Talat iyimser konuştu: Nisana çok var, Kıbrıs'ta çözüm mümkün
KKTC'de 2010 Nisan'ında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin barış müzakerelerini olumsuz etkileyeceğinden endişe eden Türk tarafı, süreci hızlandırmak istiyor.
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, KKTC'nin 26. kuruluş yıldönümü dolayısıyla Lefkoşa'ya gelen bir grup yerli ve yabancı gazeteciye 2008 Eylül'ünden bu yana devam eden kapsamlı barış görüşmelerinde gelinen son noktayı anlattı. Müzakere ana başlıkları olan yönetim ve güç paylaşımı, ekonomi, AB ile ilişkiler, mülkiyet, güvenlik ve garantiler ile toprak konularından ilk üçünde ilerleme kaydedildiğini, son üç konuda ise taraflar arasında derin görüş ayrılıklarının sürdüğünü kaydetti. "Dünyanın ilgisine ihtiyacımız var." diyen Talat, uluslararası toplumun daha etkin bir şekilde çözüm için devreye girmesinin şart olduğuna işaret ederek, "BM sürece daha aktif katılmalı. AB, Rumları teşvik etmeli ve müzakere takvimi belirlenmeli. Aksi halde süreç tıkanır." uyarısı yaptı.
2009 sonuna kadar mutabakata varılması konusunda umutlu olduğunu belirten KKTC lideri, bu hedef tutturulamazsa 2010 Nisan'ındaki seçimlere kadar çözüme kavuşulması gerektiğini söyledi. Anlaşmazlık konularının belli olduğunu, yoğun bir şekilde bunlara odaklanılması halinde orta noktada buluşulabileceğini ifade etti. Bu kapsamda da Rum tarafında 10'ar günlük seanslar halinde iki-üç seans bir araya gelinmesini teklif ettiklerini açıkladı. KKTC lideri, "Görüşmelerin gece gündüz olmasını istiyoruz. 10 günlük kamp yapar gibi sürekli tartışalım ve sorunlara çözüm bulalım artık. Üç defa yapılacak 10'ar günlük seans yeterli olacaktır. Bunun hemen ardından 2010 başında da referanduma gideriz." diye konuştu.
KKTC Cumhurbaşkanı, müzakere sürecinin Türk tarafındaki seçimlerden önce sonuçlandırılmasının da büyük riskler taşıdığı görüşünde. Talat bu yöndeki endişeleri şöyle dile getirdi: "Seçim kampanyası içinde müzakerede ortaya koyduğumuz görüşlerin speküle edilmesinden çekiniyoruz. Umudumuz seçim kampanyasının kendi mecrasında gerçekleşmesi, sürece zarar vermemesidir. Aksi halde süreç yeniden çıkmaza girer. Bu yüzden seçim takvimi işlemeye başlamadan bir anlaşma metni hazırlanabilir. Ve bu metin üzerinde referanduma gidebiliriz."
NAMIK KEMAL PARLAK LEFKOŞA 15 Kasım 2009, Pazar
ZAMAN