![]() |
#11 |
![]() Yazık ona acıdım şimdi büyük hesap verilince ne yapcak acaba.. Şimdi gaza gelip konusuyo ama Rabbim herşeyi görüyor..
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#12 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#13 |
![]() Ahmet Altan hakkında ateist deniliyordu.Demekki doğruymuş yahu.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#14 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#15 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#16 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#17 |
![]() İşleri sadece türbünlere oynamak
Viski parası çıkarmak, Sabah kalemi ile kağıt üzerinde milletin duygularını kaşırken,akşam içki kokan nefesi ile uyuyup uyanıp aynı kalemle sırtını kaşımak, Türkiye Cumhuriyetine hakaret, Atatürk'e hakaret, Milli duygulara hakaret,Şimdi de dini duygulara hakaret. Hadi hayırlısı bakalım.Sen dinsizsin ama bu milletin büyük çoğunluğu başta Müslüman olmak üzere dine ve Allah'a inanıyor. Allah'a gerçek manada inananlar ölüme giderken Azrail'le dans ederek ve gülerek gider. Bakalım bir gün ecel kapıya dayanır da Azrail karşına çıkıp bu dansı bana lütfedermisin dediğinde sen ne yapacaksın doğrusu çok merak ediyorum. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#18 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#19 |
![]() taraf okuyanlara para verenlere duyurulur !!!
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#20 |
![]() Ben taraf gazetesini takip ediyorum ve okuduğum belli başlı yazarlar var o gazete'de..
Ahmet Altan, mesela, doğruları yazdığı zamanlar çoktur. Doğrulardan doğruca bahsettiği zaman okurum ve alıntılarım.. Kimin söyllediğine değil, ne söylediğine bakarım.. Şahsını değil düşüncelerini eleştiririm.. Cihan Aktaş mesela.. Yazılarını takip ederim.. Ve konuyla ilgili kaleme aldığı şu satırları aktarmak istiyorum: "“Sansür” başlıklı yazı, hele bir de bayram günlerinde yayınlandığı hesaba katılırsa, yaşadığı toplumun hassasiyetleri konusunda bir aydından beklenilebilecek asgari bir saygıdan yoksundu. Ateist olarak dinî konuları elbet tartışırsınız, hatta dinî konular bazen dindar bir kişilikten daha çok ateist bir kişiliğin zihnini meşgul edebilir. Fakat, sizi bir muhatap olarak görmeyi mümkün kılan, ayrıca kendi bakış açınızla dahi karşınızdaki insanların iyiliğini ve mutluluğunu temenni ettiğinizi gösteren bir diliniz olmalı ki sesinize ses verilsin. Özgürlük en kolay anlaşılma biçimiyle diline geleni dışavurmayı gerektirir. İnanan insanların duyguları rencide edilmeden de var edilebilir, hassasiyeti yüksek bir değerdir özgürlük. Neticede ideolojiler ve ütopyalar gibi dinler de eleştirilebilir, uygulamada gösterdikleri problemlerle birlikte. Ateistlere hayatın anlamı konusunda tevhidi bir dinin getirdiğine benzer bir açıklama getirme başarısını kazandırmıyor yine de bu imkân... Binlerce yıldan bu yana dünyayı dolaşan ve insanların anlam dünyasında yer tutan simgelerin ve hikâyelerin vahiyle ilişkili olmadığını da iddia edemez hiç bir etnolog. Kısmen mitolojilere ait figür ve semboller, kavram ve olgularla bütünleşirken hayatın içinde olma özellikleriyle mitoloji-dışı bir hayatiyet kazandırılarak yeniden üretilirler. Bu semboller veya anlatılar Arap coğrafyasıyla da sınırlı değildir üstelik, Hıristiyan-Yahudi kültürü tarafından biçimlenmiş bütün Batı medeniyetini kuşatmıştır. Nişanyan’ın yaptığı ne “köhne” bulduğu bir yapıyı sökme işlemi, ne de bir eleştiri. Aynılık duraganlığı getirir. Farklı ses, kendinizde olanı yeniden ve tazelenerek anlamaya zorlar sizi. Şu var ki, Nişanyan’ın değinmeleri veya inançların, ayinlerin kökenine doğru gerçekleştirdiği kazıma işlemlerinin üslubu, karşıtını ya da okurunu geliştirmeye, birlikte gelişmeye çağırma niyetinden fersah fersah uzak. Şu da var ki Taraf gazetesi dil ve üslubu konusunda okuyucularında yüksek bir beklenti oluşturmuş bir gazete. Nişanyan’ın Tevhidi dinlerin bağlılarını alaycı bir dille saçma sapan masallara inanan, bu masalların ögelerini de kutsallaştıran cahil kitleler olarak resmeden anlatımı, bu gazetenin okuyucusunun aşina olduğu dil ve üslubun çok uzağında. Nişanyan’ın yazılarında kendini gösteren aşağılayıcı ve küçümseyici, yüreği ve kişisel hikâyeleri hiç hesaba katmayan pozitivist ses o denli işlemiş ki Türkiye’nin aydın varlığının benliğine, en hassas söyleşme zeminlerinde bile kendini hatırlatıyor. Dindar münevverler “ortaçağ” denilen dönemlerde bile farklı seslere tahammüllü olduğu ölçüde, ateistlerle verimli bir tartışmayı paylaşmayı bilmişlerdir. Bu tartışmaların bazen camilerde sürdürüldüğünü de kaydeder tarih. Yazarken ya da söyleşirken nezih bir dil tutturamıyorsak eğer, ne kadar çok şey biliyor olursak olalım, tahammülü mümkün kılan bir kültürün yükselmesine katkıda bulunacak bir olgunluk ve duyarlılıktan yoksunuz demektir. " Nişanyanın adaba, dine, imana, ahlaka aykırı sözleri kesinlikle kabul edilemez. Hakikate karşı kör olanların yazdıklarını da bunu dikkate alarak okuruz, ve zehirli kelimelerinden düşmandan kaçar gibi kaçarız. Taraf "özgür" düşünce izlenimi uyandırıyordu izleyicisinde. Ama "değerlere" hakaret özgürlük anlamına gelmez, ki, Nişanyan kendi sığ bakış açısıyla dünyayı okumaya çalışırken düşünseydi, kendi düşüncelerinin hakikatin eşiti olmadığını, onun göremediğini başka sinelerin görebildiğini.. Göz, ancak önünü görebiliyor, o da sınırlı olarak.. Fakat dünya tek yönden ibaret değil!! Taraf, keşke sınırlarını korusaydı, özgürlüğün sınırsızlık olmadığını yineleyerek.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|