AK Gençliğin Buluşma Noktası
Tartışıyorum AK Partililerin, AK Parti Gençlerinin Seviyeli tartışma bölümü.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 05-09-2010, 11:48   #11
Kullanıcı Adı
EZEL
Standart
Alıntı:
_kübra_ Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Super bır konu bızım evımıze televızyon gırmedı ve bı eksıklıgıne hıssetmıyoruz Aksıne ayrı sohbet oluyor aıle ıcınde
Ne güzel ....

Alıntı:
Minikkelebek Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Evet, madem seçici olamiyoruz, televizyon'u evlerimizden uzak tutmaliyiz. Hatta evlilik sözlesmelerine bir madde olarak ekleyebiliriz
Niye olmasınki böylece manaton bir hayattan kurtulurlar . Daha çok akraba ziyareti yapar eşiyle beraber gezilecek yerleri gezerler .
EZEL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-09-2010, 12:00   #12
Kullanıcı Adı
novek
Standart
ben artık tv yi açmıyorum bile çünkü dikkat ederseniz turkiyede tv kanalarının cogu bir kaç aileninm elinde. dolayısıyla burada bir tekeleşme var. basının dogru haber yaptıgına inanmıyorum.

ama şurası bir gerçekki yasaklanmsı iyi olmaz cunku halkımızın buyuk cogunlugun parası dışarı çıkıp gezmeye yetme evde oturmak tv izlemek en masrafsız şey bu yuzden insanlarımızıda suçlamıyorum.
başka çarelerimi var.
novek isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-09-2010, 12:16   #13
Kullanıcı Adı
Feride
Standart
Alıntı:
novek Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
ben artık tv yi açmıyorum bile çünkü dikkat ederseniz turkiyede tv kanalarının cogu bir kaç aileninm elinde. dolayısıyla burada bir tekeleşme var. basının dogru haber yaptıgına inanmıyorum.

ama şurası bir gerçekki yasaklanmsı iyi olmaz cunku halkımızın buyuk cogunlugun parası dışarı çıkıp gezmeye yetme evde oturmak tv izlemek en masrafsız şey bu yuzden insanlarımızıda suçlamıyorum.
başka çarelerimi var.
: ) Tv'yi açmamakla iyi ediyorsunuz her ne kadar amacınız farklı olsa da..

Yalnız yanıldığınız bir nokta var ki; söylediğiniz gibi insanların vakitleri ya tv o da olmazsa alışveriş-gezme-yeme-içme gibi bir kısır döngüden ibaret değil..! İnsanı tatmin eden olgular çok farklı şeyler de olabiliyor ki olmalı da..

Tabi bunun farkında olup, hayatımıza adapte edebilmek en önemlisi..

Konu Feride tarafından (05-09-2010 Saat 12:19 ) değiştirilmiştir..
Feride isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-09-2010, 12:22   #14
Kullanıcı Adı
novek
Standart
Alıntı:
Feride Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
: ) Tv'yi açmamakla iyi ediyorsunuz her ne kadar amacınız farklı olsa da..

Yalnız yanıldığınız bir nokta var ki; söylediğiniz gibi insanların vakitleri ya tv o da olmazsa alışveriş-gezme-yeme-içme gibi bir kısır döngüden ibaret değil..! İnsanı tatmin eden olgular çok farklı şeyler de olabiliyor ki olmalı da..

Tabi bunun farkında olup, hayatımıza adapte edebilmek en önemlisi..
istanbulda her yer rant ugruna beton olmus yeşil alan bulamıyoruz. insanlar beton mahallelerde cinnet geçiriyor.
novek isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-09-2010, 12:25   #15
Kullanıcı Adı
Feride
Standart
Alıntı:
novek Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
istanbulda her yer rant ugruna beton olmus yeşil alan bulamıyoruz. insanlar beton mahallelerde cinnet geçiriyor.
: )) Siz gene söylediklerimin tam tersini algılama gayreti içerisindesiniz..

Neyse..
Feride isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-09-2010, 12:35   #16
Kullanıcı Adı
.:Ay_Yıldız:.
Standart
Televizyon, bugün ki Türkiye'nin kültürel açıdan ki vahim halinin baş sorumlusudur!

Sinemalarda başlayan Türk filmleri tufanı, Gece hayatındaki insanların statüsünü yüksek göstermeye alıştı bu millete. Başörtülü olan bayanların dizi ve filmlerde sürekli "hizmetçi" konumunda gösterilmesi, bıyıklı hacıların dizilerde hep kızlarını okula göndermemeleri,zorla evlendirmeleri gibi konular bu milletin kültürel zihniyetine darbeleri indirmiştir.

Dediğim gibi, kökü siyah beyaz televizyonlara ve sinemalara dayanıyor. Para ve Pavyon konusunu merkeze alan sahte dünyaların yansıtılması, millette kendi kültürünü geri görme bilinçaltına sahip olmayı uyandırdı.

Bugün de devam eden bu tufan, toplumsal yapı konusunda art niyetli insanların ekonomik gücü elinde bulundurması da tuzu biberi oluyor. Ailecek oturup izleyemeyecek hale geldiğimiz ve yüzümüzün sürekli kızardığı televizyon programları ve filmler rezaletin boyutunu gösteriyor.

Ama Toplum olarak da bilinçli olmak şart. bugün en çok izlenen programlar içinde aşkı memnu gibi dizilerin yer alması, izleyen büyük kitlenin hakettiğini de göstermiyor değil.
.:Ay_Yıldız:. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-09-2010, 12:48   #17
Kullanıcı Adı
Ukbâ
Standart
Önce izliyoruz sonra kanıksıyoruz!Karşılıklı ihanetler, nikahsız beraberlikler ve sürekli sevgili değiştiren üniversiteli gençleri önce dizilerde izledik. Başta yadırgadık ama toplum olarak zamanla bunlara alıştık! Senaristler, yapımcılar 'diziler toplumu olumsuz etkilemiyor' diye iddia etse de geldiğimiz nokta işin hiç de öyle olmadığını gösteriyor.
Senaristler 'ihanet tema-sı'nın prim yaptığını gördü, kalemlerini bu yöne doğru kırdı! Reytingi bol, izleyicisi garanti aldatma hikâyeleri yapımcıları da 'dizim yayından kaldırılacak mı' korkusundan kurtardı. Yaprak Dökümü, Aşk-ı Memnu gibi klasik romanları da günümüze uyarlayıp abarttıkça abartan senaristler için artık hikâyenin çatısı belliydi; aile içerisinde yaşanan çarpık ilişkiler... Senaristler bu hikâyeleri yazmakta çok da zorlanmayınca ekranlar kördüğüm ilişkilerin yaşandığı dizilerin hâkimiyetine geçti.
Tartışmalar, her ne kadar Aşk-ı Mem-nu'daki Bihter ile Behlül'ün üzerinden yürüse de aslında biraz dikkat kesildiğimizde ekranlardaki birçok dizide bu tür temalar, toplumun onaylamadığı ilişki biçimleri ön plana çıkıyor. İnsan 'bu senaristlere ne oluyor' diye sormadan edemiyor. Maşallah her dizimiz bir Brezilya dizisi gibi! Unutulmaz dizisinin kahramanı Harun'un iki kız kardeşle olan ilişkisi, Küçük Kadınlar'daki Yeliz'in para için kendinden yaşça hayli büyük Hulki Bey'le yaşadıkları, Aşk ve Ceza'da Yasemin'in bir gecelik beraberlikten çocuğunu dünyaya getirmesi, Yaprak Dökümü'nde iki kız kardeşin Oğuz yüzünden birbirlerini karşısına alması, Nefes dizisinde annesinden öç almak isteyen genç kızın bütün evdeki erkekleri ayartma çabaları, Kavak Yelleri'ndeki gençlerin kimin eli kimin cebinde durumları...
Hem yazan hem de yayınlayanlar durumdan memnun. Zira reyting bol, reklam gani! Diziler toplumu nasıl etkiliyor tartışması ise onlara göre bayağı! 'İstemeyen izlemesin, kumanda elinde.' açıklaması, 'Toplumda bunlar zaten var.' söylemleri ise savunmaları. Bazı oyuncu, yapımcı ve senaristler Jülide Kural gibi düşünüyor ve "Bir diziyle ahlakı bozulacak toplum olmuşsak orada tartışılacak şey diziler değil, toplumdur." diyor ama işin rengi hiç de öyle değil.
'Kötü misal misal değildir'
Vaktini ekran karşısında geçiren toplumun bu dizilerden etkilendiği, algılarının, değerlerin zamanla yerle bir olduğu, ahlaki bir erozyona doğru gittiğimiz bir gerçek. İnsanların Kurtlar Vadisi'ndeki şiddet sahnelerinden etkilendiğini kabul edenler, iş 'toplumsal ahlaka' gelince dizilerin etkisini reddediyor. Hatta eleştiri getirenler de fazla 'ahlakçı' ve 'çağdışı' olmakla suçlanıyor. Oysa ekranda izlenen kareler zamanla gerçek hayata sızıyor. 'Motor' diye başlayan filmde yönetmen 'stop' deyince her şeyi bitirebiliyor ama gerçek hayatta hiç de öyle olmuyor.
