AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yakın Tarih Cumhuriyet tarihimiz ile ilgili paylaşımlar.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 09-05-2009, 01:30   #1
Kullanıcı Adı
depare
Post Tevbe ya Rabbi tevbe Türklüğüme..!
Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendinin istifa şiiri

(Yarın gazetesi müdüriyet-i aliyesine;

Ankara hükümetinin Lozan antlaşmasıyla vatanla­rı dışında yaşamaya mecbur bıraktığı 150 turli hakkında son olarak vatandaşlıktan çıkarma kararı vererek icra et­tiği yeni taarruz münasebetiyle kaleme aldığım yazılı cevab namemin muhterem gazetenizde yayımlanmasını rica ede­rim, efendim.

(Şeyhul islam Mustafa Sabrî Efendi)



Bir zaman dehre şan veren Türkler

Neydi evvel, ne oldu şimdi de bak:

Müteezzi olur, ebâ eyler (uzak eyler)

Görmeden göz, işitmeden de kulak;

Darbedir fikri, akla;...zikri elem!

Deli mazurdur, delirdi desem!

Yapamaz hem kıyıp da dîvane,

Türk'ün endişesizce yaptığını;

Din-i İslam'dan mühînane(alçakca haince)

Hareketlerle küfre saptığını;

Hele zilletle zulme taptığını,

Akıl almaz cihanda bir kavmin...

Tapar insan olur ki hayvana!

O dalâlette bir samimiyet

Hissi icra-i hükm eder; lâkin:

Zulme kulluk eden bizim millet,

Tapınır ölmeyip sürünmek için!



Memleket sanki bir dev aynasıdır:

Kocaman gösterir çocuklarını;

Hokkabazlarla dalkavuklarını

Arz eden bir tiyatro sahnesidir...

Hareket, hem hayat: Oyuncuların;

Çalkanır bin çeşit göbek ve karın...

Ekseriyet, adetçe en a'zam

Ekseriyet, seyirci; Lâkin hem

Bakıyor, hem de titriyor, tir tir;

Çünkü onlardan intihab edilir (seçilir)

Kanlı rollerde harcanan eşhas;

Hep ölen kurtulur, kalanlar için:

Daha müşkildir(zor) ihtimalhalâs,(Kurtuluş)

Daha müşkilder(zor) ah can sağ iken

Ölüden beş beter olanlar için:

Dünyevî, uhrevî reha bulmak;

Bu hakikat acıklıdır cidden:

Çıkamaz Türk kolay kolay yüzü ak!...

Suflörün(oyuncu) bazı kere bir emri,

Atlayıp sahneden: Seyircileri

Oynatır, sulta durdurur saf saf;

Coşturur, koşturur mutaf mutaf!

Türk'ün artık bugün işittiği ses,

Yeni rehberlerinden aldığı ders;

An'anat(Gelenekler) ve mukaddesat(kutsal), ahlâk,

Din ve iman, azab-ı vicdan, hak,

Ma'delet(adalet) merhamet, haram ve helâl,

Belki bir devre-i hesap ve suâl,

Akıl ve mantık, ayıp, günah, tarih,

Irz ve namus, edeb, şeref gibi her,

Kayd,(Yazı) mülgal.. (kaldırılmış) ve meydan işte fasînaçık)

Eski zincirler kırılsın hep;

Kursun erkek kadınla bezm-i tarap(İçkili ve eğlenceli meclis)

Hele şer'î Muhammedi denilen,

On asırdır önünde Türk eğilen

Eski kanun ki gökten inmiş imiş

Onu yıkmaktır en mukaddes iş;

Kalmasın memlekette doğru, dürüst

Hiç bir varlık olmadan alt-üst!

Çünkü mana-i inkılâp budur!

Türk'e çıldır, kudur! De, tek deme: Dur!





Bir avuç eşkiyaya ait hal,

Olamaz bil-umum (tüm)millete mal

Diyerek i'tizar eden(özür dileyen)hala,

Ya tarafgirlik yapar, yada riya...

Bir avuç eşkiyaya, on milyon

Şu kadar hür adam esir olmaz!.

Memleketin dahilinde mekruh farz

Etseniz Türkü: Hariç ez kanun!

Gösterir hep: o dâr-ı ikraha(zorlanma tiksinme yurdu) .

Müteveccih muhacirin akını,

Türkün aklında zahmet olduğunu!..

İşi kalmış o kavmin Allah'a!

Gitme ey yolcu! Dön yolundan, eğer

İzzet-i nefse malik insansan, (Şerefli nefse sahip insansan)

Siyyema doğru bir müslümansan:

Sana olmaz o memleket mehcer!..(Uzak)

Oradan gel de ibret al benden;

Yol yakınken nasihat al benden!

Beni hain tanıttılarsa sana,

Sen de hain, de! Dikkat et ama:

Yeni Türklerce, doğru söyleyenin,

En (modern) ism-i hassıdır: "Hain"!

Olduğun memlekette tercîhan

Otur... İmkânı yoksa, tur'den

Başka yer bul... Ya ölmeden akdem

Gömül ecdadının mezarlığına!

