05-02-2009, 00:18 | #1 |
TABAĞIMA KOYDUĞUM EN GÜZEL KİRAZLAR SENİN!
Neşeli bir akşam sofrası ve çayın ardından HATİCE,mutfakta annesine biraz yardımcı olmuş sonra ödevini tamamlamak üzere babasının çalışma masasına oturmuştu.dersini bitirdiğinde ise ,babası hala gazetesini okuyor,küçük kardeşi hacer ise babasının getirdiği o çok sevdiği kirazları yiyordu.
Babası bir ara gazeteden başını kaldırdı.karşısındaki koltukta tatlı tatlı kiraz yiyen küçük kızına tebessümle baktı.''afiyet olsun.babana da biraz ayır,olur mu?''dedi. kardeşi olur anlamında başını salladı.aradan geçen az bir zaman sonra tabağı babasına götürdü hacer.fakat kirazlar hiçde iyi görünmüyordu.bozuk,ezilmiş olan birkaç kirazdı tabakta kalan.kısaca kardeşi güzel,iri kirazları yemiş,yenilemeyecek olanları babasına uzatmıştı.babası tabağa baktı ,ardından başını esefle salladı.''babacığına bunlarımı layık gördün?''dedi dokunaklı bir sesle.''ben senden böyle bir şey beklemiyordum.''tabak kardeşinin elinde kalmıştı.hatice kardeşinin mahcubiyet içinde ne denli zor bir an yaaşdığını çok iyi hissediyordu.çünkü az önce işittiği sözler kardeşi için yığın azardan çok daha ağırdı.titreyen sesiyle öür dileyip gözyaşlarıyla odadan çıktığını gördü hacer'in. Kardeşinin hali dokunmuştu haticeye.kitaplarını toplayıp kendi odasına geçti.yatağına oturduğunda''canım kardeşim!''dedi kendi kendine.bu hatayı kasten yapmadığını biliyordu.herhalde kirazlar çok tatlı gelmiş ve babasına ayıracağını unutmuştu.hatırladığında ise geriye yarar bir şey kalmamıştı.ve asla yaşamak istemeyeceği bir utancın içine düşmüştü. Gözleri duvardaki tabloya bakarken düşünce dünyası iyice derinleşti hatice'nin.ve birden sıra arkadaşı filiz in sözleri geldi aklına.arkadaşı,Allah'ı sevdiğini söylüyordu birçok insan gibi. fakat emrettiği işleri babaannesi gibi yaşlandıktan sonra yapmayı düşünüyordu. Filiz için mantıklı olan,ihtiyarlayınca ve insanın artık yapacak çok fazla işi kalmadığında öbür dünya için çalışmaya başlamaktı.çünkü gençken namaz,tesettür ve diğer ibadetler insanın hayatını sınırlandıryordu.gerçekten sevdiği bu arkadaşıyla birçok defa konuşmuştu bu konuları hatice.işin aslı filiz,herşeyi anlıyor fakat dünya lezzetlerinden kısmen bile vazgeçemiyor,gençliğinni Allaha sunamıyordu.aynen iri,kırmızı,güzel kirazlardan babasına veremeyn küşçük kardeşi gibi. içi üzüntüyle doldu hatice'nin.ne büyük yanılgıydı bu.kendilerini yoktan var edip türlü nimetler ikram eden Allaha böylemi teşekkür edecekti insanlar?onun bize verdiği hayattan bizce artık çok da önemi kalmayan ihtiyarlık zamanımızı ayıracaktık rabbimiz için?arta kalan ezik kirazlar misali...meyvelerin asıl sahibi olmadığı halde babası bile kabul etmemişti o tabağı kardeşinden .kim kabul ederdiki ?hem ne malumduki ihtiyarlığa varacak kadar ömrümüzün olacağı?üç ay önce hastalanıp ölen ağabeyleri emre adındaki ağabeyleri daha 22 si yaşında değilmiydi?filiz dahil kim silebilirdi bu hazin olayı aklından? Gözlerinin dalıp gittiği tabloda yazan ve kim bilir kaç yüz defa okuduğu ebu turab hazretlerine ait o güzel söz yine döküldü dudaklarından.'' bu günü düşünürüm.dün geçti.yarın varmı?gençliğe de güvenmem.ölen hep ihtiyarmı?'' HATİCE KALKIP BEYAZ DEFTERİNİ ALDI RAFTAN.GÜNLÜK TUTMAK İÇN BAŞLADIĞI BU DEFTER GİTGİDE BİR DUA DEFTERİNE DÖNMÜŞTÜ.O ARTIK İÇİ DOLDUĞU ANLARDA YÜREĞİNİ DÖKTÜĞÜ İLK ARKADAŞIYDI.VE YAZMAYA BAŞLADI:''Allah'ım 'benim'dediğim ne varsa herşey sein.ben de seninim.heveslerimin çirkinliğine terk etme beni!ihtiyarlığımdada gençliğimde de hep sevginle doldur içimi,şimdi olduğu gibi.emirlerine uymak istiyorum!günahlardan uzak pırıl pırıl bir gençlikle varmak istiyorum yaşılılığıma ve sonra sana!'' Gözündeki nemi silip son cümlesini tebessümle yazdı HATİCE. ''Tabağıma koyduğum en güzel kirazlar senin!Kabul et!'' Artık kalkmalı ve küçük kardeşini teselli etmeliysi.ve yarın filize anlatacağı çok şeyi vardı. SELAM VE DUA İLE. (RABBİM AFFETSİN!)
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|