Oyuncu Ayşe Şule Bilgiç 'Kötü misal misal değildir.' ifadesine atıfta bulunuyor ve toplumun önündeki bu tür kötü örnekleri vitrine çıkarmaya, toplumun bütününü bunlardan ibaret göstermeye kimsenin hakkının olmadığını belirtiyor. Senaristlerin bu tür konulara yönelmesini de 'fırsatçılık' olarak değerlendiriyor. Televizyon dünyasının önemli isimlerinden Faruk Bayhan, geleneksel Türk aile yapısına zarar verebilecek ilişkilerin karşısında olduğunu söylüyor ve marjinal hayatların topluma sunulmasının yanlış olduğunu belirtiyor. Sosyolog Nilüfer Narlı, insanların hem şikâyet edip hem de bu dizileri izlemesinin bir bakıma 'yalnız ben yaşamıyorum bu sorunu' algısından kaynaklanabileceğini belirtiyor. Ayrıca ihanetin bu kanalla normalleştirilmesinin ve toplumun buna alıştırılmasının zararına da dikkat çekiyor.
Kocam Behlül'e benziyor!
Bazı oyuncular, senaristler 'kimin eli kimin cebinde içerikli diziler toplumu dönüştürmüyor' iddiasında bulunsa da psikoterapistler bizzat kendilerine gelen vakalardan durumun hiç de öyle olmadığını gözlemliyor. Psikoterapist Mehtap Kayaoğlu, gelen hastaları arasında kadınların kocalarını tanımlarken "Benim kocam aynı Behlül gibi bir adamdır." diye ifadeler kullandıklarını, dizilerin insanların hayatlarına doğrudan etki ettiğini söylüyor. Psikoterapist Çağatay Öztürk de aldatma vakalarında insanların özellikle dizilerdeki sunumdan cesaret alıp bunu yaşamakta bir sakınca görmediklerini söylüyor.
Yani diziyi izleyince ertesi sabah kadınlar Bihter, erkekler Behlül olarak uyanmıyor ama toplumdaki ahlaki değerleri ve kodları diziler fazlasıyla etkiliyor, değiştiriyor. Toplumda ilişkiler, tercihler, hayatlar bambaşka yöne doğru sürükleniyor. Diziler toplumu etkiliyor
Prof. Dr. Nilüfer Narlı - Sosyolog: Türkiye'deki kişilerarası güvenin düşük olması; insanların, ilişkilerinde ihanet endişesi taşımasına neden oluyor. Dizilerde ihanet çok çeşitlilik gösteriyor. Ayrıca bu yapımlarda kadın bedeninin saldırıya açık bir alan olarak işlendiğini görüyoruz. Bu, erkeklerde 'Karım beni aldatır mı, bana ihanet edebilir mi?' endişesini oluşturuyor. Diziler toplumu etkileyebiliyor ama insanların bu dizileri izlemesinin altında da toplumda yaşananları ekranda görmelerinin de etkisi oldukça fazla.
Ukbâ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-09-2010, 12:51   #18
Kullanıcı Adı
ALmi´
Standart
Eskiden bayağı bir takıntılıydım ben de.Çünkü bayağı bir boş vaktim oluyordu.Ha o boş vakti daha iyi değerlendirebilmek çok mu zor derseniz? Bunun çok zor olmadığını artık şuan daha iyi anlayabiliyorum.
Çok şükür artık ne çok fazla tv ye ne de internete giriyorum.Hepsi dengede.
Aile ile muhabbete gelince.O kısımda da eskiden sorun varken bugün artık aşılmış bir vaziyette bizim için.

Yani artık bu halimle çok daha huzurlu ve mutlu olduğumu açık bir şekilde görebiliyorum , hissedebiliyorum.
ALmi´ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-09-2010, 12:51   #19
Kullanıcı Adı
Ukbâ
Standart
Kocam Behlül'e benziyor!

Hakikaten bu düzeyde büyük kaymalar yaşanıyor. Tek eşliliğin dışına çıkmalar evli olanlarıda büyük ölçüde etkiliyor. Kocaların behlüle benzemesi kadınların bihtere dönmesine paralel gelişiyorsa vay bizim halimize. Mevlam doğru yoldan şaşırtmasın. Biraz uzun paylaşım oldu ama konuya destek mahiyetinde yeri olduğunu düşündüm.
Ukbâ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-09-2010, 14:21   #20
Kullanıcı Adı
hüma
Standart
gündemimizle alakası olmayan bir konu demişsiniz fakat zaten bu konu gündemimizden hiç eksik olmuyor.tv'nin yetişkinlerde bir saplantı olmasını bir kenara koyalım artık anneler dahi çocuklarını tv ile oyalıyorlar(istisnalar olabilir).bir nevi hazır bedavadan bakıcı hükmünde,daha ne olsun...
hüma isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi