Saldırıların amacı belli arkadaşlar. Açılıma köstek olmak. Açılımın en yaramadığı kişiler PKK'lılar ve onlar gibi terörden rant sağlayan insanlar. Kürtler Türkler ile aynı haklara sahip değil mi? Aslına bakarsanız ne yazık ki değil. Onların ayrı bir dili(hatta bir çok farklı dilli) ve kültürü var. Ancak bu dili ve kültürü yaşatma adına her yolları tıkalı ve yasaklı. Olayın başlangıcı çok çok eskiye dayanıyor. Bugün dile getirilmesi problemin bugün ortaya çıktığı anlamına gelmiyor. Mesele Osmanlıya dayanıyor. En azından bir MESELE haline gelmesi Osmanlı'ya dayanıyor. Osmanlı'nın Kürt eyaletlerini aşiretlerin elinden alarak merkezleştirme çabalarıyla geriliyor ortam. İsyanlar çıkıyor v.s. Cumhuriyet döneminde de kah baskı altına alınıyorlar, kah ordan oraya sürülüyorlar. Hele son dönemde PKK ile Türk Ordusu arasında kalmaları en kötü dönemleriydi sanıyorum. Kürtleri herkes bir TARAFA çekmeye çalışıyor. Osmanlı döneminde İran ile Osmanlı arasında Kürleri paylaşma çabası varmış. Şimdi de batı, orta doğu ve Türkiye arasında aynı mücadele var. Bütün problemlerin kaynağı da bu. Karşı taraftakilerin meseleyi kaşıma ve kanatma çabaları var. PKK da maşaları.

Artı pkk ile mücadele sonuna kadar süreceğini dün başbakanımız sert bir dille ifade etti

SAyın başkanım başbakanımız bu açıklamayı nerde ve nasıl yaptı kaçırmış olamlıyım.gerçi obama görüşmesi sonrası basın toplantısını sona kadar olmasada takip ettim.

Dengeler gün geçtikçe bozulmaya başlıyor.kantarın topuzu zaman zaman farklı kaçıyor.
Sağduyulu olmak şart,tahriklere her türlü kapalı ve kayıdsız kalmak elzem.Şehitlerimizin acısını sinemize atıp Rabbimizden şehadetlerinin makbul olmasını dua edicez.
Ama artık ayırt etmemiz gereken unsur açılım kürt kökenli kardeşlerimize yönelik icra ediliyor,Yani dtp ve pkk nın öcalan yönlendirmesinde hareket etmelerinden ötürü bu saat itibariyle muhatab olmadıkları tescillenmiş oldu.Bakınız muhatab alınmadıkları demiyor , akp ile muhatab olmadıkları diyorum.
Kanla beslenen nemalanan bu zihni tefessüh etmiş pkk ve dtp zaten insani, ahlaki ve en önemlisi dini değerlerden yoksun hatta dine afyon diyen bir grupsa amaçları dindar kürt kardeşlerimizi türk kardeşlerimizle birbirine kırdırmak...Amaçları bu. Bu oyuna gelmiyeceğiz.....kardeşi kardeşe kırdırmayacağız, Şunu unutmamak geek yalnız dtp grubu ,pkk ve bunların militanlığını yapanlar bu kardeş sınıfına dahil değiller.BİLMEM DEMEK İSTEDİĞİM ANLAŞILIYOR MU

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, ilçeye bağlı Sazak köyü yakınlarda teröristlerce pusuya düşürülen askerlerden

Uzman Çavuş Harun Arslanbey (Adana) ile erler
Onur Bozdemir (Adıyaman),
Kemal Pide (Ordu),
Ferit Demir (Muş),
Yakup Mutlu (Muş),
Cengiz Sarıbaş (Giresun) ve
Fatih Yonca'nın (Hatay)

şehit olduğu öğrenildi.

Saldırıda Uzman Çavuş Yusuf Öztürk ile erler Emrah Mandıralı ve Arif Temel'in yaralandığı belirtildi.

Yaralı askerlerden uzman çavuş Öztürk ile Mandıralı'nın Niksar Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındığı kaydedildi.

İşte bu hain ve menffur saldırının hangi amaç ve niyetle yapıldığını gözler önüne süren çarpıcı bir yazı.Vakit yazarı Ali Karahasanoğlunun tüyler ürpertici yazısı defalarca okunması gerekilen bir yazı...''Şahsen bende saldırının hemen ardından olayın meydana gelişi,zamanı,yeri hatta ve hatta zamanlaması üzerine derin şüpheler yaşadım.Ve kesinlikle diyorum ki,bu saldırı planlanmış bir saldırıdır,daha açıkçası demokratik açılım sürecini baltalamak,AK Parti hükümetini yıkma girişimidir''!!!

PKK-Ergenekon ortak yapım! Daha üç gün önce, iki dindar subayı, irtica gerekçesi ile TSK’dan ihraç ettik.
Alkışlar, komutanlarımıza..
Gerekçeleri ne idi?..
“Aman disiplin bozulmasın!”
Ondan öncesinde de, Albay DursunÇiçek, irtica ile ilgili andıçlar hazırlamıştı..
Onun da hedefi, YAŞ kararı ile atılan iki subay örneğinde olduğu gibi; yine irtica idi..
Generaliyle, albayıyla, “İrticaya karşı teyakkuz halinde” idik..
Ama yine baskını başka yerden yedik.
Dün Tokat-Reşadiye’de, 7 askerimizi birden şehid verdik.
Şu ayrıntıya bakın ki; irticaya karşı uyanık olmamız için, andıçlar hazırlayan, hatta hükümeti devirmek için suçlar işleyip, birilerinin üzerine yıkılması gerektiğine dair yazılar hazırlayan albayımızın ilçesi, Tokat/Reşadiye!
Şimdi insan acaba diyor!
Acaba birileri, birilerine bir mesaj mı veriyor?..
Eğer mesaj veriliyor ise, o mesajın konusu ne? Hedefi ne?
Bir başka soru: TSK şimdi ne yapacak?
Açılım bundan sonra ne olacak?
DTP’nin sonu ne olacak?
Son saldırının, tüm bu aktüel gelişmelerle bağlantısı ne oranda?
Evet, sorular üst üste..
En önemli soru da şu: “Sınırdaki saldırıları bir şekilde izah ediyorduk. Ama sınırdan kilometrelerce uzaktaki bir ilçede yaşanan bu saldırının failleri niye hemen yakalanamıyor?”
Genelkurmay’ın yaptığı açıklama şöyle: “Olayın meydana geldiği bölgeye ilave kuvvetler sevkedilmiş olup, operasyonlara devam edilmektedir.”
Biz bu açıklamayı, kaç yüz defa okuduk? Kaç yüz defa dinledik...
Sonra devamı geldi mi?
Hayır.
Unuttuk. Unutturulduk..
Hakkari’de saldırı olduğunda, hemen cevabı yapıştırıyorlar: “Bölge insanı onlarla yakın ilişki içinde. Köylerden yardım alıyorlar, izlerini kaybettiriyorlar.”
Peki, Tokat’ta nasıl oluyor bu saldırı?
Tokat’taki yerli insanlardan da mı yardım alıyorlar?
Söyleyin beyler...
Yoksa, tüm teşhisleriniz, tüm tesbitleriniz palavra mı?
Olayın arkasında derin güçler mi var?
Olayın çözümü çok basit..
Uçağımız var mı? Var!
Helikopterimiz var mı? Var!
Uydumuz var mı? Var!..
Radarımız var mı? Var!..
Tankımız da var, topumuz da..
Peki teröristler vurup, nasıl kaçabiliyorlar?!
Yok sismiş, yok bilmem ne imiş! Sis bize var da, teröriste yok mu?
Sis bizi ne kadar engelliyorsa, onları da o kadar engellemiyor mu?
Bırakın artık bu bahaneleri.. Bu işten kim sorumlu ise, çıkıp izah etsin bu olayları..
Binbaşı ise binbaşı. Albay ise albay.. Tuğgeneral ise tuğgeneral..
Kim sorumlu ise, hangi rütbeye kadar geliyorsa sorumluluk, “Benim hatam.Gerekli tedbiri alamadık” desin ve istifa etsin..
Kimse bu olayları, açılım üzerinden yorumlamaya da kalkmasın.
Açılım ile bu olayların doğru yönde değil, tam ters yönde ilgisi var!
Bu olayların faili, sadece terör örgütü ise, gerekçe niye açılım olsun ki?..
Açılım olmasaydı, bu saldırıyı yapamayacak durumda olan örgüt, açılım teşebbüsü ile ne kazandı ki; saldırı yapabilecek konuma gelsin?
“Açılım yapıyorsunuz. Biz açılım istemiyoruz.Alın size saldırı” mı diyor terör örgütü? Böyle bir şey; ancak şu ihtimalde mümkün olabilir: “Terör örgütünün derin devlet ile birlikteliğinde!”
İşte bu ihtimalde, örgüt demiş oluyor ki, “Biz derin devlet yapılanmamıza devam edeceğiz.Açılım ile falan, bu yapılanmayı sona erdiremezsiniz!”
Başka ne mânâsı olabilir bu saldırıların?..

Başbakanımız Erdoğan'ında sıklıkla üzerinde durduğu önemli bir konu ''Şehit cenazeleri gelsinde biraz daha slogan atalım derdinde olanlar var''








SAVAŞ KUŞLARINA BAKIN HELE!

DTP nin Saldırı ile ilgili yorumu bir hayli ilginç ama kendilerininde ne kadar tutarsız oldukları ayan beyan ortada!

METİN AKYÜREK / ORDU

İstihbarat kaynaklarından alınan bilgilere göre, geçen yıl Karadeniz'de ortak eylem yapma kararı alan PKK ve TİKKO, 2009 Mayıs ayından itibaren bölgeye yerleşmeye başladı. PKK'lı Celal Başkale adlı terörist öncülüğünde bölgeyi iyi bilen TİKKO militanlarının lojistik desteğiyle Tunceli üzerinden Karadeniz Bölgesi'ne gelen 24 kişilik grup, buradan 3 kola ayrılarak bölgeye dağıldı.

Giresun, Tokat ve Sivas kırsalına geçen gruplar eylem koymaya başladı. Giresun'da bulunan grubun geçen yıl Gümüşhane'nin Şiran ilçesi Karamustafa köyü Çamlık Mahallesi'ndeki evlere girerek vatandaşlardan giyecek ve yiyecek aldıktan sonra ormanlık alana kaçtığı, yine Gümüşhane'nin Şiran ilçesine 10 km mesafedeki Yeşilbük-Aksaray köyü mevkiinde 17 askeri aracın 11. sırasındaki araca silahlı taciz yaptığı ve bu olayda 3 askerin yaralandığı, Giresun'un Dereli ilçesi Kümbet Yaylası Cımbırtlık Ormanları mevkisinde bir astsubay ve bir uzman çavuşun yaralanmasıyla sonuçlanan taciz atışı gerçekleştirdiği bildirildi.

Son olarak, 7 Temmuz 2009'da Tunceli'nin Çemişgezek ilçe merkezine yapılan silahlı saldırıda Emniyet Müdürlüğü binasına yapılan roketli saldırının da PKK-TİKKO ortak eylemi olduğuna dikkat çekildi.

TERÖR ÖRGÜTLERİ KARADENİZ'DE HEZİMETE UĞRADI

1993 yılından itibaren PKK, DHKP-C ve TİKKO, Karadeniz Bölgesi'nde ortak eylem yapma kararı almış ve 'Karadeniz Birleşik Komünistler Birliği' ittifakı kurarak eylemlere girişmişlerdi. 1998 yılında PKK'nın paravan örgütü olan Türkiye Devrim Partisi'nin (TDP), Resul Kocatürk başkanlığında bölgeye gönderilen 9 kişilik ekipten 3'ü güvenlik güçlerinin ısrarlı istihbarat ve takipleri sonucu çıkan çatışmalarda öldürülürken, 3'ü sağ yakalandı, diğer 3 kişi ise bölgeyi terk ederek izini kaybettirdi.

Bölgede her zaman bir ağırlığı olan DHKP-C ise kabuğuna çekildi. DHKP-C örgütü 1994 yılında bölgeye 9 kişilik bir grup göndermiş, çıkan çatışmalarda bunlardan 6'sı ölü 3'ü sağ ele geçirilmişti. 21 Mart 2002'de Ordu'nun Ünye ilçesi kırsal alanında düzenlenen operasyonda DHKP-C'li 3 teröristin öldürülmesi, ardından 29 Eylül 2005'te Tokat'ın Yağmurlu beldesinde örgütün bölge liderleri Sebahattin Yavuz ile Songül Koçyiğit'in öldürülmeleri üzerine örgüt sessizliğe büründü.

TKPML-TİKKO ise 1990'lı yılların ikinci yarısından itibaren bölgede PKK ile ortak eylemler yaptı. 26 Mayıs 1997'de Tokat Kurtuluş Un Fabrikası'nı TİKKO desteğinde basan bir grup PKK'lı 3 kişiyi öldürdü. 4 Ocak 1999'da Tokat'ın Almus ilçesinde güvenlik güçleriyle PKK'lı teröristler arasında çıkan çatışmada 1 terörist ölü ele geçirildi. 10 Mart 1999'da Tokat kırsalında yaşanan çatışmada TİKKO örgütünün üst düzey üç yöneticisi ölü olarak ele geçirildi.

19 Haziran 2002'de Ordu'nun Mesudiye ilçesi kırsal alanında güvenlik güçleri ile TİKKO üyesi teröristler arasında çatışma çıktı. Teröristler, ormanlık alana kaçarak izlerini kaybettirirken, teröristlere ait silah ve cephane ele geçirildi.

Hain saldırı ile ilgili öne çıkan manşetler;

AKŞAM



BUGÜN




TARAF