12-05-2010, 17:50 | #11 |
Üstadım, Murat Bardakçıoğlu'nu dinlerken, bazı dudak ısırtan açıklamara hemen inanmayınız. Abdulhamid han'ımıza şarap içerdi diyebilen bir tarihçimiz malesef.
Konuyu detaylı olarak araştırırsanız özelliklede Mustafa Armağan'ın kaynaklarından malesef Bardakçıoğlunun profili zihninizde birazcık değişecektir. Ama bu demek değildir ki izlemeyiniz. Demek istediğimi anlatabilmişimdir inşAllah. |
|
12-05-2010, 17:54 | #12 |
Dün gece keyifli bir program vardı. Hanzade hanım çok tatlıydı
Başından izleyemedim ama neyse artık sitesinden izleriz tamamını. |
|
12-05-2010, 17:58 | #13 |
Bırak onu!!
Git tvnetin siteye kadir mısıroğlunun son programını izle |
|
12-05-2010, 18:59 | #14 |
Konu Murat Bardakçı değil ki. İlk kez Vahidettin'in torunu bir televizyona çıkıyor. Üstelik elinde ilk kez gördüğümüz fotoğraflar, çok çarpıcı anekdotları var. Daha da güzeli son dönem Osmanlı'sında en çok tartışılan isim Enver Paşa'nın tek torunu da yayına katılıyor. Böyle bir ortam varken, programı değil Murat Bardakçı, Mehmet Ali Erbil bile sunsa izlenir.
|
|
12-05-2010, 19:05 | #15 |
Eşref onun derdi Murat Bardakçı ile değil benimle..
Bulaşmadan edemez kendisi, bulaşık ! |
|
12-06-2010, 00:22 | #16 |
birşey demiyorum...
|
|
12-06-2010, 10:38 | #17 | |
Alıntı:
Aslında her iki zihniyetin orta yolunu tutturmuş bir tarihcimiz yokmu ki , islami kültürden yoksun olanların o günü farklı yorumlaması doğaldır. Belkide tarihcilerin ayrıştığı noktalar hep bundan kaynaklanıyordur. Akşam Taha Akyolun sunduğu eğrisi ile doğrusu adlı programda iki konukta çok müsbet şeyler konuştu , Abdulhamit için çok olumlu şeyler söylediler şaşırdım. Acaba iktidarın varlığından ötürü yorumlarda farklılıklarmı olmaya başladı diye düşünmekten kendimi alamıyorum. |
||
12-06-2010, 11:32 | #18 | |
Alıntı:
Bugün başbakanımızı yaptıklarıyla, söyledikleriye hepimiz canlı canlı görüyoruz. Ama bir kesime bakıyoruz, bizim başbakanımız gizliden gizliye İsrail yanlısı, terör örgütleriyle, Apo ile gizli gizli görüşen, Amerikan güdümünde ama aynı zamanda İran yanlısı (Hem Amerika hem İran, nasıl oluyorsa), ülkeye şeriatı getirebilecek, masum (!) insanları, vatanseverleri (!) Ergenekon adlı sözde bir örgütle içeri tıkan, kendi yasalarını uygulayan, hukuk tanımaz, yarı dikdatör, gemileri, yatları, katları olan, İsviçre bankalarında tonla parası olan... bir lider olarak karşımıza çıkıyor. Bu hususta onlarca, yüzlerce bilgi ve belgeye ulaşmak da mümkün. Ya diğer taraftan? Ülkemizi kısa sürede refaha kavuşturan, Türkiye'yi G20'ye sokan, IMF'den bizi kurtaran, paramıza ve devletimize dünyada itibar kazandıran, demokrasi yanlısı, mazlumu koruyan, kimsenin yapamadığını yapıp İsrail'e rest çeken, devletin içine sızan kan emicileri temizleyen, karanlıkları bir bir aydınlatan, Ergenekon'u çökerten, Kürt sorununun çözümünde önemli adımlar atan, ülkemize demokrasiyi, özgürlüğü getiren, bütün dünyanın saygı duyduğu... bir lider olarak da görmemiz mümkün. Bu açıdan da pek çok bilgi ve belgeye ulaşabiliyoruz. Yaşadığımız, gördüğümüz bir zamanda bile birbiriyle bu kadar ters, bu kadar çelişen bir durum varken, bizim tarihimizi aydınlatma imkanımız var mı? Hal böyle olunca, kim nasıl düşünüyorsa, kimin çıkarı hangi belgelere inanmaktan geçiyorsa, maalesef kişiler o belgelere o bilgilere inanıyor. |
||
12-06-2010, 11:50 | #19 |
Eşrefim çok güzel ifade etmişsiniz ciddi manadaki sorunu , bugün iktidarın her tür faaliyetlerini farklı pencereden eleştiren hatta iftiraya varacak düzeyde olaylara dahil olanlara benzer zihniyetin de geçmiş tarihde iş başında olduğunu anlıyoruz. Siyasi adımların , manevraların kimilerine göre olumlu kimilerine göre vatan hainliği nisbetinde değerlendirilmesi ideolojik savaşın uzantısı gibi geliyor bana. Mesela dini boyutu gelişmiş olan yönetici kimliğindeki kişilerin adımları dine mesafeli olanlar tarafından eleştirilmesi ideolojinin kutsayıcıları tarafından her dönem yapılmıştır. Vuku bulan bir çok olaya manevi unsiyetten yanaşan ve stratejilerini bu hassasiyette yürüten kişilerin geçmişte olduğu gibi şimdide eleştirilmesi hep bu yüzden sanki.
|
|
12-06-2010, 12:00 | #20 | ||
Alıntı:
Alıntı:
Çok mükemmel bir analiz yapmışın hemşerim. Bu arada Malatya çok değişiyor haberin olsun heryer istiklal caddesi gibi, Akparti fena çalışıyor Konuya dönecek olursak, şu bir gerçek ki çağımızda ne ideoloji, ne rejim nede başka bir şey para kadar güçlü değil. Herkes diyemesekde büyük çoğunluğu yöneten maddiyat malesef. Abdulhamid'i şuan bir anket yapıp halkın zihnindeki profili istesek, 8-15 yaş arası tanımaz, yada derslerde sadece adını duymuştur, 15-30 yaş arası kitle vatan haini olarak tanıyor, 30 ve üstü ise Kızıl Sultan yaftasını vuruyor. Bırakın kendisine solcu diyen ideolojik varlıkları, bizim kısımdan bile Abdulhamidi Kızıl Sultan olarak bilenler var. Bunun sebebi ise, mağlum. Detaya girmeyeyim konu çok uzar. Bizim kitlemiz küçük mü? Sadece Akparti kitlesi 20 milyondan fazla, Abdulhamid'e içkimi içti diyo, o adamın elinden bir reytingleri al reklm gelirleri düşsün bunun sebebini anlasın bak iddia ediyorum 1 ay sonra Abdulhamid belgeseli çeker. O yüzden bilinçli tüketici olmamız lazım ki dizginlerin kimin elinde olduğu anlaşılsın. Yani hemşerim sana bireysel olarak söylemiyorum yanlış anlama. Yatağından abdestsiz çıkmayan, Tuğla ile teyemmüm alan bir zat, eşi bir kere hasta olduğu için çorabını girdirdi diye, Padişah olmasına rağmen eşinden hakkını helal etmesi için ısrar eden bir zat'a bir mümine torununu kuçağına alıp diline porto şarabı sürerdi demek boykotu hak eden bir harekettir. Konu Seyyah tarafından (12-06-2010 Saat 12:46 ) değiştirilmiştir.. |
|||
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|