İstanbul Halkalı’daki bir ilköğretim okulunda, okula silah getirdiği iddia edilen bazı öğrenciler, diğer öğrencilere dehşet saçıyor. Öğretmenlerine dahi korkudan durumu söyleyemeyen öğrenciler, polisin okulda arama yapmasını istiyor!...

Bir bayramı daha geride bıraktık.Ocaklarına ateş düşen şehit aileleri ne kadar bayram yaptılar, biz ne kadar bayram yapabildik!Yukarıda spotunu verdiğim konudan önce; yazılı ve görsel basında şehitlerimizin ardından yaşanan gelişmelerde dikkat çekici bazı noktalara değinmek ve bir okurun yazıma yaptığı yoruma bağlı olarak isim belirtmeden ufak bir bilgi vermek amacıyla bazı hatırlatmalarda bulunmak istiyorum; umarım bu şahsa, hizmet ettiği kişileri daha yakından tanımasına da yardımcı olur bu bilgi!...Kendisi PKK’nın bebek katili olmadığı yönünde bir takım savunmalarda bulunmuş, bu konuda kendince iddialı bir yorum yazmış…

Kendisine yıllarca cephecilik ya da örgütün başka birimlerinde görev yapan teröristlerden bazılarının milyonlarca Euro’yu çalarak örgütü nasıl ve neden terk ettiğini ve Hakkari Yüksekova İkiyaka Köyü’nde yapılan katliamı hatırlatmak istiyorum, o kadar! Sakın kimse terör örgütlerini savunmaya kalkmasın, onların ne olduğu apaçık ortadadır ve hiçbir katliamın mazur görülecek nedeni yoktur. Teröristler; ama devlete, ama ailelerine nankör duygular beslemiş, başta kendilerine hayırları olmayan canilerdir. Hiçbir toprak parçası, onları tedavi edemez! Onlar gün gelir kendilerini bitirirler!

Şehitlerimizin ardından….

Yapılan ve yapılacak olan operasyonlar basın aracılığıyla sizce de fazla deşifre olmadı mı? Hangi televizyon kanalını açsak, bir muhabir, bir kameranın önüne geçmiş yanında ve arkasında askerler ‘şimdi şuradayız, şuradan saldırılıyor, şu kadar askerle bundan sonraki adım şuraya olacak; şu strateji kullanılacak, asker şu silahlarla, şuradan saldırıya geçecek’ gibi gizli kalması ve gizli yapılması gereken tüm ataklar basın yoluyla ayyuka çıkartılıyor. Bunun yanında bu tv kanallarında izlediğimiz kadarıyla yapılan operasyonların ne kadar sağlıklı olduğunu da görmüş olduk! Koca bir kolordunun dahi kolaylıkla kaybolabileceği derecede bozuk bir araziye sahip olan Gabar Dağı, 13 askerimizin şehit edilmesinden sonra akla birtakım soruları getirdi. Yani Şırnak’a 30 km uzaklıktaki Gabar’a operasyona gelen Bolu Komando Tugayı, operasyonun ardından karargaha çekiliyor. Tugay’ı korumak için arkada bırakılan sadece 18 asker, sayıca çok fazla olan militanlara karşı yetersiz kalıyor. Askerin, teröristlerin önüne yem gibi bırakıldığı bu operasyonu kim planladı? Bölge ve arazinin durumu hiç mi göze alınmadı? Kaldı ki operasyona gönderilen askerlerin hepsi 20 yaşlarında gençler! Uzman ve bölgeyi tanıyan birliklerin gönderilmesi gereken bu operasyon, komutanların siyaseti bırakıp kendi işlerini yapmaları gerektiğini göstermiyor mu sizce de?

Başbakan’ın tavrı da takdire değerdi doğrusu; tabii “Bedeli neyse öderiz!” diyerek bitirilen konuşma sonrasında Erdoğan ABD’ye “Benden yapmam beklenen konuşma bu! Sakın ciddiye almayın” demediyse eğer!…

En doğrusu da bu; Sarızeybek Paşa’nın da dediği gibi; İncirlik ve Habur’u kapa, İran’la beraber ol, Çin ve Rusya’yla savunma anlaşmaları imzala, Afganistan ve Lübnan’dan çek askeri, ABD mıkırdanırsa BM’ye yap protestoyu! Bak bakalım ABD’nin iki ayağı bir pabuca nasıl girecek…

Okulda “silah” korkusu!...

Ailede başlayıp, ilk ve orta öğretimde devam etmesi gereken eğitim, öğretim ve sevgi; açık verdiği takdirde, eksikliğinin büyük yaralar açtığı çocuklarımız; ileride tedavisi zor hastalıklar olarak karşımıza çıkıyor. Kalabalık ailelerde ilgi göremeyen çocuklar, temelini ailede bulamadıkları ilgi ve sevgi noksanlığını okul yıllarında da eğitime taşıyınca karşımıza ya “Kurtlar Vadisi” ya da “Hakurk’a sığınmış teröristler” olarak çıkıyorlar!...Apo’nun da ODTÜ Siyasal Bilimler Fakültesi Öğrencisi olduğunu ve kaydının dahi neden sonra okuldan silindiğini düşünürsek, eğitimde öğretmenlere ne denli görevler düştüğünü daha iyi anlayabiliriz. İşte bunun son örneği İstanbul’da Küçükçekmece’ye bağlı Halkalı- Altınşehir’de eğitim ve öğretim yapan Zihni Küçük İlk Öğretim Okulu’nda yaşanıyor! Yedi ve sekizinci sınıflarda okula silah getiren bazı öğrenciler, diğer öğrencilere korku ve panik yaşatıyor. Öğretmenlerine, okula silah getiren öğrencilerin kim olduğunu bile söyleyemeyen alt sınıf öğrencileri, her gün okula giderken beraberlerinde korkuyu da götürüyorlar. Teneffüste kendilerinden küçük öğrencileri silahı göstererek tehdit eden Genç Mematiler, okulda gizli dehşete sebep oluyorlar. Okul Müdürü’ne ve öğretmenlerine silah taşıyan öğrencileri şikayet edemeyen öğrenciler, “Onları öğretmenimize söylesek de bir şey yapamaz! Belki de öğretmenimize bile zarar gelebilir, ancak polis birkaç gün üst üste; ya da belirsiz aralıklarla ani arama yaparsa silahı onlarda bulabilir” diyerek okullarında her an silahlı bir kavga çıkabileceğini belirterek korkularını ifade ediyorlar. Bu durum karşısında Küçükçekmece İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün okulda birkaç gün yapacağı ani aramalarla olaya el koyması gerekiyor. Tabii ardından bu silahı taşımaktaki amaç ve psikolojiyi anlayabilmek için gerekli tedavi…

Zira; yeni Polat Alemdarlar, Mematiler ya da…..

Militanlar…..

İstemiyoruz!..