Televizyon başlı başına berbat bir şeydir... - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Beritan** · 12-16-2008, 03:30

Televizyon başlı başına berbat bir şeydir...

Çocuklarımızı, televizyonların ulaşamayacağı yerlerde saklayalım;Televizyon başlı başına berbat bir şeydir...

Televizyon başlı başına kötü bir şey değildir’ diyerek başlayan uzman cümlelerinin hepsinde aynı idraksizlik var. Televizyon başlı başına berbat bir şeydir. Toplumları uyutmaktan, nesillerin ahlakını çürütmekten, yediden yetmişe herkesin çok büyük zamanlarını buruşturup çöpe atmaktan başka ne işe yarar? Ahlak ve zekâ düşmanı programlardan Müslümanlar olarak ne bekleyebiliriz?
Televizyon izlemenin özellikle çocuklar için fazlasıyla zararlı olduğunu bilmeyen yoktur. Ama çığırından çıkmış bir meseleden bahsediyoruz. Türkiye’deki anne – babaların yüzde yetmişinden fazlası televizyonun özellikle çocuklar için iyi bir şey olmadığını biliyor. Ama birçok ebeveyn, kendi televizyon bağımlılığı yüzünden çocuklarının televizyon izleme sürelerini denetleyemiyor. Çocuklarımızın içine düştüğü sorunların sebebi aslında biziz.
Televizyon bağımlılık yapar
Televizyonun fiziksel değilse bile psikolojik bağımlılık yaptığını artık herkes kabul ediyor. Çocukların, kontrol altında tutamadıkları düşünme biçimleri tamamen televizyon aracılığıyla oluşturuluyor. Genelde anne – babaların klasik cümlesi olan "Bu çocuk kime çekti?" yakınması üzerine biraz düşünmemiz gerekiyor.
‘İyi de akıllı işaretler var’
Televizyonlar için yakın zamanda uygulamaya geçen ‘akıllı işaretler’ den medet uman anne- babalar yanılıyor. O akıllı işaretlerin kimin aklıyla oluşturulduğunu sormadan, hareket etmekle, kendi çocuklarımıza verebileceğimiz en büyük zararı vermiş oluruz.
‘Akıllı işaretler’ de içinde olmak üzere bütün bu yeni uygulamaları, hepimizin güvenliği (!) için oluşturanlar, ekrandaki sigara görüntüsünü karartmayı düşünen ama içki kadehlerini karartmayı akıl edemeyenler değil midir?
Çocukları televizyonlar yetiştiriyor
Bu ülkenin Milli Eğitim Bakanı ne iş yapar diye sormak zorundayız. Bozulan ahlaki yapımıza dönüp bakmamız gerekiyor. Özentinin alabildiğine arttığı bu toplumda, aile kurumunun içini boşaltan da yuvaların kolayca yıkılmasına sebep olan televizyondan başkası değildir. Günde ortalama 3 saat televizyon izleyerek yetişen bir çocuk, bir yıl boyunca toplam iki haftadan fazla bir zamanını devamlı televizyon izleyerek geçirmiş olur. Ebeveynlerin, çocuklarının birebir eğitimi için ayırdıkları süre sizce bu kadar yapıyor mu?
Televizyon izleyen çocukların değer yargıları bozuluyor. Kısa bir zaman sonra televizyon ekranında gördükleri çözümleri kullanmaya başlıyorlar. Çünkü bir çok televizyon programında, çocuklarımıza olumsuz değerler öğretiliyor; İstediğinizi elde etmek için şiddet kullanın, yalan söyleyin, ne gerekiyorsa yapın ya da sizi popüler yapan şeyler, sahip olduğunuz şeylerdir vs…
Sadece yuvalardaki huzuru yıkmıyor, başka zararları da var
Toplumun ahlakı için bir dinamit tehlikesi arz eden televizyonun, zihin sağlığına olduğu kadar vücut sağlığına da zararları var. İşte uzmanlara göre televizyonun zararları:
Aşırı beslenme sendromu:
Televizyon izlerken çocuklar aşırı miktarda beslenirler ve trans durumuna geçerler; öyle ki metabolizmaları (vücudun kalori yakması) normalde dinlenme sırasında (örneğin hiçbir şey yapmadıkları zaman) saptanan düzeyin bile yüzde16 altına düşer, bu rakam vücudun aktif olduğunda ölçülenden çok aşağıdadır.
Yetersiz Fiziksel ve Sosyal Aktivite:
Televizyon izlerken çocuklar konuşup oynayamazlar, diğer çocuklarla ilgilenemezler, kitaplara bakamazlar ve bedenlerini ve zihinlerini çalıştıramazlar. Aşırı düzeyde görsel bombardıman altında kalmak uzun vadedeki mutluluk için hayati önem taşıyan becerilerinin gelişmesini önler. Kronik televizyon izleyicileri uyarı ve tatmin açısından televizyona bağımlı olurlar.
Obezite:
Çalışmalar son yıllarda çocuklardaki obezitenin yüzde 50 artmasından televizyonu sorumlu göstermiştir. Bunun nedeni çok fazla kalori alınmasıdır. Televizyon bağımlıları çok fazla kalori alırlar. (Televizyon izlerken bir şeyler yerler; reklâmların etkisinde kaldıkları için de yedikleri genellikle abur cuburdur) ve yediklerinin çok azını yakarlar.
Yüksek kolestrol düzeyleri:
Aşırı beslenme sadece çocukların kilo almasına neden olmakla kalmayıp aynı zamanda kolestrol düzeylerini de arttırır. Araştırmalar, bunun hareketsizliğe ve kalp açısından sağlıksız bir diyetle beslenmeye bağlı olduğunu belirtmektedir.
Saldırgan davranışlarda artış:
Bazı insanlar bunun tersini düşünse de, gittikçe artan kanıtlar anne ve babaların her zaman şüphelendikleri konuyu doğrulamaktadır; Televizyondaki şiddeti seyretmek çocuklarda saldırgan davranışı körükler. En azından çocuklarda şiddete karşı duyarsızlık gelişir ve küçük izleyiciler bu konuda endişelenmekten vazgeçerler. (Filmlerdeki karakter, yumruk yer yemez bir yumruk attığına göre neden olmasın?)
Korkunun artması:
Küçük çocuklar gerçekle gerçek olmayanı ayırt etmekte zorlanırlar. Hayal mahsulü olan şeyleri gerçekmiş gibi algılarlar çünkü izledikleri her şeyi gerçek olarak değerlendirirler. Televizyonda olan şeyler onlar için kendi odalarında olanlar kadar gerçektir. Korku verici bir şovu izlerken korkmuyormuş gibi gözükseler de sonradan kâbus görebilirler.
Başa çıkma becerilerinde azalma:
Çocuğun sorunu mu var, uykusu mu var ya da kızgın mı? Çözümü basit; Televizyonu aç ve seyret. Uzmanlar televizyonu bu amaçla kullanan anne babaların çocuklarının hayatta karşılaşılan normal sorunlarla başa çıkmakta zorlandıklarını ve sorunları çözmeye çalışmak veya sıkıntıyı gidermek yerine kolay çözümlere yöneldiklerini ifade ediyorlar.
Entelektüel ve sosyal gelişmede gecikme:
Çok fazla televizyon seyretmek, çocukların kitaplarla yakın ilişki kurmasını engelleyerek, onların entelektüel gelişimini geciktirir.
Bağımsız oyun oynama becerilerinde azalma:
Çok fazla televizyon seyreden çocuklar kendi kendilerine oyalanamazlar ve bunun için motivasyon hissetmezler. Televizyondan çok fazla uyarı almaya alışmış olan çocuklar oyunun gerektirdiği düşünce ve hayal gücüne sahip değillerdir

12-16-2008, 03:30	#1
Kullanıcı Adı Beritan	Televizyon başlı başına berbat bir şeydir... Televizyon başlı başına berbat bir şeydir... Çocuklarımızı, televizyonların ulaşamayacağı yerlerde saklayalım;Televizyon başlı başına berbat bir şeydir... Televizyon başlı başına kötü bir şey değildir’ diyerek başlayan uzman cümlelerinin hepsinde aynı idraksizlik var. Televizyon başlı başına berbat bir şeydir. Toplumları uyutmaktan, nesillerin ahlakını çürütmekten, yediden yetmişe herkesin çok büyük zamanlarını buruşturup çöpe atmaktan başka ne işe yarar? Ahlak ve zekâ düşmanı programlardan Müslümanlar olarak ne bekleyebiliriz? Televizyon izlemenin özellikle çocuklar için fazlasıyla zararlı olduğunu bilmeyen yoktur. Ama çığırından çıkmış bir meseleden bahsediyoruz. Türkiye’deki anne – babaların yüzde yetmişinden fazlası televizyonun özellikle çocuklar için iyi bir şey olmadığını biliyor. Ama birçok ebeveyn, kendi televizyon bağımlılığı yüzünden çocuklarının televizyon izleme sürelerini denetleyemiyor. Çocuklarımızın içine düştüğü sorunların sebebi aslında biziz. Televizyon bağımlılık yapar Televizyonun fiziksel değilse bile psikolojik bağımlılık yaptığını artık herkes kabul ediyor. Çocukların, kontrol altında tutamadıkları düşünme biçimleri tamamen televizyon aracılığıyla oluşturuluyor. Genelde anne – babaların klasik cümlesi olan "Bu çocuk kime çekti?" yakınması üzerine biraz düşünmemiz gerekiyor. ‘İyi de akıllı işaretler var’ Televizyonlar için yakın zamanda uygulamaya geçen ‘akıllı işaretler’ den medet uman anne- babalar yanılıyor. O akıllı işaretlerin kimin aklıyla oluşturulduğunu sormadan, hareket etmekle, kendi çocuklarımıza verebileceğimiz en büyük zararı vermiş oluruz. ‘Akıllı işaretler’ de içinde olmak üzere bütün bu yeni uygulamaları, hepimizin güvenliği (!) için oluşturanlar, ekrandaki sigara görüntüsünü karartmayı düşünen ama içki kadehlerini karartmayı akıl edemeyenler değil midir? Çocukları televizyonlar yetiştiriyor Bu ülkenin Milli Eğitim Bakanı ne iş yapar diye sormak zorundayız. Bozulan ahlaki yapımıza dönüp bakmamız gerekiyor. Özentinin alabildiğine arttığı bu toplumda, aile kurumunun içini boşaltan da yuvaların kolayca yıkılmasına sebep olan televizyondan başkası değildir. Günde ortalama 3 saat televizyon izleyerek yetişen bir çocuk, bir yıl boyunca toplam iki haftadan fazla bir zamanını devamlı televizyon izleyerek geçirmiş olur. Ebeveynlerin, çocuklarının birebir eğitimi için ayırdıkları süre sizce bu kadar yapıyor mu? Televizyon izleyen çocukların değer yargıları bozuluyor. Kısa bir zaman sonra televizyon ekranında gördükleri çözümleri kullanmaya başlıyorlar. Çünkü bir çok televizyon programında, çocuklarımıza olumsuz değerler öğretiliyor; İstediğinizi elde etmek için şiddet kullanın, yalan söyleyin, ne gerekiyorsa yapın ya da sizi popüler yapan şeyler, sahip olduğunuz şeylerdir vs… Sadece yuvalardaki huzuru yıkmıyor, başka zararları da var Toplumun ahlakı için bir dinamit tehlikesi arz eden televizyonun, zihin sağlığına olduğu kadar vücut sağlığına da zararları var. İşte uzmanlara göre televizyonun zararları: Aşırı beslenme sendromu: Televizyon izlerken çocuklar aşırı miktarda beslenirler ve trans durumuna geçerler; öyle ki metabolizmaları (vücudun kalori yakması) normalde dinlenme sırasında (örneğin hiçbir şey yapmadıkları zaman) saptanan düzeyin bile yüzde16 altına düşer, bu rakam vücudun aktif olduğunda ölçülenden çok aşağıdadır. Yetersiz Fiziksel ve Sosyal Aktivite: Televizyon izlerken çocuklar konuşup oynayamazlar, diğer çocuklarla ilgilenemezler, kitaplara bakamazlar ve bedenlerini ve zihinlerini çalıştıramazlar. Aşırı düzeyde görsel bombardıman altında kalmak uzun vadedeki mutluluk için hayati önem taşıyan becerilerinin gelişmesini önler. Kronik televizyon izleyicileri uyarı ve tatmin açısından televizyona bağımlı olurlar. Obezite: Çalışmalar son yıllarda çocuklardaki obezitenin yüzde 50 artmasından televizyonu sorumlu göstermiştir. Bunun nedeni çok fazla kalori alınmasıdır. Televizyon bağımlıları çok fazla kalori alırlar. (Televizyon izlerken bir şeyler yerler; reklâmların etkisinde kaldıkları için de yedikleri genellikle abur cuburdur) ve yediklerinin çok azını yakarlar. Yüksek kolestrol düzeyleri: Aşırı beslenme sadece çocukların kilo almasına neden olmakla kalmayıp aynı zamanda kolestrol düzeylerini de arttırır. Araştırmalar, bunun hareketsizliğe ve kalp açısından sağlıksız bir diyetle beslenmeye bağlı olduğunu belirtmektedir. Saldırgan davranışlarda artış: Bazı insanlar bunun tersini düşünse de, gittikçe artan kanıtlar anne ve babaların her zaman şüphelendikleri konuyu doğrulamaktadır; Televizyondaki şiddeti seyretmek çocuklarda saldırgan davranışı körükler. En azından çocuklarda şiddete karşı duyarsızlık gelişir ve küçük izleyiciler bu konuda endişelenmekten vazgeçerler. (Filmlerdeki karakter, yumruk yer yemez bir yumruk attığına göre neden olmasın?) Korkunun artması: Küçük çocuklar gerçekle gerçek olmayanı ayırt etmekte zorlanırlar. Hayal mahsulü olan şeyleri gerçekmiş gibi algılarlar çünkü izledikleri her şeyi gerçek olarak değerlendirirler. Televizyonda olan şeyler onlar için kendi odalarında olanlar kadar gerçektir. Korku verici bir şovu izlerken korkmuyormuş gibi gözükseler de sonradan kâbus görebilirler. Başa çıkma becerilerinde azalma: Çocuğun sorunu mu var, uykusu mu var ya da kızgın mı? Çözümü basit; Televizyonu aç ve seyret. Uzmanlar televizyonu bu amaçla kullanan anne babaların çocuklarının hayatta karşılaşılan normal sorunlarla başa çıkmakta zorlandıklarını ve sorunları çözmeye çalışmak veya sıkıntıyı gidermek yerine kolay çözümlere yöneldiklerini ifade ediyorlar. Entelektüel ve sosyal gelişmede gecikme: Çok fazla televizyon seyretmek, çocukların kitaplarla yakın ilişki kurmasını engelleyerek, onların entelektüel gelişimini geciktirir. Bağımsız oyun oynama becerilerinde azalma: Çok fazla televizyon seyreden çocuklar kendi kendilerine oyalanamazlar ve bunun için motivasyon hissetmezler. Televizyondan çok fazla uyarı almaya alışmış olan çocuklar oyunun gerektirdiği düşünce ve hayal gücüne sahip değillerdir

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)