![]() |
#21 |
![]() Dinci basına soruşturma
Tayyip Erdoğan'ın cezasıyla ilgili onama kararını veren Yargıtay 8. Ceza Dairesi üyeleri, kendilerini hedef gösteren ve hakaret yağdıran radikal sağ basın hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyorlar. Adalet Bakanlığı'nın bu gazeteler hakkında resen soruşturma açtırabileceği gibi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın da, TCK'nın 268. maddesindeki, ‘‘Resmi hayetlere, hakime sövme ve hakeret’’ten soruşturma yapabileceği bildirildi. Yargıtay üyeleri ayrıca tazminat davaları da açacak. Bu amaçla başta Milli Gazete, Akit ve Yeni Şafak olmak üzere, bu gazetelerdeki Erdoğan kararını eleştiri sınırını aşan yayınlar incelemeye alındı. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#22 |
![]() Akit hedef gösterdi
Akit Gazetesi dün Tayyip Erdoğan'ın mahkumiyetinin onanması isteyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin dört üyesinin fotoğrafını yayınlayarak, hedef gösterdi. Haberde, ‘‘Cezacılar insan içine çıkamıyor’’ ve ‘‘Evlerine kapandılar’’ başlığı kullanıldı. Onama kararı veren üyelerin mezhepçilik yapmakla suçlandıkları haberde, ‘‘Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin 4 yasakçı üyesi düşünce özgürlüğüne aykırı olarak verdikleri kararı savunamadıkları için kimsenin yüzüne bakamıyorlar. Ceza üyelerin kararı açıkladıktan bu yana evlerine kapandıkları öğrenildi’’ denildi. Yargıtay'a, karardan sonra tehdit ve hakeret dolu telefon ve mektuplar yağması üzerine de güvenlik önlemleri artırıldı. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#23 |
![]() Şeyh’le namaz
10 aylık hapis cezası onanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan, restore ettirdiği Maktül Mustafa Paşa Camii'nde, bir Nakşibendi şeyhinin kıldırdığı cuma namazında saf tuttu. Diyanet'e henüz devredilmeyen camiye imam bile atanmadı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Eyüp'te 100 milyar liraya restore ettirdiği ve henüz Diyanet İşleri tarafından imam bile atanmayan Maktül Mustafa Paşa Camii'nin açılışında, bir Nakşibendi şeyhinin kıldırdığı cuma namazına katıldı. Diyanet İşleri'ne henüz devredilmeyen ve imam ataması da yapılmayan tarihi caminin açılış namazı bir Nakşibendi şeyhi tarafından kıldırıldı. Başkan Erdoğan'ın, namazı kimin kıldıracağından bilgisi olmadığını öne süren üst düzey bir belediye yetkilisi, Diyanet'e devredilecek olan tarihi caminin, Nakşibendi Tarikatı'nca sahiplenilemeyeceğini söyledi. Belediye yetkilisi, eskiden tekke olarak kullanılan yapıların da belediye tarafından klasik el sanatları atölyesine dönüştürüleceğini belirterek, şunları söyledi: ‘‘Restorasyon yeni tamamlandı. Diyanet'e devredilmediği için cemaatin içinden biri namaz kıldırdı. Başkan da oraya gelinceye kadar kimin namaz kıldıracağını bilmiyordu. Tarikat buraya yıllarca sahip çıkmadığı için duvarın kenarında bile gecekondular vardı. Uzun yıllar uhrevi ve dini anlamda kullanılan bir yer değildi, tamamen işgal edilmişti. Nakşibendi Tarikatı'yla buranın bir ilgisi yok. Diyanet'e devredildikten sonra kim gelecek, o bizi ilgilendirmez. Tarikat sahiplenemez, çünkü caminin avlusundaki binalar, belediye tarafından ebru gibi klasik el sanatlarının öğretildiği sanat atölyesi olarak kullanılacak. Buraya üniversite öğrencileri gelecek.’’ YIKILMADIM, AYAKTAYIM Siyasi yaşamı, Diyarbakır DGM'nin verdiği 10 aylık hapis cezasının Yargıtay'ca onanmasıyla biten Erdoğan, dün İstanbul'da bazı tesislerin açılışını yaparken, ‘‘Yıkılmadım, dimdik ayaktayım. Bu şarkı bitmeyecek. 4 ay dinleneceğim. Pişeceğim ve karşınıza daha pişmiş geleceğim’’ dedi. ‘‘Bugüne kadar değil savaş çağrısı yapmak, barıştan, kardeşlikten, sevgiden başka bir çağrı yapmayan Tayyip Erdoğan'ı böyle bir yere oturtmaya kimsenin gücü yetmeyecektir’’ diyen Erdoğan, dün Eminönü'nde restore edilen tarihi Kirazhan'ı hizmete soktu, İSKİ Eminönü İçmesuyu Şebekesi'ni, Eyüp'te de İSKİ Münzevi İçmesuyu Terfi İstasyonunu törenle açtı. Kalabalığa yumuşak mesajlar gönderen Erdoğan, özellikle ‘İşte ordu, işte komutan’, ‘Vur de vuralım, öl de ölelim’ şeklindeki slogan atanlara, ‘‘Sizden özellikle istiyorum. Böyle bağırmayın. Bir ordumuz var, bir de komutanımız zaten var. Bizi siyasi platformda nerede görmek istiyorsanız, o şekilde slogan atın. Puslu havayı sevenlere lütfen malzeme vermeyin. 'Öl de ölelim' de demeyin. Ben sizin ölmenize değil. Yaşayarak bütün kötülükleri öldürmenize talibim’’ diye seslendi. Nakşi camisi Padişah tarafından öldürtüldüğü için ‘maktül’ diye anılan Sadrazam Mustafa Paşa tarafından 1755 yılında inşa ettirilen cami, 1774 yılında Nakşibendi Tarikatı şeyhlerinden Seyit Ahmet Efendi'nin imamlık yapması ve avlusuna inşa ettirilen tekkeyle, Nakşibendilerin ibadethanesi haline gelmişti. Nakşibendi şeyhlerinin imamlık, hocalık yaptıkları ve ölümlerinden sonra avlusuna defnedildikleri Maktül Mustafa Paşa Camii, Cumhuriyet Dönemi'nde tekke ve zaviyelerin kapatılmasından sonra harabeye dönmüştü. Cezadan 1 gün sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir Nakşibendi şeyhinin arkasında kıldığı namazın, 10 aylık cezasının onanmasından bir gün sonraya rastlaması dikkat çekti. Namazda, Beyoğlu Belediye Başkanı Nusret Bayraktar da, Tayyip Erdoğan'la saf tuttu. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#24 |
![]() nemruthaber
26-05-2008, 08:47 AM Usta gazeteci Şamir Tayyar yazdı: AKP kesinlikle kapatılacak.Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatı bitti, Yüce Divan’da yargılanacak, kesin hapis cezası alacak. Şamil Tayyar'ın dehşet senaryosu... Usta Gazeteci Şamil Tayyar, AKP hakkındaki kapatma davası ve MHP Milletvekili Deniz Bölükbaşı'nın iddialarını köşesine taşıdı. İşte Tayyar'ın dehşet senaryosı yazısı: Deniz Bölükbaşı’nın dehşet senaryosu Hatırlarsanız bir süre önce Balçiçek Pamir, Habertürk’teki köşesinde ‘Kapatma davasının arkasındaki isim Deniz Bölükbaşı mı?’ diye sordu. Sonra Bölükbaşı’na atfen şu sözleri aktardı: ‘MHP’nin türban çıkışı tamamen benim fikrim. Olaylar güzel gelişti. Parti kapanacak. Zaten amacım partinin kapatılmasıydı.’ Cümledeki şifreleri çözdüğünüzde, MHP’nin türban düzenlemesine destek vererek AK Parti’ye ‘tuzak’ kurduğu ortaya çıkıyordu! Bölükbaşı, bu iddiayı yalanladı ve Pamir’in kendisinden özür dilediğini söyledi. Pamir ise aksine iddiasının arkasında durdu. Siyasi kulisleri yakından takip edenler, Bölükbaşı’nın tekzibini pek inandırıcı bulmadı. Çünkü tanık oldukları özel sohbetlerde o sözlere rahmet okutacak daha vahim iddiaları Bölükbaşı’nın ağzından dinlemişlerdi. Nitekim Pamir de yazının yayınlanmasından sonra çok sayıda kişinin kendisini arayarak iddianın doğruluğunu teyit ettiğini aktardı. Kısa süre sonra Fehmi Koru, Yeni Şafak’taki köşesinde yazdı. Bölükbaşı, ‘Durun bakalım daha neler olacak?’ demiş. Bu söz, benim de kulağıma geldi. Ama Bölükbaşı’nın sözleri, 5 kelimeden oluşan tek soru cümlesinden ibaret değildi. İddia o ki Deniz Bey, soruya cevabı da vermiş. Bu mevzuu biraz daha açacağım ama önce şu tespiti yapmalıyım; Bazı ulusalcı gazetelerde kaleme alınan derin senaryoların büyük bölümünde dolaylı da olsa Deniz Bey’in payı olduğunu söyleyebilirim. Hatta AK Parti dahil tüm siyasi partilerin Deniz Bey’in senaryolarından etkilendiğini iddia edebilirim. Buradaki arıza şu; Deniz Bey’in ciddi bir alkol sorunu var. Tabi, alkol kullanımı onun kişisel tercihi, sözüm yok. Bir gün beni davet ederse onunla ben de kadeh kaldırabilirim. Hadisenin üzerinde durduğum tarafı başka. Maalesef Deniz Bey, içki masasında promili tutturamadığı zaman açıldıkça açılıyor, dehşet senaryoları da o esnada dile geliyor. Haliyle söyledikleri gazetelere yansıyınca ‘Ben söylemedim’ diyebiliyor. Sanıyorum Pamir’le yaşadığı ‘tekzip’ sorunu da buradan kaynaklanıyor. Meğer neler biliyor! Şimdi gelelim Deniz Bey’in kendi sorusuna verdiği cevaba... Başkent kulislerinde dalga dalga yayılıyor. Deniz Bey’e atfedilen bu sözler, AK Parti kapatma davasıyla ilgili milletvekili sohbetlerinin de siyasi içerikli bürokrat sohbetlerinin ana gündem maddesini oluşturuyor. Bir iddiaya göre Deniz Bölükbaşı, çok sayıda konuğun bulunduğu yemekli bir toplantıda şöyle diyor: -AKP kesinlikle kapatılacak. Bundan sonra AKP diye bir parti olmayacak. -Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatı bitti. Siyasi yasak gelecek. Onunla kurtarsa iyi. Ömrünün kalan kısmını cezaevinde geçirecek. -Yakında çok önemli yolsuzluk dosyalarını patlatacağız. Tayyip Yüce Divan’da yargılanacak, kesin hapis cezası alacak. -Abdullah Gül de kendini kurtaramayacak. Siyasi yasaklı olacak. Çankaya’da artık oturamayacak. -AKP’nin devamı bir parti kurulacak, ama içinde devlete düşman olan kadrolar bulunmayacak, milli bir kadro yönetecek. Tabi eskisi kadar güçlü olmayacak. Küçük bir siyasi parti olarak hayatına devam edecek. -AKP’nin yeni lideri kesinlikle milli bir isim olacak. (Bu arada bir bakanın ismine dikkat çekiyor) Deniz Bey bu kadar iddialı konuşunca masadaki biri dayanamayıp soruyor: ‘Devlet de mi sizin gibi düşünüyor?’ Sorudaki ‘Devlet’, Devlet Bahçeli değil. Bir nevi derin devletten söz ediliyor. Bölükbaşı gülümsüyor: ‘Öyle olmasa bu kadar rahat konuşabilir miyim?’ Söz Bölükbaşı’nda MHP’li Deniz Bölükbaşı, çok önemli bir diplomat. 1 Mart tezkeresiyle ilgili müzakerelerde çok önemli görev üstlenmiş ve Amerikalılarla kıran kırana pazarlık yapmış birisidir. ‘1 Mart Vakası - Irak Tezkeresi ve Sonrası’ isimli kitabını okuyunca, o süreçte ne kadar önemli işler yaptığını bir kez daha teyit etme imkanım oldu. Kendisine bu görevi veren de dönemin Başbakanı Abdullah Gül’dür. Gül, böylesine kritik bir görev için Bölükbaşı’na güvenmiştir. Aradan geçen bu sürede ne değişti de Bölükbaşı, başkent gecelerinde iktidar partisine karşı yürütülen psikolojik harekatın parçası haline getirilmek isteniyor? Birileri onu da mı uyardı? Veya durumdan vazife mi çıkardı? Yoksa içki masasında fantezi mi yapıyor? Geceyi renklendirmek için espri yapmış olabilir mi? Ya da promil ayarı bozulunca ne söylediğini bilmiyor mu? Bölükbaşı, zihinleri kurcalayan ve kulislerde konuşulan bu sorulara mutlaka cevap vermelidir. Merkezinde kendisinin yer aldığı bu senaryolara açıklık getirmelidir. Evet Deniz Bey, buyurun söz sizin. Lütfen, cevap verirken masadakilerin yüzlerini de hatırlayın. Bahçeli’ye uyarı Son sözüm Devlet Bahçeli’ye... Sayın Bahçeli, toplumsal istikrarın korunmasında çok önemli görevler üstlendiniz. Ülkücü gençliğin tahrik edilmesine yönelik girişimlerin karşısına set çektiniz, sokağa dökmediniz. Eğer bugün 12 Eylül öncesi gibi iç çatışma ortamı yaşanmıyorsa, bunda büyük rol size ait. Bu büyük sorumluluğunuzu, tarih yazacaktır. Aynı duyarlılığı, milletvekili aday listelerinde de gösterdiniz. Yeraltı dünyasında cirit atan, çete faaliyetlerine bulaşan ve kendisini derin devletin adamı pozlarına sokan kimi işgüzarları partinin kapısından içeri sokmadınız. Görüyorum ki; MHP’nin kapısına diktiğiniz x-ray cihazından sızmalar olmuş. Tedbirleri arttırmazsanız tüm emekleriniz boşa çıkabilir ve MHP’yi bir anda hiç arzu etmediğiniz derin senaryoların parçası haline getirebilirler. Tabi bu yeni oyunda yoksanız... star gazetesi Konu ahmetermiş tarafından (10-20-2008 Saat 02:34 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#25 |
![]() Kardes iyi güzel de Eklemis oldugun Belgelerin, Haberlerin Cogunun Kaynagi ne ?
|
|
![]() |
![]() |
#26 | |
![]() Alıntı:
bukadar kin ve öfke ancak sizlere yakışır..yani azıcık da bile başbakanı övmeye kalksak bunun belgesi hani dersiniz..ama bu yazıda övgü yok..bu yazıda tayyıp erdoğanın hayatı anlatılıyor..ama sen MİLLİ HAVA nda olduğun için pek anlamıyorsun,yada okumuyorsun.. cahilliğini belli etme bari.. erdoğan iyi bir insan olmasaydı.. erbakan kendi eliyle yetiştirmezdi...! |
||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|