilde Suriye ordusunu kışkırtmak ve kan dökülmesini sağlamak içindi. Karşılıklı katliamlarla olaylar büyüdü… Bugünkü duruma geldi. Şunu hepimiz biliyoruz ki hiçbir devlet gücü sokakta silahlı milisler dolaşırken tanklarını caddelerden çekmez. Beşar Esad’a ‘tanklarını sokaktan çek’ çağrısı burada anlamsız kalıyor çünkü Esad’ın böyle bir seçeneği yok, sokaklarda hükümet binalarına saldıran silahlı güçler olduğu müddetçe ordu da olacak ve çatışma sürecektir… Silahlı milisler ve Esad’ın çatışması sonucu halkın kıyıma uğramasının sebebi; halkın haklı reform talebi için sokakta olduğu süreçte silahlı güçlerin de onların arasına katılması. Lütfen çok dikkatli bakalım buraya, çok kirli ve sinsi bir oyun oynanıyor. Bizim Suriye konusunda itirazlarımızın tek sebebi de Suriye’nin mazlum halkının öldürülmesine yol açan bu kirli oyunu tezgâhlayan katil devletlerin Esad gittikten sonra ülkeyi gasp edeceğindendir. Libya’da silahla desteklenen muhaliflerin ‘Kurtarılmış Bölgeler’ oluşturması istendi. Daha sonra bu silah desteği sürerek Kaddafi rejimi düşürülmeye çalışıldı. Suriye’de de sürecin böyle yaşanması bekleniyor ancak, Suriye silahlı milislerinin geçtiğimiz günlerde Hama’yı ‘Kurtarılmış Bölge’ ilan etmek istemesi üzerine Suriye ordusu müdahale etmiş ve olan halka olmuştu. ‘Hama kentine barikatlar kurun, gerekirse hendek kazın ve çatışarak ordunun şehre girmesine engel olun’ emrini verenler halkın selametini düşünmüyor aksine iktidar hırsı ile sinsice bir oyun oynuyorlardı. Suriye milislerinin ilk ‘Kurtarılmış Bölge’ girişimi başarısızlıkla sonuçlandı ancak, halen elinde silahla organize bir şekilde ülkede bulunan bu güçler yeni ‘Kurtarılmış Bölge’ler için talimat bekliyorlar. ‘Kurtarılmış Bölge’ girişimine halkı da katacak olan bu muhalifler yaşanacak yeni katliamlarla Esad’ın tahtını sallamayı hedefleyeceklerdir. Bir taraf iktidarını korumak için vuruyor, diğer taraf iktidarı ele geçirmek için Müslümanların ölmesini sağlıyor… Hangi taraf galip gelirse gelsin, bu süreçte kaybeden yine Müslümanlar olacak. ÇÖZÜM ÖNERİSİ Daha önceki yazılarımda da durumu anlatmaya çalışmış fakat çözüm önerisi sunmamakla eleştirilmiştim. Benim görebildiğim kadarı ile Suriye halkı içinden bir grubun (örneğin: İhvan) kontrolü ele alması ve süreci şekillendirmesi mümkün gözükmüyor, çünkü diğer grupların arkasında dediğimiz gibi farklı farklı devletler var. Bu durumda tek seçenek ; halkın kendisini kullandırmamak için meydanlardan çekilmesi, yoksa çok daha büyük katliamlar yolda… Elbette ki bu çekilme haklı talepleri sokakta bırakarak olmamalı. Sokaktan çekilme süreci, Türkiye ve İran’ın kuracağı bir komisyon ile Suriye’ye çizilecek reform haritası hatta tüm kesimlerin katılabileceği bir seçim takvimi belirlenerek gerçekleşebilir. Türkiye ve İran batının istediği gibi bölgede çekişmek yerine Suriye konusunda kafa kafaya verip katliamları bu yöntemle önleyebilir. Suriye halkının muhatap alınmasının en güvenilir adresinin şuan için İhvan-ı Müslimin olduğunu düşünüyorum. Beşar Esad reform yapmaya gönüllü, İran zaten senelerdir Suriye’de reform gerçekleşmesi gerektiğini söylüyor, Türkiye ise zaman zaman Batı ekseninin tersine atılımlar yaparak ümit veriyor ve Ortadoğu halkları nezdinde bir güvene sahip. Suriye meselesinin çözülmesi için başka bir yol gözükmüyor. Aksi halde önce yeni katliamlar bizi bekliyor, daha sonra Nato müdahalesi ile daha büyük katliamlar ve çıkacak bir iç savaş sonucu ölen on binlerce insan… Erdoğan iradesini göstermeli, İran aceleci davranmalı Müslümanlar ise kendilerinden beklenen ferasetle hareket etmeli. Cihad Kayaduman
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|