Gitme tev'an kaza belâ ağına!

Yektir: Akl-ı selim mantığına,



Dâr-ı idamdan diyar-ı adem!..

Galiba eski isme aldandık,

Orada din kardeşin mi var sandın?

Yaşıyor varsa son nefeslerini;

Hiç işittin mi dünkü nefeslerini?

Şimdi görsen tanır mısın Türk'ü?

Git de bir kere gör!.. O gün belki,.

Ürkeceksin geçip de kendinden:

Ailen, ailen değil; sen, sen!..

Bulamam Türk'ü, ben de nalânım^

Ararım: Nerde milletim, vatanım?

İnanılmazdı girse rü'yaya

Dönmeler şaştı "dönme tur"ye!

Bu fenalıkların vukuuna hep,

Milletin cehli gösterilse sebeb;

Ya münevver denen erazil-i nas:

Cehlinden ziyade yüz karası;

Vatanın en onulmayan yarası;

Onların ilmi varsa: İlim, iflas

Ediyor Asya-i suğrâda:

Daha bin yıl kalırsa razıdır,

Eski cehliyle şimdi halk, orada

Aranan her devirde mazidir!...

Hani: Sünnet düğünlerinde çocuk

Kesilirken; gürültü, maskaralık

Yaparak, bastıran adamlar olur

Çocuğun canhıraş nalesini;

İşte bunlar da milletin sesini

Boğarak, zulüm içinde sûr-i sürür

Tıbl-ı nakkaresi ile ortalığı

Doldururlar. Ve muttasıl çalgı

Na'ra, alkış, kasîde, ta'zimât!..

Ne hazin mahşer-i hayat ve memat:

Halk, rahat döşeklerinde ölüm

Bekleşirken zelîl, dört büklüm:

Kaplamış cevvi bir alay baykuş!



Handeden asmanı çınlatıyor!

Ölüler aleminde: Tafra-furûş

Bir hayasız hayat, keyf çatıyor!

Bitme bilmez bu bahis, uzundur çok;

Varılan bir netice var şöyle:

Zîr ü balâsı, has ve artımıyla,

Türk'ü mazur görmenin yolu yok!

Mel'anet, meskenetle anlaşmış,

Kalıplar, sanki müncemit taşmış!

Öyle şeyler yapıldı tur'de,

Ki tahammül getirmeyip de hemen

Ölüler kalkmalıydı kabrinden,

Hareket hissi yoksa ihyada!

Şuna en çok hayıflanır, yanarım,

Ne felâkettir ey büyük "Rabbim!

Ki, demek mümkün olmuyor:

Bana ne? "Bakınız Türk'lerin rezaletine"

Denilirken, içinde ben de varım!..

Âh insanda fikr-i milliyet,

Ne kadar cahilane bir illet!

Hep o humma-i cehli coşturarak

Sevk ederler avamı her tarafa;

Gah olur, bir paçavradan bayrak

Yapılır, taçlar kalır turfa!..

Ne zamandır bu karha, bizde de pek

Had bir devreye girdi işleyerek;

Şahlanır Türk ocaklarında duman,

Bu dumandan kurum alan ve satan

Yosma beyler, hin oğlu hin paşalar,

O ocaklarda çöp-çatan maşalar;

Bir düzendir ki deme keyfine sen;

İyi dursun bu destgahî düzen!

Ayıran fikridir, her insanı

Asıl insanca: yoksa cinsi değil:

Var mı, milliyeti...

Diğerin hak sayılma imkânı?

Sen Arapsan, falan da Çerkestir!

Kendi şahsınla iftihara yüzün

Tutmasın, sonra milletinle öğün!



iş bu hodgâmlıkta hasta şuur,

Medeniyette irtica ediyor!

Eskilerden alır azca moda!..



Hem bu hodgâmlık: Mukaddesmis

Sanki mantık: Hava imiş, esmiş!

Bence: Milliyet iddiasıyla

Yapılan her nev' hafiflikler,

Görmemişlikten inbias eyler...

Öyle eblehfirib ahvale,

Fıtratım iktizası zatan ben

Müncezip bir nazarla bakmazken

Hele milletiyle birlikte

Bozkurt'a kaptıran, maymun

Gibi oynattıran, tutup bir gün

Şark'tan Garb'a attıran, hem de;

Türklük ve inkılâp adlı

Mütenakız, feci kurt-masalı:

Büsbütün oldu mucib-i nefret!

"Kendi cinsim de olsa bin lanet Ona!"

Dersem, değil miyim haklı?

Bu kadar iddia-i hürriyet

Eden asrilerin esîr aklı,

Almıyor yoksa, alsa ben çoktan

Atacaktım zavallı boynumdan:

Türk'e nisbet vebal ve töhmetini!..

Alsın
Allah
için hacaletini!



Hal-ü hüzn-ı istimal böyle iken,

Yeni bir na'me, bir acîb haber:

Karakuşlar karar vermişler

Beni İskata tabiiyetten!

İşitip kahkaha ile güldüm ben!

Ve teşekkürler ettim işte ben, fakat,

Beni iskat edenler, etmiş halt!..

Haydi oradan şaşkın izam!

Sizi çok bildiğim için tanımam!

,





Ne ki bir lahza diyetinizden; adam,

Hak boğan, susturan (sehpa-ipi)niz

Çıksa: İpsiz kalırsınız hepiniz!..

Müslüman Türk'ü, öldürüp, ne kadar

Mal-ı mevrûsu varsa hep kapışan,

Bir de, ıskatı arkasından koşan

Muhtelis, muhteris haramiler!

Ne kadar aklınız sizin kıttır,

Asıl ıskattır ki: Sakıttır!

Çabuk geç kaldınız! Ve beyhude1"

Zahmet etmişsiniz şu meselede.

Sizin olsun karanlık Ankara'nız;

Bana metbu' olur mu hiç dinsiz

Bir hükümet, ne haddi var zaten?

Ona tabi değildim evvelden!

Tabiiyet telâşi zaittir!

Ben asıl isterim ki: Türklükten

çıkayım, ah! Kabil olsun da;

Sökeyim, işte derdi ta kökten,

Beşeriyet ilaç bulsun da!..

Biraz evvel de söyledim: İnsan,

Çıkamaz yoksa her bataklıktan;

Yenilikler satar da hep geridir;

Denemez: Hür değil misin?

Çık, gir! Kimi hemşehrilik alır fahri!

Şu benim Türklüğüme:

Pek cebrî! Evet, Allah'a itimadım çok;

Ona hiç bir cihetçe güçlük yok;

O benim ilticamı red etmez;

Şu yürekten bir hami ret etmez:

Türk eğer... her gelenle tur'de

uyuşan;... İnönü'nde, Çankaya'da

kaynaşan;...üstelikle tedricen

Güzelim inbisar-ı aileyi

bozarak, herkes aherinkinden

Müşterek istifade etmeyi

düşünüp; zencinin firaşi için

hazır olmuş birer dekolte kelebek

kadar oynak kadınlı, erkekli

muhtelif ailâttan mali

muhtelit bezm-i vuslat akt ederek;

medenî bir nev'i Kızılbaşlık

olması için de, mum söndürmek

şöyle dursun, latîf, rengarenk

nurlar altında: Aşikâre, açık

ağuş ağuşa, çift çift yapışık,

Birbirinden hayat alıp vererek,

Kalbten kalbe sevgi sızdırarak

raks eden;... ciddi olsa, geçmişine

küfr edip, daima İlah-ı cedid

Bârgâhında dest bir sîne

yaşayan hergünde bir yeni iyd;...

Dün: Hilafetçi, Müslümancı; bugün

Bolşevik, Türkçü, diktatör, halkçı,

Kırışık, zü'l-vücûh bir müncî

Aşkının sekr ve cinnetiyle mecnun

Eski sermaye-i mefahirine,

Ölmüş insanların kemiklerine

Tükürüp, levs atıp...

....Demekse, artık ben:

Ba'dema-şahit olsun işte cihan

Yalnız müslüman ve bir insan

olarak kalmak üzere, Türklükten,

şeref ve izzetimle istifa ettim

Allah'ımın huzurunda!..

Oh, hürriyetim tamam işte!..

Ne, derûnunda gayret-i iman

ne, urukunda mevce-i heyecan,

ve ne ecdanının kanından kan

kalmayan hanedan-ı Saltanata;

Ne de bir aslı nesli na-ma'lüm,

Düşman-ı ırz ü din, cehûl ve zlüm,



şımarık, züppe, sonradan görme,

kahpe, namert, kâfiru'n-ni'me,

üste hırsız, reis-i ubaşan, ?

yaman arsız, harîs-ı servet ü şan,

Rehnûma-i seffah.seffahe,

mütecasir, laîm, küstâhe,

Nisbetim var, Hükümetu'l-lah'a

tabiim! Milletim de, İbrahim

milletinden, bunanla fahr ederim!

En büyük millet, en büyük devlet!

Eski Osmanlı Türk'ünün zaten

—Hani İslam dini üzere iken-

İlm-i halinde yer bulan memat,

buydu... Lâkin sonuncu nesl-i deni

O Nebiyyi Celîle nisbeti

Zayi etmekle kalmayıp, bir de:

Türk'e, hatta o eski Peygamber,

Bilâkis kendi müntesiblerde

diye bir başka yave söylediler:

Hezeyan hududu yok, ne diyeyim?

-İşte bizzat ruh-i İbrahim; ;

Söyle tımarhane harcı deli;

Böyle hep akıl ve nakli baltalayan,

çoğu makhur ve münderis, ehli;

Azi kahir ve müfteris hayvan

denecek kavme intisabı nasıl

red ve inkar ederse, elhasıl

Ben de aynıyla red edip Türkü,

' attım üstümden en elîm yükü...'

Tevbe ya Rabbi tevbe Türklüğüme!...

Beni Türk milletinden addetme!.

(İskeçe- 1Temmuz 1927

(Yarın,Sayı 2,29/7/1927)

 

depare isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi