![]() |
#1 |
![]() AKP yalakalığı iddiaları üzerine...
Seçimden sonra pek bir AKP’li gördük sizi, şeklinde mektuplar alıyorum. Bazı köşe yazarları aynı şekilde durumu “iktidar yalakalığı” olarak yorumluyor. (Yalakalık etsem ne olacaksa!?.. Sanki TMSF’de medyalarım, bilmem nerede bekleyen ihalelerim var.. ) Ben AKP’li veya AKP yandaşı değilim. CHP’li de değilim, MHP’li de değilim. Benim ilgilendiğim politik partiler değil. AKP ne demiş, MHP’nin politikası neymiş ilgilenmiyorum. Beni halk ilgilendiriyor. Yakındaki komşum ilgilendiriyor, uzaktaki kardeşim ilgilendiriyor, orta mesafedeki meslektaşım ilgilendiriyor. Kim kime ne yapıyor da sonuçlar böyle, beni ilgilendiren bu. Bir kere bile bir siyasi şahsiyetin adını anmayışım bundandır. Ben “benim milletim ne eylerse iyi eyler” kafasında bir halk aşığı falan da değilim. Ama halk düşmanı da değilim. Ne toptan severim ne de toptan nefret ederim. Hani milletimin kızdığım ve sevdiğim taraflarını teraziye koymaya kalksam kızdığım tarafları ağır bile basabilir. Taaaa başından beri, yani siyasi (veya ne haltsa) yazılarımın ilki olan “Kim gafil kim cahil” yazımdan (seçimden üç ay önce falan yazmıştım) beri demek istediğim çok basit: Bu halka “temizlenmesi gerekenler”, “temizlenmesi gerekmeyenler” gözüyle bakamazsınız. Sevseniz de sevmeseniz de kendinizden farklı düşünen, farklı davranan, farklı giyinen insanları kabul etmek zorundayız. Kapalısı açığı, açığı kapalısını memleketin “sade” bir gerçeği olarak kabul edecek. Nokta! Buna mecbursunuz. Karşı tarafı “bizim hayat stilimizi yok etmeye çalışıyorlar” diye suçlarken bir dönüp kendinize bakın: SİZ NE YAPIYORSUNUZ? Siz ne kadar müdahale ediyor, karışıyor, eleştiriyorsunuz?.. Bir bakın, bir düşünün dedim, demeye çalıştım. Ve daha da önemlisi kapalılar ve açıklar düşündüğüz kadar farklı insanlar değil demeye çalıştım. Ne açıklar sabah akşam sevişen, içki içen sapıklardır ne de kapalılar sabah akşam ibadet eden moronlardır. En az zıt yönlerimiz kadar ortak yönlerimiz var.. dedim.. demeye çalıştım.. Daha geçen gün mahallemizin terzisi Mürsel Ağbi’nin evine yemeğe davetliydik. Biz Arnavutköylüler derneği olarak. Uzun zamandır bu kadar güzel bir rakı sofrası görmemiştim. Sofrada olmayan şey yok. Her tür meze, her tür salata, her tür et ve her tür içki. Ve bütün bunları bize kim hazırlamıştı biliyor musunuz? Mürsel Ağbi’nin başörtülü hanımı. Son derece hoş, son derece zeki, son derece kültürlü bir hanımdı. Dedim ki bir ara dayanamayıp: “Ev sahibemiz eminim ki hayatında hiç içki içmedi ama bizi misafir edebiliyor, bizimle oturuyor, bizimle sohbet ediyor. İşte bunun için ekstra mutluyum burada olmaktan. Türkiye işte budur.” Benim soframda entel ablalar kadar kapalı insanlar da oldu. “Hürriyet” sofrası değildi yani. Sülalem bu anlamda karmakarışık bir sülaledir. Başı kapalı olup ölesiye CHP’li olanlar, başı açık olup ölesiye AP’li olanlar (benim çocukluğumda AP vardı) bir aradaydı ve biz hep birada hem yeri geldi iftar açtık yeri geldi rakı sofrası kurduk. (Hepsi de “terlikliydi” bu arada. Hani varsa bir önemi aman atlanmasın..) Başı kapalı bir kız hiçbir zaman en yakın arkadaşım olmadı. Karşılıklı ağır ön yargılarımız nedeniyle tahmin ediyorum böyle bir arkadaşlığı kimse zorlamadı. Fakat görüyorum. Sokaklarda beraber yürüyorlar, beraber gülüşüp beraber kızıyorlar. Hoşuma gidiyor. Öte yandan benim iş yerimde tek bir örtülü kızın olmayışı garibime gidiyor. Apartmanımda var, sokağımda var, üniversitemde peruklu veya şapkalı olarak var ama gazetemde yok! Ne benim gazetemde ne de başkasının gazetesinde. Yedi gazete değiştirdim bugüne kadar hiçbirinde yoktu. Bankalarda var mıdır? Yok. Borsada var mıdır? Yok. Reklam ajanslarında var mıdır? Yok. Migros’ta, Tansaş’ta var mıdır? Yok. Kasiyer olarak da mı propaganda yapacaklar yani? Ve bizler, “kadın özgürlüğü”nü savunan ilericiler, bunu çok normal buluyoruz. Belediye’de de olmasınlar, İslamcı sermayede de olmasınlar, tatil köylerinde de olmasınlar diyoruz. Bu çok acayip bir şey değil mi? Hatta çok çok acayip bir şey değil mi? Ekmek parasından söz ediyoruz, beyler hanımlar, ideolojiden değil! Bugün başınızı kapatsanız elinizdeki CV ile benzer işinizi bulabilir misiniz bir düşünün.. Benzer iş, benzer maaş, benzer saygınlık.. Sözünü etmeye çalıştığım işte buydu. Hadisesin insan ve özellikle kadın boyutundan. Halk aşıklığı, iktidar yalakalığı falan değil. [email protected]
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|