01-18-2009, 01:43 | #1 |
Tuncay Güney’e ‘meczup’ diyeceğinize, cevap verin! || Ali Karahasanoğlu -- Vakit
Ergenekon davasının kilit ismi olarak tanıtılan Tuncay Güney’in TRT 2’deki konuşması sonrasında, malûm kesimler, hep birlikte saldırıya geçtiler..
CHP’sinden tutun, emekli generallerine kadar.. Kartel yazarlarından tutun, emekli savcılarına kadar hepsi, tek noktadan atış yapıyorlar: “Bu adam delidir!” Suçlamaların tek merkezden yönetildiği anlaşılmasın diye, bazıları ifadeyi biraz değiştiriyor: “Bu adam meczuptur!” Biraz daha değiştirme ihtiyacı hissedenler de çıkıyor: “Bu anlatılanlar hokkabazlık!” Genelkurmay Başkanlığı da yapmış emekli bir generalin değerlendirmesi ise, tam evlere şenlik: “Bu adam bunamış!” Sanki adamla kırk yıllık arkadaşmış da, şimdiki halini yorumluyor: “Bunamış!” Niye bu tek taraflı suçlamalar? Adam çıkmış, sizler hakkında bazı somut iddialarda bulunuyor.. Siz de çıkın, o somut iddialara karşı somut cevaplar verin.. Somut cevaplar verin ki; halk da bu iddia ve cevapları karşılaştırarak değerlendirmesini yapsın: “Bu adam delidir” diye.. Veya “Bu adam meczuptur” diye.. Adamın isnatlarına tek cevap yok.. Karalama ise dört koldan.. Adam diyor ki; “Ertuğrul Özkök, solcu marjinal dergilerden Halkın Kurtuluşu dergisinin, Ilıcakların matbaasında basılması için aracı oldu. Kâğıt tedariki sağladı..” Ertuğrul Bey de çıkıp, açıklama yapması lazım.. “Ben bu dergiyi bilmiyorum. Kimseye kâğıt tedariki de yapmadım, aracı da olmadım.. Ilıcaklarda dergi baskısı işinden, haberim yoktur!” Buyursun, söylesin Sayın Özkök.. Bu cevabı veremiyor, hemen karalama yapıyor: “Bu adam meczup!” Sen iddiaya cevap versene be adam.. Tuncay Güney, iddialarına devam ediyor, Aydın Doğan’ın da içinde bulunduğunu imâ ettiği işadamlarının, Veli Küçük’e brifing verdiklerini söylüyor.. Böyle bir iddia karşısında ne yapılmalı? Aydın Doğan mı çıkar açıklar, damadı mı, yoksa kızları mı bilemem.. Ama birisi çıkar ve “Biz Veli Küçük ile hiçbir ortamda bir araya gelmedik.Telefonda da konuşmadık. Brifingde de bulunmadık” der, ondan sonra da biz iddia sahibinin “deli”liği konusunda kendi kararımızı veririz. Başka ne diyor, Tuncay Güney? “Sabancı suikastını, Çatlı organize etti. Çatlı, İETT garajından eylemi yönetti. Fehriye Erdal, Susurluk kazasında Çatlı ile birlikte ölen Emniyet Müdürü HüseyinKocadağ’ın referansı ile Sabancı’da işe başladı. Dolayısı ile eylem, Susurluk kazasında ölen iki kişinin organizesi idi!” Bu iddiaya karşı “Bu adam bunamış” diye mi cevap verilir? Çıkar Sabancı ailesinden birisi, “Hayır, iddia doğru değil. Biz, eylemi kimin yönettiğini bilemeyiz. Ama, Fehriye Erdal’ın işe girmesinde, HüseyinKocadağ’ın bir etkisi olmamıştır. Çünkü Fehriye Erdal, şu imtihanı kazanarak / şu referansla işe girmiştir. Aileden hiç kimse de, Hüseyin Kocadağ’ı tanımaz zaten!” Söylersiniz, ondan sonra da halk kararını verir: “Tuncay Güney meczuptur!” Ama adamın söylediklerini, somut cevaplarla karşılaşamıyorsanız, oturduğunuz yerden niye suçluyorsunuz? Adam diyor ki; “MahirKaynak, MİT’te çalıştığı deşifre olmasaydı, şimdi bir sol partinin başında olacaktı.. Kaynak deşifre oldu.. Şimdi siyasi parti başkanlığı yapamıyor.Ama başkaları, devlette çalıştığı halde deşifre olmadıkları için, şimdi siyasi parti başkanlığı yapıyor.” Buyurun cevap verin. Mahir Kaynak benzetmesi yanlış mı? Kaynak, bir sol grubun içine sızmış, devlet görevlisi değil miydi? Bugün çarşaf açılımı ile düne kadar izlediği politikayı tümüyle reddeden siyasi parti genel başkanının hareketini, “muamma” olarak gören, bu konuda yorumda bulunup, “açılım”ın arka planının tam olarak aydınlatılmadığını söyleyen birçok gazeteci yok mu bugün? Birçok gazeteci “Devletten istek geldi, açılım yapıldı” yorumunda bulunmuyor mu? Dolayısıyla, TuncayGüney’in açıklamalarının da, bu pencereden bir daha derinlemesine analiz edilmesi gerekirken, niye hemen saldırıya geçiliyor? Verin cevabınızı.. Bilelim kimdir meczup.. Bilelim, kimlerdir derin ilişkilerde olanlar?
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|