02-26-2012, 04:49 | #1 |
Tacir mi, oyun kurucu mu?
Tacir mi, oyun kurucu mu? Suriye‘de Baas rejiminin katliamları devam ederken bugün Tunus önemli bir toplantıya ev sahipliği yapacak. “Suriye Dostları” akan kanı durdurmanın ve Suriye halkına yardım ulaştırmanın yollarını arayacak. Toplantıya Türkiye de katılacak. Suriye konusu Ankara’nın önünde büyük bir sınav olarak duruyor. Bugüne kadar bölgede “oyun kurucu” ve “lider ülke” olma iddiası yüksek sesle dile getirilirken şimdi bunun ne kadar gerçek olduğu ortaya çıkacak. Suriye’de durum her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Günlük ölü sayısı yüzü çoktan geçti ve şebbiha vahşeti tahammül sınırlarını aştı. Acilen müdahale edilmezse ülke hızla bölünmeye ve iç savaşa doğru gidiyor. Suriyeli düşünür Dr. Abdülkerim Bekkar, beşyüz İslam aliminin Suriye’yi Afganistan, Çeçenistan ve Bosna gibi cihat sahası ilan etmek ve Müslümanları Baas çetelerine karşı cihada davet etmek için beklediğini söyledi. Arap ülkelerinde Suriye’deki mazlum halka ve Özgür Suriye Ordusu’na destek için yardım kampanyaları çoktan başladı. Kadınlar küpe ve bileziklerini, çocuklar harçlıklarını Hamzalar ölmesin diye bağışlıyor. Dünya kamuoyu Suriye’deki katliama sessiz kalmaya devam ederse, dünyanın dört bir yanından gençlerin cihat için Suriye’ye akın etmesini kimse önleyemez. Ne yazık ki “Suriye’nin ikinci bir Irak olmasına karşıyız” diyenler, bilerek veya bilmeyerek bu ülkenin de Irak gibi olması için çalışıyorlar. Suriye’nin Irak’a benzemesi veya bölünmesi Batı’nın, Amerika’nın ve İsrail’in çıkarlarına ters düşmez. Kırk yıldır İsrail sınırlarının güvenliğini sağlayan ve tek bir kurşun atılmasına izin vermeyen Baas rejimi, sahil şeridinde kurulacak bir devletle yine aynı görevine devam edecektir. Suriye’nin bölünmesi en çok Türkiye’ye zarar verir. Türkiye’nin önünde Arap dünyasıyla kara bağlantısını tamamen kaybetme tehlikesi var. Ayrıca bu ülkede çıkacak iç savaşın ve yangının alevleri bir şekilde Türkiye’ye de sıçrayacaktır. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve istikrarı Türkiye’nin milli çıkarları için hayati öneme sahip. Ankara’nın başından beri “Suriye iç meselemiz” demesinin nedeni de bu. Ne yazık ki hızlı çıkışın ardından ani ve sert bir fren yapıldı. Son olarak da adeta Arap Birliği’nin arkasına saklanma noktasına gelindi. Bu arada hükümet yandaşları “Türkiye’yi Suriye’yle savaşa sokmaya çalışıyorlar” diye sağa-sola saldırıyor. İran, Türkiye’ye nazire yaparcasına “iç meselemiz” dediği Suriye’ye gemilerle silah taşırken Ankara’dan hâlâ “Suriye’ye dışarıdan müdahaleye karşıyız” sesleri yükseliyor. Önce bir karar verin; Suriye iç meselemiz mi, değil mi? Türkiye bölgede oyun kurucu olacaksa sadece soft power kullanarak bu hedefe ulaşamaz. İkna için tek başına havuç yetmez. Türkiye bölgede oyun kurucu olacaksa, ülkenin hayati öneme sahip çıkarlarını sınırları dışında da koruyabilmeli. Hard power kullanımının birçok yolu var; ille de topyekun savaşa girmek gerekmiyor. Türkiye’nin sınırları ve milli güvenliği tehdit altındaysa ve saldırıya uğrasa yine mi girmeyecek savaşa? Savaşı göze almayan barış yapabilir mi? Ankara için sınav vakti… Fakat daha önce bir konu netleşmeli. Türkiye bölgesinde sadece para kazanmayı düşünen iyi bir tacir ve sağda-solda ihaleler kazanan başarılı bir müteahhit mi olacak, yoksa lider ülke ve oyun kurucu mu? İsmail Yaşa - 24 Şubat 2012 - Milat http://www.milatgazetesi.com/2012/02/24/tacir-mi-oyun-kurucu-mu
Konu werret tarafından (02-26-2012 Saat 04:58 ) değiştirilmiştir.. |
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|