AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 03-29-2012, 20:44   #1
Kullanıcı Adı
werret
Standart Suriye'de sona doğru

Suriye'de sona doğru

Başbakan Seul'e giderken dört önemli mesaj verdi. Üniversiteye giriş sınavlarının kaldırılacağı, dershanelerin kapatılacağı veya liseye dönüştürüleceği, Suriye'nin PKK'ya destek verdiği ve 28 Şubat konusunda mecliste araştırma komisyonu kurulabileceği.

Dördü de hayati öneme haiz konular.

Fakat başbakan Seul'deki temaslarında ağırlıklı olarak üçüncü konu üzerinde durdu. Yani Suriye meselesi.

Suriye'de insan hakları ihlallerinin son safhaya geldiğini ve artık bunlara seyirci kalınamayacağını vurguladı.

Görüştüğü liderlerle özellikle de Obama ile bu konuyu enine boyuna tartıştığı haberleri yansıdı.

Suriye'deki gelişmeler göz önünde bulundurulursa başbakanın temasları önümüzdeki günlerde önemli gelişmelerin habercisidir diyebiliriz.

Rusya ve Çin'in Annan planına destek vermesi, Suriye yönetiminin bu plana sıcak bakmaması ve şehirleri aralıksız bombalamaya devam etmesi artık herhangi bir insani müdahalede Rusya ve Çin'in de Suriye yönetiminin yanında yer almayacağının sinyalleri olarak değerlendirilebilir.

Başbakanın Suriye meselesini Obama ile görüşmesi, peşinden İran'a uğrayıp onlarla da aynı konuyu masaya yatıracak olması öyle anlaşılıyor ki, 1 Nisan'da İstanbul'da toplanacak olan Suriye dostları konferansında alınacak kararlara zemin hazırlayan fevkalade önemli gelişmelerdir.

Evet Suriye'deki katliama daha fazla seyirci kalınmaması gerekiyor. Kendi şehirlerini tanklarla toplarla döven bir yönetimin meşruiyetinden bahsedilemez. Bir yılı aşkın bir süredir her gün gelen ölüm haberlerini toplum olarak kanıksamış olabiliriz ama bir anlık kendimizi o insanların yerine koyduğumuzda işin vahameti derhal anlaşılacaktır.

Doğrusu Suriye'ye müdahalede geç kalınmıştır. Bu hareketsizlik Suriye yönetimini cesaretlendirmektedir. Uluslar arası camianın hareketsizliği her geçen gün onlarca insanın katline izin vermekten başka bir anlam taşımamaktadır.

İnsanlar evini yurdunu terk etmek gibi korkunç bir tercihle karşı karşıyalar ve bunun ceremesini Lübnan, Ürdün ve Türkiye gibi kapı komşuları çekmektedir.

Suriye meselesi artık sadece fikir düzeyinde değil fiili olarak iç meselemiz haline gelmiştir.


İç meselemiz olmuştur çünkü katliamdan kaçan Suriye halkı Türkiye'ye sığınarak meseleyi içimize taşımaktadır. Ayrıca Suriye yönetimi PKK'ya destek vererek meseleyi Türkiye'nin iç meselesine dönüştürmektedir.

Yani Suriye yönetimi PKK kartını açarak Türkiye'yi açıkça tehdit etmektedir.

Başbakanın Güney Kore yolunda buna işaret etmesi liderlerle bunu görüşmesi oynanan kartı gördüğünün açık mesajıdır.

Irak sınırına ilaveten 910 kilometrelik Suriye sınırının da terörist sızmalarına açılması Türkiye'yi gerekirse tek başına bile müdahaleye zorlayan gelişmedir.

Başbakanın son temaslarını, Şam büyükelçiliğimizin kapatılmasını, THY'nin Suriye uçuşlarını durdurması, Suriye Milli Meclisi'nin ve Özgür Suriye Ordusu'nun çalışmalarda geldikleri noktayı ve 1 Nisan Suriye Dostları toplantısını Suriye'deki kan banyosuna artık fiilen dur deneceğinin işaretleri olarak değerlendiriyorum.

