AK Gençliğin Buluşma Noktası
AK Gençliğin Ödev Arşivi AK gençliğin ödev paylaşımları ve ödevler hakkındaki değerlendirmeleri/yorumları.


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 03-04-2009, 22:59   #31
Kullanıcı Adı
Sezgin6556
Standart
ALTIN ORDU (1227-1502)



Altın Orda Hanları, Cengiz Han'ın büyük oğlu Cuci neslindendir. Deşt-i Kıpçak'ın idaresini üstlenen Cuci'nin 1227 yılında ölmesi üzerine, on sekiz oğlundan en büyüğü olan Orda ile ikinci oğlu Batu, dedeleri Cengiz Han'ın yanına giderek han olmak istemişlerdi. Cengiz Han, orda adı verilen iki karargâhtan (otağ), altın aksamlı Ak-Orda'yı Batu'ya, gümüş aksamlı Gök-Orda'yı Orda'ya kurdurdu. Böylece ikinci oğul Batu'yu, babası Cuci'den sonra hanlık makamı için tercih etmiş oluyordu. Ak-orda veya Altın-orda adıyla Batu Han, Doğu Avrupa'ya kadar bütün Deşt-i Kıpçak'ın hâkimi olurken, kendisine bağlanan ağabeyi Orda, Gök-orda adıyla, İtil'den İrtiş'e kadar olan devletin doğudaki topraklarını yönetmekteydi. Devletin Başkenti Saray şehri idi. Bu olaydan sonra Batu, Sayın Han; Orda ise İçen Han lakapları ile anılacaklardır. Batu'dan sonra başa geçen kardeşi Berke, İslâmiyetî kabul eden ilk Altın-Orda hanıdır ve devlet en parlak dönemini onunla yaşamıştır. (1256-1266). Özbek Han(1313-1340), zamanında ise İslâmiyet resmî din olarak kabul edilmiş ve zaten ordu ve halkının hemen tamamı Türk olan Altınorda Devleti tam bir Müslüman-Türk devleti hüviyetine bürünmüştür. Aynı dönemde devletin doğu kanadı olan Gök-Orda sülâlesi ortadan kaldırılarak devlet merkezileşmiştir. Fakat 1369 yılından sonra Cuci'nin diğer oğulları; Toğay-Timur ve Şiban neslinden gelenler güç kazanmışlardır. Toğay-Timur nesli, Altın-orda hanlık makamını ele geçirirken, Şiban neslinden gelenler de Batı Sibirya'da hükümran olmuşlardır.

Toktamış Han zamanında (1379-1396) Timur'un darbesi ile sarsılan Altın-Orda Devleti, Küçük Muhammed Han zamanında (1427-1440 ); Altın-Orda devleti bölünmeye başlamış ve nihayet, Şeyh Ahmet Han (1481-1502 ) ile birlikte devlet tamamen ortadan kalkmıştır. Altın-Orda Devleti'nin zayıflayıp, yıkılmasıyla hâkim olduğu sahalarda yeni hanlıklar kurulmuştur.


KIRIM HANLIĞI (1441-1783)

Kırım ve civarı, Batu Han'ın kardeşi Togay-Timur neslinden gelen beylerin idaresinde idi. Timur'un Altın-Orda'yı arçalamasıyla Togay-Timur neslinden Hacı Giray Han, adına para bastırarak(1441) hanlığı kurmuş ve Bahçesaray'ı başkent yapmıştır. Hacı-Giray Han'ın 25 yıllık hâkimiyetinin ardından ölümüyle, oğulları arasında taht kavgaları başlamış ve Nur Devlet ile Mengli Giray fetret devrinde birbirleriyle mücadele etmişlerdir.

Kırım ileri gelenleri bu mücadeleyi önlemek için Osmanlılardan yardım isteyince, Fatih, Gedik Ahmet Paşa komutasındaki donanmayı Kırım'a göndermiş, Kefe ile Azak, Ceneviz ve Venediklerden kurtarılmıştır.(1475) Mengli Giray 1478 yılında hanlığa getirilerek Kırım Hanlığı Osmanlı himayesine alınmıştır. 300 yıl süren bu beraberlik, 1783'de Kırım'ın Ruslar tarafından ilhak edilmesiyle son bulmuştur.

