11-03-2009, 14:16 | #1 |
Tam yerine denk gelmişken, bir kere daha oynatalım! - Tamer Korkmaz
Tamer Korkmaz- Yeni Şafak [email protected] Tam yerine denk gelmişken, bir kere daha oynatalım! Ergenekon savcılarına gönderilen ihbar mektubunda Genelkurmay Başkanlığı Bilgi Destek Dairesi'ne "kamuoyunu yönlendirme" amaçlı belge hazırlanması için emir verdiğinden söz edilen komutan kimdi? Dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Ergin Saygun… İtirafçı Subay'ın mektubunda işbu belgenin de "Cunta'nın işi" olduğuna dikkat çekiliyordu. * Şimdi de, yakın geçmişten "çok kritik pozisyonları" birbirine eklemek suretiyle bir kere daha oynatalım… Org. Saygun, Kasım 2006'da Hudson Enstitüsü'nün toplantısına katılmıştı. Hudson Enstitüsü'nün Neo-Con'culuğu ile öne çıktığını ve Dabılyu Bush yönetimini canla başla desteklediğini hatırlayalım. Hudson'ın "İsrail'e çok yakın bir kuruluş" olduğu da iyi bilinir. Enstitü'nün Avrasya Politikaları ve Türkiye direktörü Zeyno Baran, 17 Kasım 2006'daki toplantıda Org. Saygun'u ağırlayanların başında geliyordu. Baran, o toplantıyı takip eden günlerde (iki hafta sonra) Newsweek'te "darbe-toto" oynayan bir yazıya imza atmış ve 2007'de Türkiye'de darbe olma ihtimalini yüzde 50 olarak görmüştü! O yazıda, bu yöndeki kanaatine kaynaklık edenin "Yakınlarda görüştüğü bir üst düzey general" olduğundan söz etmişti. Sahi, bu "üst düzey general" kimdi acaba? O günlerde (1 Aralık 2006) Zeyno Baran'ın Org. Ergin Saygun'la -Hudson toplantısı dışında- bir görüşme yaptığını yazmıştım. Bu haber yalanlanamadığı gibi, kısa süre sonra Baran söz konusu görüşmeyi yaptığını kabul etmişti. (O dönemde kimi muhafazakar yazarlar, ısrarla verdiğim bu haberlerden rahatsız olmuşlar, Zeyno Baran'ı savunan yazılar kaleme almışlardı! Hudson Enstitüsü'nün karanlık senaryolarının da Haziran 2007'de ortaya çıktığı hatırlanırsa, okuyucularına kimlerin temiz kimlerin kirli bilgiler verdiği hususu bir kez daha görülür.) * Hudson'da pişirilen kabus senaryosunu "Ne olmuş yani? Alt tarafı bir beyin fırtınası" diyerek geçiştirmek mümkün değildi… Hudson Enstütüsü'nde senaryosu yazılan eylemlerin benzerlerini Türkiye peş peşe yaşamıştı. O tarih itibarıyla bir yıl öncesinden başlayarak Danıştay Saldırısı, Hrant Dink Suikastı, Malatya'daki provokasyon bunlardan sadece birkaçıydı… Ayrıca, -mesela- kabus senaryosunda Beyoğlu'nda PKK'nın canlı bomba eyleminden söz ediliyordu; o günlerde Ulus-Anafartalar'da patlatılan bomba ile sekiz vatandaşımız hayatını kaybediyordu. * Newsweek'te oynanan "darbe toto" ile 27 Nisan sanal muhtırası arasında da birebir bağlantı olduğu aşikardı. Elektronik muhtıra, emir komuta zinciri dışında yayınlanmıştı! Org. Yaşar Büyükanıt'ın geçtiğimiz aylarda "internet muhtıra"sını "üstlenmiş olması" gerçeği değiştirmiyor! E-muhtıranın arka planı hakkında, o günlerde "ince bir deşifre" yapılmıştı: Sadece kısa bir süre için 'internet hayatına atıldığı' anlaşılan ilginç bir sitede (www.harbiyeli.net) "TSK Mensuplarından Açıklama" başlığı ile "Gece yarısı bildirisinin bir oldubitti ile yayınlandığı" vurgulanarak bir "orgeneral"den bahsediliyordu: "İlgili orgeneral daha önce de ABD'de bazı basın mensuplarıyla gizli buluşmasında Nisan ayında darbe yapacağını ifade ederek ülkemizi ve TSK'yı kamuoyu huzurunda zor duruma düşürecek bir krize sebep olmuştur…" Sahi, bu "orgeneral" kimdi, acaba? * Toparlayalım… Kasım 2006'da Hudson Enstitüsü'ndeki toplantı; iki hafta sonra Newsweek'teki darbe kehaneti; 27 Nisan 2007'de emrivaki ile "sanal" muhtıra; Haziran 2007'de Hudson'da pişirilen karanlık senaryolar; iki yıl sonra, 2009'un Haziran ayında gün ışığına çıkan "ihanet belgesi" ve şimdilerde "cunta"yı deşifre eden sarsıcı bir ihbar mektubu! Haziran ayında kirli belge olayı patlayınca CHP lideri Deniz Baykal Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'un emekliye sevk edilmesini istemişti. Varsayalım, o vakit Baykal'ın arzusu gerçekleşse idi ne olacaktı? O esnada 1. Ordu Komutanı olan Org. Saygun'a Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın yolu açılacaktı! Aktütün'den, Dağlıca'dan, Poyrazköyden'de söz eden İtirafçı Subay'ın ihbar mektubunda "cuntanın önde gelen iki ismi" olarak Ergin Saygun'un ve Hasan Iğsız'ın isimleri sayılıyor. Bugünlerde olup bitenlerin perde arkasını doğru okuyabilmemiz için birkaç yıl öncesine gidelim… 2003-2004 döneminde yani Org. Hilmi Özkök Genelkurmay Başkanı iken; TSK içinde Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven kod adlı darbe girişimlerinde bulunulmuş olmasından… O girişimleri önleyen, etkisiz hale getiren, paketleyen; o hazırlıklara karşı dik duran Org. Özkök'ü sorumlu tutmamız (dahası biran için filmi geriye sararsak mesela Özkök'ün istifasını istememiz) ne denli trajikomik olurdu, şöyle bir düşünelim… * İhbar mektubunda, AKP'yi bitirme belgesinin hazırlanması için emri veren komutanın kim olduğu yazılı: Dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı, günümüzün 1. Ordu Komutanı Org. Hasan Iğsız… İhanet Belgesi, 27 Nisan sanal muhtırasından daha vahimdir. AKP hükümeti, 28 Nisan'da (2007) çok net bir tavır koymuştu, sanal muhtıraya… Şimdi ise, hükümet sözel tepkilerle yetinmemeli ve kirli belge için gerekeni yapmalıdır: Başta 1. Ordu Komutanı olmak üzere kirli belge filminde yardımcı rollerde oynayan TSK personeli görevden alınmalıdır. 03 Kasım 2009 Salı
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
11-03-2009, 14:53 | #2 |
Tamer Korkmaz'ı özlemişim.Zamanda yazdığı "zaman"lar takip ediyordum, sivri dili çok hoşuma gidiyordu.Paylaşım için teşekkürler, Bu adamı tekrar bana hatırlattığınız için.
|
|
11-05-2009, 04:02 | #3 | |
Alıntı:
Gerçi, Zaman'dan kırgın ayrılmış duyduğumuz kadarıyla ama |
||
11-05-2009, 04:14 | #4 | |
Alıntı:
|
||
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
ergin saygun, ihanet belgesi, tamer korkmaz |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|