Her fırsatta Türk ordusuna, Türk yargısına ve iç politikamıza yönelik hakaret içeren ifadeler kullanan Türkiye-AB Karma Parlamento Eşbaşkanı Joost Lagendijk yine çizmeyi aştı. Milliyet gazetesine konuşan Lagendijk, CHP’yi eleştirdi, Başbakan için de “Obama gibi kucaklayıcı olmalı” dedi. Lagendijk’in bu tavrına geçmişte olduğu gibi Hükümet kanadından tepki gelmezken, deneyimli diplomatlar bu tavrın kabul edilemez olduğunu dile getirdi. Lagendijk’in suçlamalarına hedef olan CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, açıklamaları “Tutarsız” olarak nitelerken, şu vurguları yaptı:




Onun görevi değil
“Türkiye’nin iç politikasına karışmak onun görevi değil. Bulunduğu görev itibariyle sadece Türkiye’nin AB yolunda attığı adımları izleyebilir. Onun dışında, böyle bir hüküm verme yetkisi yok. CHP’ye yönelik eleştirileri de kabul edilir değil. AB’den gelen dayatmaları, çifte standartı barındıran talepleri CHP olarak tabii ki eleştireceğiz. Onlar sanırım, bütün dayatmalara sessiz kalacak, Türkiye’yi savunmayacak sol bir parti istiyorlar. Geçmişte ’Türk Ordusu zevk için PKK’lıları öldürüyor’dediği zaman karşısına çıkmayalım mı yani.” Lagendijk’in CHP’ye yönelik içerik suçlaması yaptığını da hatırlatan Öymen, “AB üyeliği ile ilgili kitap hazırladık. Tamamen içerik yönünden yanıt veriyoruz” dedi. AB yetkililerinin Başbakan’a verdiği desteği hatırlatan Onur Öymen “Bizi anti-demokratik olmakla suçluyorlar. Destek verdikleri Başbakan son 4 yılda 63 gazeteci ve karikatürist hakkında dava açmış. Beğenmedikleri CHP Genel Başkanı ise, hakkında o kadar ağır ve haksız suçlamalar yazılıp çizilmesine rağmen bir tane bile dava açmamıştır” dedi.




İtibar edilmemeli
Deneyimli diplomat Nüzhet Kandemir de Lagendijk’e Türk basınında bu kadar yer verilmesinin yanlışlığını vurguladı. Kandemir, “Normalde bu tür şahısların, bu kadar yoğun bir şekilde yansıtılmaması gerekiyor. Lagendijk’in muhatabı Yaşar Yakış’ın AB’li diplomata yanıt vermesi gerekir. Ancak Yakış, iktidar politikasının dışına çıkamadığı için bunu yapamıyor” diye konuştu

sadece böyle söylemlerle karışsalar ne mutlu...