EJDERHAN HANLIĞI (Astrahan veya Hacı Tarhan Hanlığı) (1466-1556)

Altın-Orda hanlarından Küçük Muhammed'in torunu Kasım Han tarafından 1466 yılında kurulmuştur. Adını başkentleri olan Hazar kıyısındaki Ejderhan'dan alır. Don-itil-Kuban ırmakları arasındaki ticaretin yoğun olduğu bölgede kurulmasına rağmen askerî ve siyasî güce sahip olamadıkları için hanlık 1556'da Rusya tarafından işgal edilmiştir.
Sezgin6556 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-04-2009, 22:59   #32
Kullanıcı Adı
Sezgin6556
Standart
KAZAN HANLIĞI (1437-1552)

Hanlık, Batu Han'ın kardeşi Togay-Timur'un neslinden Uluğ-Muhammed tarafından kurulmuştur. (1437). Hanlık, Kazan merkez olmak üzere, İtil Bulgar Devletinin de merkezi olan Kazan şehri hanlığa ismini vermiştir. Mahmud Han (1445-1461)'dan sonra iç çekişmeler ve Rus baskısının artması, hanlığın sonunu hazırlamıştır. 1521'de kısa bir süre için Kırım Hanlığı'na bağlanan Kazan Hanlığı, Rus tehlikesine karşı Osmanlılar tarafından himaye edilmişse de, IV. İvan, hanlığı 1552'de ele geçirmiştir.


KASIM HANLIĞI (1445-1681)

Kazan Hanlığı'nın kurucusu Uluğ Muhammed Han, 1445 tarihinde esir aldığı Rus knezini bırakmak şartıyla Oka ırmağı üzerindeki Gorodets şehri ve etrafının, oğlu Kasım Han'ın idaresinde bırakılmasını Ruslara kabul ettirmiş(1445), bu tarihten sonra hanlık Kasım Han'ın adıyla anılmaya başlamıştır.

Moskova Knezliği'ni kontrol altında tutmak amacıyla Kazan Hanlığı'na Kasım Hanı Şah Ali'nin kardeşi Can Ali getirilmiştir. Kasım Hanlığı da 1552 yılında bütünüyle Rus nüfuzu altına düşmüş, ancak hanlık 1681 yılına kadar şeklen devam etmiştir.


SİBİR HANLIĞI (Küçüm Hanlığı)

Altın-Orda Devleti'nin parçalanmasından sonra kurulan Sibir Hanlığı'nın bilinen ilk hükümdarı Mamık oğlu Tabuga'dır. Hanlık, bugünkü Moğolistan'ın kuzeyinden Sibirya'ya kadar uzanan bir bölgeyi içine almakta, ahalisinin büyük çoğunluğu Kırgız, Yakut ve Kıpçak Türklerinden oluşmaktaydı. Hanlığın merkezi önce Tümen şehri ve sonra Sibir olmuştur. Hanlık, Rus ilerleyişi karşısında Yadigar Han zamanında Çar İvân'ın hâkimiyetini tanımak zorunda kalmıştır (1555). Bunun üzerine Altın-Orda hükümdarı Ahmed Han 'ın torunu Küçüm Han, Yadigar Hanı yenerek Sibir Hanlığı'nın başına geçmiştir(1563). Bu sebeple hanlık, Küçüm Hanlığı diye de bilinmektedir. Bölgede İslâmiyet'i yayan Küçüm Han, önceleri Ruslara karşı başarılı olduysa da, âteşli silahlarla Sibir'e giren Rus ordularını sürekli daha kalabalık ve âteşli silahlarla mücehhez kuvvetlerle ileri hareketlerine devam eden Ruslar, Küçüm Han'ın ölümünden sonra (1598) hanlığı ele geçirmişlerdir.


NOGAY HANLIĞI

Hanlığa adını veren Nogay, Altın-Orda Devleti'nin önemli komutanlarından biridir. 1259-1299 yılları arasında, devlet üzerinde söz sahibi olmuş olan Nogay, Altı-Orda Hanı Tokta ile anlaşmazlığa düşmesi sebebiyle giriştiği mücadelede yenilerek öldürülmüştür fakat emrinde bulunan ve onun adıyla anılan boylar, Altın-Orda'nın parçalanması üzerine Nogay Hanlığı'nı kurmuşlardır. Hanlığın başkenti, Yayık ırmağı deltasındaki Saraycık şehri idi. Ahalisi içerisinde, çoğunluğu oluşturan Kırgız, Kıpçak Türkleri yanında Türkleşmiş Moğol kabilesi Mangıtlar da bulunuyordu. Rusların Kazan Hanlığı'nı ele geçirmesiyle Nogaylar, bir kaç kısma ayrılmışlardır. bunlardan bir kısmı Büyük Nogay Ordası adı altında Rus hâkimiyetini tanımışlardır (1557). Dağınık olarak yaşayan diğer Nogayların önemli bir kısmı daha sonra Anadolu'ya göç ederek burada yerleştirilmişlerdir.
Sezgin6556 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-04-2009, 22:59   #33
Kullanıcı Adı
Sezgin6556
Standart
ÇAĞATAYLAR (1227-1370)

Cengiz'in ölümünden sonra oğlu Çağatay Han adına Beşbalıg'dan Ceyhun'a uzanan Türkistan'ın tamamını içine alacak şekilde Çağatay Hanlığı kurulmuştur. Çağatay Hanlığı'nın en parlak dönemi, otuz yıllık istikrarlı bir yönetim gösteren Duva Han ( 1277-1307) dönemidir. Duva Han'dan sonra gelen hanlar döneminde yine devletin kuruluşundan beri süregelen meseleler devam edecektir. Mübarek Şah (1251-1261) Müslüman olan ilk Çağatay hanıdır. Kazan Timur Halilullah Han (1340- 1345)'dan sonra Çağataylılar içinde Müslüman olmayan kalmayacaktır. Başkentin Maveraünnehir 'de Karşı şehrine nakledilmesinden sonra idarede İslâm tesiri iyice artmıştır. Kazan Timur'un ölümünden sonra (1345) devletin dizginleri emirlerin eline geçmiştir. Böylece merkezin gücü büsbütün zayıflamış, başta Çağatay soyundan bir han bulunmakla beraber emirler bunları istedikleri gibi yönlendirmişlerdir. Tuğluk-Timur Han'ın zamanında, hanlık bir ara kendini toparlar gibi olmuşsa da bu durum Timur'un devletini kurmasına kadar (1370) devam etmiştir . Türkistan' da konuşulan dil Çağatay Hanlığı ile ilgili olarak Çağatay Türkçesi diye anılmaktadır.

TİMUR İMPARATORLUĞU

Babası Barlas kabilesi lideri Turgay olan Timur, 1336'da Semerkant yakınlarında Keş (Yeşil Şehir)'de doğmuştur. Timur'un ortaya çıktığı tarihlerde, Çağatay Hanlığı sarsıntı geçirmekte idi. Otorite boşluğundan faydalanan, Cengiz hanedanından olmayan emirler, Çağatay hanlığı içerisinde idareyi ele alarak nüfuzlarını artırmaktaydı. Nitekim 1360 yılından itibaren adından söz edilmeye başlayan Timur, önce Emir Hüseyin ile 1370 yılından itibaren de tek başına Maveraünnehir'de hâkimiyet kurmuştur. Bu dönemde girdiği bir savaşta ayağının sakat kalması sebebiyle tarihlerde Aksak Timur (Timurleng) diye anılacak olan Timur, Cengiz soyundan gelmediği için emir unvanını kullanmıştır.

Emir Timur, 1370-1405 yılları arasında yaptığı seferlerle, Harezm, Doğu Türkistan, İran, Azerbaycan, Hindistan Delhi Sultanlığı, Irak, Suriye, Altın Orda Hanlığı ve Osmanlı Devleti'nin de içinde bulunduğu muazzam büyüklükteki topraklara hâkim olmuştur. Onun fetihleri, sonuçları açısından, Türk Tarihini derinden etkilemiştir. Meselâ, Altınorda Hanı Toktamış üzerine düzenlediği seferler (1391/8) Altınorda Devleti'nin çöküşüne ve yerine bölge hanlıklarının kurulmasına sebep olurken, Moskova Knezlerinin güçlenmesini de beraberinde getirmiştir. Böylece, XVI. yüzyıldan itibaren Rusya'nın Kafkaslar ve Deşt-i Kıpçak'a doğru yayılması söz konusu olacaktır.

Ancak Timur'un Türkistan'a hâkim olması aynı zamanda Özbek, Kazak ve Türkmenlerin günümüze kadar ulaşacak olan tarihlerinin de mihengi noktasını teşkil eder. 1398/99'da Hindistan Delhi Sultanlığına düzenlediği sefer de bölgedeki siyasî ve kültürel yapının değişmesine sebep olmuştur. Ancak Timur'un 1402 Ankara Savaşı ile Yıldırım Bayezid'i yenip, Anadolu'yu ele geçirmesi, Osmanlı tarihinde unutulmaz bir yer tutar. Bu olayla, Anadolu'daki Türk birliği sarsılmış, beylikler yeniden canlanmış ve "Fetret Devri" dediğimiz taht mücadeleleri Osmanlı Ddevleti'nin yıpratmıştır. Ülkesindeki karışıklıklar sebebiyle Anadolu'da fazla kalamayan Timur, Çin seferine giderken yolda hastalanarak ölmüştür (1405). Timur'un ölümünden hemen sonra devlet oğlu ve torunları arasında paylaşılmıştır. Buna göre; Torunu Muhammed başkent Semerkant' ta tahta çıkarken, diğer torunları Pir Muhammed ile İskender İran' da, 3. oğlu Miranşah Bağdat ve Azerbaycan'da, en küçük oğlu Şahruh ise Horasan'da yerleşmişlerdir.

Timurlular adı verilen bunlar arasında Şahruh, Maveraünnehir bölgesini de ele geçirerek, Herat şehri merkez olmak üzere devletini kurdu. Ardından İran ve Azerbaycan'ı da hâkimiyetine alan Şahruh dönemi (1407-1447), Türkistan'da parlak bir kültür hayatının başlangıcı olmuştur. Şahruh'un ölümü üzerine, tahta büyük bir alim ve astronom olan oğlu Uluğ Beğ geçti. Onun iki yıllık saltanatı mücadeleler içinde geçmiş ve oğlu tarafından öldürülünce ülke dahilinde büyük karışıklıklar çıkmıştır.

Nitekim Miranşah'ın torunu Ebu Said'in Akkoyunlu Uzun Hasan'a yenilmesiyle (1469) Horasan'ın batısında kalan bütün topraklar Akkoyunluların eline geçti. Timurlulardan yalnız Hüseyin Baykara (1469-1506) Horasan'da tutunabilmiştir. Başkenti Herat, Türk tarihinde sayılı kültür merkezlerinden biri oldu. Ünlü Türk şair ve ilim adamı Ali Şir Nevai burada yetişmiştir. Baykara'nın oğlu Bediüzzaman'ın hükümdarlığı zamanında, Özbek hükümdarı, Şibani Muhammed Han'ın başkent Herat'ı ele geçirmesi( 1507), Timurluların sonu oldu. Timurlulardan Babür Türkistan'da başarılı olamayınca, Hindistan'a giderek (1519) Türk-Hind İmparatorluğu'nu kurmuştur.
Sezgin6556 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




boşanma avukatı webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım