AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 04-14-2009, 13:18   #1
Kullanıcı Adı
Jurnal
Standart TSK din karşıtı değilmiş!
Harb Akademileri'nde bir değerlendirme konuşması yapan Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, entik siyaset, terörle mücadele, laiklik ve TSK-din ilişkisi üzerinde uzun bir konuşma yaptı. TSK-sivil ilişkileri üzerinde yaptığı konuşmada Başbuğ, din karşıtı bir kurum olmadıklarını ısrarla vurguladı ama unuttuğu bazı şeyler vardı... YAŞ kararları ve en son ilahi okuyan çocuklara yönelik 27 Nisan e-muhtırası...


Anayasa'nın 24. maddesini işaret ederek Türkiye'de yaşayan herkesin dinini özgürce yaşadığını öne süren Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, bu bağlamda bazı cevaamtlerin varlığından ve insanların bu cemaatlere üye olması ya da ilgi göstermesinden duyduğu rahatsızlığı da dile getirdi.

Bazı cemaatlerin TSK'yi yıpratmak için büyük çaba sarfettiğini öne süren Başbuğ, konuşmasının genelinde yine Laiklik vurgusu yaptı.

YAŞ kararlarını ve 27 Nisan e-muhtırasını unutan Başbuğ'un, "Bazıları TSK'yi din karşıtı gösterme çabası içindedir" sözleri dikkat çekti. Başbuğ'un sivil asker ilişkisini akademik bir çarçevede ele alması ve seçtiği örnekler TSK'nin siyasetten uzak duramayacağının da göstergesi oldu. İşte o konuşma:

"TSK DİN KARŞITI DEĞİL"

-Toplumun özellikle mütedeyyin kesimlerini etkilemek amacıyla TSK'yı din karşıtı gösterme mücadelesi var. Toplum bu propagandaya itibar etmemektedir. Ordusunu sevmekte ve güvenmektedir. Çünkü bu asker Türk milletinin bizatihi kendisidir. Kim ne derse desin Türk milletinin ordusu halktır.

-Biz TSK personelinin bırakın sorgulanması etnik kökeni, siyasi görüşü ve mezhep farklarının sorgulanmasını, böyle bir şeyi TSK içindeki en büyük tehdit olarak görüyoruz. Milli olma vasfını kaybederseniz her şeyinizi kaybedersiniz.

-Laiklik ilke, kuruluş felsefesinin temellerinden bir tanesidir. Anayasa'nın başlangıcı ile diğer maddelerinde tanımlanmıştır. Siyasal yönetimin demokrasi olması son derece doğaldır. Çünkü modern bir devlet ancak demokrasi ile mümkündür. Bu nedenle demokrasi de cumhuriyetin temel ilkelerinden bir tanesidir. Buna rağmen halen ortak bir tanım yoktur, demokrasinin olmazsa olmaz koşulları üzerinde fikir birliğine varılması çok önemli.

-Bu çerçevede, kuvvetler ayrılığı, yargının bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, çoğulculuk, artık 21. yy demokrasinin temel niteliği, temel hak ve özgürlüklerin çoğunluğa karşı güvenceye alınması... Önemli olan düşüncelerimizi medeni ortamda tartışabilme hakkıdır. Demokrasinin çok önemli bir kuralı fırsat eşitliği, haklar ama aynı zamanda da sorumluluklark getirmesidir. TSK Cumhuriyetin temel niteliklerinden birini oluşturan demokrasi rejimine bağlıdır ve saygılıdır. Laiklikle de çok iyi ilişkileri olduğu görülmektedir. Laik düzen Türk demokrasisizin gelişmesinde ana itici olmuştur.

"EGEMENLİK KUTSALDA DEĞİL MİLLETTEDİR"

-Laiklik egemenlik sorununu da çözmüştür. Egemenliğin kutsalda değil de millette olmasını sağlayan laikliktir. Geçmişten bugüne kadar bazı laiklik karşıtı hareketlerle de karşılaşıldığı bir gerçektir. Bu hareketlerin farklı boyutlarının olduğu unutulmamalıdır. Laiklik karşıtı hareketlere demokrasi ve yasalar çerçevesinde daha etkin cevap verebilmek için bu olayların tanımlanması gerekmektedir.

-Öncelik insandır. İnsanların inandığı değerlerin anlaşıylası da önemli. Bunun içinde inançlar sistemi de var. Dinin ortak bir duyarlılık yaratması bakımından önemi inkar edilemez. Yanlış olan, dinin toplumsal davranışı ve sosyal düzeni belirleyen bir sistematik olarak düşünülmesi ve kabul edilmesi. Bize göre.

-Buradan bütün insanların düşüncelerinin toptancı bir anlayışla aynı kefeye konması. Atatürk, din gerekli bir kurumdur. dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur. Ama din Allah ile kul arasındaki bağdır diyor. Amaca ve eyleme dayalı bağnaz hareketlere asla meydan vermeyiz diyor. Bu düşünceler cumhuriyetin sağlıklı işlemesi için dini alanın nasıl sınırlanması gerektiğine işaret ediyor.

"ŞEHİTLİK VE GAZİLİK KUTSALIMIZDIR"

-Askerlik moral değerlere önem vermeyi gerektiriyor. Bu açıdan ordunun halkımızın değerlerine saygı duymaması düşünülemez. TSK binlerce evladını şehit vermiştir. Bizim için şehitlik ve gazilik kutsaldır. Halkın arasındaki en yaygın kanaatlerdoen biri de Peygamber Ocağı fikridir. Ordumuz hiç bir zaman dine karşı olmamıştır. Biz dinin araç olarak kullanılmasına karşıyız.

-Laikliğin din karşıtı olduğunun ve TSK'nin din karşıtı gibi söylenmesi Atütürk ve onun ordusuna karşı yapılabilecek en büyük sorumsuzluk ve haksızlıktır.

"CEMAATLEŞME YAPILANMALARI ARTIYOR"

-Günümüzde de sosyal gruplaşmaların ve din eksenli bazı cemaatleşme yapılanmasının gittikçe artmasına neden olmuştur. Önce örgütlenme, sosyo politik örgütlenme, dine dayalı sosyal devlet oluşturma çabası. İşte sorun burada. Sorun dinin kendi amaçları doğrultusunda kullanılması. Bunların varlığı bu konuda söz söylemekten henüz uzat tutmaya yetmiyor.

-Bugün bazı din eksenli cematler kendilerini politik alanda göstermek istemekte ve güçlü olduklarına inanmaktadırlar. Ancak bu yanıltıcıdır. İşte bu tip cemaatler kendileri için en büyük nedef olarak TSK'yı görmektedirler. Bunlara karşı hukuk devleti kapsamında TSK'nin tepkisiz ve etkisiz kalacağını düşünmek ise büyük bir yanlıştır.

"24. MADDE DURURKEN..."

-Anayasamızın 24. maddesine baktığımız zaman herkese din vicdan hürriyeti sağlanmamış mı, bazı kısıtlamalar dışında. Bütün bunlara rağmen bu konularda hürriyetlerin englelendiğini söylemek ne kadar doğru. Kısmen de olsa devletin yönetiminin din kurallarına dayandırılamayacağını söylemiyor mu anayasa. Herkes 24 maddeye uygun davransa hiç sorun kalmaz.

-Anayasa'nın 24. maddesinde açıkça bilirtilmesine rağmen dinin kısmen bazı alanları düzenlemesi kabul edilebilir mi? Bu kapsamda bazı cemaatleri nereye koyacaksınız. Önemli olan dini kutsalların istismar edilmesi değil mi? Dinin bir araç olarak kullanılmasının engellenmesi önemli değil mi? Modern toplumlarda bireyler bir cemaat üyesi değil toplumun bir ferdi olarak yaşamak istemiyor mu? -İnsanların iman ve dini inançlarını siz hangi hakla değerlendirerek inanan inanmayan olarak ayırıyorsunuz. Bu aslında dinimize karşı en büyük saldırı. Böyle bölünmelerle nereye gideceğiz.

-Türkiye anayasamızda açıkça belirtildiği gibi devletimiz laik ve demokratik bir devlettir. Bu nitelikler Türkiye'ye özgün bir karakter kazandıran niteliklerdir. Bunların yıpratılmaması herkese düşen görevdir. Atatürkçü düşünce sistemi ne yapılmasını anlatan bir ideoloji değildir; akıla ve bilime dayanakak nasıl karar verileceğini gösteren bir dünya görüşüdür.


habervaktim

 

Jurnal isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




boşanma avukatı webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım