01-19-2014, 14:47 | #171 |
Bismillâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm
“Doğruyu getiren ve onu doğrulayanlar... İşte onlar ALLÂH’a karşı gelmekten sakınan müttakîlerdir.” (Zümer Sûresi, 33) Tevhit kelimesi birlemektir. Kelime-i tevhîd, tevhîd-i ef’âl, tevhîd-i sıfât, tevhîd-i zât diye, her şeyde ALLÂH’ın varlığını müşâhede etmek ve birlemektir. Doğruyu getiren Hazret-i Muhammed (s.a.v.) ve diğer peygamber efendilerimizdir. Peygamber efendilerimizin getirdiği emr-i ilâhîyi kabul edip doğrulayanlar, en son gelen Şerîat-i Muhammedî’ye de tâbi olanlar, Peygamber Efendimiz’in : “Ashâbım yıldızlara benzer. Hangisine tâbi olur iseniz sizi hakîkate götürür” hadîs-i şeriflerinde ifâdesini bulan getirdiği nizâm-ı ilâhiyi acabasız kabul edenlerdir!.. Pir-i Gâlibi Kadiri, Rufai, Üveysi Meşayihi Seyyid H.Galip Hasan Kuşçuoğlu |
|
01-26-2014, 14:01 | #172 | |
Alıntı:
İ S T İ H Â R E Peygamber Efendimiz buyurdular ki: “Siz bilmediğiniz mühim şeyleri Hazret-i ALLÂH’a sorunuz.” Bilmediklerimizi her ilim yed-i kudretinde olan Hazret-i ALLAH’a peygamber efendimizin işaret buyurduğu gibi sormamıza istihâre denildi. Ehl-i tasavvufun târif ettikleri istihareyi inanarak acebasız yapmaya çalışalım: Aldığımız cevabı önemseyecek imana sahip değilsek yapmayalım. İstihare falcılık, cincilik, gayıptan haber vermek hiç değil, kulun aczini itirafı anlamındadır. BİLMEDİĞİ MÜHİM MEVZULARI HZ ALLAH’A SORULMASININ ELÇİSİ AHİR ZAMAN PEYGAMBERİ HAZRET-İ MUHAMMET MUSTAFA (S.T.A.V.) EFENDİMİZİN TARİFİ ÜZERE YAPILMASINA “İSTİHARE” BUYURULDU. MÜRACAATINDA ACZİNİ İTİRAFLA BİLDİRİLMESİNİN, ACZİNE UYGUN ANLAYABİLECEĞİ GİBİ OLMASINI SAMİMİYETLE RİCA EDECEK. VE CEVABI İSTİHAREYİ YAPANA VERİLİR BAŞKASI NA VERİLMEZ! GÖRDÜĞÜ MANA MÜRACAATINDA AÇIK OLACAK. BEYAZ GÖRDÜM, SİYAH GÖRDÜMLE KİMSE KİMSEYİ KANDIRMASIN!. İSTİHARE MÜRŞİDİNİ GÖRMESİ İÇİN YAPILIR!. EVLENMEK İÇİN YAPILAN İSTİHARELER GÖRGÜ İÇİN YAPILMAZ, HAKKINDA HAYIRLI OLMASI İÇİN RABBINA İNANAN İNSANLARIN MÜRACATIDIR TAVSİYE EDİLİR. NETİYCEYE TAHAMMÜL SADIK, MUHİP, EHL-İ İMANIN KEMALATIDIR. İstihareyi, sana tarif eden selahiyyetli zata ilave etmeden, noksan da söylemeden anlatacaksınız. O zat nasıl tabir etti ise öyle kabul edeceksin. Çünki gördüğün mana senide tatmin edecek!. Tekrar ediyorum: Renk meselesi değil. Beyaz, yeşil önemli değil. Tatmin olacak cevap alacaksın.!. Cevap alamadınsa istihareni tekrar edeceksin. 9 gün kadar yapılması tavsiye edilir. Cevap gelmedi ise kimseden vazife alınmaz. Alır ise alan da veren de ind-i ilâhide mesuldür!. Başkasına verilen cevap kesinlikle muteber değildir. Gafil olma. İstidayı sen verdin, cevabını sen alacaksın. Başka nedenle yapılan istiharelerden mutlaka görüntü beklenmez imandan gelen müracaat usulüdür makbuldür Pir-i Gâlibi Kadiri, Rufai, Üveysi Meşayihi Seyyid H.Galip Hasan Kuşçuoğlu Konu fican tarafından (01-26-2014 Saat 14:03 ) değiştirilmiştir.. |
||
02-02-2014, 11:46 | #173 |
İslam:
Allah’ın iradesine teslimiyet demektir. Allah’ın yaratığı bütün iyi şeylerden tamamı ile istifadeye müsade eder ve aynı zamanda herkesin üzerine Allah’a karşı ibadet etmek ,oruç tutmak, hayır işlemek v.s. gibi vazifeler yüklemek suretiyle ruhani ve cismani (ruh ile beden) arasında ahenkli bir muazene kurar. İslam bu suretle seçkin bir zümrenin değil aynı zamanda bütün insanların dini olmuştur. Dâvet umûmidir. Bütün mü’minler sınıf, ırk, dil farkı olmaksızın kardeş olurlar. Dînin tanıdığı yegâne bir üstünlük vardır, o da şahsî ve ferdîdir: Allah’tan en çok korkan ve en ziyâde Allâh’ın emirlerini yerine getirenler, takvâ ehli Allah ve resûl’ü katında en yüksek insanlardır. Pir-i Gâlibi Kadiri, Rufai, Üveysi Meşayihi Seyyid H.Galip Hasan Kuşçuoğlu |
|
02-02-2014, 16:24 | #174 | |
Alıntı:
Öyleyse çok net söyleyebilirim ki; tasavvuf SAPIKLIKTIR ! |
||
02-09-2014, 19:11 | #175 | ||
Alıntı:
Günümüze baktığında, Atatürk'ün sahte şeyhlerden, din bezirganı-din tüccarı alimlerden,casuslardan neler çektiği anlaşılmıyor mu? Atatürk'e İMANSIZ diyen İMANSIZDIR. Alıntı:
Konu fican tarafından (02-09-2014 Saat 19:22 ) değiştirilmiştir.. |
|||
02-26-2014, 14:46 | #176 |
Mü’min bir millet varken ilim, ahlak, medeniyet, kuvvet ve kudret bakımından ondan daha üstün diğer bir millet olmaması lâzım.
Pir-i Gâlibi |
|
03-12-2014, 17:05 | #177 | |
MÜTEVELLİ HEYET BAŞKANIMIZDAN SAYIN BÜLENT ARINÇ’A ANLAMLI İKİ PLAKET
Alıntı:
|
||
03-12-2014, 20:22 | #178 | |
Alıntı:
-Fotoğraflarını siyaset içeren yerlerde paylaşmanız doğrumu? Piri Galibi isimli zatın bu konudaki fikri nedir? -Evveli nedir? Piri Galibi nereden gelmiş bu yol nasıl oluşmuş.? -İçtihadı nedir mezhep olarak hangi mezhebe bağlıdır -Seyyidlik derecesi,nesebi nedir. Hangi Koldan Resulullah s.a.v me bağlıdır Yanlış anlaşılmasın ilgimi çekti tanımak istedim Konu Ekinoks tarafından (03-12-2014 Saat 20:32 ) değiştirilmiştir.. |
||
03-14-2014, 20:51 | #179 |
|
|
03-14-2014, 21:11 | #180 |
Her şeriatın müttaki, mü’min, velisi ve evliyası mevcuddur; kıyamete kadar da bu rahmet-i ilâhiye devam edecektir.
Bu yönlü rahmet-i ilahiyeyi yokmuş gibi noksan göstermeye kalkışmak tertib-i ilâhiye karşı tavır takınmak kimsenin haddi değildir ve manayı değiştirmeye de kimsenin gücü de yoktur, hakkı da yoktur!... İşte son ilahi kitap Hazret-i Kur’an-ı Azimü’ş-şan’da Maide Suresi 51’inci ayet-i celilede bu hususda ALLAH bildirisine halen yanlış mana verilerek ehl-i kitabı rahmeti ilâhiyeden dışlıyarak Hazret-i Kur’an’a düşman eden, Ümmet-i Muhammedi hakir görmelerine sebeb-i zemin hazırlayan, hakiykat dışı, varlık ve enaniyet mahsulü yanlış meal ve tefsirlerde bu türlü mana tahrifatını emr-i ilâhi imiş gibi gösterme cüretinde beis göremeyenlerin, ALLAH tarafından ihsan edilen peygamberlerinin getirdiği şeriatını yaşayan ehl-i kitabı ruhen rencide ettiği gibi ümmet-i Muhammed’e de ve Hazret-i Kur’an’a düşman eylediği bir gerçek değil mi!. HZ. ALLAH’a inanan ehl-i kitaba ilâhi bildirinin hilâfına gavur, kafir, gayr-ı müslim diye hakaretamiz itham ettiğimiz halâ yetmedi mi, el-insaf!.. Bu ayet-i celiyleyi ehl-i mutasavvifinin anladığı mana: “Ey iman edenler! Yahudi ve Hıristiyanların evliyalarını evliya edinmeyin!.. Onlar kendilerinin evliyasıdır. (Sonra gelen şeriatı kabul ettikten sonra, evvelki şeriattaki evliyalar senin şeriatından lutfedilen evliya değildir. Sana lutfedilen şeriatını gününe yansıtan ve emri ilâhiye uyumlu evliyana tabi ol. Geri döndüğünüz zaman evvelki şeriata dönüşünle sonra gelen şeriata biatınla indi ilâhiyede nefsine zulüm etmiş olursunuz.) ALLAH zalımlar toplumuna yol göstermez.” (Maide Suresi, 51) İşte bu abd-i âcizin, anladığım mana… İşte evliyayı kabul etmeyip, evliyanın yerine mana ile ilgisi olmayan “dost” kelamı ile değişiklik yaparsan ayetin manasını doğru yansıtamadığın gibi, Hazret-i Kur’an’ın manasına ters düştüğünü bilesin! Pir-i Gâlibi Kadiri, Rufai, Üveysi Meşayihi Seyyid H.Galip Hasan Kuşçuoğlu Konu fican tarafından (03-14-2014 Saat 21:22 ) değiştirilmiştir.. |
|
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
tasavvuf |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|