03-25-2008, 16:59 | #11 |
Takva
Filmin iyisi kötüsü olmas hepsini izlicen ki iyinin kötünün farkını anlıcan... ;) |
|
03-25-2008, 17:24 | #12 |
Takva
Türk sinemasının din ile imtihanı
Türk sinemasında din yıllar boyunca şekilden şekile girdi; görmezden gelindi, itildi kakıldı, tahta oturtuldu… Son yıllarda çekilen filmlerde ise dinî temalara alaka arttı. Peki, yönetmenlerin yaklaşımı eskiye nazaran ne kadar farklılaştı? .... DELİREREK BİTEN SEYR-İ SÜLÛK “De ki: Değişmeyen gerçek geldi, sahte ve tutarsız olan yıkılıp gitti. Zaten sahte ve tutarsız olan er ya da geç yıkılıp gitmek zorundadır.” İsra suresinin 81. ayeti ile açılıyor Özer Kızıltan’ın yönetmenliğini, Önder Çakar’ın da senaristliğini yaptığı ‘Takva’. 2006 Aralık’ta vizyona giren film, konumuz açısından zengin bir içeriğe sahip. Gösterime girdiği dönem de çok konuşuldu, tartışıldı. Hikâye özetle şöyle: Muharrem, İstanbul’da babasından kalan evinde bir başına yaşamaktadır. Vaktinin büyük bölümünü bağlı bulunduğu dergâhta ibadetle geçirir. Kendini Allah’ın buyruklarına adamıştır ve bu şekilde günah ve kötülükten sakındığını düşünür. Bağlandığı tarikatta, dünyadan elini eteğini çekmişliği ile dikkat çeken Muharrem’e, şeyh tarafından mali işler sorumluluğu verilir. Tarikata ve şeyhe duyduğu güven, saygı ve dahi Allah sevgisi-korkusu ile bu göreve itiraz edemeyen Muharrem, kaçtığı dünyanın tam içinde bulur kendini. Vicdan azabı en çok rüyalarına giren kadın, para ve içki ile onu rahatsız eder. Takva’da, Erkan Can’ın oynadığı tarikat ehli dindar Muharrem’in seyr-i sülûkunu delirerek noktalandırdığını görürüz. Adeta bir ‘Katolik’ tutuculuğuyla hayattan kendini tecrit eden, cinsellikten ve dolayısıyla kadınlardan şeytandan kaçar gibi kaçan karakterin bozulma süreci, tarikatın mali işler sorumluluğunu almasıyla başlar. Rüyalar ise her gece onu kaçtıklarıyla yüzleşmeye zorlar. Filmin son karesinde Nazım Hikmet’in dizeleri çıkar karşımıza: “Çok alametler belirdi, vakit tamamdır. Haram, helal oldu helal haramdır. Kendi kendimize yarışmaktayız gülüm. Ya ölü yıldızlara götüreceğiz hayatı, ya da dünyamıza inecek ölüm.” Takva, vizyona girmeden önce zikir ayini çekimlerinde polis baskını yapılmasıyla gündeme gelmişti. İzlendikten sonra da en çok bu görüntüler üzerine yorumlar yapıldı. Türk sinemasında ‘Derviş’ ya da ‘Kurtlar Vadisi Irak’ gibi filmlerde dergâhlara uğrasak da bu kadar teferruatlı bir zikir sahnesini daha önce görmemiştik. İlk tepki Altın Portakal Film Festivali’ndeki gösterimin ardından yapılan söyleşide geldi. İsmini beyan etmeyen bir kadın izleyici, bu kadar ‘cüretkâr’ zikir sahnelerinin aynı zamanda ‘teşvikkâr’ olduğu görüşündeydi ve durumdan rahatsızdı. Muhafazakâr kesimin şikâyeti ise ‘Takva’ başlığının altının yanlış doldurulmasıydı. Muharrem karakteri, takva sahibi bir insanı resmetmiyordu. Kaynak: Aksiyon http://aksiyon.com.tr/detay.php?id=29814 |
|
03-25-2008, 18:01 | #13 | |
Takva
Alıntı:
Orhan Pamukta nobel aldı örneğin ;) Film için saçma diyemem ama hiç ama hiç de hoşuma gitmedi ;) |
||
03-27-2008, 00:03 | #14 | |
Takva
Alıntı:
|
||
03-27-2008, 00:20 | #15 | ||
Takva
Alıntı:
|
|||
03-27-2008, 00:22 | #16 |
Takva
Güven Kıraç zikirsahnesinde ayağa kalkıp tempo tutarsa,ellerini birbirina vurupalkış tutarsa tabi gülerler.
bu onların terbiyesizliği ;) bir sahne sebebiyle saçme demek haksızlık olur :-* |
|
03-27-2008, 00:23 | #17 | |||
Takva
Alıntı:
|
||||
03-27-2008, 00:35 | #18 |
Takva
yavv neden beğenmek zorundaymışım gibi davranıyorsunuz beğenmedim işte.vermek istediği mesaj falan güzel olabilir ama ben be-ğen-me-dim
|
|
03-27-2008, 00:37 | #19 | |
Takva
Alıntı:
|
||
03-27-2008, 00:38 | #20 |
Takva
saçma ile beyenmemenin arasında fark var ama
neyse sağol fikrini söylediğin için :-* |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|