Şunun altını kalın çizgilerle çizmek gerekir ki, Suriye Yönetimi Annan'a Pazartesi günü verdiği son red cevabıyla diyalog kapılarını kapatmış, dün de planı kabul ettiğini duyurarak inandırıcılığını yitirmiştir.

Suriye yönetimi Annan Planı'nı kabul ediyor görünse de bunca akan kandan sonra muhalefetin Suriye Yönetimi ile masaya oturması imkansız gibi bir şey.

Diplomatik çözüm beklentisinin zaman kaybından başka bir fayda sağlamayacağı açıktır.

Türkiye'nin öncülüğünde en azından komşu ülkelerin katkısıyla hem tampon bölge oluşturarak sızmaları önlemek ve mültecileri orada karşılamak için hem de iç bölgelere insani yardım ulaştırmak için müşterek bir askeri gücün devreye girmesi ya da Özgür Suriye Ordusu'na bu misyonu ifa edecek destek verilmesi artık kaçınılmazdır.

Bu trajediye daha fazla seyirci kalınmamalıdır.

Resul Tosun - 28 Mart 2012 - Yeni Şafak



 


Konu werret tarafından (03-29-2012 Saat 20:46 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 03-29-2012, 21:38   #2
Kullanıcı Adı
BeldeiTAYYIBe
Standart
Tampon bölge cok riskli bir girisim olur.
Hani olmasin demiyorum...sartlar geregi en makulü zaten budur.
Fakat Iran ve Rusyanin olur'u olmazsa bu iste, suriye toprak bütünlügü taciz edildi bahanesiyle Türkiyenin basina corap örmeye yeltenir. Suriyenin kaybedecek pek birseyi olmaz ve gazida rusya verirse vahim sonuclar dogar....
Bir ihtimal.
BeldeiTAYYIBe isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-29-2012, 23:36   #3
Kullanıcı Adı
werret
Standart

Ben tampon bölgeden yanayım. Türkiye'nin, Suriye'nin kuzeyinde tampon bölge adı altında güvenli bölgeler oluşturması halinde onbinlerce askerin daha Suriye Ordusu'ndan firar edeceğini düşünüyorum.



Alıntı:
Tampon bölge olursa ordunun yarısı çözülür

...

Suriye ve Türkiye arasındaki tampon bölgenin oluştulması durumunda Esed ordusunun yarıdan fazlasının Özgür Suriye Ordusu saflarına katılma ihtimalinin güçlü olduğu belirtiliyor.
http://yenisafak.com.tr/Dunya/?t=29....&i=374984&k=l2


Daha dün 3 tane daha tuğgeneral Suriye rejiminin ordusundan ayrıldığını duyurdu.

Eğer tampon bölge ve Özgür Suriye Ordusu'nun Türkiye tarafından silahlandırılması olmadan, Suriye halkı ,ALLAH'ın izni ve yardımıyla, Beşşar Esed yönetimini devirmeyi başarırsa Türkiye'den yeterince yardım gelmemesi yüzünden yeni Suriye yönetimi ile Türkiye arasında ister istemez bir soğukluk olacaktır. Çünkü şuan her ne kadar birçok Suriye'li , Türkiye'nin Suriye halkına verdiği sözlü destekten dolayı Türkiye'ye minettar olsa da, birçok insan da Türkiye'nin, Suriye halkına ve Özgür Suriye Ordusu'na daha fazla yardım edebileceği halde bu yardımı etmediğini düşünmektedir.




Türkiye'nin Suriye'ye askeri müdahalede bulunmasını savunan bazı yazarlardan 3 tane yazı linki ekleyim buraya..


İlk yazı eski bakanlardan Hasan Celal Güzel'e ait...


''Türkiye Suriye'ye müdahale etmelidir''


http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/guz...hale-etmelidir


Bu linkteki yazı, Mustafa Özcan'a ait..

http://www.habervaktim.com/yazar/447...udahalesi.html


Bu yazı da İsmail Yaşa'nın yazısı...

http://www.milatgazetesi.com/2012/02...yun-kurucu-mu/

Konu werret tarafından (03-30-2012 Saat 00:03 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi